VEYSEL EROĞLU ATATÜRK’Ü “ÇAPULCU” MU BULUYOR? * HAREKET ORDUSU * 31 Mart isyancıları İsyancılar kız liselerinin kapatılması istiyorlar, müziği, müzik aletlerini şeytan işi görüyorlar, şeriat istiyorlardı.

31 Mart 1909 yobazların ayaklanması
Mustafa Solak <solak81@outlook.com> 10.10.2020

AKP Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu, 1909 yılında çıkan 31 Mart isyanını bastıran Hareket Ordusu için “çapulcu ordusu” ifadesini kullandı:
“1909 yılında Sultan Abdülhamid tahttan indirildi. Ondan önce 31 Mart Vakası ve Hareket Ordusu diye ‘Çapulcu Ordusu’ İstanbul’a yürüdü. Neticede Sultan Abdülhamid’i tahttan indirdiler.”[1]

HAREKET ORDUSU NEDİR?
Veysel Eroğlu’nun “Çapulcu Ordusu” dediği Hareket Ordusu neden kurulmuştu?
Hürriyet, eşitlik, kardeşlik sloganıyla 23 Temmuz 1908’de 2. Abdülhamid’e isyan eden halk, 2. Meşrutiyeti ilan ettirmişti. Ancak üzerinden 9 ay geçmişti ki 13 Nisan 1909’da tarihe “31 Mart Vakası” diye geçen isyan patlak verdi. İsyancılar 2. Meşrutiyet’in ilanından sonraki toprak kayıplarından, siyasi kargaşalıktan İttihat ve Terakki’yi sorumlu tutuyorlardı. Padişaha karşı ise tepkileri yoktu. Tepki din perdesine büründürülerek İttihat ve Terakki, dinsizlikle suçlanıyordu. Bu durum İttihat ve Terakki denetiminde olan padişahın da işine geliyordu. Zira 2. Meşrutiyet’le mutlak otoritesi kırılmıştı. İsyancılar kız liselerinin kapatılması istiyorlar, müziği, müzik aletlerini şeytan işi görüyorlar, şeriat istiyorlardı.
İsyanın genişlemesi üzerine İttihat ve Terakki Selanik’te bulunan 3. Ordu’nun başında Mahmut Şevket Paşa’yı İstanbul’a yürümesi için görevlendirir. Mahmut Şevket Paşa da Hüseyin Hüsnü Paşa komutasında bir ordu hazırlar. Bu orduda Mustafa Kemal Atatürk, Kurmay Başkanıydı. Atatürk, orduya “Hareket Ordusu” adını bulur. 16 Nisan’da Hüseyiin Hüsnü Paşa Atatürk’ün hazırladığı iki beyanname yayımlar. 24 Nisan’da isyan bastırılarak 2. Abdülhamid tahttan indirildi ve Selanik’e sürülür.
Bu durumda 2. Abdülhamid’i tahttan indiren ordunun içinde yer alan Mustafa Kemal Atatürk de “darbeci” sayılmış oluyor!
ATATÜRK, 2. ABDÜLHAMİD İÇİN NE DİYOR?
“Emir gereği yapıyordu” denemez. Zira Atatürk, 2. Abdülhamid’e karşı mücadele vermiş, zindanlarda yatmış, Şam’a sürülmüştü.
Atatürk annesi Zübeyde Hanımın ölümü üzerine Karşıyaka’da mezarı başında 27 Ocak 1923’te yaptığı konuşmada annesinin bb yönetiminin sonucu acılar çektiğini vurguluyor:
“Burada yatan validem, zulmün, cebrin bütün milleti felaket uçurumuna götüren keyfi bir idarenin kurbanı olmuştur. Bunu izah etmek için müsaade buyurursanız ıstıraplı hayatının bariz birkaç noktasını arz edeyim. Abdülhamit devrinde idi. 320 [1905] tarihinde mektepten henüz erkânıharp yüzbaşısı olarak çıkmıştım. Hayata ilk adımı atıyordum. Fakat bu adım hayata değil, zindana tesadüf etti. Hakikaten bir gün beni aldılar ve müstebit idarenin zindanlarına koydular. Orada aylarca kaldım. Validem bundan ancak hapisten çıktıktan sonra haberdar olabildi. Ve derhal beni görmeye koştu. İstanbul’a geldi. Fakat orada kendisiyle ancak üç beş gün görüşmek nasip oldu. Çünkü tekrar müstebit idarenin hafiyeleri, casusları, cellatları ikametgâhımızı sarmış ve beni alıp götürmüşlerdi. Validem ağlayarak arkamdan takip ediyordu. Beni sürgün yerime götürecek olan vapura bindirilirken benimle görüşmekten men edilmiş olan validem göz yaşlarıyla Sirkeci rıhtımında elemler ve kederler içinde terk edilmiş bulunuyordu.”[2]
Atatürk konuşmasında Abdülhamit tarafından Şam’a sürgün edilmesinden bahsediyor. Atatürk hürriyet, eşitlik, kardeşlik ilkeleri etrafında Abdülhamide karşı mücadele etmiştir. Öğrencilik sıralarından beri Abdülhamid idaresine son vermek düşüncesi vardır. Atatürk 1927 yılında mecliste Nutuk adlı eserini okurken “Efendiler, muhtelif vesilelerle işitmiş olacağınıza şüphe yoktur ki, ben erkânıharp yüzbaşısı olur olmaz, Sultan Hamit tarafından Suriye’ye sürüldüm”[3] diye belirtecekti.
Veysel Eroğlu Atatürk’ü “Çapulcu” mu buluyor?
Bu sorunun yanıtını vermelidir. Çünkü Atatürk hedefe konarak emperyalizme karşı milli birlik sağlanamaz. Veysel Eroğlu tarihsel bilgisi yetersiz olduğu için belki Atatürk’ü kastetmemiş olabilir ama işin bu yanını da düşünmelidir. Tarihçi olarak tarihi hatırlatayım. Milletin aklında şüpheler yaratan sözler, düşmanı sevindirir, milleti ayrıştırarak milletin bir kısmını düşman safına sürükler. Bu nedenlerle sözlerine açıklık getirmelidir.
MUSTAFA SOLAK

[1] “AKP’li Eroğlu, Hareket Ordusu’na ‘çapulcu ordusu’ dedi”, Cumhuriyet, 8.10.2020, erişim tarihi 9.10.2020, https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/akpli-eroglu-hareket-ordusuna-capulcu-ordusu-dedi-1772092
[2] Hâkimiyeti Milliye, 29 Ocak 1923, No: 725, s.1-2; Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri izmir Yollarında,Matbuat Müdüriyeti Umumiyesi Neşriyatı, İstihbarat Matbaası, Ankara, 1923, s.51-53; Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri II, Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1959, s.74-76.; ATABE , c.14, kaynak yayınları İstanbul, 2014, 393-394.
[3] ATABE , c.20, s.248.
This entry was posted in İrtica, Tarih, VANDALLIK, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *