ABD Uluslararası Terör Örgütü PKK ile Organik İlişki İçindedir. BM Hukukuna Göre Yargılanıp Cezalandırılmalıdır.

Sefa M. Yürükel <sefamyurukel65@gmail.com> 18.02.2021

Terör örgütü PKK ile işbirliği yapan kim olursa olsun, ki belgeler ortadadır. örneğin ve Beyaz Saray, Pentagon, CİA, HDP, vs nin ilişkileri ortadadır ve bunların terörist muamelesi görmeleri gerekir. Uluslararası anlaşmalara görede doğrudan terörizme destek suçu işlemektedir.
Tüm belgeler gösteriyorki, HDP ve PKK ilişkisi organiktir. Bu yüzden HDP, TC Anayasa’sına karşı işlediği suçlardan dolayı derhal kapatılmalı, tüm yöneticileri hukuken cezalandırılmalı ve tüm mal varlığına el konulmalıdır. Bu konuda uluslararası hukuk ve ülkelerdeki teammüllerde eğer HDP kapatılır ve yöbeticilrri cezalandırılırsa, uluslararası terörizme karşı mücadele etmedeki yükümlülüğü açısından Türkiye’ye hukuken de hak vermektedir.
Aynısı hukuk içinde kalındığı müddetçe, PKK’yı öven ve propagandasını yapan basın yayın organları, basın mensupları, milletvekilleri, partiler, belediye başkanları ve meclis üyeleri , muhtarlar, STK lar, kanaat önderleri, iş adamları, aydınlar ve gerçek kişiler içinde geçerlidir.  Bu her meşru bir devletin kendini korumak için atacağı klasik tedbirsel ve taktiksel bir adımdır. Bu konuda da Türkiye’ye hiç kimse gerçekçi ve hukuki bir eleştiride bulunamaz.
ABD ve PKK ilişkiside son 20 yıl süresi baz alındığında Irak ve Suriye’de ve O ülkelere yönelik faliyetlerinden dolayı elde edilen verilerden de bilinmektedirki, ikili arasında ki ilişki tamamen organiktir. İlişki zaman içinde ast üst ilişkisine dönmüştür. Bu durum var olan belgelerde ve demeçlerde çok açıktır.
Normalde ABD gibi BM ve NATO üyesi meşru bir devlet, asla PKK gibi bir terör örgütü ile organik bir ilişki kuramaz ve destekleyemez. Yaparsa, ki yapıyor, o zaman bu faliyet uluslararası terörizme olan bir destek faliyeti anlamını taşır. Bu tüm uluslararası ve ikili anlaşmalara karşı gelmek demektir. Yani bu bilerek suç işlemektir.
ABD, resmi olarak PKK’yı terörist bir örgüt olarak olarak görsede, PYD’yi terörist PKK’nın bir parçası olarak görmemekte ve bunun aksine PYD’yi kendisine askeri ortak olarak görmektedir.
Oysa bu tamamen yalandır. ABD, PYD’nin PKK olduğunu çok iyi bilmektedir.
Bunu dahada iyi anlamak için PKK unsurlarının ve ABD yetkililerinin bilinen belgelerdeki nitelikli vurgularına dikkat etmek yeterlidir.
PKK/KCK terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan ele geçirildikten sonra avukatları vasıtasıyla PKK’ya içerden talimatlar vermeye devam etmiştir ve PKK terör örgütünün Suriye’de de örgütlenmesi gerektiğini belirtmiştir.
A.Öcalan’ın ele geçen ifadelerindeki, 25 Aralık 2001 tarihli görüşme notunda; “(…) Dört ülke için önermiştim. İran’da demokratik İslam esprisi ile olmalı. PKK Irak’ta yaşamalı, Güney PKK biçiminde olabilir. Suriye’de Demokratik Birlik Partisi (…)” ve 13 Ağustos 2003 tarihli görüşme notunda; “(…) Savunmamda Suriye Kürtlerin Demokratik Partisi” diyordum. Demokratik Birlik Partisini Suriye halkı için de öneriyorum (…)” şeklinde yer alan ifadeler PYD’nin, PKK/KCK insiyatifiyle Suriye yapılanması olarak örgütlendiğinin de bir belgesidir.
Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın içerden avukatları aracılığı ile verdiği talimatlarıyla hareket eden PKK merkez komitesi, 20–24 Nisan 2002 tarihleri arasında yaptıkları PKK 8. Kongresi’nde aldıkları kararla Türkiye ile birlikte, örgütün Irak, İran ve Suriye’de de örgütlenmesine gidilmiştir.
Bu yüzdende PKK/KCK terör örgütü, Öcalan’ın talimatları ve örgütün 8. Kongresinde aldığı kararı hayata geçirmek ve Suriye’de de örgütlenmek amacıyla 17 Ekim 2003’te Partiya Yekitiya Demokrat/Demokratik Birlik Partisi’ni (PYD) kurmuştur.
İşte bu terör örgütüne, ABD’nin (yayınlanan) bütçesinden yani terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın bizzat çizdiği şema olan KCK yapılanmasında PKK’nın Suriye yapılanması olarak örgütlenen PYD’ye, ABD resmi olarak finansal destek vermekte, silah yardımı yapmakta, teröristleri eğitmekte ve terör örgütünü uluslararası alanda meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Ayrıca terör örgütünü ve terörü kullanarak BM üyesi bir ülkeyi fiilen bölmeye ve orada kendine göbekten bağlı bir terör devleti oluşturmak için kendi eğittiği bir terör ordusu kurmaktadır.
ABD PYD’nin PKK olmadığını ne kadar idda etsede, İngiltere ve Ispanya’da PYD’nin terör örgütü PKK olduğunu tescilleyen mahkeme kararları vardır.
ABD’nin eski Şam büyükelçisi PYD’nin PKK liderlerinin bulunduğu Kandil’de PKK tarafından kurulduğunuda İtiraf etmiştir.
ABD Eski Şam Büyükelçisi Robert Ford Al Jazeera’den Ece Göksedef’in sorularına verdiği bir demeçte ise: PYD’nin PKK olmadığı söyleminin gerçekte bir safsata olduğunu belirtmiştir.
Aynı şeyi başka bir şekilde İngiltere’nin Ortadoğu’dan Sorumlu Devlet Bakanı Alistair Burt ise terör örgütü PKK ile PYD/YPG arasındaki ilişki hakkında şunu belirtmiştir: ‘İlişkilerin farkındayız. PYD ve YPG ile konuştuğumuzda PKK ile ilişkileri kesmesi gerektiğini söylüyoruz. Pratikte ise muhtemelen kesmiyorlar. İlişkiler ortada.’ demiştir ( 10.01.2018).
Ayrıca ABD’li devlet görevlileri ve siyasetçiler’de zaman zaman verdikleri demeç veya bu konu üzerine konuştukları raporlarda PYD’nin PKK olduğuna dair bilgileri reddetmemişlerdir.
Buna örnek olarak yayınlanan bilgilerden sadece küçük bir bölümünü sunulursa, bu konunun kamuoyu tarafından aydınlanması konusunda dahada yardımcı olacaktır.
Örneğin :
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Naubert, PYD militanları için “PKK” ifadesini kullanmıştır (25 Ocak 2018).
-“Onlara (PKK’nın Suriye uzantısı YPG/PYD’ye) isimlerini değiştirmelerini gerektiğini söyledik. Bir gün sonra adlarının ‘ Suriye Demokratik Güçleri’ ( SDG) olduğunu ilan ettiler” . (ABD Özel Kuvvetler Komutanı Raymond Thomas, 21 Temmuz 2017).
– “PKK, (en büyük bileşeni PYD olan) Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) bir parçasıdır”. (DEAŞ Karşıtı Koalisyon Güçleri Sözcüsü ABD’li Albay John Dorrian, 3 Mayıs 2017)
-“ABD şunları ifade etmeli: “PYD/YPG’nin, bir terör örgütü olan PKK’yla bağlantısı var”. (ABD Eski Ulusal Güvenlik Danışmanı ve önde gelen Cumhuriyetçi Parti Üyesi Stephen Hadley, 30 Nisan 2017).
-“ABD’nin desteklediği YPG’nin PKK ile kesinlikle bağı var” (ABD’nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford, 18 Mayıs 2016).
“Evet, YPG, PYD’nin silahlı kanadı ve raporlar, PYD ve YPG’nin PKK ile bağlantılı olduğunu belirtiyor” ( Dönemin ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, 28 Nisan 2016)..
Yukarıdaki bu belgeler, ABD’nin terör konusunda tüm uluslararası meşru kuruluş ve devletlerin aleyhine olarak çalıştığının ve uluslararası terör örgütü olan PKK ile karşılıklı çıkara dayalı olarak organik bir ilişki içerisinde olduğunun birer kanıtıdır.
Bunun için Irak ve Suriye’de PKK’ya silah götüren her ABD aracı ve personeli terörizm ile mücadelede tüm BM üyesi ülkeler ve hukuku açısından meşru olarak askeri bir hedeftir. Bunu ABD’de çok iyi bilmektedir. Ama ben güçlüyüm ve bana kimse dokunamaz vari tutum takındığı için, bu terör örgütü ile olan organik bağını bölgeye yönelik kendi emperyal emelleri için hayata geçirmeye çalıştığı BOP planına uygun olarak bir türlü kesmemektedir. BM yasalarına karşıda bu konuda suç işlemeyede devam etmektedir.
ABD bu konuda suç işlemektedir. Çünkü BM ve diğer bölgesel kuruluşların kabul ettiği uluslararası sözleşmeler bakımından terör örgütlerine silah verilmesi ve finansal destek sağlanması yasaklanmıştır.
Bu yükümlülük Uluslararası Adalet Divanı’nın “Armed Activities” adlı kararında örf ve adet hukuku olduğu mahkeme tarafından açıkça belirtilmiştir.
Mevcut durumda ABD siyasi liderliğinin, gizli servislerinin ve ordusunun, PKK terör örgütü ile gayrı meşru bir ilişkide bulunması, ABD’nin de yükümlü olduğu uluslararası terörle mücadeledeki meşru devlet yükümlülüğü ilkesine aykırıdır ve uluslararadı alanda da terörizmle mücadeleye azami ölçüde zarar vermektedir.
Terörizme Ortadoğu bölgesinde hizmet eden tüm birimler kim olursa olsun gayrı meşrudur.
BM hukukundan doğan bir hak olarak Türkiye, Irak, İran ve Suriye meşru devlet güçleri tarafından bu gayri meşru birimler kesinlikle etkisizleştirilmeli, bu gayrı meşru unsurlar uluslararası ve ulusal mecburiyet açısından da bölgeden bir an önce fiilen bertraf edilmelidir..
Bölge ülkeleri ABD’yi bu konuda başta kendi ülkelerine karşı olmak üzere vede ayrıca da BM ve Lahey Adalet Divanı hukuku açısındana katşı suç işlemek açısından da, Uluslararası işlediği suçlardan dolayı fiilen cezalandırmalıdır. Buna hakları vardır.
Ve konuyu bir an önce uluslararası arenaya ve İlgili mahkemeye taşımalıdır.
Ayrıca bundan sonrada PKK’yı bölgede eğiten tüm yabancı personelinde BM üyesi bölgesel güçler tarafından askeri bir operasyonla etkisizleştirilmeside BM ve uluslararası anlaşmalara göre;
meşrudur,
gereklidir,
ve yapılmalıdır.
Bu yapılması gerekli okan etkisizleştirme operasyonu, BM’ de ki her üye ülke içinde hukuki bir haktır ve yükümlülüktür.
Bu konuda bölge ülkeleri hiç bir şekilde tereddüt etmemelidir.
ABD, ayrıca NATO ve BM’in terörist listesindeki PKK’ya yardımından ve BM üyesi bir ülkeyi gayri meşru işgalinden ve PKK denilen bir terör örgütünü kullanarak bölmeye çalışmasından dolayı uluslararası düzeyde mutlaka yargılanmalıdır.
Bu yargılanma için gerekli belgeler mevcuttur ve yargılamayı gerektirmektedir. Bunun içinde bölgede terörizmden zarar gören ülkeler ilk adımı atıp BM’e ve ilgili mahkemeye müracatta bulunmalıdır.
ABD bu anlamda kesinlikle terör örgütleriyle organik bir ilişkide olduğu için BM ve uluslararası ilgili mahkeme tarafından cezalandırılmalıdır. Belgelere görede cezalandırılması kesin görünmektedir.
Çünkü belgelerdendr anlaşılacağı gibi ABD’nin bölgede yaptığı tamamen uluslararası hukuku hiçe sayarak ağır suç işlemektir. Bu kanıtlıdır. Şimdiki kanıtlar bu konuda yeterlidir.
Şimdi bu görev BM üyesi ülkelerin insiyatifine ve vicdanına kalmıştır.
Özelliklede Türkiye, Irak, Iran, Suriye ve Lübnan’ın!
ABD, BM HUKUKUNA GÖRE CEZALANDIRILMALIDIR!
Sefa Yürükel
Sosyal Antropolog ve Etnograf
Soykırımlar ve terörizm araştırmacısı

https://www.tum-haberler.com/makale/abd-bm-hukukuna-gore-cezalandirilmalidir-555
This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, Bölücü KÜRTÇÜLÜK, BOP, PKK TERÖRÜ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *