NEDEN HAYIR 37‏

NEDEN HAYIR 37 
 
Mine G. Kırıkkanat
Hayır!
 
Mademki anayasa referandumu, hükümet için güven oylamasına dönüştü…
Mademki Türkiye*de, 200 kelimeyle konuşanlara anayasa anlatılamıyor…
Mademki 200 kelimeyle konuşanlardan yapmaları istenen üç çocuğu Anayasa’dan
anlar kılacak sayıda öğretmen yetiştirilmiyor…
 

Yetişenler atanmıyor, atananlar sözleşmeli sürülüyor, süründürülüyor ve aşağılanıyor…
Mademki üç bile değil, iki çocuğunu okutmak için çabalayan sözleşmeli öğretmen
Ahmet Fazlı Elçi, yaz tatilinde hamallık yaparken ölüyor…
Mademki bu ülkede bu halk, anayasa referandumunda nasıl bir anayasayı oylayacağını anlamasın diye cahil ve sadakaya bağımlı, çocuklar okulsuz
ve öğretmensiz, eğitim düzeysiz, eğitimciler özenle aç bırakılıyor…
Mademki yeni anayasa, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel prensiplerini belirlemeye, yurttaşların özlük haklarını güvence altına almaya değil, demokrasiyi genişletmeye hiç değil; çakma prenslerin sahte saray/hakiki villalarını kıyaslamaya, mülkiyetini kavramaya ve havuzlarını ölçmeye yarıyor, varsın haşemalı haşemasız villa sahipleri çimsinler o havuzlarda… Benim villam da yok, havuzum da. Oyum, “Hayır!”dır.
***
Mademki yeni anayasa, Erdoğan’ın zaman makinesi: Türkiye’yi 1937’ye geri götürüyor, Cumhurbaşkanı Atatürk’ü koltuğundan indiriyor, yerine Başbakan İsmet İnönü’yü geçiriyor ve Celal Bayar’ı pasifize edip Dersim’i CHP*ye bombalatmaya “evet” istiyor… Ben 2010’da yaşıyorum, CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Dersim tarihini Başbakan Erdoğan’dan daha iyi bilir, oyum “Hayır”dır.
Mademki yeni anayasa, millete eskisinin tanıdığı anayasal hakları bile ihlal eden vekillerin yasal dokunulmazlıklarını kaldırmıyor…
Mademki dokunulmazların çocuklarına ABD yolları, halkın çocuklarına PKK kurşunları…
Mademki yeni anayasayı yapanlar, eskisini yapanlar kadar sol sendika düşmanı,
sarı yerine yeşil sendikacı…
Mademki  evetçiler GDO çocukları; Atatürk Orman Çiftliklerini kapatanlar, yerel arımı, hayvancılığı mahv, köylüyü perişan, kendini beslemeye yeten Türkiye’yi en temel ihtiyaçlarını ithale mecbur edenler, benim bu evetçilere yanıtım “Hayır!”dır.
Türkiye’nin tüm değerlerini satanlara, ilahilerle uyuttukları halkın sırtından sekiz yılda milyarder olanlara, parmaklarında kapı tokmağı gibi yüzükler taşıyanlara ve Allah aşkına dağıttıkları sadakaların karşılığında anayasaya ” evet” oyu isteyenlere “Hayır!”
Mademki yeni anayasa, toplu iftar masalarında pazarlanıyor…
Mademki 650 kilo kömüre satılıyor yeni anayasa, ben almayayım kalsın,
“Hayır!”dır oyum.
Sosyal devlet sadakaya bağlandığı, hukuk devleti rezil edildiği için HAYIR!’dır.
 
***
 
Anayasa’nın 25 maddesini değiştirenler, adaletle sopa atıp
kalkınmayla soydukları için HAYIR!’dır.
Demokrasi yolunda dikta rejimine sapıldığı için HAYIR!
 
İkinci 12 Eylül Anayasası, istibdat zihniyetinde birinciye rahmet okuttuğu için HAYIR!
Bir korku imparatorluğu kurulduğu için HAYIR!
 
Asker ya da sivil, yazar ya da değil, tanıdık ve tanımadıklarım, en onurlu meslektaşlarım,
yıllardır neyle suçlandıklarını bile bilmeden hapiste çürütüldükleri için HAYIR!
 
Muhalif basın tehditle susturulduğu için HAYIR!
Telefonlar dinlendiği için HAYIR!
 
E-posta’lar izlendiği için HAYIR!
İnternet sansürlendiği için HAYIR!
 
Elektrik kesildiği için HAYIR!
Sular çamurlu aktığı için HAYIR!
 
Kaldırım yapmasını beceremeyenler, kentleri gökdelen çölüne dönüştürdükleri için HAYIR!
Kendilerinin görgüsüzlüğü, yalakalarının yüzsüzlüğü için HAYIR!
 
Mademki yeni anayasada önemli olan soy sop, ama tepe tepe kullanılacak
1.85’lik boy için “evet” isteniyor; ben bu anayasanın boyunu da beğenmedim, soyunu da.
 
Anayasayı da tepelemeye niyetim yok, anayasacıyı da.
Tepelenmemek için oyum HAYIR’dır!
Mine G. Kırıkkanat

 

This entry was posted in Uncategorized. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *