“TÜRK’lük DOĞUŞTAN, DİN İSE BİR SEÇİMDİR”.

Naci Kaptan / 03 Haziran 2021

Sayın Sefa Yürükel’in “Türk’lük Birleştiren,
Ama Din Bir Bölendir” başlıklı yazısına katkıdır.


“TÜRK’lük DOĞUŞTAN, DİN İSE BİR SEÇİMDİR”… İnsanlar ergen olduklarında din ve inancını değiştirebilir veya ateist olabilir ama KÖKÜNÜ, IRKINI değiştiremez.


Sayın Sefa Yürükel aşağıdaki yazısında çok önemli bir konuya değinmiş. Özellikle İslam ülkelerinde var olan din ve  inanç, az gelişmiş olan İslam Ülkelerinin çağdaşlaşmasında, bilimde ilerlemesinde engelleyici bir rol oynuyor. Din çağdaşlamayı engelliyor. Dünyadaki icatlar, keşifler, onurlandıran buluşlar neden İslam ülkelerinde yok. Başarılı olan da ancak kişisel çaba ve yetenekle bir elin parmakları kadar!!!

Neden sürekli olan çağımız savaşları İslam dinini yaşayan ülkelerde ve topraklarında ve aynı dinin farklı mezhepleri arasında oluyor? Müslüman Müslümanı neden kırıyor?

Dünyanın jandarmalığına soyunan emperyalist ülkeler neden on binlerce km uzaktan İslamın egemen olduğu Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya gelerek etnik kökleri  ve dini mezhep farklılıklarını sürekli ajite ederek aynı inancın insanlarını birbirine düşman ediyor? Ve neden eğitimsiz, az eğitimli İslam ülkelerinin insanları bu tuzağa düşüyor!!!

Din ve inancın kendi alanından çıkarak her bir konuda topluma egemen olması eğitimsiz bir toplum yaratıyor. Eğitimsiz toplumlar ise emperyalizmin sömürgesi oluyor. Ekonomik olarak yoksul kalıyor.

Bizim gibi gelişmekte olan ve ekonomik özgürlüğünü kazanamamış, çağdaş eğitim sürecine başlayamamış ülkelerde DİN, bilimi, aydınlanmayı, çağdaşlaşmayı, demokrasiyi engelleyen temel unsurdur. Bunun somut örneği ise Sözde Milli olan Eğitim bakanlığının yetkileri bir bir tarikat ve cemaatlara devredilmesidir. pedagojik formasyonu olmayan cahil Hacılar, hocalar, yetmedi imamın siyah çarşaflı karısı okullarda ders veriyor. Türkiye’nin en seçkin okulları imam-hatip okullarına dönüştürüldü. Bu okullara has evlat muamelesi yapılıyor. En değerli öğretmenleri okuldan uzaklaştırılıyor.

Bilim ve akıl derslerinin, Fizik, kimya, matematik, Türkçe v.b derslerin  saatleri azaltılırken bunların yerine çağdaş dünyada hiç bir yararı olmayacak arap cahiliyesine yönelik derslerin konması ile akıl ve bilim dünyasından kopuyor ve uzaklaşıyoruz. Hangi ülke vardır ki; akıl ve bilim dersleri yerine Arapça, peygamberlerin hayatı, siyer, ibadet öğrenerek bilim yolunda ilerlesin!!!

İktidar, tarikat ve cemaatleri Devlet yönetimine ortak etmektedir.  Atatürk’ün eşsiz öngörüsü ile DEVLETİN, CUMHURİYET’in LAİK olması yasasının DİN BEZİRGÂNI yöneticiler tarafından çiğnenmesi ile iktidarın kanatları altına aldığı tarikatların ve cemaatlerin DEVLET YÖNETİMİNE ortak olmalarıyla Türkiye çağdaş dünyadan uzaklaşmaktadır. Sorudur; Din eğitimi almış olanlar neden devleti yönetmek ister?

Laik’lik kavramının sistematik olarak içinin boşaltıldığı bu dönemde kamu kurumlarında yer edinen tarikat ve cemaatler el birliğiyle Aydınlanmaya, Çağdaşlaşmaya, Bilime karşı çıkarak Türkiye’yi Ortadoğu’da bulunan Arap ülkelerine çevirmeye çalışıyorlar. Siyasi iktidar bu tarikatların siyasi güçlerini, müridlerini iktidarda kalmak için kullanıyor.

SÖZDE DİN ADAMLARI sayın Yürükel’in yazdığı gibi DİN ve İNANÇ üzerinden BÖLEN görevini yapıyor. Toplumu bölerek düşmanlık aşılıyor. En yeni 3 örneği Ayasofya cami/müzesinde gerçekleşmiştir. Ayasofya’nın Camiye dönüştürüldüğü ilk gün Diyanet İşleri Başkanının, daha sonra buraya imam atanan Boynukalın’ın, en sonunda ise Cumhurbaşkanın bulunduğu camide Atatürk’e hakaret eden sözde vaiz’in Atatürk’e yapmış olduğu hakaretleri not ettik ve unutmayacağız. Bu yobazlar aslında Ayasofya’yı da diğer tüm camilerle birlikte Atatürk’e borçlu olduklarını unutacak kadar  cahil, ilimsiz, bilgisiz ve tarihlerine ihanet halindedir.

Kavuklarıyla, cübbeleriyle Din adamı gibi gözükerek, Din ve Allah adını kullanarak sevgi, birlik aşılamak yerine nifak tohumları ekiyorlar. Din üzerinden toplumu bölüyor, düşmanlaştırıyor, camileri siyaset alanı yapıyorlar.

Tüm bunların panzehiri ÇAĞDAŞ EĞİTİM  ve LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYET’tir.

Naci Kaptan / 03 Haziran 2021


Türk’lük Birleştiren
Ama Din Bir Bölendir.

Sefa YÜRÜKEL


Kökü aynı ağaçtan olan ve kendine ‘Solcu veya Sağcıyım’ diyen bugünkü Türkler, Türkçe’yi, türküleri, Türk geleneklerini, Türk coğrafyasını, Türk tarihini, edebiyatını, sanatını ve kısaca Türk’ü sevmede birleşebilirlerse ortak mutluluğa birlikte erişebilirler.

Bunun içinde, Türklerin, öncelikle, sonradan zorla Türk’e monte edilmiş olan dinlerin ve mezheplerin boyunlarına doladığı bölünmenin temeli olan urgandan kurtulmaları lazım .

Türk’lük Türk’ü birleştiricidir.
Din ise bugünde görüldüğü gibi Türk’’ü bölendir.
Geri ve takatsiz bırakandır. Gelişmesini önleyendir.
Türkler bu dinlerin yüzünden akıl’ını yitirmiştir.
Bilimden uzaklaşmıştır.
Geri kalmıştır.

Türk İslamı diye bir şey olmaz.
Türk Hıristiyanlığı diye bir şey olmaz.
Türk Museviliği diye de bir şey olmaz.

Türk bir kavim ve milletin adıdır. İslam, Musevilik ve Hıristiyanlık ise doğuş itibarıyla Semitik toplumların ruhani inancıdır.

Türkler zorla bu dinlere tabi kılınmıştır. Bunlar Türklerin geri kalması için geliştirilmiş zorlama, uydurmaca ve yutturmacadır.

Yüzyıllardır bu dinler, Türk’ü sömürmüş, din için savaştırmış, mezheplere bölmüş, inanlarını bir birine kırdırtmış ve herkesin hedefi haline getirtmiştir.

Millet ve Din bir arada olmaz.

Bugünkü durum böyle devam ettiği müddetçe de, Türk coğrafyasında dirlik ve birlik asla olmayacaktır. Bunun için bizi bölen temel unsur olan mevcut dinlerden ve onun mezheplerinden bir an önce kurtulunması lazımdır.

Ya da dinin Türkler içinde ki ağır hegemonyasını laiklik temelinde kamusal alandan silip özel alanda da dizginlemek lazımdır.

Türkler kendilerini, Semitik dinlere zorla uyarlatılmadan önceki ahlaki gelenek ve göreneklerini yeniden tazelemeli ve evrensel insan hakları beyannamesindeki değerlerle özeleştirmelidir.

Akılı ve bilimi seçmelidir.
Kendine gelmelidir.
Çünkü;
Bunu asil bir millet olarak gerçekten hak etmektedir

This entry was posted in CUMHURİYET - DEMOKRASİ - ÇAĞDAŞLIK, DİN-İNANÇ, EĞİTİM, İrtica, SİYASAL İSLAM, TARİKAT VE CEMAATLAR, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

3 Responses to “TÜRK’lük DOĞUŞTAN, DİN İSE BİR SEÇİMDİR”.

  1. emin says:

    Cesur bir tespit.elinize sağlık.tek tanrılı dinler insanların din ve etnik meselelerinin önünü açmış milyonlarca insanın katledilimesine yol açmıştır.din bir afyondur.Mustafa Kemalin yolunda saptırılan millet yok olmaya mahkumdur( yanıldıklarını görecekler).örneklerini ortadoğu kuzey Afrikada görüyoruz.teşekkürler.

  2. Mehmet says:

    Bilimin, yanıtı aranan soruların hepsine henüz cevap bulamadığını biliyorum. Bazı sorulara henüz kesin bir yanıt bulamamış olması, haklı olarak aşırı derecede şüpheci olmasındandır. Zamanla, o soruların da yanıtını bulacak ve ispatlayacaktır. Din için böyle bir kaygı, din adına ileri sürülen iddiaları tartışma, ispatlama gibi bir mecburiyet yoktur. Din, her ne kadar kutsal olduğuna inanılan kitapta “bunda düşünenler için, akıl sahipleri için ibretler, misaller vardır” ya da “ey insanlar, düşünmez misiniz” gibi çıkışlar yapsa da, insanları peşinen inanmaya, imanın altı şartına “kayıtsız şartsız inanmaya” mecbur etmesi bir dayatma, bir saygısızlıktır. İnsanı esir almaktır, mahalle baskısıdır, toplum baskısıdır. Muhammed ve öncekiler meydanı boş bulmuş. Cahil insanlara, kafalarında oluşturdukları düzeni dayatmışlar. Karıları sıraya diziyorsun, sırayı bozduğunda karı küsüyor, anında gökten ayet indirip durumu düzeltiyosun. Ayrıca, evlatlığının karısını beceriyorsun, şehirde dedikodu çıkıp da ortalık karışmaya başladığında anında ayet icat edip gelininle yatmayı helal hale getiriyorsun. Bu nasıl bir tanrıymış ki kainatı tek bir kişiye uygun olacak şekilde tanzim ediyor. Sahi, bu ahlaksızca uydurulmuş masallara günümüzde inanalar var mı? Var ise, en zeki canlı nasıl olup da egosunun bastırmasıyla cennet hayallerine dalıp bu masallara inanmaya kendini zorluyor, çok ilginç… İnsan pespembe rüyalardan uyanmak istemiyor, değil mi? Amerika yerlilerinden Navajo’ların bir sözü var: “It’s impossible to awaken a man who is pretending to be asleep”

    • Nacikaptan says:

      Sayın Mehmet Bey,

      Din konusundaki (bence) doğru olan görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
      Yazdığınız gibi BİLİM SORGULAYICIDIR, Sorulara bilimsel bağlamda kanıtlanmış doğruları buluncaya kadar araştırır. Bulduklarını bilimi daha da çok geliştirmek için uygulamada yenilikler ve yaşamı kolaylaştıracak her konuda ürünler ve yeni fikirler üretir. İnsanoğlunun var olmasından buyana bilimde gelişmesinin temeli yazdığınız gibi ŞÜPHECİ davranarak doğrulara erişmek çabasında olmasıdır. Din ise doğduğu dönemin, tarihin DEĞİŞMEZ kurallarını taşıdığından her türlü değişmeye, gelişmeye kapalıdır. Batı Dünyası Engizisyon döneminden ancak Reform ve Rönesansla din ve inancı Devletin işlemesinden çıkartabildiği için, diğer deyişle LAİKLİK olgusunu topluma egemen kılabildiği için hem toplumsal huzuru sağlamış hem de bilimsel gelişmenin önünü açabilmiştir.

      Saygılarımla
      Ne diyelim, darısı başımıza.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *