Yobazın En Büyük Düşmanı

Aydınlığın bilgesi İlhan Selçuk’un 28 Haziran 1996 tarihli yazısı:
Yobazın En Büyük Düşmanı
Yobazın En Büyük Düşmanı:
Müslüman!..
Adam gek gek geğirir gibi Allah’ın ya da peygam­berin adını ağzına alıyor…
Niçin?..
Yalan için..
Dolan için..
Üçkâğıt için..
Çıkar için..
Koltuk için..
Allah’ı ve peygamberi aşağılık dünyasal çıkarları için kullanmaya kalkışıyor…
*
Müslüman Allah’ına tapınır. İyiliğin, doğruluğun, güzelliğin, dostluğun ardındadır inanmış kişi, çıkar­ların peşinde değildir, kötülüklerden uzaklaşmaya çalışır, hırslarından arınmıştır, dünya malına tamah etmekten çekinmiştir…
Siyaset bataklığında kulaç atmaktan başka marifeti olmayan herif, her dakika başında Müslümanlık taslamaya kalkışsa da Müslüman mıdır?.. Tek ayak üzerinde, binbir yalanı doksan dokuzluk tespih çe­ker gibi art arda dizen herif-i naşerif, nasıl Müslüman olabilir?..
İslamı koltuk hırsı için kullanan kişinin Müslüman­lığına kim inanabilir?..
*
Bir Müslüman bir hırsızı suçüstü yakaladı.
Ve dedi ki:
– Sen bana istediğim çıkarı sağlarsan, ben de se­nin hırsızlığını örtbas ederim…
Peki, bu adam Müslüman mı?..
Olabilemez…
Müslümanlık yağmur olup gökten yağsa, rahme­tinin bir damlası bu adama düşmez.
*
Çıkar hırsıyla gözü dönmüş ne kadar politikacı varsa Müslümanlık taslıyor. Müslümanlığı siyasette koltuk sevdasının ideolojisine dönüştüren bir sürü herif, bu ülkede yaşayan milyonlarca Müslümanın ensesinde boza pişiriyor.
Bunlardan biri dedi ki:
– Bizim en büyük düşmanımız Müslümanlardır…
– Nasıl?..
– Tanrı’sız ya da dinsiz olanlar, Türkiye’de bir avuç insan bile değildir, bunları önemsemek yanlış bir stratejidir; onları korumaya almak, hoşgörülü sayıl­maya yarar…
– Eeeeee?..
– Ama Müslüman olup da dini siyasete alet etmek istemeyen Müslümanlar var ya…
– Evet.
– Bizim asıl düşmanımız onlar!..
– Niçin?..
– Çünkü çoğunluk onlarda!.. Biz azınlığız, sesimi­zin çok çıktığına bakma!..
– Peki ne olacak?..
– Vallahi benim pek umudum yok!.. Müslümanla­rın çoğunluğu laiklik ilkesine bağlı kaldıkça, biz bu Müslümanlarla baş edemeyiz, gün geçtikçe zamiri­miz ortaya çıkar…
Müslümanlık taslayıp Müslümanların tepesinde tepinenlerin korkusu bu!..
Anadolu Müslümanı, ister Sünni olsun, ister Ale­vi, çöl Müslümanı değil!.. Bir buçuk milyar nüfuslu İslam okyanusunda, Müslümanlık değişen coğraf­yaya göre rengini saptıyor; ne İran’daki, Suudi Ara­bistan Müslümanlığına benziyor; ne de Endonezya’daki İslam, Kazakistan ovalarındaki Müslüman­lıkla bir sayılıyor.
Anadolu Müslümanı çöl şeriatına teslim olmaya­cak!.. Çöl şeriatının Türkiye’deki kökü dışarıda po­litikasını, Anadolu Müslümanı onaylayamaz. Os­manlı’da bile bedevinin goygoyuna pabuç bırakma­mış Anadolu Müslümanlığı, laik Türkiye Cumhuriyeti’nde Müslümanlık taslayan üçkâğıtçıların buyru­ğuna giremez.
(28 Haziran 1996 tarihli yazısı)
This entry was posted in İLHAN SELÇUK YAZILARI, Kose Yazarlari. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *