İRTİCA ve YOBAZLIK * KARANLIĞIN AYAK SESLERİ * SARIKLI HARP OKULU ÖĞRENCİSİ * SARIKLI ÖĞRENCİ VE KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ

SARIKLI ÖĞRENCİ VE KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ

MUSTAFA SOLAK / TARİHÇİ YAZAR

Aydın İmam Hatip Lisesi’nde görev yapan kadın öğretmen, 15 Kasım’da, Arapça dersine girdiği 3 öğrencinin şalvarlı-sarıklı sınıfta oturmasına itiraz edince tehdit ve hakarete maruz kaldı. Öğrencilerden biri “Sen benim sarığımı çıkaramazsın. Kadın başına konuşma, zaten saçını başını açıp gelmişin, kadın-madın demem döverim” diyerek öğretmenin üzerine yürüdü. Öğretmen ‘Kolaysa döv’ dediğinde ‘O günler de gelecek, merak etme’ dedi.
Olay çeşitli boyutlarıyla ele alınabilir, ancak kadına reva görülen anlayışa dikkat çekmek istiyorum. Erkeğin, kadının başının açık olmasını sorgulaması, kadını dövme hakkını kendinde görmesi bireysel bir mesele olarak görülerek disipline veya yargıya havale edilerek geçiştirilemeyecek kadar önemli. Zira bu tür olayların giderek artabilecek olmasının kaynakları üzerinde durmalıyız. Bu kaynaklarından biri olan ders kitaplarını ele alacağım.
2017 yılında değişen müfredatla birlikte kadın cinsel bir obje gibi görülerek toplumsal yaşamdan, iş hayatından uzaklaştırılması, saklanması gereken bir varlık olarak görülmektedir. Ders kitaplarında özgürlüğü elinden alınarak erkeğin kölesi haline getirilen kadın anlayışını görebiliriz. Ders kitaplarında kadını köleleştiren şu ifadeler yer almaktadır:

Kocaya 4’e kadar çok eşli olma hakkı.
Anneleri ile zifafa girilmeyen üvey kızlarla evlenilebilir.
Boşama yetkisi kocaya verilmiştir, koca yetkisini başkasına devredebilir.
Boşama için kocanın mahkemeye gitmesine gerek yok, “boş ol” demesi yeterli.
Boşamadığı halde kasten yanlış beyanda bulunan Maliki ve Hanbeli eşini boşamış sayılıyor.
Zifaf gerçekleşmeden yapılan boşama geçerlidir.
Kadını âdetli iken boşamak geçerli.
Çocuk olmaması boşanma sebebi sayılıyor.
Mirastan kız çocuklara, erkeğin yarısı kadar pay verilir.
Kadının “açmasına izin verilen avreti; yüzü, bilekleriyle birlikte elleridir”,
Mezheplere göre avret yeri, farklı düzenlendi.
Elbise, karşı cinsin dikkatini çekmemeliymiş.
Kadına bakmak haram.
Kürtaj “cinayettir” yaklaşımı.
Estetik yasak.
Tekfir eden (dinden çıkan) erkekse Müslüman bir kadınla evlenemez.
Dinini ve ahlakını beğendiğiniz dünürün oğluna kızınızı vermezseniz yeryüzünde fitne ve bozgunculuk olurmuş.
Kadın, eşinin sevmediği kimseleri evinize sokmamalı ve hoşlanmadığı kimselerle konuşmamalı imiş.

Ders kitaplarında başka sıkıntılı hususlar da var. Dolayısıyla disiplin cezalarıyla, dava açmayla bu tür olayların önüne geçilemez. Bu kitaplardaki hususların öğretildiği öğrenciler benzer olayların daha fazlasını yapacaktır. Dolayısıyla ders kitaplarındaki bu hususların ayıklanması ve/veya kadının onuruna, haklarına yönelik yorum geliştirilmesi gerekir.

KADININ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE ONURUNU NASIL SAVUNURUZ?
Konu sadece kadınlarımız açısından önemli değildir. Kadın hususu üzerinden milleti bölecek uygulamalara karşı mücadele, ABD’ye ve işbirlikçileri PKK, FETÖ’ye karşı vatan savaşımızın başarısı açısından önemlidir. Kadının özgürlüğünü ve onurunu savunma mücadelesi bu temelde verilmelidir. Milletin arasına ayrım sokarak, kadının onuruna aykırı ifadeleri devlet kurumlarından yayarak milletin birliğine zarar verilir. Kutuplaşmaya neden olduğunuzda haklı görüşlerinizi kabul ettireceklerinizin sayısı azalır. Ayrışmış, kutuplaşmış bir milletle emperyalizme karşı mücadelemiz başarıya ulaşamaz. Laik-antilaik kutuplaşması yarar sağlamaz. Milli birlik ve emperyalizme karşı başarı üzerinden söylem geliştirilmelidir. FETÖ, PKK gibi unsurların ders kitaplarındaki bu ayrımcı ifadeleri milleti ayrıştırmak için kullanacağını belirtelim.
Kurumlar (sendika, dernek, parti, baro, meslek kuruluşları, vb) halkı bilgilendirip mücadele ediyorlar mı?
Hayır. Çünkü en başta bilmiyorlar. Araştıranları, dile getirenleri de önemsemiyorlar. Dolayısıyla sendikalarımızın, kurumlarımızın kadın öğretmenimizin yanında olduklarını açıklamaları bireysel fayda olmanın ötesine geçmiyor. Kadının özgürlüğü sinekle mücadeleyle değil bataklığı kurutmakla sağlanır. Gazetecilerimiz haberleştirmeli, yazarlarımız köşelerinde, yazılarında dile getirmeli, sendika, dernek, baro, partilerimiz tepki göstermelidir.

Not: Ders kitapları ve Diyanet fetvalarındaki kadının özgürlüğüne, onuruna aykırı hususlar için GAYRİMİLLİ EĞİTİM ve DİYANET’İN FETVALARI kitaplarım incelenebilir.

Yazıya Katkı / Naci Kaptan / 22 Aralık 2018

Sarıklı Harp Okulu öğrencisi

CHP’nin bir önceki dönem Trabzon Milletvekili olan Haluk Pekşen,
sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşım yaptı.
Kafasında sarıkla askeri üniformalı bir fotoğrafın yer aldığı paylaşımı alıntılayan Pekşen, son günlerde Meclis’teki bütçe görüşmeleriyle tartışmaların odağı haline gelen Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı hedef aldı.
Haluk Pekşen, “Bir ülkede siyaset Ordu’ya girmişse o ordu ülkenin ordusu değil en büyük sorunudur.Balyoz kumpasını kuranların amacı da tam olarak budur. HULUSİ ve daha bir çok kişi ordunun siyasallaşmasının eseridir” diye yazdı.
İşte o paylaşım:

http://www.gunhaber.com.tr/haber/Sarikli-Harp-Okulu-ogrencisi/414999
This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, ŞERİAT - İRTİCA - KARANLIĞIN AYAK SESLERİ, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *