BU CHP,ARTIK BİLDİĞİMİZ CHP DEĞİL !!!
Umudunu (yenileştirme) operasyonundan önce CHP’ye bağlamış olan
Yurtseverlerin Umudunu yine CHP yok etti.
Bu günlerde (Y)CHP’ye karşı başlatılmış olan ağır eleştirilerin temelinde CHP yönetim ve Milletvekillerinin özeleştiri yaparak, Ülkemizin içine sürüklenmiş olduğu derin karmaşa ve hergün ödenmekte olan ağır bedellerden Türkiye’yi selamete götürecek olan çıkış yollarını bulmaları isteği vardır.Aslında bu ağır eleştiriler bizim de yüreğimizi acıtmakta ve kendi bedenine kama saplayan kişilerin duyduğu acı duygusunu vermektedir.
Küresel emperyalizm – cemaaat ve işbirlikçilerin emperyalist politikalarıyla Türkiye hızla dönüştürülürken,Mustafa Kemal’in partisinin de kılıf değiştirerek bu karşı devrimci ve bölücü yapının bir parçası olması trajik bir görüntüdür.
YCHP, BÖLÜCÜ KÜRTÇÜLÜĞE-YEREL YÖNETİMLERİN ÖZERKLİĞİNE- EĞİTİMDE KÜRTÇE DİLİNİN KULLANILMASINA yeşil ışık yakarken,Türkiye’yi bölecek ve federatif yönetimi getirecek olan YENİ ANAYASA yapımına da destek ve katkı sunuyor.
Bunlar yetmezmiş gibi şimdi de önce CHP milletvekilleri,sonra Gen.Başkan Kılıçdaroğlu,şimdi de Eski Gen.Başkan Baykal, eğitimi dinselleştiren,yeşil kuşaklar yetiştiren okulların öğrencilerinin katıldığı Türkçe Olimpiyatların kurgulayıcısı Fetullah Gülen’e saygı ve şükranlarını gönderiyorlar.
Yenileştirilmiş CHP’nin yörüngesinden sapması,
İnanıyorum ki Atatürk’ün kemiklerini sızlatıyordur.
Bu konuya ilişkin değerli Tarık Konal’ın yazısı ve Cumhuriyet Gazetesinin haberi aşağıdadır.
Naci KAPTAN
12 Haziran 2012
Baykal karşı devrimcidir
Tarık KONAL
Saygın Arkadaşlarım.
Bilge önder ATATÜRK’ün devrimlerini sürdürmekle
yükümlü olan CHP’nin başına -birilerince- getirilmiş
olan D. Baykal, yaklaşık 20 yıl süresince partimizi, önce
durağan biçime getirdi, sonra geriletti.
Barajı aşamadık, meclis dışında kaldık, onun döneminde.
Mümtaz Soysal, Sabih Kanadoğlu gibi daha nice yurtsever
dururken, İ. Kesici, B. Meral gibi yaşamlarının hiçbir
döneminde CHP’li olmamışları, o milletvekili yaptı.
CHP Antalya İl Gençlik Kolu Başkanına cami avlusunda
ayakkabılarını bekleme görevini o verdi.
Kerim Yaman adlı devrimci gencin,
23 Ocak 1979’te Vatan Mühendislikte öldürülmesi olayına
karışmış bir AKP’liyi Cumhurbaşkanlığına o önerdi.
Atatürk’ün giysi devrimini savunan ve sembolik olarak
çarşaf yırtan Mersinli CHP’li kadınları o azarladı.
Giyilmesi bir devrim yasasıyla yasaklanmış olan kara çarşafa
altıok rozetini o taktı.
AKP’nin başının mahkûmiyetinden ötürü seçilmesine engel olan
yasaları o değiştirdi. Yasal Siirt seçimini hile yoluyla iptal
ettirip, yenileten de odur.
Bugün Cumhuriyet’te bu “utanmaz adam”ın
“CİA ajanı, emekli gezici vaiz”i öven açıklaması yayımlandı.
Okudum, utandım. ek:1
Bu “utanmaz adam” Türkçe Olimpiyatı denen “ortaoyunu”nun
kapanış töreninde Meclis Başkanının bilge önder ATATÜRK’ün
Dil Devrimine açıkça saldırdığını bilmezmiş gibi bu düzenlemeyi
ve “CİA ajanı”nı övüyor.
(Bakırköy Belediye Başkanı da “övücü”ler arasında yerini almış.)
Yalnızca büyükşehir değil emperyalizm de çalışıyor arkadaşlar…
Utanmazlığın bile bir sınırı olsa gerek!
Kaygılarımla…
Tarık KONAL
11 HAZİRAN 2012
***
Eski CHP lideri, Türkçe Olimpiyatları mesajında ‘Manevi hicret yapıp kucaklaşmanın tam zamanı’ dedi
Baykal’dan Gülen’e mesaj
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) – Eski CHP Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Türkçe Olimpiyatları 10. yıl etkinlikleriyle ilgili mesajında “yüksek fedakârlıklarla ortaya konulan gayret ve hizmete ilham, emek ve destek verenleri şükranla” anarken, “Bir iç yolculukla manevi hicret yaparak başka insanlarımızın gönlüne ulaşıp, onları kucaklamanın tam zamanıdır” mesajı da verdi.
Baykal, mesajında Türkçe Olimpiyatları 10. yıl etkinliklerine çağrı için teşekkür etti. Baykal’ın mesajı şöyle: “Hiç şüphe yok ki Türkçemizi ve Türk kültürünü dünyanın en ücra yörelerine kadar tanıtabilmek ve öğretebilmek için yüksek fedakârlıklarla ortaya konulan gayretin ve başarılan hizmetin büyük bir anlamı ve büyük bir değeri vardır. Bu gayret ve hizmete ilham, emek ve destek verenleri şükranla anmak hepimiz için bir vicdan borcudur.
Bu büyük buluşmayı; kendimizi dünyaya anlatma gayretlerinin güzel sonuçlarını paylaşma, şevk ve heyecanımızı arttırma vesilesi olarak değerlendirirken aynı zamanda kendimizi öncelikle birbirimize doğru anlatmanın, bunun için de birbirimizi özellikle doğru anlamanın artık ertelenemez bir zorunluluk haline geldiğini de düşünmeliyiz. Başkalarına ulaşalım ama birbirimizden de kopmayalım. Kendimizi başkalarına sevdirelim ama biz de birbirimizden nefret etmeyelim. Kin, nefret ve husumetin acısını en derinden yaşamış bir millet olarak, bari biz birbirimize kin, nefret ve husumetle yaklaşmayalım. Mağdur ve mazlum sarmalının kısırdöngüsüne tutsak olmaktan artık çıkmalıyız.
İntikam duygusunun yerine hoşgörü, gururun yerine alçakgönüllülük anlayışını koymanın zamandır. Kendi benliğimizin çevresini kuşatan kalın suçlama duvarlarını aşıp, bir iç yolculukla manevi hicret yaparak başka insanlarımızın gönlüne ulaşıp, onları kucaklamanın tam zamanıdır. Böylesine büyük bir yolculukta yolumuzu aydınlatacak rehber hiç kuşku yok ki hukuk ve adalet olmalıdır. Bugün bu etkinlikte sergilenen kucaklaşmanın en kısa zamanda kendi içimizde de bir büyük kucaklaşma ve bütünleşme olarak gerçekleştiğini görebilmek umuduyla, bu güzellikleri tasavvur eden, hayata geçiren herkese bir kez daha şükranlarımı sunuyor, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.”
Baykal, kaset olayından sonra genel başkanlıktan istifa ederken “Pensilvanya’dan telefon geldiğini” açıklamıştı. İktidar cephesinden gelen açıklamaların samimiyetine güvenmediğini bildiren Baykal, “Pensilvanya’dan aldığım mesajların samimiyetine inanıyorum” demişti.
Cumhuriyet 11.06.2012