TÜRKİYE’DE OSMANLI SÜRÜNGENLERİ * Osmanlı’nın çöküşü 1580’li yıllarda Kanuni Sultan Süleyman ile başlar. Osmanlı devletinde “rüşvet” geçerli çıkar aracına dönüşmüştü. Sadrazam Sokullu öldürüldüğünde onun mal varlığının Osmanlı Devletininkinden çok daha fazla olduğu görülmüştür. Zaten Sarayda para sıkıntısı, kimi vezirlerin idam edilerek mülküne el konulmasıyla giderilmekteydi.

TÜRKİYE’DE OSMANLI SÜRÜNGENLERİ 

17.7.2016 /  e-mail iletisi. Ali Nejat Ölçen


FETÖ’cü cemaatin ortaklığıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta grubunun gizli tanık ve bilgisayara yapışık uyduruk belgelerle yok edildiğinde, bugünün “darbe” grubunun, ordu (TSK) içine yerleşmesinin sorumluluğu, hangi siyasal partinin omuzlarında? Ve konuşulan darbe girişiminin sorumlusu ve oluşumuna yol açan; Polis gücünün TSK’nin askerlerini yenilgiye uğratan hangi siyasal partinin iktidarıdır? O siyasal iktidarın arka bahçesinde öten gerici grubunun hedefinde Mustafa Kemal Atatürk karşıtlığı kimler tarafından yaratılmıştır?
Bu yazının konusu, Türkiye’mizde “Osmanlı Özlemcileri”nin Darbe Girişimi, geleceğe dönük bir tasarımın uygulanmasına toplumda ortam hazırlamanın yöntemi midir acaba? Mehmet Necati Güngör’ün bu darbe girişimini e-mail iletisi’yle “Müsa-mere” olarak nitelemesi gerçeğin en tutarlı açıklamasıdır.
Emekli Tuğamiral Türker Ertürk’ün Askeri Şura öncesi Şakirt olarak nitelediği FETÖ’cü Amirallerin adlarını Genelkurmaya uyarı olarak bildirmesi ve de önlem alınmaması, bu müsamere’nin sahnelenmesinin kanıtı olamaz mı?
Öyle anlaşılıyor ki, başkanlık tasarımının gerçekleşmesi bağlamında toplumsal mutabakat yaratılmak amaçlanmış! Öylesi yorum eğer doğru ise, geleceğe not düşmek için aşağıdaki kimi gerçekleri bir kez daha anımsamak gerekmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti kurum, kuruluş ve kültürüyle darbeleri çağrıştırmayacak yapım düzeyindeydi. Bu yapı 1950 sonrasında “Osmanlıcı Özlemcileri”lerin iktidarıyla güncelleşmeye başlamıştır, şöyle ki: Osmanlı devleti, tarihin karanlığına gömülünceye kadar ülkeye ne kadar yağmur yağdığını, hava ısısının eyaletlerde ne derecede olduğunu bilmeye gereksinim duymamış ve de nehirlerimizde saniyede kaç metre küp su akımının geçtiğini bile merak etmemiş ve 1881 Muharrem Kararnamesine imza atarak devlet maliyesini, Duyunu Umumiye İdaresine (Dış Borçlar Yönetimine) teslim etmiş ve para basma yetkisini bile kullanma hakkından yoksun bırakıl-maya boyun eğmiştir. Aşağıda belirlediğim tarihsel gerçek-lerin hangisinin yanlış olduğunu belirtebilir misiniz acaba Osmanlıcı özlemcileri?
1-23 yaşında Kraliçe olan Elizabeth II, 1580’li yıllara Kanunu Süleyman Süleyman’a “Büyük Türk” (Grand Turk) başlığıyla yazı iletirken o bir kez olsun Türk sözcüğünü kullanmamış ve Devşirme Sokullu’nun Baş vezaretinin aracılığıyla Anthony Jenkinson adındaki kişiye Akdenizde serbest Ticaret Fermanı’nı bağışlamış ve Kraliçe Elizabeth bu “Fermanı” kişiye değil Büyük Britanya Krallığına verilmiş kabul ederek, 1885 yılında “Levant Company” i kurmuş ve 320 yıl Akdeniz İngiltere’nin Egemenliği altında ticaret merkezine dönüşmüştür. Osmanlı donanması kuma oturtulan İngiliz kadırgalarını kurtarma görevini üstlenmişti, Saraya verilen çıkar bağışları karşılığında!
2-Özetle Osmanlı’nın çöküşü 1580’li yıllarda Kanuni Sultan Süleyman ile başlar. Osmanlı devletinde “rüşvet” geçerli çıkar aracına dönüşmüştü. Sadrazam Sokullu öldürüldüğünde onun mal varlığının Osmanlı Devletininkinden çok daha fazla olduğu görülmüştür. Zaten Sarayda para sıkıntısı, kimi vezirlerin idam edilerek mülküne el konulmasıyla giderilmekteydi.
3-Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzatan nankör ve hainler kitlesi hiç bir ülkede, bizdeki kadar türememiş, ürememiştir. Hiç biri bilmez ya da bilmezden gelir ki, Mustafa Kemal Atatürk 25 Nisan 1926 yılında 3517 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla “Merkez İstatistik Teşkilatı”nı kurmuştur. Türkiye o sayede ırmaklarının debisini, ne kadar yağmur yağdığını en az ve en yüksek ısının ne düzeyde olduğunu ölçmeye ve öğrenmeye başlamıştır.
4-Osmanlı’nın Türkiye’deki özlemcileri, şunu da bilmezler ki Osmanlı’da hiç kimsenin “kimlik belgesi”(nüfus kaydı cüzdanı) yoktu. Hiç kimse hangi yılın hangi ayında doğduğunu bilemezdi. Bugün eğer sizler nerede ne zaman doğduğunuzu biliyorsanız bu Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir. Devletin Nüfus Dairesi Müdürlüğü Cumhuriyet Devletimizin temel eseridir.
5-Osmanlı Devletini teslim alan 1881 Muharrem Kararnamesinin ikinci maddesini okursanız göreceksiniz ki, Osmanlıda gelen giden yazıların nasıl kayda geçeceğinin tanımını göreceksiniz. Osmanlı, kendi devletinin “arşiv” sistemini kuramamıştı.
6-Mustafa Kemal, Düyunu Umumiye İdaresi’nin elinden para basma yetkini almış ve Cumhuriyet Merkez Bankasını kurmuştur. Osmanlı’nın boyun eğdiği kapitülasyonları kaldıran Mustafa Kemal Atatürktür. Bununla da yetindiği sanılmamalı. Sovyet Rusyadan tarım uzmanları getirterek ülkemizin 885 sayfa binlerce fotoğraf ile “Türkiye’nin Zirai Bünyesi” kitabı 1925–27 yıllarında hazırlanmıştır. Bununla da yetindiği sanılmamalı. Osmanlı devletinin 7,5 milyon altın lira olan dış borçlarını acaba Tayyip Erdoğan mı ödedi, Osmanlı enkazının üzerinde kurulan Cumhuriyet Devleti mi? Onu uyduruk savlarla eleştirenlere sesleniyorum, Sizler Türkiye’ye ne katkınız laf üretmenin dışında hangi başarınızla övünebilirsiniz?
7-Birinci (1932) ve İkinci (1935) Sanayi Planlarını hazırlatarak Türkiye, şekerini, bezini, çimentosunu ununu ve kâğıdını üretebilir duruma gelmişti. “Beş Beyazlar Ekonomi” ile Osmanlının dış alımını ortadan kaldıran kişinin kim olduğunu merak ettiniz mi? Mustafa Kemal Atatürk’e eleştiri yöneten sizlere soruyorum. 1932 ve 1935 yıllarında hazırlanan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ekonomik ve siyasal bağımsızlığını sağlayan o sanayileşme planlarını merak edip okudunuz mu?
Alkoloid yatırım projesini, linyit kömüründen benzin üretimini, Kütahya Azot Tesisleri projesini, merak ettiniz mi? O’nun sanayi planlarını Millet Meclisinde İktisat Bakanı Celal Bayar’ın savunduğunu ve 1950 sonrası Demokrat Parti döneminde Cumhurbaşkanı olduğunda, niçin anımsamadığını merak ettiniz mi? Nedenini öğrenmeye gereksinim duydunuz mu?
Geçmişin ilk 25 yılını karalarken onu izleyen 75 yıl içinde neler olduğunu ve emperyalizmin kucağına ülkenin nasıl yerleştirildiğini aranızda merak edenleriniz oldu mu? Ey AKP’nin arka bahçesindeki gerici kadrolar sizlere soruyorum. Laf üretmek dışında bu ülkeye ne katkınız oldu? (Bu yazdıklarım “Kendini Yok eden Osmanlı” kitabında 240 yerli ve yabancı belgelerle dile getirildi. (2.baskı: İmaj Yayınevi, Fakülteler Cad. Cebeci-Ankara)
8-Bugün yabancı ülkelerde Türkiye’ye saygı duyan bir ikinci ülke var mı? Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cum-hurbaşkanı seçilen kişi, Muhammet Ali’nin ABD’deki cenazesine (davet almadan) torunu da dahil gitmesi, isteklerinin geri çevrilmesi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin saygınlığı ile bağdaşıyor mu? Mustafa Kemal Atatürk’ü eleştirmeyi bırakıp onu örnek alabilselerdi bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti saygınlığını korumuş olabilirdi. Sonuç: Bugünün iktidarı tam bu topluma göredir. 17.7.2016
DARBE DENİLEN ORTA OYUNU’NA İLİŞKİN YORUMLAR
Ali Nejat Ölçen
15Temmuz 2016 darbe deneyimindeki başarısızlığın, R.T.Erdoğan’a destek aracına dönüştüğü gizlenemeyecek bir gerçekliğe dönüşmüştür. Örneğin cep telefonlarına R.T.Erdoğan adıyla gelen iletiler de bunun kanıtı. AKP iktidarının bu orta oyununu eleştiren Ali Nejat Ölçen’in cep telefonuna gelen ileti şöyleydi:
“Aziz milletim: Ülken vatanın ve bayrağın için gösterdiğin kahramanca direnişten vazgeçme .Ülkeyi işgale kalkışan hain terörislere (FETO) dersini vermek i.için direnişe ve demokrasi nöbetine devam ediyoruz.
Meydanların sahibi tanklar değil millettir.R.T.Erdoğan.”
Dünyanın hiçbir ülkesinde devlet adamları, ülkeyi işgalden kurtarmak için sadece toplumu meydanlara çağırmakla yetinmemiştir. Hiç bir ülke bu yöntemle işgalden kurtulamaz.. Ülke, bütünlük içindeki ordunun, karagâhtaki kararlarının uygulanmasındaki başarısıyla kurtulabilir. Ama şunu da vurgulamak gerekli, R.T.Erdoğan, böylesi darbe girişimini bertaraf etmekle toplumsal desteğin kendisine geri gelmesini sağlamayı becerebilmiştir. Darbe denemesi bir başka sonucu da ortaya çıkardı;
1-Toplumun ortak yargı kararından ne denli uzak olduğu,
2-Polisin orduya karşı daha güçlü duruma getirildiği,
3-Orduda düşün, karar ve eylem birliğinin oluşmadığı,
4-Darbenin gerisinde ABD’nin yer aldığı kanısı yanlışlığı.
Bu dört konudaki yanılgı, toplumun eylem birliğini Devlete sahip çıkma inancına dönüştürülerek R.T.Erdoğan’a yakınlaşması sonucunu doğurmuştur.
Bu giriş yazısı sonrasında darbe olayının iç yüzünü açıklayan kimi e-mail iletilerine yer verecek ve belli bir sonuca ulaşmaya çalışacağız.
This entry was posted in ALİ NEJAT ÖLÇEN, ATATURK, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *