Espiyonaj (casusluk) işleri..

Espiyonaj (casusluk) işleri..

Prof.Dr. Sait Yılmaz – 05 Nisan 2019


Oyun o kadar büyük ki,
bir kişi bir seferde ancak,
küçük bir parçasını görebilir.
(Rudyard Kipling)


BÖLÜM I

Giriş..
Bazen fiziki alana sızılamadığı için dışarıdan bir ortak duvar delinerek dinleme cihazı
(böcek) monte edilir. Duvarı delmek çok hüner isteyen bir iştir, iki önemli riski vardır; gürültü ve istenmeyen kırmalar. Birden fazla böcek yerleştirileceği için duvar delme zaman alıcı olabilir. Bazen 8-20 cm.ye kadar duvarı delmeniz gerekebilir ancak duvarın kalınlığından emin olmalısınız. Siz otelde komşu odanın duvarına delme işini yaparken, yabancı diplomat odanız da çok gürültü yaptığınız için şikâyete gelebilir. Yapmanız gereken duvarınıza resim astığınız sahnesini oynamaktır.

Bazen kırdığınız duvarın tamiri için zaman yoktur ve bunu operasyon şefinize söyleyerek çare bulmasını beklersiniz. Duvar kalınlığını ölçmek işin ışın kullanan aletler geliştirilmiştir. Duvar delmek (plaster veya patlayıcı gibi) ve döküntüleri saklamak için de çeşitli teknikler vardır. Duvarı eski haline getirmek, aynı şekilde boyamak da bir hünerdir. Hızla kuruyan, kokusuz boyalar kullanmalısınız.

Bu seferki görev, gizli bilgileri çalmak olsun. Bu tür bilgilerin saklandığı yerler genellikle fiziken iyi korunmakta ve pek çok emniyet tedbiri (güvenli kapılar, şifreli dolaplar, alarm sistemleri) ile desteklenmektedir. Bu yüzden anahtarın kopyasını yapmaktan, duvar kırmaya kadar pek çok teknik ile odaya girilmeye çalışılır. Eskiden mektupların açıldığı belli olmasın diye zarf buhara tutulur ve aynı anda yüzlerce mektubu açacak portatif buhar aletleri geliştirilmişti. Seçilmiş mektupların fotoğrafı çekilir ve ertesi gün analize gitmesi için havaalanından uçağa verilirdi. Operasyon esnasında bir yakalanma olayı meydana gelirse, yakalanan kişi hırsız olduğunu söyler.

Bazı espiyonaj operasyonları aylarca sürer. Espiyonaj, casusluk ve gizli bilgi toplama operasyonlarının genel adıdır. Gerçek bir casusluk teşkilatının en önde gelen görevi, espiyonajdır. Bu da, ajanlar angaje edip, onların sevk ve idaresini yürütmeyi gerektirir. Bu yaratıcılık meselesidir ve her ülkenin kendi istihbarat kültürü vardır. Bu makalede, espiyonajın dünü ve bugününü ele alacağız.

Espiyonajın evrimi..
Avrupa’da bugünün modern anlayışına benzer casus ve istihbarat operasyonları ilk defa Rönesans İtalyasının etkili devletleri olan Venedik Cumhuriyeti ve Vatikan’da başlamıştı. Venedik daha çok ticari ajanlar, Vatikan ise dini ajanlar ile küresel bir ağ kurmuştu. İspanya, İngiltere, Fransa ve çok sonra Rusya gibi büyük ve merkezi monarşilerin ortaya çıkışı ile espiyonaj haritası dolmaya başladı. Buna 19. yüzyılda birliğini sağlayan Almanya ve İtalya eklendi. Buna rağmen, 1848’de milliyetçi devrim rüzgârı geldiğinde, iktidardaki herkes uykudaydı. Çok sıkı bir iç istihbaratı olan Avusturya’nın Metternich’i bile bu dalgayı göremiyordu.

Mart 1848’de isyancılar Prusya’nın monarkı Frederick William’ın Berlin’den kaçmasını neden oldular. Metternich ise Viyana’dan Londra’ya kaçtı. İngilizlere göre devrim sadece yabancıların işi idi. Kimse 1789’dan gerekli istihbarat dersini almamıştı. İkinci Dünya Savaşı’na kadar olan dönemde ABD’de casusluk, hayati bir ihtiyaç olarak kabul edilmekle beraber daha çok savaş zamanı işi olarak görülüyordu.

İkinci Dünya Savaşı esnasında CIA’nın öncüsü Stratejik Hizmetler Teşkilatı (OSS1) içinde geniş bir kriptografi faaliyeti yürütülüyordu. Kriptografi bölümünü kuran Savaş Bakanı Henry L. Stimson, 1929’da aynı bölümü kapatırken ‘Centilmenler birbirinin postasını okumaz’ demişti.

İkinci Dünya Savaşı bittiğinde de bu çelişki CIA’nın kurulması aşamasında yaşandı. Ancak
ortada gizliliği silah olarak kullanan bir düşman vardı; Sovyetler Birliği. CIA’nın ajanları
diğerlerinden farklı olarak teknolojiyi kullanacaktı. ABD, ilk defa böyle bir istihbarat rolü
edinirken örnek alınacak hiçbir ülke istihbaratı yoktu. Uydular ve diğer teknik vasıtalar
aldatmak için değil örtüyü kaldırmak yani öğrenmek içindi.

Uydular gizliliği kaldıracaktı ve üstelik ajanlar gibi ihanet etme özellikleri yoktu. Diğer tarafta casuslar kamera ve mikrofon ile dolaşacak, her şeyi kaydedecekti. Ama uydular
gizli yazışmaları okuyamaz, yastığın içine saklanan dinleme aletleri soru soramazdı. Yani
teknoloji ile de her şeyi göremez, duyamazdınız. Kaydedilen doğru olsa bile akıllı değildi yani açıklaması yoktu, kaydedilmeyenler ise kayıp demekti. Bunları açıklayacak analizciler ise yanılabilir ya da uygulanan süreçler içinde kurumlar farklı sonuçlara odaklanabilirlerdi.

Analizci, karşıdakilerin zihniyetini bilmedikçe kendi kültürü içinde bir açıklama getirecekti. Aysbergin ancak görünen ucunu yorumlayarak, ülkeniz için felakete yol açacak bir istihbarat üretebilirsiniz. Nitekim 1941 yılında Almanlar, Kızıl Ordu’nun çok kısa zamanda yeni tümenler ile devasa büyüdüğünü görememişlerdi. Amerikan istihbaratı, 11 Eylül 2011 terör saldırısının olacağına dair 33 bin kanıt olmasına rağmen bu sonuca ulaşamamıştı.

Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile birlikte istihbarat ortamı da değişti. Artık eski dostlar
birbiri aleyhinde endüstriyel espiyonaj yapmaya başlamıştı2. Bu espiyonaj türü ABD’ye yılda 100 milyar dolara mal oluyordu. Üstelik bu espiyonaj ‘açık-gizli’ bilgi topluyordu. CIA için en büyük rakipler Japonya, Fransız istihbaratı DGSE ve ardından daha mütevazı bir şekilde Alman BND idi.

Ardından Çin’in ekonomik espiyonajı Batı istihbaratı için hem Amerika hem Avrupa’da ana endişe konusu oldu. 2001 yılında ağırlık terörle mücadelede istihbarata dönse de ekonomik istihbarat sürekli genişleyen bir endüstri olmaya devam etti. Bugün istihbarat çok daha önemli bir dönüm aşamasında; gittikçe daha askeri hale geliyor, özelleşiyor ve kendine yeni yeni alanlar bulurken istihbarat, istihbaratçıların işi olmaktan çıkıyor.

Gizli dinlemeler..
Soğuk Savaş döneminin gerçek savaşının ön cephesinde bulunan gizli dinleme memurları dünya genelinde sürekli hareket halinde bulunuyordu. Bunlar çeşitli ülkelerdeki evlere, elçilik binalarına ya da resmi devlet dairelerine sızarak dinleme yapıyorlardı. Kendilerine iş adamı, askeri personel ya da macera arayan gezginci gibi maskeler vermişlerdi.

Bu teknisyenler binaların bodrum katından girer, telefonlara dinleme cihazlarını yerleştirir, kablo hatları çeker, duvarı gizlice delerek dinleme aleti yerleştirir, tüm geceyi tavan arasında geçirirdi. Bunun dışındaki zamanlarını diplomatik tesislerde, ucuz otellerde ve yollarda geçirirlerdi. Bir yılda ancak 150 gün evlerinde olur ve havada 150 bin km. yol kat ederlerdi. Bazen büyük bir binada birkaç kişi çalışmaları gerektiğinde yiyecek ve su sorunu olur. Dinleme sisteminiz fark edilmişse size kasten yanlış bilgi dinletiliyor olabilir. Bataryanız bitebilir ya da başka bir yöntem size karşı kullanılabilir.

Dinleme cihazları mobilyaların içinde, kitapların arasında, traş kremi içinde hatta
kepinizin içinde bile olabilirdi. Dinleme cihazı (böcek) üretmek yaratıcılık ister; yemek
masasındaki karabiber kutusu, araba süsü ya da çalışma masasındaki lamba olabilir. Bunlar size satıcı tarafından muhtemelen çok uygun fiyata teklif edilmiştir. Örneğin küçük bir çocuğun hediye ettiği ve yakaya takılan hatıra eşya sayesinde, Sovyetler yıllarca CIA’yı
dinlediler. İngilizler, şemsiyenin içine dinleme aleti yerleştirirdi. Dinlemeciler genellikle dört tip teyp kullanırlardı; boru şeklinde olan, çift taraflı, elektrikli ve bakır kaplı teypler.
Daktilolar genellikle böcek yerleştirme için uygun araçlar olduğundan raporların el ile
yazılması istenirdi.


1 OSS: Organization of Strategic Services.
2 James Sherr, Cultures of Spying, (December 1, 1994).


Devam edecek

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, İSTİHBARAT KURUMLARI. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *