KARANLIĞIN AYAK SESLERİ * Tarikat Ağındaki Çocuklar

Tarikat Ağındaki Çocuklar

Mustafa GAZALCI / 28 Eylül 2020 Pazartesi

Bir milyon çocuğumuz tarikatların elinde çağdışı sözde bir eğitim görüyor. Bu acı gerçeği 14.9.2020’de Cumhuriyet’te bir kez daha okuyunca sonradan uzun süre, başarılı Milli Eğitim Bakanlığı yapacak Hasan Âli Yücel’in Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Atatürk’le soru yanıtını düşündüm. Yücel, İzmir’de öğretmenlik yaparken 2 Şubat 1923’te düzenlenen halka açık toplantıda yurt gezisine çıkan Mustafa Kemal’e şunu sorar:
“Gelecekteki irfan (bilim, kültür) hayatımızda medresenin mevkii ne olacaktır? Bugün fosil mevkiinde bulunan medreselerin irfan hayatı bundan sonra nasıl olacaktır? Zatı âlileri bu konuda ne düşünüyor, bunu öğrenmek istiyorum.”
Mustafa Kemal genç öğretmeni şöyle yanıtlar: “Milletimizin, memleketimizin yüksek eğitim kurumlarıyla bir olması gerekir. Bütün memleket evlatları, kadın ve erkek, orada eğitim görmelidir.”
Gerçekten de Cumhuriyet kurulduktan 4 ay sonra 3 Mart 1924’te laik ve bilimsel eğitimin temeli olan “Öğretim Birliği” yasası getirilir. Ulusun bütün çocukları, gerçek kurtuluş için “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” yetişmesi için laik, bilimsel, pozitif bir eğitim görmeye başlar. 30 Kasım 1925’te kabul edilen bir yasayla tekke, zaviye ve türbeler kapatılır.
Bugün geldiğimiz noktaya bakın. Bir yanda Öğretim Birliği, niteliği bozulmuş, paralı duruma gelmiş, dinsel vakıflarla işbirliği yapan bir eğitim dizgesi öte yanda ehliyetsiz, öğretmenlik niteliği olmayan kişilerin elinde çağdışı eğitim gören 1 milyon çocuğumuz.
Devletin gücünü kullananlar da oy kaygısıyla bu çağdışı gidişe seyirci kalmaktadır. Hatta bu acı gerçeği kanıtlayan gazeteci Murat Ağırel, “Sarmal”ı yazdığı için hapse atılır, Prof. Esergül Balcı da bu konuda rapor hazırladığı için hakkında soruşturma açılır, emekliliğe zorlanır.
15 Temmuz darbe girişiminden asıl ders almayanlar, bu ortamı hazırlayan, bu gidişe göz yuman iktidarlardır.
YASALARA AYKIRIDIR
Bir milyon çocuğun tarikatlar elinde çağdışı bir eğitim görmesi imzaladığımız uluslararası sözleşmelere, anayasaya, yasalarımıza aykırıdır, suçtur.
Anayasanın 42. Maddesi “çağdaş, bilim ve eğitim esaslarına göre” bir eğitimi, yine 174. Maddesi Öğretim Birliği (Tevhid-i Tedrisat) içinde bir eğitimi öngörür.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasasına göre devlet, bütün eğitim aşamalarında çocuklarına laik, bilimsel bir eğitimi vermek zorundadır.
Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (md. 26) “Temel eğitim devlet okullarında parasızdır”,  Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre “18 yaşına kadar her insan çocuktur, eğitimini devlet sağlar.” Türkiye’nin de imzaladığı uluslararası bu yükümlülüklere de aykırıdır yapılan.
Devleti yönetenlerin Osmanlı İmparatorluğu’ndaki gibi ikili eğitimi (dinsel ve bilimsel) sürdürmeleri ya da çağdışı eğitim yapan tarikatlara göz yumması kabul edilemez.
İVEDİ ÖNLEM ALINMALIDIR
Bataklık dururken sivrisineklerle uğraşmak da boşunadır. Korumasız çocuklarımıza yapılan her tacizde ah vah etmek, bunlar tekil olaylardır deyip başımızı kuma sokmak çözüm değildir. Önlem alınmazsa ilerde daha da büyük acıları yaşamamıza yol açabilir.
Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp din devleti kurmaya çalışan kimi tarikatların etkinlikleri zaman geçirmeden durdurulmalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarikat bağı olan vakıflarla bağını hemen kesmelidir. Yasalarımıza göre bütün çocukları “çağdaş, bilim ve eğitim esaslarına göre” eğitmek MEB’in görevidir.
Yasa dışı eğitim yapan tarikatların elindeki bu çocuklar kurtarılmalı, bataklık kurutulmalı, yeteri kadar okul, yurt yapılmalıdır.
MUSTAFA GAZALCI / 16. VE 22. DÖNEM DENİZLİ MV.-EĞİTİMCİ
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/tarikat-agindaki-cocuklar-mustafa-gazalci-1769338
This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, TARİKAT VE CEMAATLAR, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *