Öfke ve ekonomi

Öfke ve ekonomi

Bülent ESİNOĞLU / 26 Aralık 2020 / bulentesinoglu@gmail.com

Uzlaşmadan uzaklaştıkça, taraflar aldıkları pozisyonda, daha da katılaştıkça, öfke her iki tarafta da yükseliyor. Sorunlar akıl ve mantık çerçevesi içinde tartışılamıyor. Taraflar birbirlerini ötekileştirip, düşmanlaştırdıkça, öfke ve öfkenin yarattığı belirsizlik artıyor.
Bir taraf, öteki tarafı Amerikancılık ve dış düşman yardakçısı olmakla suçluyor. Öteki taraf ta muhafazakarları, dinci ve etnik siyaset yaparak, ırkçılık yaptığını ifade ediyor.
Uzlaşmadan uzaklaşıldıkça, tarafların birbiri ile mücadelesi sertleşiyor. Öfkenin yarattığı bu iklim ekonomiye olumsuz yansıyor. Bırakın iktidarın şöyle veya böyle yaptığını, sadece televizyonlara yansıyan öfke ve halkın yaşadığı öfkeye baktığınızda, bu ülkede yaşanmaz hissiyatına kapılmak işten bile değil.
Bu öfke ortamında ne yerli sermayedar ne de yabancı yatırımcı gelmiyor. Sadece çok yüksek faiz almak üzere gelen, spekülatif sermaye, giriş çıkış yapıyor. Karını alıp, öfke ortamından hızlıca kaçıyor.
Doğrudan yatırım, ya da proje yatırımı için kimse gelmiyor. İçeride ki öfkeden korkuyor. Dolayısıyla içinde yaşadığımız finans kapital bir işimize yaramıyor. Hani finans kapital olunca, dışarıdan yatırım gelir deniyordu ya… tam bir fiyasko…
Topluma yansıyan bu öfke, her geçen gün daha da artıyor. Öfkeyi kendi başına ele aldığınızda, hiçbir getirisi olmayan psikolojik yapılanmadır. Öfke kendi başına durmuyor. İçinde yaşadığımız ekonomik zorluklar ve kriz ortamı ile birleşiyor. Kriz, anlamsız ve yönsüz öfkeyi besledikçe besliyor.
Ekonomik felaketin sebebi üzerinde yapılan tartışmalarda mantıklı çıkarımlar olmuyor. Etnik ve dinci siyasetten yana olanlar, ekonomik zorlukların muhalefetten kaynaklandığına iddia ederken, öte taraf ise finans kapitalin varlığından habersiz bir şekilde, sadece yönetimin yanlış politikaları üzerine odaklanıyor.
Gerçek ekonomik meseleler ortada kalıyor. Finans kapitalin kendisi tartışılmıyor. Aslında toplumu ayrıştıran, atomize eden, toplumu param parça eden düzenin kendisi tartışılmıyor.
Taraflar, toplumun altında duran finans kapital bombasından habersiz kuşa bak tartışması yapıyor. Yani bu iktidar gitse de finans kapital soygunu aynen devam edecek.
Servet sınıfından yana olan iktidarların halk diye, yerlilik diye bir sorunlar olmaz. Onlar servet sınıfının önündeki engelleri kaldırmaya çalışırlar. Finans kapitalin, sözde piyasa şartlarına uyarak, bunu yaparlar. Kandırmacanın hası buradan ürer.
Amerika da bile finans kapital tartışılır. Ülkemizde ortaya çıkan kutuplar bunu tartışmazlar. Çünkü yükselen öfke öyle bir yerlere gelmiştir ki, akıl ve mantık, artık devre dışı kalmıştır. Öfke sahibi, ötekini ortadan kaldırma sevdasındadır. Şu gerçeği bilmiyorlar, taraflar birbirini yok ettiğinde, ülke diye bir şey kalmaz.
İçinde bulunduğumuz bu öfke ortamı, nasıl sonuçlanır bilmek kolay değil. Ancak bu öfkenin kimsenin işine yaramayacağını anladığımızda, yani aklımızın başımıza geldiğinde, belki gerçek sorunu keşfetme olanağına kavuşuruz.
This entry was posted in BÜLENT ESİNOĞLU YAZILARI, Ekonomi, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *