MİSTİK TARİH ARKEOLOJİ * HİTİTLER, HZ. ADEM, HZ. İBRAHİM

Ebla taş oymaları

Hititler, Neler Oluyor, Bir Bakalım

Belgesel tarih / 08 Haziran 2018 Tankut SÖZERİ

Hz. İbrahim’de kalmıştık, ‘’Kimdir?’’ diyerek. Ünlü Robert Graves, İspanya’da geçtiğimiz yüzyılın sonlarında yaşama veda ederken yazdığına göre; ‘’İbrahim Ermenistan’dan gelme bir kabiledir. (Ağrı civarı) İbrahim bu anlamda M.Ö. 3000’lerde Ermenistan’dan Filistin’e gelmiş bir göçmen kavimdir.’’ Bu insanlar ‘’seçilmiş insanlar’’ olarak ‘’İbraniler’’ olarak artık anılacaklardır. Bu kavim bu topraklara neden gelmişlerdi? Çünkü Hebron bir ‘’kehanetler’’ kentiydi. Hititler de işte bu nedenle aynı kente gelmişlerdi.
Kehanet… Günümüzden 5000 yıl önce insanları elbette derinden etkiliyordu. Günümüzde dahi falcılara gösterilen aşırı ilgiyi göz önüne alırsak, kehanet denilen o gizemli büyünün gücünü abartmadığımızı anlarsınız. Elbette o kavmin içinde ‘’İbrahim’’ adında biri elbette vardı ve belki de bu kehanet işleri O’ndan soruluyor olabilirdi!
İşte bu noktada işlerin biraz karıştığını söylemeliyiz. Çünkü ülkemizde pek bilinmese de, Suriye’de 1960’lı yıllarda bir rastlantıyla Sümer uygarlığına ait Ebla diye, o günlere göre güçlü bir devlet örgütlenmesinin buluntularına ve on binlerce kil tabletlerden oluşan tabletlerine ulaşıldı. İşte o tabletler inançlar düzeninde fırtınalar kopardı. Bu devlet elbette Hebron’u da (El Halil) kapsıyordu.
Giovanni Pettinato, kazıyı yapan Roma Üniversitesinden, 1986 Milano’da yayınladığı sonuçlara göre yani tablet çözümlerine göre: ‘’Krallık arşivlerinde yaptığımız araştırmalarda Eblait tabletlerin birçoğunda tanrısal görüntüde[1] ‘’ İl ve YA elementine rastladık’’, diyor. ‘’Ebrium’un devlet olarak devam ettiği sürece isimlerin genellikle İL ile birlikte anıldığını gördük. Fakat Ebla’nın gizilinde bu durum daha çok YA kavramına dönüşüyordu. Bu durumda Ebla’daki bu adlandırmanın Eski Ahit’teki Yahveh (Tevrat’taki Tanrı’nın adı) çok güçlü bir ilişkisi olduğunu kabul etmek gerekir.’’
Ve o Hebronlular kralları Davut’a çok kızacaklar ve hatta hiç bağışlamayacaklardı İbrani başkentini Hebron’dan (El Halil) Jeru-Salem (Kutsal Salem’e) taşıdığı için yani günümüz Kudüs’üne. Onlar bu yeni başkente ‘’Yeni Kudüs’’ dediler. Çünkü onlara göre gerçek Kudüs, Hebron’du.
Çünkü Machpelah (İbrahim’in mağarası) Hebron’daydı ve kutsal ziyaret yeriydi. Malkezidek Yahudilerinin Talmud’una[2] (gizli kitap) göre bu Hz. Âdem’in bedenini (ruhuna başvurma) ziyaret yeriydi ve öyle kalmalıydı.
Alıntı yaptığımız Robert Graves devam ediyor; ‘’Çünkü ‘Kırmızı Adam’ Âdem, Machpelah’ın asıl kehanet sahibi gibidir. Aslında İbrahim’in değil, O’nun ruhuna başvurulmaktadır. Tabii Âdem ve İbrahim aynı kahramana ait isimler olabilir. 15. Yy. İbrani yorumcusu Elias Levi, Rachel’in babası Laban’dan çaldığı teraphim’in (eski Musevilerde falcılıkta kullanılan ev tanrıları) mumyalanmış kehanetsel başlar olduğunu ve bunlar arasında Âdem’in başının da olduğunu yazar.’’
Hebron’da ‘Edomite’ (Âdemciler tarikatı) vardı. Yani Edom’un Âdem ile özdeş olduğuna inanıyorlardı. Çünkü ikisi de ‘KIRMIZI’ anlamına gelen iki kelimeydi. Eğer Âdem gerçekten Edom idiyse Esau’nun başı, kendilerine Edomit diyen inanlarına göre, Hebron’da gömülü olmalıydı. Talmud zaten aynı şeyi söylüyordu: ‘’Esau’nun bedeni oğulları tarafından gömülmek üzere Sedir dağı’na götürülür. Başı da Hz. Yusuf tarafından Hebron’a gömülür.
Kimdir Esau?[3] Hz. İsak ve Rabeka’nın Hz. Yakub’tan önce doğan ikizlerden oğlu. İki kardeş kişilik olarak bir diğerinden tamamen farklıdırlar. Esau, hatta anne karnında iken dahi Hz. Yakup’a itici davranmıştır. Esau puta tapıcıydı ve anne karnında bir cenin iken, annesinin karnından çıkmak için her zaman durumu zorluyordu. Böylece annesi O’na putperest olması için yol verdi. (Erken doğum?) Başarılı bir avcı oldu (Genesis 25.27) Çünkü O Âdem’in gizemli pelerinini çalmıştı.
Kardeşi Yakup’a doğum gününü sattıktan hemen sonra Cinayet işledikten, ırza tecavüz ve zinadan eve döndüğü gün Tanrı’ya inanmakla alay etti ve ailedeki ilk evlat olarak papaz gibi davranmak istemediğini söyledi… Ve Yakup’u öldürmek istedi. (Genesis 27) Esau ölümüyle Hz. Yakup’un cenaze töreninde karşılaştı. Esau Yakup’un Machpelah’a gömülmesini engellemeye çalışırken, Yakup’un büyük oğlu tarafından başı kesildi. Böylece insan karşısında Şeytan taraflı olarak kabul edildi.
Ne var ki o Mesih İsa’nın karşısında kabul edilse de, doğuştan gelen haklarını bir tabak yemek için kardeşi Yakup’a satsa da Edomluların atası olarak kabul gördü. Edomlu mu, Hebronlu mu, ne dersiniz!
Öyle anlaşılıyor ki. Esau (İslami Esav)’ın başı Yakup değil ama büyük oğlu tarafından inanlarına verilmiş ve Hz. İbrahim’in mağarasına gömülmüştür. Hz. İbrahim ya da Hz. Âdem’in de başı aynı mağaradadır.
Annesi ölüm tanrıçası olan ve Yunan mitolojisini dahi etkileyen ‘Hades’ in ölümsüzü sakın Danaanlı Adamos ya da Adamastos olmasın?
Yani Hz. Âdem! Hz. İbrahim!
Bunca gizemin olduğu yere neden insanlar ilgi duymasın ve karanlık güçlerden zenginlik ya da diğer beklentilerle Hebron’a (El Halil’e) gitmesin.
İşte Hititlerle İbranilerin aynı yerlerde buluşmaları rastlantı değil demek ki.
Tankut Sözeri

[1] Theophoric, theophany: Tanrının insana görünmesi, Giovanni Pettinato, Ebla s..179 aynı eser.
[2] İbranice; inceleme demektir. Yazılı yasanın gerçek yorumu sayılan en önemli kitaptır. Haham okullarının öğreti kitabıdır. Mişna’da Aramca yazılan Gemara’dan oluşur. Filistin (Kudüs) ve Babil Gemaraları diye bilinir.
[3] Alan Unterman, Jewish Lore and Legend, London 1997

https://www.belgeseltarih.com/hititler-neler-oluyor-bir-bakalim/
This entry was posted in ARKEOLOJİ - MİTOLOJİ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *