SANATÇI RUHİ SU’yu SAYGIYLA ANARAK 20 Ekim1912 / 20 Eylül 1985 * Serdarî halimiz böyle n’olacak Kısa çöp uzundan hakkın alacak Mamurlar yıkılıp viran olacak Akıbet alınır öcümüz bizim

RUHİ SU VE “DOSTLAR KOROSU”

Siyasi kimliği nedeniyle baskılara maruz kalan ve 12 Eylül döneminde, hastalığının tedavisi için yurt dışına çıkmasına izin verilmeyen usta sanatçı, tek başına yaptığı müzik çalışmalarının yanı sıra devlet operasında basbariton olarak çalışıyordu.

72 yıllık ömrüne 20’den fazla albüm ve “Ezgili Yürek” adında bir kitap sığdıran Su, tek sesli Türk müziğinin batı müziğinin içinde yer edinebilmesi için, çok sesliğe işaret edip, böylece “Dostlar Korosu’nun” temellerini atar. 1975 yılında faaliyetlerine başlayan koro, 1987 yılında ustaya saygının bir ifadesi olarak adını “Ruhi Su Dostlar Korosu” olarak değiştirmişti.
RUHİ SU KİMDİR
Mehmet Ruhi Su, 1912 yılında Van’da doğdu. Memur olarak çalışan babasının tayini nedeniyle çocukluğunun büyük bir bölümünü burada geçirdi. Genç yaşlarda babasını ve kısa zaman sonra da annesini kaybetti.
Gençlik yıllarını yanlarına verildiği yoksul bir aile ve daha sonra da öksüzler yurdunda geçirdi. Bir ara İstanbul’da askeri okullarda okudu, ancak müzik sevgisi onu yeni arayışlara itti.
Adana Öğretmen Okulu’nda okurken, Ankara’ya Müzik Öğretmen Okulu’na (Musiki Muallim Mektebi) girmeyi başardı.1942`de Ankara Devlet Konservatuarını`nın Şan bölümünü bitirdi. Aynı yıllarda sırasıyla Ankara Cebeci İkinci Ortaokulu`nda sonra Hasanoğlan Köy Enstitüsü`nde müzik öğretmenliği yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na seçildi, konservatuarın opera bölümünde de okudu ve daha sonra da Devlet Operası’nda çalıştı. Devlet Operası sanatçısı olarak, Bastien Bastienne, Satılmış Nişanlı, Madame Butterfly, Fidelio, Tosca, Yarasa, Aşk iksiri, Rigoletto, Figaro’nun Düğünü, Maskeli Balo ve Konsolos gibi operalarda rol aldı.
Ankara Radyosu`nda 15 günde bir yayınlanan türkü programları düzenledi; Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi`nde büyük bir koro oluşturdu. Aldığı klasik batı müziği eğitimi türkülerinin yorum ve icrasına yaklaşımının kurumsal temelini oluşturdu.
Ruhi Su, 1952-1957 yılları arasında 1951 Türkiye Komünist Partisi (TKP) tevkifatı dolayısı ile hapis yattı. 1960’ta İstanbul’da Taksim Belediye Gazinosu’nda sahneye çıkan Ruhi Su, bir yandan da halk türkülerini kaydedip, arşivleme görevini üstlendi. Bu arada radyoda da ‘Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor’ anonsuyla sunulan bir radyo programı yaptı. Bu programlardan birinde söylediği “Serdari Halimiz Böyle N’olacak? Kısa çöp uzundan hakkın alacak” türküsü nedeniyle radyodaki işine son verildi.

ÂŞIK SERDARİ
NESİNİ SÖYLEYİM CANIM EFENDİM
Nesini söyleyim canım efendim
Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim
Arzuhal eylesem deftere sığmaz
Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim
Sefil ireçberin yüzü soğuktur
Yıl perhizi tutmuş içi koğuktur
İneği davarı iki tavuktur
Bundan gayrı yoktur malımız bizim
Reçberin sanatı bir arpa tahıl
Havasın bulmazsa bitmiyor pahıl
Tecelli olmazsa neylesin akıl
Dördü bir okkalık dolumuz bizim
Benim bu gidişe aklım ermiyor
Fukara halinden kimse bilmiyor
Devletin sikkesi selam vermiyor
Kefensiz kalacak ölümüz bizim
Evlat da babanın sözün tutmuyor
Açım diye çift sürmeye gitmiyor
Uşaklar çoğaldı ekmek yetmiyor
Başımıza belâ dölümüz bizim
Zenginin sözüne beli diyorlar
Fukara söylese deli diyorlar
Zemane şeyhine velî diyorlar
Gittikçe çoğalır delimiz bizim
Sekiz ay kışımız dört ay yazımız
Çalığından telef oldu bazımız
Kasım derken buz tutuyor özümüz
Mayısta çözülür gönlümüz bizim
Tahsildar da çıkmış köyleri gezer
Elinde kamçısı fakiri ezer
Yorganı döşeği mezatta satar
Hasırdan serilir çulumuz bizim
Zenginin yediği baklava börek
Kahvaltıya eder keteli çörek
Fukaraya sordum size ne gerek
Düğülcek çorbası balımız bizim
Serdarî halimiz böyle n’olacak
Kısa çöp uzundan hakkın alacak
Mamurlar yıkılıp viran olacak
Akıbet alınır öcümüz bizim

Söylediği türkülerdeki siyasi vurgular yüzünden aleyhinde kampanyalar başlatılan ve işini kaybeden sanatçı, türküleri derleyip, yeniden yorumlama işine kendi başına devam etti. 1975’te Dostlar Korosu’nu kurdu. 1978’den sonra ürettiği kasetlerle halk müziğinin, yaygınlaşmasına büyük katkıda bulundu.
Ruhi Su, 12 Eylül yönetiminin engellemeleri yüzünden yurtdışında tedavi şansı bulamadı ve 20 Eylül 1985’te öldü. Mezarı İstanbul Zincirlikuyu’dadır. Ruhi Su’nun cenaze törenine binlerce kişi katıldı ve cenaze 12 Eylül döneminin ilk büyük kitle gösterisi haline dönüştü. Cenazede gözaltına alınan 163 kişi İstanbul siyasi şubede 15 gün süreyle gözaltında tutuldu.
Alevi Deyişlerini okudu, Pir Sultan’ın, Hatayi’nin ve diğer ozanların deyişlerini yorumladı. Nazım Hikmet’in şiirlerini ilk besteleyenlerdendir. 1954’te hapisteyken söylediği Mahsusmahal adlı türküsüyle ünlendi.
Ruhi Su, ölümüne kadar 16 tane 45’lik plak, 11 uzunçalar çıkardı. Ölümünden sonra kurulan Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı aracılığıyla eşi Sıdıka Su (ölümü-18 Ekim 2006) ve oğlu Ilgın Su özel arşivlerdeki ses kayıtlarından yararlanarak plak, kaset ve CD üretimini sürdürdüler. Vakfın merkezi Beyoğlu, İstanbul’da.
Odatv.com
This entry was posted in EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR, HAYATIN İÇİNDEN, Sanat Edebiyat ve Kultur, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *