“Uslu Durun, Ayağınızı Denk Alın, Yoksa Biz, Bu İşe Müdahale Ederiz!”

Nevra F. Zehra Babürşah 24 Eylül 2020, Önce Vatan Gazetesi

ABD’nin, soğuk savaştan tek “Süper Güç!” olarak çıkmasının ardından, “World Order” Yani “Yeni Dünya Düzeni” kavramı gündeme geldi ve ABD’nin önderliğinde özgür ve barışçıl bir dünya kurulacağını bekledi herkes…

Fakat bu pembe tablo, çok daha fazla (özellikle Müslüman kanının akmasıyla) siyah bir tabloya dönüştü. Yeni Dünya Düzeni, gerçekten dünyaya barış ve adaleti sağlamak için mi fikirleşmişti yoksa başka kirli düşüncelerin planlaması mıydı?
Yeni Dünya Düzenini projelendirenlerin gerçek amacı neydi?
Faşist, zorba ve buyurgan düşünceleriyle yeni bir cephe oluşturmak ve kan dökmek miydi?
Bu soruların hedefindeki ürpertici fark ediş, zihinleri meşgul ediyor elbette… Hedeflenen Yeni Dünya Düzeni, şimdiki düzenin yıkılmasıyla kurulabileceğine göre; birinci ve ikinci dalga enkazlarının üzerine üçüncü dalga medeniyetini yapılandırmak ve bu bağlamda sosyolojik, ekonomik ve siyasi yapılarda değişikliğe gidilmesi normal değil midir?
“Eğer bir stratejiye sahip değilsen başka birinin stratejisinin bir parçası olursun.” Diyen Fütürist Alvin Toffler’in işte “Yeni Bir Uygarlık Yaratmak” isimli kitabındaki tüyler ürperten önerileri;
“Amerikan siyasetinde, bir sonraki büyük adım için vakit gelmiştir. Bu; demokrat, cumhuriyetçi, sağ, sol sorunu değil; daha önemli bir şey.  İşe yaramayan bir geçmişi sorgulamak ve onarmak isteyen politikacılarla, Üçüncü Dalga dediğimiz bilgi çağı toplumuna geçmeye hazır politikacılar arasında cereyan eden bir vaka!
Üçüncü Dalga, ekonomiyi geliştirerek iş yaşamının ve paranın küreselleşmesidir. Üçüncü Dalga ile değiştirilen ekonomiler, egemenliklerinin bir bölümünden feragat etmek zorunda kalır.
ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKELERİNİN ŞAİRLERİ VE ENTELLEKTÜELLERİ  “SINIRSIZ BİR DÜNYANIN VE GEZEGEN BİLİNCİNİN NE KADAR FAYDALI OLDUĞUNUN” ŞARKISINI SÖYLERLER. ÜÇÜNCÜ DALGA;  KÜLTÜRLERİ, DEĞERLERİ VE AHLAK ANLAYIŞINI BİRLEŞTİRİR.  BUNDAN BÖYLE FARKLI DİNİ İNANÇLAR OLMAYACAKTIR!” 
Alvin ve Heidi Toffler, “Yeni Bir Uygarlık Yaratmak” isimli kitabında “Üçüncü Dalga” bazında dindarları eleştiriyor ve muhafazakâr kitleyi, Üçüncü Dalga küresel medeniyetinin kurulmasına karşı gelen, çağ dışı insanlar olarak itham ediyor ve şöyle bir (gizli) tehditte bulunuyor:
“Kötü iş yapanlara ve kötülük planlayanlara, karşı gelmekten çekinmeyeceğiz!” Yani;
“Uslu durun, ayağınızı denk alın, yoksa biz, bu işe müdahale ederiz!” Ve hatta Scheinser, “Sarf ettiğimiz sözler ve para kadar, kan da dökmezsek Yeni Dünya Düzenine kavuşamayız!” diyordu. Yani açık bir şekilde “Küresel düzenin sadece kan dökerek oluşabileceğini…” savunuyordu.
illuminati, Yeni Dünya Düzeni için tüm dünyada  siyasi krizler, toplumsal olaylar, hastalıklar, savaşlar, terör örgütleri ve  etnik krizler oluşturmaktadır. Bunları tahkik ederken şunu sorgulamak lazım;
“Karşı tarafın bu güçlü saldırılarına, karşı koyabilecek güçlü bir savunma sistemimiz var mı?”  Bu, birilerinin planladığı kaosa sürüklenmemek için kaosun dinamiklerini nasıl belirlenmeli? “Para, zamanımızın Tanrısı; Rotsschild’ de onun peygamberidir.”
Derken, Heinrich Heine, acaba tam olarak ne demek istemişti? Küresel politikalar, ekonomik küreselleşme ve mâli krizlerin merkez üssünün Rothcshild Krallığı olduğunu mu ima ediyordu?
Rothcshild ailesi, siyasi ve başka gerekçelerle hangi ülkelere ve neden cömertçe yatırımlar yaptı, yapıyor?  Bunları da sorgulamak lazım! Bugün, ticari ve finansal alandaki gizli çıkarlarını gözeten ve birilerinin kurduğu örgütleri finanse eden, yöneten ve yönlendiren hanedanlıklar(!) acaba gerçekten neyin peşinde?
Tüm bunların ışığında, “Virüs ne zaman biter ve/veya aşısı ne zaman bulunur?” sorusu değerlendirildiğinde cevabım;
Koch  ve Rothcshild aileleri arasındaki savaş ne zaman biterse…” olacaktır. Kochlar yani WASPLAR! Destekçileri “NSA, FBI, FETÖ, PENTAGON!” Rotschildler yani Tapınakçılar! Destekçileri; “CIA, NSI…”

https://www.oncevatan.com.tr/uslu-durun-ayaginizi-denk-alin-yoksa-biz-bu-ise-mudahale-ederiz-makale,49641.html

Önce Vatan Gazetesi

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, İSTİHBARAT KURUMLARI, KAPİTALİZM - LİBERALİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *