HAZIRLIKLARIMIZI TAMAMLAMAMIZ TAM 19 SENE SÜRDÜ VE ASIL ŞİMDİ BAŞLIYORUZ!!! * Ünal diyor ki, demokrasi tramvayından inme zamanımız geldi!!! * Ünal yakın gelecekte bu deyişinin açıklamasını gerçek adaletin olduğu mahkemelerde yapacaktır

Bu cellat suratlı herifin demek istediği şudur: 19 yılda hazırlıklarımızı tamamladık, İSLAM Cumhuriyeti ve şeriat karanlığına geçmeye hazırız. Size garanti veririm, bu gerçekleştiği zaman Türk (m)illetinden tıs çıkmayacaktır.
A. Esen

Bunu biliyoruz…
İktidarda bulunduğunuz 19 yıl boyunca:
Hep dinciliğe oynadınız.
Türkiye’yi dünyaya rezil ettiniz.
Sanayiye 5 kuruş yatırım yapmayıp tüm yatırımlarınızı yol ve bina inşaatlarına,
camilere, imam katip okullarına yaptınız.
Bu şekilde ayakkabı kutularınızı doldurdunuz.
Ekonomimizi dibe vurdurdunuz.
Ve sonunda Atatürk’ün kurmuş olduğu laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni
bir İslam toplumu, şeriat ile yönetilen bir ülke haline getirmeye hazırsınız.
Bunu biliyoruz.
Aydın Uluçam

Atatürk, Anadolu halkının en zor zamanında bir kurtarıcı, devrimci, yol gösterici olarak gelmiş en büyük mucizedir. Onu farklı kılan en önemli özellik, Selanikte doğmuş, Batı kültürünü ve düşünce sistemini özümsemiş bir Avrupalı olmasıdır.
Kendisinden sonra devletin başına geçenler, İslami dünya görüşünün ve geleneğinin az veya çok etkisi altında kalmış Anadolu ürünleridir. Bunlardan özellikle de üçü Atatürk’e, O’nun devrim ve (başta laiklik olmak üzere) ilkelerine en büyük ihanette bulunmuşlardır. Adnan Menderes ve Kenan Evren isimleri hemen aklımıza geldiği için üçüncü isim üzerinde durmak ve merak edip görüşlerinizi öğrenmek istiyorum.
O isim, en büyük tahribatı, ülkemizin geleceğini belirleyen eğitim sistemi üzerinde yapmış ve amacının “dindar ve kindar” kuşaklar yetiştirmek olduğunu belirtmiştir. Bir ipucu daha vermem gerekirse, (Şamdaki Emevi camiinde namaz kılma hevesiyle) Suriye trajedisinin ülkemizdeki en büyük sorumlusu, suçlusu olduğunu söyleyebilirim. Bilin bakalım, bu tahribatçı kim olabilir!!..
24.03.2021 Kemal Rastgeldi

Orhan Bursalı – 22 Mart 2021 Pazartesi
Orhan Bursalıobursali@cumhuriyet.com.tr

10 yılda yiyip bitirilen bir ülke, komşumuz, Suriye

Suriye’yi parçalama savaşı 10. yılını bitirdi, Mart 2011- Mart 2021. Bu konuda 2011’den bu yana 100’e yakın köşe yazısı yazdım, belki fazla. 10 yıl içinde bir ülkenin nasıl yok oluşun eşiğine geldiğini, parçalandığını ve ne kadar büyük bedeller ödediğini, yedi milyona yakın en verimli nüfusunu kaybettiğini, pek çok kentin yıkıntıya dönüştüğünü, zenginliklerinin yağmalandığını ve hâlâ sürecin sona ermediğini, belirsizliklerin sürdüğünü seyrediyoruz.
Önce kısa bir bilanço:
– Savaşın ekonomik kaybı 1 trilyon dolar.
– 12 milyondan fazla insan evlerini terk etmek zorunda kaldı.
– 5.6 milyon Suriyeli Türkiye, Lübnan, Ürdün’de sığınmacı/ mülteci.
– 6.6 milyon insan, tahminen, ülke içinde yerlerinden edildi.
– 387 bin insan öldü, tahminen.
– 200 bin insan kayıp, tahminen.
– Resmi hükümet / Şam, henüz ülkenin yüzde 60’ını kontrol edebiliyor.
– 2 milyon aşırı yoksulluk içinde yaşıyor, vb.
ABD VE BATI KIŞKIRTIYOR
Suriye’de iç savaş, Arap Baharı’nın Suriye’ye sıçraması ve özellikle Sünniler arasında gösterilerin başlamasıyla patlak verdi. Libya’yı halleden ABD ve Avrupalı müttefikleri, hemen bu gösterileri kışkırtmaya yöneldiler. Sıradaki ülkeydi. ABD’nin planları açıklandı: Üçe bölünecekti.
Irak’ın parçalanmasıyla ortaya çıkan IŞİD /DEAŞ daha sonra hızla Suriye’de yayıldı ve Irak – Şam İslam Devleti adı altında örgütlendi. İç savaşta bu örgütler Katar – Suudi Arabistan ve kısmen de Ankara tarafından desteklendi.
Dünyanın dört bir yanından, Türkiye dahil, El Kaide dahil, köktendinci örgüt elemanları Suriye’ye aktı ve IŞİD bayrağı altında savaştı. 2015’ten itibaren de Rusya ve İran, askeri olarak Şam’ın yanında yer aldı.
Rusya ve İran Suriye’nin bütünlüğünün yeniden sağlanmasından yana, ABD ise özellikle Türkiye sınırı boyunda Irak’tan Akdeniz’e kadar uzanacak bölgede bir Kürt oluşumu için savaşın içine girdi.
‘TARİHİ UZANTIMIZ’
Ankara, aslında bu paylaşımda da taraf oldu. Şam’da Emevi Camii’nde namaz kılacağını bile açıkladı o zamanın başbakanı RTE. Davutoğlu ile birlikte, Suriye’nin aslında bir Osmanlı bakiyesi olduğunu açıkladılar ve hem tarihi hem kültürel hem akrabalık ilişkileri nedeniyle Türkiye’nin söz sahipliğini ilan ederek buna uygun politikalar geliştirdiler. Bir, “Suriye aslında Türkiye’nin doğal bir parçasıdır” demedikleri kaldı. Şam’a karşı, ABD ve Suudi – Katar büyük mali destekleriyle “Özgür Suriye Ordusu”nu yapılandırdı Ankara. Son bir yıldır da bu yapıya komik bir şekilde “Suriye Milli Ordusu” diyor.
Ankara, belki bu “doğal tarihi uzantımız” nedeniyle değil ama ABD’nin, PKK/PYD ile sınırlarımız boyunca bir Kürt yapılanması – koridoru politikasına karşı ülke güvenliği ve terörizme karşı önlem gerekçeleriyle, bu yapılanmayı askeri müdahalelerle olanaksız kıldı.
Özgür Suriye Ordusu yapılanması, Ankara’nın kontrolünde bazı bölgeleri kontrol altında tutuyor, bizim TSK ile birlikte.
KİM NEREDE…
Şam’a karşı savaşan IŞİD artıkları, Kafkas bölgelerinden ve Doğu Türkistan’dan, Afganistan’dan vb. gelen çeşitli terör örgütleri, Suriye’nin esas olarak, güneyimizde İdlib bölgesinde tutunuyorlar. Rus ve Suriye askeri güçleri bu örgütleri İdlib’e sürdü; İdlib’in ülkemize yakın bölgesinde ÖSO ve bu silahlı çeteler varlıklarını sürdürüyor. Tabii TSK de hem burada hem de Afrin ve Azez’de bulunuyor.
Bölgede Suriye + Rus askeri güçleriyle TSK arasında da ciddi çatışmalar yaşandığını unutmayalım. Türkiye hem İran ve Rusya ile Suriye’nin toprak bütünlüğü için bir ittifak içinde hem de askeri güç olarak arada sırada çatışma içinde. Ender görülecek bir durum!
ABD ise PKK / PYD ile birlikte, ülkenin petrol bakımdan zengin önemli bir kısmını işgal altında tutuyor.

Peki, Cumhurbaşkanı’nın beş gün kadar önce Avrupa’ya yaptığı, Suriye’de Türkiye’yi destekleyin açıklamasının, bu manzara karşısında, anlamı nedir, ne demek istiyor? Yarın…
Orhan Bursalı
This entry was posted in BOP, İHANET VE YABANCI YANDAŞLAR, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *