REHİN ALINMIŞ İKTİDAR * * PAUL HENZE’NİN RAPORU VE JOHN BOLTON’un “The Room” KİTABI

PAUL HENZE’NİN RAPORU VE JOHN BOLTON’un “The Room” KİTABI
 
Aşağıdaki değerli aydın/siyasetçi Rifat Serdaroğlu’nun yazısını yukarıda Paul Bernard Henze’nin raporuyla birlikte paylaşmanın yararlı olacağını düşündüm. Evet Henze’nin raporunda var olan proje ne yazık ki ülkemizdeki yavşak liberallerin, Vatanlarına düşman olan soyları belli olmayan yandaş sözde  gazetecilerin, üç kuruş beş paraya ülkelerini pazarlayan sözde aydınların, AKP’yi İsrail ve ABD ile anlaşarak kurmuş olan taşaron siyasetçilerin ve bu politikalara destek veren sözde parlamenterlerin el birliğiyle Türkiye’nin yönetimi BİR KİŞİNİN iradesine teslim edildi. 
 
AKP ve MHP el birliğiyle Anayasayı da ilga ederek Parlamenter sistemi kendi deyişleriyle RAFA KALDIRDILAR. Demokrasiyle birlikte İnsan haklarının da yok sayıldığı mutlak otoriter bir süreç başladı. Dünya sınıflandırılmalarında  Türkiye DEMOKRATİK ÜLKELER sınıfından çıkarıldı. 
 
Ve Türkiye’nin kaderini çıkardığı tek kişilik yasalarla belirleyen partili cumhurbaşkanının ŞAHSİ HEYBESİNDE taşıdığı YÜKLER nedeniyle Türkiye şantaja açık hale geldi. Erdoğan AİLESİNİN MAL VARLIĞI, Türkiye’nin ULUSAL çıkarlarının önüne geçti.
 
Evet TEK KİŞİYİ İKNA ETMEK, Birbirlerini destekleyen Milli kurumları ikna etmekten çok daha kolaydır.
 
Naci Kaptan
Rifat Serdaroglu | 24 Haziran 2020
Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, “The Room” adlı bir kitap yayınladı. Kitapta, Oval Ofiste yaşananlar anlatılıyor.Erdoğan’la ilgili bölümleri okuyunca, çok üzüldüm. Kendisini Türk Milletinin bir ferdi olarak kabul eden herkesin başını öne eğdirecek çirkinlikler var.
Bolton kitabında diyor ki;
“Erdoğan, yurtdışındaki mal varlığının tespit edilmesinden dolayı çok rahatsız.Ayrıca Halkbank davası konusunda da Trump ’tan sürekli yardım istiyor…”
Daha fazlasını yazmak içimden gelmiyor. İsteyen kitabı alır okur. T.C Cumhurbaşkanı olan kişinin, bir yabancı danışman tarafından kitabında çirkin bir şekilde konu edilmesi ve bu iddialara yanıt verilmemesi, AKP Hükümetinin ABD tarafından rehin alındığının en net ispatıdır.
Defalarca yazdım;
“Eyy Erdoğan, ABD Temsilciler Meclisi yurtdışındaki mallarınızı, paralarınızı belirlemek için komisyon kurdu. Siz bu konuda konuşmuyorsunuz.Niçin susuyorsunuz?
Çıkın ve deyin ki; Benim yurtdışında ne bir malım, ne de bir dolar param vardır. İspatlayın!” Ama siz sanki dilsiz imişsiniz gibi tek kelime edemediniz. Bu konuyu Türk Milletine anlatmaz iseniz orada oturamazsınız. Suskunluğunuz, suçlamaları kabul anlamına gelir ki, o an şahsınız ülkemizin en öncelikli güvenlik sorunu haline gelir!
Ayrıca, Reza Zarrab Halkbank kanalıyla iş tutarken, Bakanlarınızı rüşvete boğarken, siz İranlı soyguncuyu, damadının televizyonuna çıkartıp “Hayırsever-Vatansever” ilan etmiştiniz! Demek ki, Reza Zarrab- Babek Zencani-İran Ambargosu- 8,5 Milyar Dolarlık rüşvet zinciri Bakanlardan daha yukarılara tırmanıyor!
Değerli Okurlar;
Ahlak ilkeleri bütün dinlerin, bütün uygar toplumların kabul ettiği ortak hayat ilkeleridir. Bunlara uyarsanız, ahlaklı ve tüm dünyada saygı duyulan biri olursunuz. Uymazsanız, ancak halkı ezilen dikta yönetimleri ile iş tutarsınız.O da sürekli değildir ve sonu kötü biter. Bugüne kadar yatağında ölen bir tane diktatör görmedi dünya…
Bu ilkeler;
Yalan söylememek/ Hırsızlık yapmamak/ Hak yememek/ Rüşvet almamak/ Adam kayırmamak/ Tuzak kurmamak/ Verdiği sözden dönmemek olarak özetlenebilir.
Şimdi, “Muhafazakar Demokrat” olduklarını iddia eden namuslu AKP’li vatandaşlarıma soruyorum ve uyarıyorum; Vicdan terazinizde vereceğiniz yanıt, ilahi adalet terazisinde karşınıza çıkacaktır!
AKP Hükümetinde, Türk Milletine yalan söylenmekte midir?
AKP Hükümetinde, rüşvet alınmakta mıdır?
AKP Hükümetinde, kul hakkı yenmekte midir?
AKP Hükümetinde, iş hakkedene, ehline mi verilmektedir?
AKP Hükümetinde, adalet herkese eşit olarak mı dağıtılmaktadır?
AKP Hükümetinde, demokrasinin standartları yükseltilmiş midir?
AKP Hükümetinde, basın özgür müdür?
AKP Hükümetinde, İslam Dini ile alay eden kişi Büyükelçi yapılmış mıdır?
Yandaşlara peşkeş çekilen kupon araziler, betona döndürülen kıyılarımız, yok edilen doğal güzelliklerimiz, iki-üç yıllık gelirine satılan eserlerimiz, daha ne sayalım ki?
Bu ahlak ve akıl dışı sürüklenişin sonu elbette gelecektir. Türk Milleti artık haram medyanın yalanlarına inanmamaktadır. Zaten, aklı kimse inkar edemez, Cumhuriyeti Saray’a hapsedemez, tarihi de yenemez. Polislerinize Baro Başkanlarını dövdürebilirsiniz, insanlara zulüm yapabilirsiniz. Fakat iyi bilin ki her şey size misliyle geri dönecektir.
Not: Çoban Ateşi Hareketi, Türkiye’nin dört bir yanındaki “Sessiz Güçler” olan Kurucularını, 18 Temmuz’da Ankara’da her türlü sağlık önlemlerini alarak, toplayacaktır.
Artık onurlu, namuslu, bilgili ve saygın, dürüst insanların, tüm milletimizi bütünleştirecek fedakar kadroların hizmet zamanı gelmiştir. Ne Mutlu Türküm Diyene ve Sözünden Dönmeyene…
Sağlık ve başarı dileklerimle 25 Haziran 2020
Rifat Serdaroğlu
URL: https://wp.me/p3DAx3-Bo
This entry was posted in Rifat SERDAROĞLU yazıları, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *