Devrimin ilk yıllarındaki ulusal kazanımlar son birkaç yıl içinde satılarak tüketildi…
Bugün 26 Ağustos… 88 yıl önce sabahın 5 buçuğunda Kocatepe’den başlayan topçu ateşi, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanını sağlayan “Büyük Zafer”i de başlatmıştı…
Aynı zaferin bağrından doğarak ülkeyi 40’ların sonlarına kadar “cumhuriyet kültürü”yle yöneten hükümet, bugünün iktidar sözcülerince “tek parti” olmakla eleştiriliyor; hatta “diktatör”lükle suçlanıyor.
Oysa aynı dönemde tüm ülkelerin en gaddar diktatörlüklerle yönetildiğini herkes biliyor… Hele o “emperyalist kapışma” yıllarında, dünyanın belki de en demokrat ve hatta “barışçıl” yönetiminin Türkiye’de olduğunu “Atatürk hayranlığı”yla dile getiren yazıları artık sadece “tarih” dergilerinde okuyabiliyoruz. Çünkü 1923’ten 40’ların sonlarına dek “kesintisiz” süren “Türk mucizesi”ni hatırlatmak, dönemin doğal zorunluluğu olmasına bakılmaksızın “tek parti”yi övmekle, yani demokrasi düşmanlığıyla eşanlamlı sayılıyor.
Böylesi içtenliksiz bir kandırmacaya halkımızın “kanma” oranı ise denebilir ki iktidarın oy oranını da belirliyor… 26 Mayıs 1922’de başlayan Büyük Zafer’in, 1923 sonrasındaki tüm devrimci atılımlarını bütünüyle inkâr etmek, günümüzün sözde “demokrasi”(!) ve “kalkınma”(!) söylemlerinin temelini oluşturuyor.
MUCİZEVİ İLK YILLAR
İşte tam bunları düşünürken, internetten gelen bir “durum değerlendirmesi” ne demek istediğimin eşsiz bir “belgesel”iydi… 1923-50 arasındaki “kazanım”lar ile son yıllarda “yitirilenler”i bir arada listeleyen görsel sunumu, bu yazıda özetlemem bile olanaksız… Ancak ilk üç yıl (1923-26) ile son yılları kıyaslamak, 40’ların sonlarına dek süren ‘tek parti dönemi’ni “siyaseten karalayanlar”a tesir etmese bile, onlara akıl almaz bir aymazlık içinde “kananlar”a belki anlamlı bir hatırlatma olabilir…
YIL 1923: CHP kuruldu; genel başkanlığına Atatürk seçildi. Ankara başkent oldu. Cumhuriyet ilan edildi; Turing ve Otomobil Kurumu kuruldu.
YIL 1924: Hilafet kaldırıldı; Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) kabul edildi; İlköğretim zorunlu hale getirildi. Lozan Antlaşması yürürlüğe girdi. Ankara planlandı. İstanbul-Ankara arasında ilk yolcu uçağı seferi yapıldı. İlk milli sigorta, Anadolu Sigorta faaliyete geçti. Topkapı Sarayı müze olarak ziyarete açıldı. Gölcük’te ilk tersane ve Devlet Demiryolları; Türkiye İş Bankası; Türk Kadınlar Birliği; Cumhurbaşkanlığı Orkestrası; Tütüncüler Bankası; Karacabey Harası; Milli Sahne Ankara’da ilk tiyatro olarak kuruldu. ‘Türkiye Cumhuriyeti’ yazılı ilk madeni para tedavüle çıktı. Atatürk’ün önerdiği ve ismini verdiği Cumhuriyet gazetesi yayına başladı.
YIL 1925: Danıştay; Türk Hava Kurumu; İstanbul’da Liman İşleri inhisarı kuruldu. Köylülerden alınan Aşar Vergisi kaldırıldı. Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü kuruldu. Sanayi ve Madenler Bankası Kanunu ile şeker fabrikaları kurulmasına ilişkin kanun ve Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunu kabul edildi. Anadolu Ajansı, anonim şirkete dönüştürüldü. Gazi Orman Çiftliği kurulmaya başlandı. Eskişehir Cer Atölyeleri’nde demiryolu malzemesi üretecek birimler hizmete girdi. Adana Mensucat Fabrikası üretime başladı. İlk Cumhuriyet altını basıldı. Adana ve Bergama müzeleri açıldı. Ankara’da Türk yapımı ilk planör uçuruldu.
YIL 1926: Demir çelik sanayiinin kurulmasına ilişkin kanun yayımlandı. Uluslararası saat ve takvim uygulanmasına başlandı. Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girdi, kadın erkek eşitliği sağlandı. Kabotaj Kanunu yürürlüğe girdi. Türk Telsiz Telefon Şirketi; Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri; Bakırköy Çimento Fabrikası kuruldu. Eskişehir Uçak Bakım İşletmesi; Alpullu Şeker Fabrikası; Ankara otomatik telefonu işletmeye açıldı. İstanbul’da inşaat demiri üreten ilk haddehane ile Amasya, Sinop ve Tokat müzeleri; Kayseri Uçak ve Motor Fabrikası; Uşak Şeker Fabrikası ile Ankara Palas ve Gaziantep’te Mensucat Fabrikası işletmeye açıldı.
VE ‘SATIŞ’ YILLARI
YIL 2003: SEKA Balıkesir; Taksan Takım Tezgâhları Sanayii; TZDK Sakarya Traktör İşletmesi; PETKİM Standart Kimya şirketi; TEKEL Çankırı Kaya Tuzlası; SEKA Aksu İşletmesi; Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası; Kuşadası Limanı; SEKA Kastamonu İşletmesi; Gerkonsan Gerede Çelik Konstrüksiyon ve Teçhizat Fabrikaları; Trabzon, Dikili Limanı; SEKA Taşucu Tersane Alanı; SEKA Çaycuma İşletmesi ve TCDD İzmir Limanı satıldı!
YIL 2004: SEKA Karacasu İşletmesi; EBK Manisa Et ve Tavuk Kombinası; ETİ Bakır İşletmeleri; TEKEL Sekili Tuzlası; Bursagaz; ETİ Elektrometalurji; Sümer Holding Bakırköy İşletmesi; Kütahya Şeker Fabrikası; THY’deki kamu hisselerinin yüzde 23’ü satıldı… ETİ Gümüş; SEKA Ardanuç İşletmesi; Sümerbank Diyarbakır İşletmesi; Çayeli Bakır İşletmeleri; TÜGSAŞ’a ait Gemlik Gübre Sanayii; TEKEL Alkollü İçkiler Sanayi (İki yılı ödemesiz 292 milyon dolara alan şirket 2 yıl sonra 920 milyon dolara Amerikalılara sattı. Devlet yaklaşık 600 milyon dolar zarar ettirildi) satıldı!… TEKEL İçki bölümünün satışının ardından 9 fabrika kapatıldı. ESGAZ; ETİ Krom; Tümosan Türk Motor Sanayii ve İGSAŞ (İstanbul Gübre Sanayii) satıldı!
YIL 2005: Sümerbank Manisa Pamuklu Mensucat satıldı. SEKA’ya ait üretim yapan 120 tesisin yıkımı tamamlandı…
Sunumda deniyor ki; “AKP bu eserleri satarken bir taraftan da Cumhuriyet tarihinin en çok borçlanan iktidarıdır. Sadece 2003-09’da tüm Cumhuriyet tarihindeki hükümetlerin toplam borçlarından daha fazla borç yapılmıştır (450 milyar TL). Dış borçlar ise 269 milyar dolardır.”
Diğer taraftan, bu kadar satışa rağmen sadece 2009 yılının bütçesi Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak 52 milyar TL açık vermiştir…
Ne diyelim? Allah, hiç değilse şu ramazan günlerinde Cumhuriyet Devrimi’nin ilk yıllarını “tek parti” diye eleştirenlere akıl fikir ihsan etsin…