BİN TANE AYASOFYA YETMEZ * -Ayasofya’nın bir bölümü 1992 yılından beri ibadete açıktır. -Görevli İmam vardır, günde 5 vakit ezan okunur. İsteyen gider namazını kılar, ibadetini yapar.

12 Temmuz 2020 /Rifat Serdaroğlu
Koca Yunus;
Bir kez gönül yıktın ise kıldığın namaz, namaz değil,
Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil…
Bir kez bir gönül yıktıysan ne kıldığın namaz kabul edilir, ne de yetmiş iki millet senin elini yüzünü yıkasa, yüzünün karası çıkar! Boşuna uğraşma, Allah’ı kandıramazsın, diyor Yunus Emre!
AKP Genel Başkanının dün kara dediğine, bugün ak dediğini çok gördük. Alt alta yazsak ansiklopedi olur. Aynı AKP Genel Başkanı geçen sene, Ayasofya’nın ibadete açılmasını isteyen kendi taraftarlarına; “Daha Sultanahmet Camisini dolduramadınız, 63 bin kişilik Çamlıca Camisini yaptık, giden yok!
Hem bu işin uluslararası boyutu var. Boş boş konuşmayın” demişti! Hatırlatalım dedik!
Danıştay 10. Dairesinin yeni kararını tüm partiler destekledi, sebep olanlara, hizmeti geçenlere teşekkür edildi!
Çoban Ateşi Hareketi olarak bizim Türk Milletine sözümüz var. Türk Milletine asla yalan söylenmeyecek! Üç-beş oy uğruna, gerçekler örtülmeyecek…
Adım adım gidelim;
-Ayasofya’nın bir bölümü 1992 yılından beri ibadete açıktır.
-Görevli İmam vardır, günde 5 vakit ezan okunur. İsteyen gider namazını kılar, ibadetini yapar.
-Aynı Danıştay’ın aynı 10. Dairesi, daha önceki benzer bir talebi reddetmişti! Dava, itiraz sonucu Danıştay İdari Dava Daireler Kurulunda görüşüldü. Dönemin Başbakanı Erdoğan idi. Başbakanlık, Danıştay’a gönderdiği yazıda, Ayasofya’nın müze olarak kalmasının doğru olacağını beyan etti. 10 Aralık 2012 tarihinde Ayasofya’nın statüsünün müze olarak devamına karar verildi!
-Danıştay Başkanlığına, 31 Mart 2019 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal eden Zeki Yiğit seçilince, bu kez aynı Danıştay’ın aynı Dairesi, 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararını iptal ederek, Ayasofya’nın ibadete açılmasının yolunu açmış oldu…
Danıştay’ın yeni kararının, Hukuki-Siyasi-Dini-Ekonomik-Birleşmiş Milletlerde etkisi olacağı gibi, Danıştay’ın Cumhuriyet Hukukuna bir “Karşı Devrim” kurumu gibi usulsüz müdahalesi söz konusudur.
-Danıştay, Vakıf Hukukuna göre böyle bir karar alamaz. Çünkü ortada yürürlükte olan Fatih’in Vakfiyesi ve Osmanlının Vakıf Hukuku diye bir şey yoktur. Cumhuriyet Hukuku, Osmanlı Hukukunu tarihin arşivine kaldırmıştır. Cumhuriyet öncesinin vakıf ve fermanları halen geçerli sayılırsa, ülke “Çoklu Hukuk” sistemine geçmiş olur ki, bu durum Vatikan’ın yıllardır gerçekleştirmeye çalıştığı bir tuzağa düşmek olur. Ülkemiz parçalanır.
-İstanbul’un iki Fatihi vardır. Biri Fatih Sultan Mehmet, diğeri İstanbul’u düşman istilasından kurtaran Atatürk. Atatürk, Padişah’ın İngilizlere sattığı İstanbul’u kurtarmasa idi, Atatürk için “Taştan Adam eriyor” diyen piç, Ayasofya’da haç çıkarıyor olacaktı!
-Kur’an da, Kılıç Hakkı diye bir şey yoktur. Kimsenin ibadetine-ibadethanesine müdahale hakkı da yoktur.
-Uluslararası Kültür Mirası olarak kabul ve tescil edilen Ayasofya’nın iç bünyesindeki, Hıristiyanlar için kutsal olan resimler-mozaikler önünde nasıl namaz kılınacak? Bunların üzeri örtülecek veya kazınacaksa, Afganistan- Bamiyan’daki devasa BUDA Heykellerini yıkan Taliban’dan ne farkımız kalacak?
-Ayasofya’yı cami haline getirmeyi “Egemenlik Hakkımızı Korumak” olarak değerlendirirsek, aynı taleple Kudüs’teki Mescid-i Aksa için bize gelirlerse ne diyeceğiz?
-Dünya kurulduğundan bu yana yapılan savaşların tamamına yakını din adıyla çıkmıştır. Bu çılgınlığı körükleyerek, Yurtta Barış-Dünyada Barış ilkesi yerine, Yurtta Çatış-Dünyada Çatış saçmalığını mı kabul edeceğiz?
Bu olayın, tükenmiş ve boğazına kadar yolsuzluklara bulanmış bir iktidarın, nefes almak çabası olduğunu, ilkokul çocukları dahi görebiliyor.
Ayasofya olayı, başörtüsü olayından sonra AKP’nin ayıplarını örtebilir mi?
Değil bir Ayasofya, bin tane Ayasofya’yı cami yapsalar, bu ayıp örtülemez!
BOP Eşbaşkanı olarak Irak-Suriye-Libya-Mısır gibi İslam ülkelerinde, emperyalist ülkelerle birlikte olup, milyonlarca Müslümanın ölümüne, yüz binlerce Müslüman kadının tecavüze uğramasına, yüz binlerce çocuğun organlarının çalınıp cesetlerinin çöpe atılmasına, binlerce yıllık tohumların, tarihi eser ve yazıtların çalınmasına ses çıkarmayacaksınız, üstelik “Ben bu olayın Eşbaşkanıyım” diye övüneceksiniz, sizin günahınızı örtmek için bin tane Ayasofya yetmez. Aklınızı başınıza alın, ve Türk Milletinin başını daha fazla belaya sokmayın…
Sağlık ve başarı dileklerimle
https://cobanatesihareketi.com/karar/bin-tane-ayasofya-yetmez
This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, Rifat SERDAROĞLU yazıları, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *