“MAYIN TEMİZLEME İŞİ NE OLDU ÇOCUKLAR ” 1

“MAYIN TEMİZLEME İŞİ NE OLDU ÇOCUKLAR “

Başliğınla paylaştığım Gazeteci metin Münir’İn “GERİYE KALAN HERŞEY”
yazısına bir çok haber grubunda üye olan Musevi asıllı Türk vatandaşı iki arkadaşımızdan bir birine benzer tepkiler geldi.
 
Sayın arkadaşlarımız , Menteş Azuz ve Rafeel Sadi yeni temizlik ihalesinin kimlere verileceğini  sorarak, bahse konu mayınlı bölgenin İsrail’e verilmesi gibi bir konunun olmadığını söylüyorlardı.
Tabii ki açılacak olan yeni ihalenin şartlarını ve ihaleyi kimin alacağını
bilmem olası değildir.Çünkü bir sihirli kürem yok …
 
Ama şunu biliyorum ki ;Başbakan Erdoğan mayından arındırılacak olan bu bölgeyi yap-işlet-devret modeliyle İsrail’e vermeye çalışmıştır.
Bir önceki ihale sürecini istediği gibi yürütemeyen AKP ikidarı yeni ihale sürecinde de yine bu işi İsrail’e ihale etmeye çabalayacaktır !!!
Hadi ordan sen de  “VAN MİNİT ” diyen Başbakan Erdoğan İsrail’e posta koyuyor deseniz de bunun bir show olduğunu hepimiz biliyoruz !!!
 
Yine hepimizin bildiği gibi Başbakan Erdoğan ABD’deki güçlü yahudi lobilerinden 2 cesaret ve üstün hizmet madalyası olan tek yabancıdır.
Ve yine Recep Tayyip’in Erdoğan’a Başbakanlığı giden yolda İstanbul’da yaşayan Musevi kanaat önderleri büyük destek vermişlerdir..
 
Ayrıca bu bölge İsrail için hem stratejik olarak hem de bölgeye sınırdaş olan ve İsrail için çok önemli olan TİGEM’in burada bulunuyor olması ,bölgede petrol kaynaklarının olması bu toprakları çok değerli kılmaktadır.
 
Bu nedenle hem yanıt olması hem de bu konu kapanmadığından
bilgi tazelemesi olması için bir yazı dizisi hazırladım.
 
Bir önceki ihale sürecinde mayın temizliği konusunda yetkin olan ve ihaleye katılan 5 firmadan üçünün İsrail menşeli olması ve mayından temizlenen bölgenin bedelsiz olarak temizliği yapacak olan firmaya toprakların 44 veya 49 yıllığına verilmesi düşüncesi toplumda büyük tepkiye neden oldu.
 
Burada bir konu çok önemlidir ;
AKP bu bölgeyi neden yap-işlet-devret modeliyle temizletmeye
çalışıyor.Bu konuda uzman olan NAMSA dışında yetkin olan
firmaların çoğu İsrail kökenli veya İsrail ortaklığı olan firmalardır.
Daha doğrusu bu ihaleye ilgi gösteren yabancı firmalar İsrail Fİrmalarıdır.
 
Türkiye  böylesi bir ihale açınca,ihale/hizmet sonunda bu bölgeyi kullanacak
olan firmalar ve ait olduğu ülkeler doğal olarak bundan fayda sağlamak yoluna gideceklerdir.
 
Burada temel eleştiri noktamız İsrail Hükümeti ve İsrail menşeli
firmalar değil.Kendi Ulusal çıkarlarını pazara çıkartmış olan AKP iktidarıdır.
 
***
 
Önce bu mayınlı alanın tarihçesini inceleyelim ;
 
Son günlerde siyasiler ve kamuoyu tarafından sert tartışmalara konu olan Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlar, 53 sene önce gömülmüştü. 
 
Son günlerin en çok konuşulan konusu Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin geçmişi 1950 yılına dayanıyor. İnsanların sakat kaldığı, ölümlerin yaşandığı yerler haline de gelen 216 kilometrekarelik mayınlı arazi 50 yılı aşkın süredir tarıma kapanmış durumda.
 
MAYINLAR NASIL DÖŞENDİ?
 
1950`li yıllarda Mardin`de sınır kaçakçılığı sırasında kaçakçılar ve gümrük muhafızları arasında çıkan silahlı çatışmada iki gümrük muhafız memurunun ölmesi üzerine dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Mardin Kaymakamı Kamuran Çuhruk`u Ankara`ya çağırır ve bölgede bu tür olayların tekrar yaşanmaması için Suriye sınırının baştanbaşa mayınlanmasını ister. Bu direktif doğrultusunda 1956 yılında Suriye sınırı tamamen mayınlandı. Mayınlı tarlalar dışında da 5 ila 10 km arasında değişen daimi emniyet bölgeleri de verimli araziler olmasına rağmen bomboş duruyor.
 
Resmi rakamlara göre, 1993-2003 arasında, 299 asker ve 289 sivil mayın patlaması sebebiyle hayatını kaybetti, 1524 asker ve 739 sivil de aynı sebeple yaralandı. İnsan Hakları Derneği`nin verilerine göre ise 1990-2002 yılları arasında 512 mayın patlaması olayında 838 kişi hayatını kaybetti, 937 kişi de yaralandı. Yaralananların 214`ü maalesef çocuk.
 
MAYINLAR, 1975 VE 1996`DA MECLİS`E KONU OLDU
Bugün dünyada 64 ülkede 100 milyonu aşkın kara mayını bulunuyor. Türkiye`deki sayının 935 bin olduğu belirtilmekte. Türkiye`nin 2 bin kilometrelik sınırında 3,5 milyon dönümlük arazi mayınla kaplı. Mayınlı arazilerin büyük çoğunluğu ise 600 kilometrelik alanla Suriye sınırında yer alıyor. Suriye sınırındaki mayınlı sahanın temizlenmesi için, 1975`te ve 1996`da iki defa Meclis araştırma komisyonları kuruldu ve her iki komisyonun düzenledikleri raporlarda bu sahaların mayınlardan temizlenerek tarıma açılması önerildi.
 
***
 
Mayından temizlenecek araziler
 
Şırnak: 16.580 dekar
Mardin: 49.482 dekar
Urfa: 57.125 dekar
Antep: 15.929 dekar
Kilis: 11.682 dekar
Hatay: 34.616 dekar
Toplam: 185.414 dekar
 
Yabancı mayın temizleme şirketleri
 
Armtrac Ltd.- Bectec Int. Ltd (İngiltere)
Red Wings (İsrail)
Geomines SAS (Fransa)
Maavarim Ltd + Civil Eng. Co (İsrail)
Aardvark Mine Clear Ltd. (İngiltere)
Doging (Hırvatistan) + RYBO (Ukrayna)
Specialist Gurka Inc. (İngiltere)
Mine-Teck International (İngiltere)
Quadro Ltd (İsrail)
Scandinauian Demining Group + Ukrabarone Exp (Ukrayna)
Damacon Com (Danimarka)
Reinmetal (Almanya) + IEOD (İsrail) + Rumital (Hırvatistan)
UXP (ABD)
Ukrabaron (İskandinav)
Emercom (Rusya)
Northrop Gruman + Ronco (ABD)
Dr. Kohler (Almanya)
Mechem (Güney Afrika)
Demira (Almanya)
Countermine Eng. (İsveç)
Pearson Engineering (İngiltere)
Way Industry (Slovakya)
Dok-İng D.O.O. (Hırvatistan)
Gurko (İngiltere)
Scanjack (İsveç)
FSD (İsveç)
Armour Group (ABD)
FFG Group
Koch (Almanya)
MTOT (İsrail)
Uniexpon (Rusya)
 
Yerli mayın temizleme şirketleri
 
*İçtaş A.Ş.
*Saha Mühendislik
*Pazar Organizasyon
*Armada
*Altay
*MNG
*Peta Mühendislik
*Delta
*Güriş
*İnta
*Mön İnşaat
*Tis İletişim
*Tepe
*İnta Savunma Sanayi
*Ortadoğu A.Ş.
*Nurol
*Veziroğlu
*Tetiko
*BM havacılık
*Makyal
*Ceylan İnşaat
*Zorlu
*Onur Mühendislik
*Makyol-Çebi
*Mesan-ABC
*Teta Mühendislik
*Mesan-Valon
*Eskan İnşaat
*Ume Limited
*Yüksel İnşaat
*Sarsılmaz (2006’dai ihaleye katılmıştı)
*Dünya Prestij Limited
*Mertsan
*Gate
 
RAKAMLARLA MAYINLI BÖLGE
¥ Türkiye- Suriye sınırında yer alan ve mayınları temizlenecek arazinin yüzölçüm büyüklüğü 216 kilometrekare.
 
¥ Türkiye`nin Suriye sınırının toplam uzunluğu 900 kilometre. Mayınlı bölgenin uzunluğu 510 kilometre, eni ise ortalama 350 metre.
¥ Mayınlı bölgenin 189 bin dekarı Hazine`ye, 12 bin 979 dekarı şahıs mülkiyeti, 7 bin 96 dekarı TİGEM`e ve 5 bin 646 dekarı da Devlet Demiryolları`na ait.
¥ Mayınlar temizlendikten sonra Türkiye ile Suriye sınırı dikenli tel ve elektronik koruma ile muhafaza edilecek. İki ülkenin çektiği tel örgülerinin arası yaklaşık 50 metre uzunluğunda olacak.
¥ Geride kalan 300 metrelik enli bölüm kullanıma açılacak
 
`Mayından temizlenmesi gereken alan Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak illerinin büyük kısmı Suriye, bir kısmı Irak ile olan sınır bölgesini kapsamakta olup, 216 bin dekardır.
Ancak bu alanın gerçekte 178 bin 500 dekar olduğu, aradaki farkın mayınlı olmayan diğer arazilerin varlığından kaynaklandığı ayrıca ifade edilmiştir.
Sözü geçen bölge Türkiye`nin güvenliği açısından en riskli, en kritik bölgesidir. Bu bölgede yerli ya da yabancı özel şirketlerin 44 yıl o toprakları kullanması, Türkiye`nin güvenliği açısından ciddi sakıncalar yaratabilecektir` demekte…
Milli Savunma Bakanı`nın ise kendi parti grubuna şu açıklamayı yaptığı belirtilmekte:
`1992`de sınırın mayınlı arazilerden temizlenmesi kararı verildi. Bu görev o dönemde Genelkurmay`a verildi. Ancak herhangi bir sonuç alınamadı. 57. hükümet döneminde konu tekrar gündeme geldi. Genelkurmay 25 milyon dolar maliyet çıkardı. Ekonomik kriz gerekçesiyle bu maliyet bütçeye konulamadı. AK Parti`nin işbaşına geldiği 2003`te konu tekrar gündeme alındı. Talep edilen miktar bütçeye konuldu. Ancak mayın çıkarma araçlarındaki fiyatın yüksekliği yüzünden MSB kendisine verilmiş olan tahsisatla bu işin maliyetinin de yükselmesinden dolayı Maliye Bakanlığı`na olumsuz cevap verildi ve bütçedeki rakam iade edildi.
Bakan, durumu şöyle izah ediyor:
`Genelkurmay bu işi yaparken, elle temizlik yapıyordu. 2014 yılına kadar temizlenmesi gerekiyor. Ancak elle temizlik çok daha uzun yıllar alacak diye Genelkurmay, bu işi makineyle yapmak istedi. Bu işi yapmak için üç ayrı makinenin aynı anda çalışması gerekiyor. Makineler 5 milyon dolardı. Genelkurmay da, bu makinelerden üç takım alırsak 2014`e kadar temizliği yaparız diye düşündü. Piyasa araştırması yapıldı. Biz talip olunca makinelerin takımının fiyatını 15 milyon dolara çıkardılar. MSB’nin buna bütçesi yetmedi.Dolayısıyla Genelkurmay o zaman, `Maliye Bakanlığı`na devredelim` dedi.`
 
***
 
.TSK, `Mayın Merkezi` istedi
 
Muhalefetin ve AKP`li bazı milletvekillerinin ciddi direnişi sonucu Meclis`te görüşülmesi yarına ertelenen `mayın krizi` ile ilgili, 2004 ve 2005`te TSK iki rapor hazırlamış. 
 
Özgür Ekşi`nin haberi
Genelkurmay İkinci Başkanı Başbuğ`un imzasını taşıyan raporlarda, bir Milli Mayın Merkezi kurulması öneriliyor. Raporlarda, `hizmet alımı` ile arazinin hızla, ancak `pahalıya` temizlenebileceği belirtiliyor ve `İstihbarat, işi yapacak firmaların güvenilirliğiyle ilgili çalışma yapsın` deniyor.
Hürriyet, Genelkurmay`ın 25 Mayıs 2004 ve 14 Nisan 2005 tarihlerinde hazırladığı iki ayrı mayın raporunu yayınladı.. O dönemde Genelkurmay İkinci Başkanlığı görevini yürüten Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ`un imzasını taşıyan raporlar, Milli Savunma Bakanlığı`na (MSB) ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı`na yazıldı.
 
Genelkurmay`ın MSB`ye yolladığı `Suriye Sınırı Mayın Temizliği` konulu iki sayfalık rapordan satırbaşları şöyle:
44,7 milyon dolar talep ettik: `Suriye sınırında döşeli bulunan mayınların temizlenmesi projesi kapsamında ihtiyaç duyulan modern mekanik mayın temizleme teçhizatı ve Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi(SFGS) takviyesi için Başbakanlık`tan 44,7 milyon ABD doları talep edilmiştir. Bunun 35 milyon ABD doları teçhizat-bakım idame personel giderleri 9,7 milyon doları SFGS içindir.
 
17 milyon dolar ödendi: Talep edilen kaynağın ilk dilimi olarak 17 milyon dolar kaynak tahsis edildi. Mardin Nusaybin`de yapılan test sonucunda yeni teçhizat alımı MSB`den talep edilmiştir. Bir an önce temizleme faaliyetine başlamak üzere Başbakanlık 3,6 milyon ABD doları ilave kaynak tahsis etti. Kadrosu onaylanan mayın temizleme bölüğünün atamaları yapıldı.
TSK başka yeri temizlesin: Arazi belirli alanlara bölünerek hizmet alımı şeklinde temizlenebilir ancak maliyet yüksek olur. Öte yandan temizlik hızla tamamlanabilir. TSK`nın diğer bölgelerdeki mayın temizleme çalışmalarına yönelebileceği ve Ottawa Sözleşmesi gereği mayın temizleme çalışmalarını zamanında tamamlayabileceği görüldü.
Maliyet yüksek, hizmet alınsın: Modern mekanik mayın temizleme teçhizatı ile ilgili çalışmalar sonucunda fiyat, eğitim, kullanım, bakım, onarım ve işletme konusunda problem yaşanacağı ve karşılanmasında zorluklar yaşanacağı görüldü. Mayın temizleme faaliyetlerinde hizmet alımı yöntemimin bir alternatif olarak değerlendirilmesi uygun bulundu.`
İkinci rapordan: 615 bin mayın var
 
Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Başbuğ`un, 14 Nisan 2005`te Kara Kuvvetleri Komutanlığı`na gönderdiği `Suriye sınırı mayın temizleme projesi` konulu dört sayfalık raporda ise, sınırda 615 bin 149 adet mayının bulunduğu kaydedildi. Genelkurmay içindeki koordinasyonun nasıl olacağının da açıklandığı raporla, Kara Kuvvetleri ile İstihbarat ve Harekát Daireleri`nin nasıl çalışacağı da anlatıldı. Bu rapordan satırbaşları da, özetle şöyle:
Milli Mayın Merkezi onayı: `Mayın temizleme faaliyetinin `Başbakanlığın kontrolünde ve Başbakanlık bünyesinde teşkil edilecek bir Üst Kurul vasıtasıyla gerçekleştirilmesi` harekát tarzının onayı alınmıştır.
 
İstihbarat güvenilirliğe baksın: Bölgenin hassasiyeti nedeniyle mayınlı alanları temizleme, kontrol ve bu alanlarda tarım için faaliyet gösterecek firmaların güvenirliliği ile ilgili çalışmaların yapılsın.
Harekát dairesinin işi çok: Harekát Dairesi 1. ve 2. derece kara askeri yasak bölge ve karakol emniyet sınırı ile hudut emniyet yollarının tespitini Kara Kuvvetleri Komutanlığı ile koordineli olarak yürütecek. Kara Askeri yasak bölge sınırlarının daraltılması görevini tamamlayacak. SFGS`nin Nusaybin-Akdeniz arasında kalan ahdi sınır hattında bütün unsurları ile tesis edilebilmesi için Dışişleri Bakanlığı ile koordine edilerek sınırın yeniden işaretleme çalışmalarını başlatacak. SFGS`nin AB müktesebatına uyma ihtiyacı var ise SFGS`nin AB standartlarına göre nasıl olması gerektiğini belirleyecek
 
Devam edecek
 
Naci Kaptan
18.02.2010
This entry was posted in Arastirma, Dizi Yazilari. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *