KILIÇDAROĞLU’nun GİZLİ AJANDASI * “ABDULLAH GÜL’den NEDEN KORKUYORLAR?” Bölüm IV

Naci Kaptan  / 21.08.2020
Bölümler;
Bölüm I        https://nacikaptan.com/?p=80920
Bölüm II      https://nacikaptan.com/?p=80937
Bölüm III    https://nacikaptan.com/?p=80960
Bölüm IV    https://nacikaptan.com/?p=80980
Bölüm V      https://nacikaptan.com/?p=81002
Bölüm VI    https://nacikaptan.com/?p=81082
Bölüm VII  https://nacikaptan.com/?p=81248

EKMELETTİN İHSANOĞLU KİMDİR?
Yazı dizimizin IV. bölümü Ekmel beyin yaşamı ve kimliğinin Laik,Demokratik Cumhuriyet Devletinin Cumhurbaşkanlığı makamına uygunluğunu daha doğrusu Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olarak partinin bilgisi dışında aday belirlediği kişinin bu makama yakışır olup olmadığını ve Kılıçdaroğlu’nun neden tek başına ve parti yönetiminden habersiz ve CHP’nin kuruluş/var oluş ilkelerine aykırı olarak yaptığı bu aday seçimini sorgulamaktır…
1943 yılında Kahire’de doğan Ekmeleddin İhsanoğlu, Mısır Ayn Şems Üniversitesi Fen Fakültesi’nden mezun olduktan sonra El-Ezher Üniversitesi’nde akademik hayata başladı. 1974′te Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’nde doktorasını tamamladıktan sonra, İngiltere’de Exeter Üniversitesi’nde doktora sonrası çalışmalar yaptı. İslâm ve Batı kültürüyle yakından teması olan Ekmeleddin İhsanoğlu, 1984′te profesör oldu. İhsanoğlu Özal tarafından getirilerek İstanbul Üniversitesi’ne öğretim üyesi yapılmıştır.
Ailesini araştıracak olursak karşımıza, Mustafa Sabri çıkıyor. Mustafa Sabri son Osmanlı Şeyhülislamlarından. İşgal yıllarında İngilizlerin güdümünde olan “İslam Teali Cemiyeti’nin Kurucu Başkanı. Şeyhülislam olunca başkanlığı İskilipli Atıf’a bırakıyor. Şeyhülislam iken Atatürk ve arkadaşları için verilen idam fetvasını yazmış ancak yerine Dürrizade Abdullah atanınca fetva, Dürrizade’nin imzasıyla yayımlanmıştır.
Kurtuluş’tan sonra, işgal yıllarında “Yunan Ordusu Halife’nin ordusudur” diyerek desteklediği Yunanistan’a kaçıyor ve orada “artık Türklükten istifa ettim, tövbe estağfurullah” diyor, fakat gene de Yunan yetkililer yüz vermiyor. Kimse kendi ülkesine ihanet edene güvenmez, kullanır, işi bitince atar. Bunun üzerine İngiltere’nin egemenliğinde olan Mısır’a geçiyor. İşte İhsanoğlu’nun babası Mustafa Sabri’yi çok seven bir müridi. O da Mustafa Sabri’nin arkasından Mısır’a gidiyor ve onun çömezi olarak yaşamaya devam ediyor. [Prof.Dr.Süleyman Çelik]

CHP’nin Grup Başkanvekili Muharrem İnce Ekmel Bey’in adaylığını nasıl öğrendiğini “Biz üç grup başkanvekiliyiz, televizyondan öğrendim” diye anlattı. Gerçekten de CHP-MHP önce anket yaptırdı, bir kişi bile “Ekmel-Ekmel-Ekmel” demedi. Milletvekillerine “kim olsun” diye soruldu, bir vekil bile “Ekmel-Ekmel-Ekmel” demedi. Siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini dolaştı, biri bile adını hatırlamadı. Öyle ki aday açıklanmadan birkaç saat önce konuştuğumuz MYK üyeleri bile Ekmel Bey’in adının spekülasyon olduğunu söylüyordu.[15.08.2014 https://odatv4.com/ekmel-beyi-catiya-cikaran-aslinda-kimdi-1508141200.html]
Ve Kılıçdaroğlu Ekmeleddin ihsanoğlu’nu şöyle övdü
“Bizim siyasetimizde huzurlu toplum var, kavga yok, barış var, huzur var.” diyen Kılıçdaroğlu, demokrasilerin bir dayatma kültürü olmadığını ifade etti. Demokrasinin olmazsa olmazının uzlaşma kültürü olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, uzlaşıldığı zaman demokrasinin kalitesinin artacağını kaydetti. “Bir devlet başkanı seçmiyoruz, bir cumhurbaşkanı seçiyoruz. Yetkileri anayasada yazılı olan bir Cumhurbaşkanı seçiyoruz. Eğer bunu yapabilirsek demokrasiye en büyük katkıyı yapmış olacağız. Bir büyük uzlaşmayı sağladık, adı; Ekmeleddin İhsanoğlu. Hayırlı, uğurlu olsun.
Son derece kibar, tevazu sahibi, bilgili bir insan, siz de tanıyacaksınız, o bir bilim adamı, Türkiye için bir kazanım. O tıpkı Neşat Ertaş gibidir. Toplumun her kesimini kucaklar. Devletimiz de onu Devlet üstün hizmet madalyası vererek ödüllendirdi. Ekmel beyi en az bizim ülkemizde tanınıyor, gidin Ekmel beyi Fransa’ya sorun, Ortadoğu’ya sorun. Yozgatlılara, böyle bir evlat yetiştirdikleri için teşekkür eden Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu’nun hayat hikayesini anlattı. Kılıçdaroğlu, sözlerini cumhurbaşkanı adayı Ekmelettin İhsanoğlu için “Yozgat’ın tezenesini sizlere emanet ediyorum.” diyerek bitirdi. [Milliyet – 17.06.2014 – https://www.milliyet.com.tr/siyaset/kilicdaroglu-ekmeleddin-ihsanoglunu-boyle-ovdu-1898486]

Gerçekten Ekmel bey Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi, Laik, demokratik Cumhuriyet Devletini yüceltecek, toplumu barışla kucaklayacak, Türkiye’yi Dünya ülkeleri arasında saygın ve çağdaş bir konuma taşıyabilecek birikime sahip mi idi? Şayet öyle ise Ekmel beyi aday seçmiş olduğunu CHP yönetiminden neden saklamıştı? gelecek olan tepkilerden çekincesi mi vardı? Ayrıca Ekmel beye Devlet madalyası vermiş olan Devlet unutulmasın ki Devletimizin yöneticilerine milyonluk armağanlar vermiş olan Suudi krala da Devlet madalyası vermişti!!!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, 2014’teki Cumhurbaşkanlığı seçimi için şöyle diyordu; CHP ve MHP’nin ortak adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu hakkında “Kararımız doğru olsaydı bugün o cumhurbaşkanı olurdu” [09.02.2018 Sputnik]
5.si düzenlenen Türkçe Olimpiyatları’nda “İsmail Gaspıralı Türk Dili Ödülü”nü alan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun burada yaptığı konuşmada Gülen’den “Bu güzel tabloyu oluşturan binlerce insanı tebrik etmek istiyorum ve bunu dizayn eden o büyük insana da buradan saygılar gönderiyorum”. sözleriyle övgüler düzdü.[01.07.2014 – OdaTv.com]

Hillary Clinton’ın yardımcısının e-postalarından Fethullah Gülen ve Ekmeleddin İhsanoğlu çıktı. Ortaya saçılan Demokrat Parti’nin maillerinden, Cemaat’in Obama ile İhsanoğlu’nu biraraya getirmek için çalıştığı anlaşılıyor.
“Judicial Watch’ın ortaya çıkardığı e-posta trafiğinde Fethullah Gülen Cemaati’nden Gökhan Özkök’ün dönemin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın yardımcısı Huma Abidin’e attığı mail dikkat çekiyor. 1 Nisan 2009 tarihli mailde Cemaatçi Özkök, İhsanoğlu için aracılık yapıyor. Özkök attığı e-postada Huma Abidin aracılığıyla Clinton’a bir mesaj gönderiyor. Clinton’un Obama ile İhsanoğlu arasında arasında olacak görüşmeye aracılık etmesi isteniyor. Bunun Obama’nın Türkiye ziyaretinde 15 dakikalığına da olsa gerçekleşmesi isteniyordu” [26.07.2016 https://odatv4.com/cemaatin-gizli-yazismasindan-ekmel-bey-cikti-2607161200.html]

AKP İLE YAKINLIĞINA DİKKAT ÇEKİLİYOR
11 Şubat 2010 tarihli bir başka ABD kriptosunda ise İhsanoğlu’ndan “AKP ile yakın bağları olan İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri” olarak bahsediliyor.
“CHP ile MHP’nin çatı adayı olarak belirlediği Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ABD’den hayranlıkla bahsettiği görüşmeler ABD Dışişleri kriptolarına girdi. Bir kriptoda İhsanoğlu, ABD’den İslam İşbirliği Teşkilatına ‘Beyaz Saray’a yakın bir müslüman’ atamasını istiyor.
ABD’li yetkililerle yaptığı görüşmeler Wikileaks belgelerine yansıyan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ABD’yi “Günümüzün Osmanlı İmparatorluğu”, Taliban’ı ise “Afganistan’ın çocukları” olarak tanımladığı ortaya çıktı. Aydınlık’tan Mustafa Kaya’nın haberine göre; 10 yıl boyunca Suudi Arabistan denetimindeki İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Genel Sekreterliği’ni yürüten İhsanoğlu, görevde kaldığı süre boyunca teşkilatı ABD’ye açan isim oldu.
ABD’nin Cidde Başkonsolosu Martin Ouinn’e ait 1 Kasım 2009 tarihli ABD kriptosunda İhsanoğlu ile yapılan bir görüşmede kendisi için şu cümleler paylaşılıyor: “İhsanoğlu farklı geçmiş ve etnisiteden gelen insanları bütünleştirebildiği için ABD’yi “Günümüzün Osmanlı İmparatorluğu” olarak nitelendirdi.
İhsanoğlu, 16 Şubat 2010 tarihli bir başka görüşmede de ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde görev yapan diplomatik yetkili Daniel O’grady’e Taliban ve El-Kaide arasındaki farkı anlatıyor. Taliban’ın El Kaide ile farklı olduğunu belirten İhsanoğlu, Taliban için “Afganistan’ın çocukları” ifadesini kullanıyor.”
Bu süreçte Ekmel Bey’in laikliğe aykırı konuşmalarını hatırlatan, Türkiye’de kimse tanımadığı halde ithal aday yapıldığını söyleyen Yılmaz Özdil o dönem için şunları yazdı:
“Cemaatin tetikçileri Halk TV ekranına doluşmuştu. ‘CHP’li olup da Ekmeleddin İhsanoğlu’nu eleştirenler bundan böyle Atatürkçüyüm demesinler’ diye racon kesiyorlardı. CHP içinde Ekmeleddin beyin adaylığına itiraz etmek adeta suç haline gelmişti. İtiraz edene “CHP düşmanı” deniyordu, ‘Ekmeleddin beye karşı çıkarak Akp’nin ekmeğine yağ sürüyorsun’ deniyordu, susturuluyordu. Chp’de Ekmeleddin beyin adaylığını sadece Kemal Kılıçdaroğlu istiyordu… CHP dışında ise, hararetle isteyen biri daha vardı.
*
Fethullah Gülen… Seçime beş gün kala Pensilvanya’daki vaazında aynen şunları söylüyordu: ‘Her halimizde, her tavrımızda, iman-ı ekmel, İslam-ı ekmel, ihsan-ı ekmel, ihlas-ı ekmel, rıza-yı ekmel, yakin-i ekmel demeliyiz, hayatımızı bu atkılar arasında dantela gibi işlemeliyiz, düşsek, sürçsek bile, kalktığımızda el ihsan demeliyiz.’ [Yılmaz Özdil – 27.07.2018 https://odatv4.com/yilmaz-ozdilden-kilicdarogluna-ekmel-bey-cagrisi-2707161200.html]

Yukarıdaki yazının bütünsel içeriğinden Ekmel beyin SİYASAL İSLAMA yakın olduğu ve bu kültürle büyüdüğü, ailesinin ise laiklik ve Atatürk’e karşıtlığı nedeniyle Mısır’a göçtüğü görülüyor. Küresel düzenle,ABD ve FETÖ ile olan yakınlığı da  yazışmalara yansımış. Hatta seçim öncesi Fetullah Gülen tarafından da seçilmesi yönünde mesaj verilmiş.
Kılıçdaroğlu’nun övgülerle sahneye çıkardığı İhsanoğlu’nu neden aday göstermiş olduğunu açıklaması gerektir. Hatta İhsanoğlu’nu aday gösterdiğinde, kendisine bunun sorumluluğunu alıp almayacağını ve gereğini yapıp yapmayacağı sorulduğunda;
“Tüm sorumluluk benim zamanı gelirse gereğini yapacağım” dedi, dedi ama gereğini yapmadı.

Naci Kaptan 21.08.2020 / IV bölüm sonu ; Devam edecek
This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, BOP, DIŞ POLİTİKA, Politika ve Gundem, SİYASİ PARTİLER, SİYASİ TARİH. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *