A R I Y O R U Z

A R I Y O R U Z

” Bugün ilmin, fennin bütün kapsamı ile uygarlığın göz kamaştırıcı ışığı karşısında filan veya falan şeyhin öğütleriyle maddi veya manevi mutluluğu arayacak kadar ilkel insanların Türkiye uygar topluluğunda var olabileceğini asla kabul etmiyorum.” —— Gazi Kemal Atatürk

Gazi Paşam

hani bir gazete gördüm de
cumhuriyet gününde
daha bin dokuz yüz otuz üçünde
sağ tarafta harap viran bir ülke
sol tarafta köprüler büyük büyük evler ev gibi evler
fabrikalar bacalar gökyüzünde uçaklar
hani bir gazete gördüm de
ermez aklım o günlere
her fabrika bir kale dedin de
biz kapattık onları
aç bıraktık insanları sadaka verdik
alan sevindi veren sevindi
utandı toprak utandı gökyüzü
utandı Gümüşdere Dumlupınar utandı paşam
hani bir gazete gördüm de
bin dokuz yüz otuz sekizde
öldü dediler
ben öleni biliyorum paşam biliyorum
yaşım erdi de…

M E K T U P

Gazi Paşam!
Bu mektup size ulaştığında ; Biz, İkinci Büyük Savaşta açlığın, yokluğun, yoksulluğun göbeğine doğanlar nüfus cüzdanları ekmek damgası, gaz damgası ile dolu olanlar büyük olasılıkla yaşıyor olmayacağız.
Yoksulluğun onurumuzu yenemediği yıllardan bugüne geldik. Bağımsızlığımız karşısında paranın hiçbir anlam taşımadığı yıllardan… Oysa; ne çok ” kırk para ” ya muhtaç olunmuştu.
Bugün; Bayrağımızı indirmek yerine başka bayraklar dikmek için ne gerekiyorsa yapılıyor.
Ülkemiz 26 etnik kökenden başlatılarak 37 etnik kökene kadar çıkartılıyor.
Bütünlüğümüz ” Mozaik ”
Vatan ” Toprak parçası ”
Varlığımız ” Coğrafya ” olarak tanımlanıyor.
En büyük eserim dediğiniz Cumhuriyet, din devletine dönüştürülmek isteniyor.
Partiniz artık sizin kurduğunuz parti değil. “Etnik köken şereftir.” diyor.
Gazi Paşa’m!
Din bile o yaşlardaki çocukların davranışlarına günah yazmazken el kadar bebeler karanlık bir düşüncenin zindanlarında tepeden tırnağa kapatılıyor. İnsanlar ” Medine dilencileri “ne döndü. ” Aminli dilencilik sofraları ” kazanç kapısı oldu. Yaratılan sadaka toplumu bir çuval kömür, bir torba makarna üstüne yemin ediyor. Yemin bile bu kadar ucuzladı paşam.
Yurt dedikleri, kurs dedikleri ve her zaman inkar ettikleri köhnemiş beyin yıkama hanelerinin çöküntüleri altında kalan çocuklarının bile ölümlerini umursamıyorlar. Yürekleri yanmıyor. ” Disko’da mı öldü kızım?” diye pay kapıyorlar. Mutlu oluyorlar. Şikayetçi olmak yerine… Bu nasıl bir cehalettir ?
ÇALIŞ ! dedin: Başkasının sırtından geçinmek övünç oldu. Hem millet hem devlet alabildiğine soyuluyor. Satılmamış neyimiz kaldı. Soyanlar yatlarda, katlarda yaşıyorlar. Sofralarında kuş sütü bile var. Soyulanlar ise; dut yemiş bülbül.. Ağızlarını bile açamıyorlar.
ÖĞÜN ! dedin: Kuru kuruya övünmekten kuruyup gitti, kurukafalara döndü insanlar. Korku dolu gözlerle fel fel bakıyorlar. Her yanımız mezarlık oldu. Türk olmanın onuru yitirildi. Türk olmak suç oldu. Öyle bir ölü toprağı atıldı ki, ölülere bile toprak kalmadı.
GÜVEN ! dedin: Ne güvenmesi paşam! El etek öpüyorlar. Peygamber yerine koyduklarının ayakları dibine diz çöküyorlar. Sadaka kuyruklarında birbirlerini eziyorlar. Allah’ın koynundan Pergamber’i çalıyorlar, kitabını parayla satıyorlar.
Bir kulak ; DUYMA diyor, kulaklar duymuyor.
Bir göz ; GÖRME diyor, gözler görmüyor.
Bir ağız ; KONUŞMA diyor, diller tutuluyor.
Yelkovan durmadan dönüyor, akrep hiç kıpırdamıyor. Karanlık kuyulara yumurtalarını döküyor. Yecüc mecüc takımı hilkat garibelerini doğuruyor. Ahiret kumbaralarıyla beslenen bu yaratıklar yetiştirdikleri yeşil başlı yılanlarla ülkeyi korkunç bir karanlığa götürüyorlar. Güneş bu karanlık kuyuların üstüne asla doğmaz.
Artık eğitim ‘ Milli ‘ değil. Kapattığınız tekkeler, zaviyeler tek tek açılmadı ama, eğitim kurumları tekke oldu, zaviye oldu. Okul kitaplarında terörist başına, bebek katillerine yer var da, size yer kalmıyor paşam.

AMA ,
YİNE DE ;
KORKUYORLAR!
Cemaatten dışlanmaktan, tarikattan düşmekten korkuyorlar. Bu öyle bir korku ki, kendi yarattıkları korkudan korkuyorlar. Aynaya baktıklarında kendilerini görmüyorlar, korkularını görüyorlar. Korku duvarlarının dibinde yatıyorlar. Korku bir kara deliktir. Girdikleri bu delikten çıkamıyorlar. Korkularıyla birlikte gömülüp gidecekler bu kara deliklere. Onun için bu öfke, bu kin, bu intikam. Haset, fesat, kıskançlık onun için.
Bugüne değin söylediklerinizin tümü doğru çıktı.
İşte bundan korkuyorlar.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR! dediniz.
Bundan korkuyorlar
NE MUTLU TÜRKÜM diyene! dediniz.
Bundan korkuyorlar paşam.
GAZİ PAŞAM
ATATÜRK’ÜM
EN TÜRK’ÜM
KORKUYORLAR… KORKACAKLAR!…
*Atatürk’e mektup zarfına yazılmıştır.
içimizden biri . ASLA UMUTSUZLUĞU DEĞİL
Güzel yazsısı için dostum Davut Arslantürk’e  Atatürk görseli için sayın Canerhan Tipi’ye teşekkür ederim.
This entry was posted in ATATURK, DAVUT ARSLANTÜRK, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER, VİDEOLAR. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *