CHP İŞGAL TEZKERESİNE HAYIR DİYEREK BOP’A VE AB/D EMPERYALİZMİNE KARŞI ÇIKMIŞTIR.

CHP İŞGAL TEZKERESİNE HAYIR DİYEREK
BOP’A VE AB/D EMPERYALİZMİNE KARŞI ÇIKMIŞTIR.

Naci Kaptan – 27 Ekim 2021

Irak ve Suriye’ye asker gönderilmesinin 2 yıl uzatılmasına dair Cumhurbaşkanlığı tezkeresi TBMM Genel Kurulu’nda oylandı. Oylama sonucu Irak ve Suriye tezkeresi TBMM’de resmen kabul edildi. CHP bu tezkereye HAYIR oyu verdi. Garip bir şey var ki; CHP’nin tezkereye hayır oyu vermesi, ABD emperyalizmine hizmet olarak nitelenmiş!!!

Hani bir Anadolu deyişi vardır;
“Şaşkın ördek suya gerisinden dalarmış”
Böylesi büyük bir çarpıtmanın mantık yönünden
yapılabileceğine rüyamda görsem inanmazdım.

Neymiş; CHP TEZKEREYE “HAYIR” DİYEREK ABD’YE HİZMET ETMİŞ.

Böylesi çarpraz bir düşünce/yazı AKP trollerinden,
yandaş gazetelerden gelse idi şaşırmazdım ….
Böylesi yazışmalardan hiç de hoşnut değilim.
Bu tür yazılar Erdoğan/AKP’ye örtülü destek yazılarıdır.
Bu nedenle mantıksız savlara da susmak olmuyor.

Ülkemizin tek kurtuluşu CHP’nin çatısı olduğu,
MİLLİ BİRLİĞİN başarısına bağlıdır. Kaçıncı seferdir yazıyorum,
Derdim siyasi partiler değildir, Türkiye’mizin geleceğidir.
Bazı arkadaşların bu konuda hiç bir derdi tasası yoktur.
Kaç kez sormama rağmen ülkemizin bu karabasandan NASIL ÇIKACAĞI
hakkında yol gösterici GERÇEKÇİ önerileri de yoktur.
Şayet başka bir çıkış yolunu bilen varsa yazmasını dilerim.

Haydi gelin MİLLİ BİRLİĞİ, CHP’yi hep birlikte el birliği ile kıralım, zayıflatalım,
işlevsiz hale getirelim. Siyaset sahnesinde karşınızda otokratik, kleptokrat,
Nepot, siyasal islamcı TEK BİR oyuncu kalacaktır. Bu mu isteniyor?

Gariptir ki, Türkiye’yi çökerten AKP ve siyasi yandaşlarını eleştirmek yerine
sürekli olarak “ŞU CHP VAR YA ŞU CHP” diye durmadan vur abalıya….
Sonra da ortadan Yurtseverlik dersleri veriliyor, CHP ve MİLLİ BİRLİĞİ
karalamak, zayıflatmaya çalışmak ancak AKP gemisinin küreklerini çekmekle eşdir.

CHP 2002 yılında gündeme gelen 70-80 bin ABD askerinin güneydoğumuzda transit üsler kurması, konaklaması, kalıcı üsler yapması ve Irak’ı bu yoldan işgali için Erdoğan’ın eşbaşkanı olduğu BOP tezkeresine nasıl karşı çıktı ise , şimdi de hayır oyu verilen bu tezkerenin içi sırlarla dolu olup hiç de olmayan bir örnekle 2 yıllık düzenlenmiş ve de içine TÜRKİYE’DE YABANCI ASKER BULUNDURMAYI içeren bir madde eklenmiştir. İşte bu tezkereye hayır denmiştir. Yurtseverliğin ve akılın yolu da budur…CHP YURTSEVERLİĞİN, MANTIĞIN, AKILLI DIŞ SİYASETİN gereğini yapmıştır.

Türkiye ekonomik, sosyal yönden işgal edilmiştir. Düşünce ve karar yetisinde kayıplar olduğu görülen “şahsım devletine”, TEK BAŞINA ülkemize yabancı asker kabul etmek İZİNİ bu tezkere ile verilmiştir. TBBM’nin tüm savaş yetkisi de TEK KİŞİYE teslim edilmiştir. Özellikle seçim sürecine yaklaştığımız bu dönemde Türkiye’yi bu nedenle büyük tehlikeler bekliyor.

CHP, ABD’ye hizmetle suçlanıyor. El insaf…. Erdoğan istediği zaman sayısını kendisinin tayin edeceği YABANCI ASKERİ davet etmek gücüne bu tezkere ile kavuşmuştur ve bu çok ama çok tehlikelidir. AKP ve MHP Türk Devletinin ipini çekmektedir. Kızılderili kabilelerin bile ihtiyarlardan oluşan bir karar heyeti vardı…Reis önemli konularda heyetin onaylamadığı kararları yapamazdı…Yakın zamanda Erdoğan “Artık demokrasi ve parlamento bitti” dedi. Artık bir kabileden bile daha gerideyiz…

CHP Meclis Grubu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisini iki yıl daha uzatmayı öngören Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi ve “Suriye-Irak Tezkeresiyle” İlgili 14 Soru” başlıklı bir not hazırladı. Bu soruların içinde CHP’nin tezkereye neden HAYIR dediğinin yanıtları da vardır.

CHP Grubu’nun bu tezkere ile ilgili gündeme getirdiği sorular şöyle:

“1- Suriye’ye asker göndermek için ilk izin tezkeresini çıkardığımız 2012 yılında Suriye politikası neydi, bugünkü tezkere için yürütülen Suriye politikası nedir?

2- Süreç içindeki tüm tezkereler bir yıl için çıkartılırken, bu son tezkere neden 2023 sonuna kadar uzanan 2 yılı kapsıyor?

3- Son tezkerelerde yer alan Fırat’ın doğusu vurgusuna ne oldu?

4- Barış Harekatı’nın ana hedefini oluşturan; Fırat’ın doğusunda ‘145 kilometre uzunlukta 30 kilometre derinlikte güvenli bölge’ye ne oldu?

5- Bizzat Milli Savunma Bakanı açıklamıştı; ‘Güvenli bölge için mutabakat sağlanmıştı, Suriyeli mülteciler, bölgeye yerleştirilecekti.’ Üzerinden 2 yıl geçti, güvenli bölgeye, Suriyeli mültecilerin taşınması projesine ne oldu?

6- Tezkerede atıf yapılan Astana sürecinde verdiğimiz taahhütlere ne oldu? İdlip’teki terör unsurlarını ayrıştırıp, temizleyebildik mi?

7- Astana sürecine dayanarak İdlip çevresinde kurduğumuz 12 gözlem kulesinin akıbeti ne oldu?

8- Gözlem kulelerinin kaç tanesini, hangi gerekçeyle boşalttık? TSK kontrolünde bulunduğu söylenen 5 gözlem kulesinin güvenliği nasıl sağlanıyor? Bu gözlem kuleleri için politikamız nedir?

9- Büyük önem atfettiğiniz M4 – M5 otoyollarının güvenliği ne oldu? Askerlerimiz Rus askerleriyle birlikte devriye yapıyor mu?

10- Suriye’de 33 askerimizi şehit eden Rusya’ya nasıl bir karşılık verildi?

11- Son dönemde Suriye’de şehit edilen askerlerimizin kimler ve hangi odaklar tarafından katledildiği neden açıklanmıyor?

12- Suriye’de askerlerimizin yakılarak öldürülmesi talimatı veren IŞİD militanı Türkiye’de neden serbest bırakıldı?

13- IŞİD sadece Suriye’de mi hedef?

14- Tüm bu yaşananlar sonrasında; Suriye’den Türkiye’ye yönelik olası yeni göç dalgasına karşı sınırlarımızı nasıl koruyacağız? Hangi tedbirleri uygulayacağız? Bir planınız var mı?”

Unutulmasın ki Suriye ve Irak ile var olan çatışmaların temelinde Türkiye’nin hiç bir MİLLİ ÇIKARI yoktur. Bu durumun temel nedeni Erdoğan’ın İhvancı politikaları ve Müslüman kardeşleri bu coğrafyalarda güçlendirerek Türkiye’ye sınırdaş olmalarını sağlamak isteğinden geçiyor. Erdoğan/AKP’nin siyasal islamcı politikaları nedeniyle Türkiye Ortadoğu’da batağa saplanmıştır. Aydın, bilge, liyakatlı politikacılar, devlet yönetenler asker yerine DİPLOMAT ile sorunları çözenlerdir.

Geçmiş olsun Türkiye’m

Derin kaygılarımla
Naci Kaptan