Hemşerimizdir Atatürk! * “Benim vatanım da yurdum da aha şu tarlanın ucu. Düşman oraya gelinceye dek benden hayır bekleme” diyen köylülerin yeniden kahramanlaşmasını sağlayan bir liderden bahsediyoruz.

Hemşerimizdir Atatürk!

Cumhuriyet – Ali Hikmet AKILLI – 07 Ekim 2020 Çarşamba

Sonbaharın orta yeridir ekim; dökülmüş sarı yapraklarla dökülmek için gün sayan henüz yeşil yaprakların uyumuna eşlik eden bir aydır. Eylülün “tarihi hüznü”nü atlatıp toplumsal coşkumuza zaman ayırmış bir aydır aynı zamanda.
Ankara için ayrı bir önemi vardır ekimin.
Atatürk, henüz Mustafa Kemal iken “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz” sözünü, bu kentte söylediğinde 28 Ekim’in akşamı olmuştu. Yokluk, yoksulluk içinde ve onlarca yıl sürüp giden savaşlardan bıkıp usanmış bir halkı yeniden ayağa kaldırmanın o kadar da kolay olmadığı açıktır.
PAYİTAHTI BAŞKENT YAPAN İRADE!
Nihayetinde “Benim vatanım da yurdum da aha şu tarlanın ucu. Düşman oraya gelinceye dek benden hayır bekleme” diyen köylülerin yeniden kahramanlaşmasını sağlayan bir liderden bahsediyoruz. Geçtiği her yerde, ulaşabildiği herkesi kurtuluş mücadelesi için ikna eden ve mutlak başarı için öncelikli olarak Ankara’ya varmayı hedefine koyan Atatürk’ün, Nutuk’ta geçen şu sözlerini anmanın yeridir:
“Ankara’da, büyük ulusumuzun çok sıcak ve içten gelen yurtseverlik gösterileri arasında, bugün buraya vardı(k). Ulusumuzun gösterdiği birlik ve kararlılık, ülkemizin bağımsızlığını sağlayacağına güven konusundaki inançları sarsılmaz bir şekilde güçlendirici niteliktedir.”
Bir karakış günü Atatürk ve arkadaşlarına sevinçle kapılarını açan, onları büyük bir coşkuyla karşılayan Ankara’nın, kurtuluş mücadelesi başarı evresine geçtikten sonra başkent ilan edilmesi de ekimdedir. “Payitaht” teriminin sıklıkla ve İstanbul ile birlikte dillendirildiği bir ortamda Mustafa Kemal, Ankara’ya dair aklından geçeni resmileştirerek yeni başkenti ilan ettiğinde tarih, 13 Ekim 1923 idi.
Kabul edilen kanun maddesi şudur: “Türkiye Devleti’nin başkenti Ankara şehridir.”  Ankara’nın başkent ilan edilmesinin, yeni devletin yönetim merkezi anlamına gelmesinin ötesinde bir zihniyet değişikliğini simgelediği ortadadır. O simge, tek maddelik kanun geçtikten kısa bir süre sonra Cumhuriyet kavramıyla karşılığını bulacaktır.
Ankara, bunu fazlasıyla hak etmiş bir kenttir.
ANKARALILARIN TELGRAFI
Ortalık yangın yeriyken ve memleketin her tarafı işgal altındayken toplanıp “işbirlikçi” vali Muhittin Paşa’nın görevden alınması amacıyla padişaha telgraf çekerek görüşme isteklerini bildirdiklerinde tarih, henüz 1919’du ve Mustafa Kemal, henüz Ankara’ya gelmemişti.
“Padişah ile öyle ulu orta görüşülemez” yanıtını aldıklarında zaten çoktan kopan gönül bağlarını fiilen de koparan Ankaralıların çektikleri telgrafta, “Padişahı ve onun hükümetini tanımıyoruz” dediklerini de hatırlatalım.
İçlerinde kimler mi vardı?
Defterdar Yahya Galip, müftü Rıfat Efendi, polis müdürü Mithat Bey, jandarma komutanı Abdurrahman Bey, mektupçu Halet Efendi, bu isimlerden bazılarıdır.
Damat Ferit, Ankaralıların ciddiyetini anladığı vakit, alelacele Ziya Paşa’yı Ankara’ya vali yapmak istediğindeyse Ankaralılar, önce Yahya Galip’i vali vekili yapmış; ardından da Rıfat Efendi başkanlığında örgütlenip kapılarını Mustafa Kemal ve arkadaşlarına açacaklarını açıkça ilan etmişlerdi. İşte o Ankaralılar, zamanı geldiğinde Kurtuluş Savaşı’nı yöneten, yönlendiren ve başarıya ulaştıran Mustafa Kemal’i, tasfiye girişimini boşa çıkarmak için hiç tereddütsüz “hemşeri” ilan etmesini de bilmişlerdi.
Bu nedenledir ki Ankara, dün olduğu gibi yüzyıllık Cumhuriyet serüveni boyunca da hep başı dik, alnı açık bir kenttir.
KARARLILIĞIN KENTİ
Hiç kuşkusuz Ankara’nın da zaman zaman “gaflet ve dalalet”e düştüğü olmuştur. “Cumhuriyetin kurucu kolonları”na sahip çıkması gerekenlerin bir anlık tereddütlerinin, Ankara’yı 25 yıllık süre boyunca kendisine yakışmayan bir yönetime katlanmaya mecbur bıraktığını biliyoruz.
Neyse ki “bu ah­val ve şart­lar için­de da­hi va­zi­fe(sinin) Türk is­tik­lal ve Cum­hu­ri­ye­ti­ni kur­tar­mak­” olduğunu bilen ve bu doğrultuda ısrar edip kararlılık gösteren bir kenttir Ankara. İşte o Ankara, Cumhuriyeti ve demokrasiyi sahiplenen yepyeni bir başkan ve o başkanın kurduğu “katılımcı, şeffaf, hesap verebilir” bir yönetim modelini benimseyerek ezeli ve ebedi hemşerisine layık olmayı seçmiştir.
Ne mutlu biz Ankaralılara ki böyle bir hemşerimiz var!
ALİ HİKMET AKILLI / CHP ANKARA İL BAŞKANI

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/hemserimizdir-ataturktur-ali-hikmet-akilli-1771695
This entry was posted in ATATURK, CUMHURİYET - DEMOKRASİ - ÇAĞDAŞLIK, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *