Korku matematiği ve yeni Anayasa

Korku matematiği ve yeni Anayasa


İktidar neden yeni Anayasa önerisini ortaya attı, sorusu tartışılmaya başlandı bile…
İktidarın yeni bir anayasa ihtiyacı, “halka daha iyi hizmet edeceğim ama bu anayasa benim önümü tıkıyor” isteğinden kaynaklanmıyor. Zaten iktidar, kendisini Anayasa’ya bağımlı hissetmiyor ki, yeni bir anayasa ihtiyacı olsun. Böyle bir durumda, iktidar için bir anayasadan ziyade, yeni bir gerilime ihtiyacı var. Hem de öyle böyle gerilim değil, şimdiye dek yaşadığımız gerilimlerin ötesinde bir gerilime ihtiyacı var.
Var. Çünkü halk nezdinde çok irtifa kaybetti. Kaybedilen irtifayı yeniden kazanmak için, gerilimin yüksek olmasına ihtiyaçları var. O zaman, yeni bir gerilimin, yani yeni bir psikolojik savaşın içinden geçeceğimiz düşüncesi, muhaliflerde, kuvvetle ortaya çıkıyor.
Yeni gerilim için yeni korku araçları gereklidir.
Yeni Anayasa tartışmaları sürecinde, içinden geçilecek, korku tüneli zaten kitleleri belli ölçüde dönüştürecektir. Aslında, iktidar için de temel beklenti budur. İktidar şimdilerde o tanımlamaya çalıştığımız korku tünelinin projesini, malzemelerini ve zamanlamasını hazırlamakla meşguldür. Bu projede devletin tüm olanaklarının kullanılacağından emin olabilirsiniz.
Bu projenin, içindeki korku malzemelerinin başında gelen, laikliğin şeriat kanunları ile yer değiştirmesidir. Zaten tartışma laiklik üzerinden açılırsa, toplum derhal gerilir. Gerilmesiyle beraber, psikolojik harp de başlamış olur.
İçinden geçeceğimiz korku tünelinin ilk aşaması; taslağın hazırlanıp Meclise gelmesiyle başlayacak. Taslak, daha Meclise gelemeden önce, bazı maddeleri kamuoyuna sızdırılacaktır. Sızdırma zemin yoklamasıyla ilgilidir.
Tepkiler çok yüksekten gelmeye başlarsa, taslaktaki bazı ifadeler daha da sertleştirilecek ve karşı tarafı daha fazla gerecektir. Muhalefet gerildikçe, yandaşlar saflarını sıklaştıracak, muhalefet kendi içinde tartışmaya girecek ve bölünecektir.
Anlatmaya çalıştığım bu gerilim süreci, yaklaşık bir yıl veya daha fazla sürecektir. Çünkü Mecliste tartışma süreçleri, Mecliste kabul edilip Saraya gönderilmesi, oradan referanduma gönderilmesi, referandum sonuçlarının alınması gibi süreçler hep gerilim içinde yaşanacaktır.
Bu süreç, tarafları sertleştirecek, siyasal şiddet uygulayan iktidar, ortaya çıkan iklim içinde, fiziki şiddeti artıracak, süreç böylece tırmanacaktır. Bu gerilim ve iklimin yarattığı ortamda, iktidarın referanduma sunduğu yeni anayasa yürürlüğe girecektir.
Bu arada iş dünyası nasıl olur, ekonomi nasıl olur, işsizlik nasıl olur, pahalılık nasıl olur diye sakın düşünmeyin. Artık, iktidar bir adım daha neo-patrimonyal düzenine kavuşmuş olacaktır.

Bülent ESİNOĞLU / 6 Şubat 2021 / bulentesinoglu@gmail.com
This entry was posted in ANAYASA, BÜLENT ESİNOĞLU YAZILARI, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *