Hitler’e Suikast (Valkyrie Operasyonu) 20 Temmuz 1944
20 Temmuz 1944 Hitler Almanya’sı için bir dönüm noktası oldu. Aslen Avusturya kökenli ve Almanya’yı yöneten bir Onbaşı olan Adolf Hitler’e karşı düzenlenen ilk ciddi direniş oldu. Kont Claus von Stauffenberg ve arkadaşları Almanya’nın II. Dünya Savaşını kaybedeceğini biliyorlardı. Arkadaşları ağırlıklı asilzadelerden oluşan yüksek rütbeli Generaller ve aydın kesimden kişilerdi. Suikastçiler, Almanya ve Almanya’nın işgal ettiği topraklarda Hitler’in emriyle gerçekleştirilen insanlık ayıbı ve vahşete karşı önlem almak istemişlerdi. Bu vatanperver insanlar, rejimi devirip yeni bir düzen kurmak ve müttefik ülkelere “Kapitülasyon” ilan ederek savaşı bitirmeyi amaçlıyorlardı.
Hitler tarafından Walküre (Valkyrie) adı ile hazırlanan planın amacı Alman Hükümeti’ne karşı gerçekleştirilecek herhangi bir isyan veya İhtilal girişimini önlemekti. Bu planın içeriğindeki en önemli nokta Berlin’de bulunan yedek Ordunun harekete geçerek isyanı bastırmak ve asayişi sağlamaktı.
Stauffenberg ve arkadaşları Walküre’yi kendi amaçları için kullanmak istediler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Hitler’e “Führer”lik yolunu açan “Üniter başkanlık” modelini örnek vererek, kendisinin de aynı yolla başkanlık koltuğuna oturabileceğini söylemesinden bu yana, sık sık bugünün Türkiye’siyle 1930-45’lerin Almanya’sındaki siyası gelişmeler arasında paralellikler kuruluyor. Benzerlikler ve farklılıklar aranıyor.
15 Temmuz’da yapılan darbe girişiminden sonra yaşananları, özellikle Cemaat medyası 1933’de 27 Şubat’ı 28 Şubat’a bağlayan gece meydana gelen dönemin Alman meclisi Reichtag’ın ateşe verilmesinden sonraki gelişmelere benzetildi.
Ne var ki; 15 Temmuz gecesi ve sonrasında Türkiye’de yaşananlara Almanya tarihinde bir benzerlik aranacaksa Reichtag yangınından değil, tam 72 yıl önce, 20 Temmuz 1944’te Hitler’e karşı yapılan başarısız suikast/darbe girişiminde aranması gerekiyor.
Çünkü Reichtag yangınıyla, asıl olarak Hitler faşizmine karşı olan komünistleri, sosyal demokratları, Yahudileri… gözaltına alınıp toplama kamplarına götürülürken, 20 Temmuz suikast girişiminden sonra asıl olarak devlet içindeki iktidar kavgasında Hitler karşıtlarının temizlenmesi süreci başlatılıyor.
Hitler’e başarısız suikast girişimi yapan Albay Claus Schenk Graf von Stauffenberg ve arkadaşları her yıl Almanya’da resmi törenlerle anılıyor. 1950’li yıllardan beri yapılan bu anmalarda durmadan von Stauffenberg ve arkadaşlarının “Faşizme karşı kahramanlıklarından” söz ediliyor.
Halbuki hiç alakası yok.
Her biri “inançlı nasyonal sosyalist” olan von Staufenberg ve arkadaşları Hitler’le birlikte içerideki muhaliflere, komşu ülkelere savaş kararları aldılar ve uyguladılar. İdeolojik açıdan aralarında derin görüş ayrılığı kesinlikle bulunmuyordu. Ancak, belli konularda Hitler’in doğru kararlar vermediğini ifade ederek eleştiriler yöneltiyorlardı.
Bu eleştirilerin geçmişi 1938’e kadar uzanıyor. Bunu gören Hitler ve kurmayları eleştirilerde bulunan generalleri, üst düzey komutanları teker teker görevden alıyor, yerine yenilerini atıyordu. Alman ordusunun Sovyetler’e karşı doğu cephesinde aldığı yenilgilere bir de yanlış kararlar eklenince, ordu içerisinde Hitler’den kurtulup düşman ülkelerle pazarlık masasına oturmak isteyenlerin sayısı arttı ve bunlar zamanla küçük gruplar halinde örgütlenip darbe ve suikast planları yapmaya başladılar.
Bu temelde 1943’ten itibaren Hitler’e bir çok başarısız suikast düzendi. Bu başarısız girişimlerim sonuncusu 20 Temmuz 1944’te yapıldı. Albay von Stauffenberg ve General Henning von Tresckow tarafından uygulanmak üzere hazırlanan “Walküre Operasyonu” çerçevesinde, von Stauffenberg Yaveri Werner von Haeften ile birlikte iki adet birer kg’lik zaman ayarlı bombayla Hitler’in generalleriyle durum değerlendirmesi yaptığı Doğu Prusya’daki Rastenburg’daki ana karargaha (Wolfsschanze) gitti. Hitler’le birlikte toplantıya giren von Stauffenberg, ilk hatayı ikinci bombayı toplantıya giremeyen yaverine vermekle yaptı.
Dosya çantasındaki bir bombayla toplantıya giren von Stauffenberg, çantayı masanın altında Hitler’in ayaklarının yanına bıraktı. Bir süre sonra gelen “acil telefonu” gerekçe göstererek toplantıdan ayrıldı, Berlin’e doğru yola çıktı.