Olmak ya da Olmamak
Mehmet Bedri Gültekin
Çözümü tartışmak (6)
Barkey ne demek istedi?
Federasyon-Özerklik tartışmalarına, taa Atlantik ötesinden bir kişi daha katıldı. Henry Barkey, mutat olduğu üzere Türkiye’ye gelmiş, durumu gözlemlemiş ve yakın gelecekte neler olacağını yazmış.
Onun için bu hafta, konuyla ilgili olarak devam eden yazı dizimize, önemi dolayısı ile söz konusu makale üzerinde durarak devam edeceğiz.
ABD’nin Kürt uzmanlarından Henry J. Barkey’in, Amerikan Derin Devleti CFR’nin (Council of Foreign Relations) yayın organı Foreign Policy dergisinin 31 Ağustos 2010 tarihli sayısında yer alan “Türkiye’nin sessiz krizi” başlıklı makalesinde yaptığı saptamalar şunlardır:
– PKK, 1990’lı yıllara kıyasla, askeri bakımdan bugün çok daha güçlü hale gelmiştir.
– Kürt liderler (PKK), Bölgelerinde çok güçlü ve kararlı bir şekilde kitlelerini örgütlüyorlar.
– Kürtler şimdi ülkenin her tarafındalar. İstanbul, barındırdığı 3 ile 5 milyon arasındaki Kürt ile dünyadaki en büyük Kürt şehri olmuş durumda. Onun için Kürt ayaklanması sadece Bölge ile sınırlı kalmaz.
– Hükümet “Kürt açılımı” ile askeri çözümlere meydan okudu ama bu açılımın arkasında kararlılıkla durmadı.
– Kürtler (PKK), etnik kimlikleri, dillerini kullanma ve kültürlerini yaşama konusunda resmi tanınma ve dünyanın en güçlü merkezi devletlerinden birinin içinde özerklik istiyorlar.
– Türkiye yavaşça ve karşı konulmaz bir şekilde kriz noktasına doğru ilerliyor. “Kazaların en küçüğü ile ortaya çıkacak olan etnik gruplar arası çatışma Türkiye’yi alt üst edebilir.”
ABD’NİN KORKUSU
Kısacası Henry Barkey, bütün Türkiye’ye yayılacak olan bir Türk Kürt çatışmasını kaçınılmaz görmektedir. Ve bu durumda Amerika’nın izlemesi gereken politika konusunda önerilerde bulunmaktadır.
Çünkü Barkey’e göre bir Türk Kürt çatışması Türkiye’de “milliyetçi” yönelimleri güçlendirebilir ve bu da Amerika’nın Bölgedeki çıkarlarına büyük zararlar verebilir. Bu “zararlar” şöyle ifade ediliyor:
“Birleşik Devletler, Türkiye’nin; İran’ın Nükleer sorununu çözmeye yönelik yararsız girişimleri ve İsrail ile olan sözlü savaşındaki rolü ile meşgul iken, bu büyüyen krize karşı dikkatsiz kaldı. Fakat bu gelişmeler Amerika’nın Bölgedeki çıkarlarına ve NATO’nun kritik bir üyesi olarak Türkiye’de önemli sonuçlara yol açacaktır. Kürt konusu, bütün bunlardan sonra Ortadoğu sınırlarını aşabilir… Vaşington’un Irak’tan çıkma çabalarına ciddi zararlar verebilir. Bunların dışında, dengesiz bir Türkiye çok daha milliyetçi olacak ve ABD’nin Irak, Balkanlar ve Kafkasya’daki çıkarlarına karşı da düşmanca bir tutum içinde olacaktır. Kendisiyle savaşta olan bir Türkiye, Avrupa Birliği reformlarını gerçekleştirmeyecek ve NATO’nun içini alt üst edecektir.”
MALUM PLAN VE OPERASYON
Bu makaleyi şöyle okumak gerekiyor.
Etnik çatışma çıkarmak, Amerika’nın Türkiye’ye yönelik politikasının olmazsa olmaz parçalarından biridir.
Türkiye’yi etnik temelde yapılandırmak, Özerklik veya Federasyon “çözümü” ile Türkiye’nin Güneydoğusu’nu Kuzey Irak’taki kukla devlet ile birleştirmek ABD’nin bilinen hedefidir.
Bu hedefe ulaşmak ancak bir etnik boğazlaşmanın ardından gerçekleşebilir. Bir etnik boğazlaşma yaşanacak ve Türkler ile Kürtlerin beraber yaşamasının koşulları dinamitlenecek ve sonunda ayrılmayı en çok Türkler isteyecekler.
Ertuğrul Özkök ile Fatih Altaylı’nın son günlerde hararetle “federasyonu” savunmaları bu konuda alınan mesafeyi gösteriyor.
AKP iktidarı döneminde bu plan uygulanmıştır. Milleti, kurulan tuzağa karşı uyaran ve örgütleyen yurtsever devrimcilere ve böyle bir çatışmayı fiilen önleme gücüne sahip olan TSK’ya karşı son üç yıl içinde sahnelenen “Ergenekon tertibi”, Türkiye’nin bu tuzağa düşmesine engel olabilecek güçleri temizleme operasyonudur ve bir Amerikan operasyonudur.
Etnik çatışma tuzağının mimarı ABD olduğu için, bu konudaki gelişmeleri en iyi bilenler, konuyla ilgili Henry Barkey gibi “görevlilerin” olması son derece doğaldır.
Henry Barkey’ler görevlerini başarmaya bir adım kalmış olmanın memnuniyeti ile şimdi o bir adımdan sonra neler olabileceği konusunda Hükümetlerini uyarmaktadırlar.
İMPARATORLUĞUN SONU
Gerçekten de bir etnik çatışma tuzağına düşmek Türkiye’yi sarsabilir ve bu tuzağın asıl sorumlusu Amerika ve Avrupa’dan radikal bir kopuşu getirebilir.
İşte bu tehlikeye işaret ediyor Henry Barkey.
Böyle bir gelişmenin etkileri Türkiye ile sınırlı olmayacaktır. Türkiye’nin Atlantik kampından kopması, Dünya dengelerini alt üst edecektir. Türkiye’nin kam değiştirmesi, zaten çöküşe gitmekte olan Amerikan imparatorluğuna ölümcül bir darbe olacaktır.
Onun için ABD bütün gücüyle AKP’nin arkasında. 12 Eylül’de “Evet” çıkması için AKP’den de daha büyük bir gayret gösteriyor.
Çünkü Türkiye, öngörülen etnik boğazlaşmadan, ancak Tayyiplerin, Fethullahların ve Barzanilerin işin başında olduğu federatif bir yapıyla çıkarsa, ancak o zaman ABD’nin çıkarlarını koruyan bir durum söz konusu olabilir.
Aksi durumda yandı gülüm keten helva!
Federasyon tartışmasına devam edeceğiz…
mbgultekin@ip.org.tr