KÜLTÜR, KİTAP, AYDINLANMA * HAYAT BİLGESİ – ŞU HAYATI NASIL YAŞAMALI


HAYAT BİLGESİ – ŞU HAYATI NASIL YAŞAMALI


Bundan 60 küsur yıl önce ben talebe iken, kompozisyon diye bir ders vardı.
Temel Kuralları yaklaşık şöyle idi;
1.İyi bir kompozisyon 3 kısımdan oluşur. Giriş, Gelişme ve Sonuç Bölümü
2.Yazdığınız bir A4 kâğıdını geçmesin, yoksa hoca okumaz
3.Sonuç bölümü çarpıcı olsun. Çünkü hocalar sadece son bölümü okurlar.
4.Mümkünse anlamlı bir deyiş veya atasözü ile başla. İlk intiba çok önemlidir.
5.Sözlü bir kompozisyonda ise 20 dakikayı geçme, dinleyicinin dikkati 20 dakikadan sonra dağılır. vs.. vs.. vs..
60 yılda çok şeyler değişti.
İnsanların sabrı, konsantrasyon süreleri, öğrenme paternleri artık eskisi gibi değil. Şimdilerde “Ne söyleyecek isen ilk cümlende söyle, yoksa seni takip etmeye bilirler ” diyoruz.
Hap yap, tek cümlede yuttur.
Yeni nesil, TV ve bilgisayar nesli. Reklamlar ve zamana karşı oynanan oyunlar sonucu azami sabrın süresi 90 saniye.
Sn. Mümin Sekman çok güzel bir çalışma yapmış. Tam çağın gerçeklerine uygun.
Bilhassa ana hedefim olan binlerce genç okura sesleniyorum. Bunu da okumaz iseniz ne okuyacaksınız?
En içten sevgi ve saygılarımla,
Uğur Yüce

Şu Hayatı Nasıl Yaşamalı?

Yaşamın içinde kaybettiğimiz hayat, bilginin
içinde kaybettiğimiz bilgelik nerde? [T. S. Eliot]

Einstein’ın deyişiyle, “bir sorunu yaratan zihni aynı şekilde çalıştırarak o sorunu çözemezsiniz.” Hayata dair mevcut düşünce ve kanaatleriniz sizi şu anda bulunduğunuz yere getirdi. Daha farklı ve iyi bir yerde olmak istiyorsanız, yeni bir akla ve çoklu bakış açılarına ihtiyacınız var. Yeni bir hayat da yeni(lenmiş) bir akılla gelir.
“Hayat % 10 başımıza gelen olaylar, % 90 olayları nasıl ele aldığımızdan oluşur.” der bilgeler. Kılavuzunu yanına almadan geldiğimiz şu hayatta, çoğumuz stratejiyi savaş bittikten sonra öğreniyoruz! Bu yüzden hayat oyununda sık sık bildiklerimiz yaşadıklarımıza yetmiyor. Haritasız arazide, ters dönmüş kaplumbağa gibi, şaşkın bir halde kalıyoruz!
“Hayat Bilgesi”, başkalarının hayatlarından ve hatalarından öğrenme kitabıdır.
Büyüklerin acılı veya zevkli hayat deneyimlerinden damıtılmış dersler içeriyor.
Bir tür hayat bilgisi bankası! İhtiyaç duyduğunuzda fikir çekebilmeniz için… Beyin sosyal bir organdır. Gelişmesi için, kendisinden büyük beyinlerle sosyalleştirilmesi gerekir. Bir düşünün, çevrenizde sizden daha akıllı kaç kişi var?
Yakın çevreniz beyninizi aşağı mı çekiyor, yukarı mı? Hayatta tüm hataları kendimiz yapacak kadar zamanımız yok. Başkalarından öğrendiklerimizle “klasik” kusurlardan kurtulup, yanlış yapma kontenjanımızı daha yanıltıcı ve özgün hatalar için kullanabiliriz!
Sizden sıradan değil, özgün ve asimetrik hatalar bekliyoruz! Doğrularınız gibi yanlışlarınız da rafine olsun!
Dünyada 7,5 milyar, Türkiye’de ise sadece 75 milyon insan yaşıyor. Yani insanlığın sadece % 1’yiz. Daha kötüsü, % 48’imiz ilkokul mezunuyuz ve ülkenin eğitim ortalaması yalnızca üç yıl!
Dünyadaki her yüz insandan sadece biri Türkçe düşünüyor. İngilizce gibi yaygın bir dili kullananlar üç milyardan fazla insanın ortak akıl havuzuna erişebiliyorlar. Bilmeyenler ise bu bilgi hazinelerinden habersizce yaşıyor. Neler kaçırdığımızı bile bilmiyoruz! Sonuçta dilimizin sınırı dünyamızı sınırlıyor.
Bu sebeplerle, insanlığın ortak hayat bilgisinin sistematik olarak incelenerek bir araya getirilmesi gerektiğini düşündüm. Uzmanlık alanımdan dolayı, daha çok hayat ve başarı üzerine söylenmiş bilgelik ve tavsiyeler üzerine odaklandım.
Evrensel akıl ve bilgelik bankasından yararlanmanın önündeki yabancı dil engelini aşmak için, farklı dillerden bir araştırma ekibi oluşturup, alanında dünya çapında başarı kazanmış insanların yeni ve yararlı fikirlerini özetlemeye başladık.
Hayat derslerinin “maden” olduğu beyinlere entelektüel sondaj yaptık!
Bu kitapta insanlığın ortak akıl okyanusundan Türkiye’nin “milli” kültür havuzuna bilgi aktarımı amaçlandığından, Türk büyüklerine değil, dünya büyüklerine odaklanılmıştır.
Sık sık “Şu hayatın anlamı ne?” diye düşünmeyi sevenlerdenim. Hayatın anlamını çözme ve hayat yönetimini tekniklerine duyduğum ilgi, bir tür hayat bilgisi bankası kurma hayalimi canlı tuttu.
This entry was posted in EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR, KÜLTÜR - EĞİTİM - ÇAĞDAŞLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *