TÜRK JANDARMASI

1930 lu yıllar Jandarma

Güneydoğuda; göz gözü göremediği bir tipili gecede; iki yaşlı vatandaşımız,
yatsı namazından evlerine dönerlerken bir çıtırtı duymuşlar. Genç olanı
:

”Hayır, bu ses ne ola ki?” Dediğinde; Yaşlı olanı:
“Meraklanma, ya Jandarmadır ya da Kurttur bu Havada!”

Tipide Ölen İki Jandarmaya ağıt

Vilayetim Antep köyüm de Sultan
Ağla anam ağla ayrıldım senden
Bundan sonra mektup beklemen benden
Ezrayil gurbette geldi ağlarım

İlimi sorarsan yeşil Adana
Künyemi yazın da verin babama
Felek doyurmadı beni dünyama
Ezrayil gurbette geldi ağlarım

Üç ay kaldı tezkeremi almaya
Çekindik çavuştan geri dönmeye
Felek kasteylemiş canım almaya
Ezrayil gurbette geldi ağlarım

İsmimi sorarsan yaralı Halit
Gençliğe doymadım Allahım şahit
Vazife uğruna olmuşam şehit
Ezrayil gurbette geldi ağlarım

Araplı köyüne serdik postları
Kayıp ettik anne baba dostları
Bulunmaz başıma mezar taşları
Ezrayil gurbette geldi ağlarım

Söyleme Hacı Osman söyleme yeter
Bülbülün dalında serçeler öter
Ocağım söndü de dostlar yas tutar
Ezrayil gurbette geldi ağlarım

Aşık Hacı Osman
Kırşehir

Değerli Yurtsever E.jand.albayı / hukukçu Osman Türkoğuz ağabeyin kaleminden Anadolu’nun en kenar köşesine köye,kasabaya,dağa, bayıra Devleti ve yasaları götüren , yokluklarla ve zorluklarla mücadele ederek görevini yapan Türk jandarmasını sunuyorum

Naci Kaptan

TC.OSMAN TÜRKOĞUZ
osmanturkoguz@gmail.com
TV. İZMİR;04 Ekim 2013

“JANDARMA, HER ZAMAN YURT, ULUS VE CUMHURİYETE AŞK VE SADAKLA BAĞLI TEVAZU, FEDAKÂRLIK VE FERAGAT ÖRNEĞİ BİR KANUN ORDUSUDUR”. * CUMHURBAŞKANIMIZ MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.*

“BİR DEVLETİ YIKMAYA KARAR VERDİLER Mİ, ONUN ELİNDEN ÖNCE JANDARMASINI ALIRLAR!” *NAPOLEON BONAPART*

“FRANSIZLAR, UZUN KIŞ GECELERİNDE,OCAK BAŞLARINDA OSTERLİÇ’İ;ÇOCUKLARINA VE TORUNLARINA ANLATIRLAR.ŞURADA BİR EŞKİYA TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEREK ATININ YANINDA UZANMIŞ YATAN JANDARMADAN SÖZ EDİLMEZ.ŞU AZGIN NEHİRDEN BİR ÇOCUĞU KURTARMAK İÇİN CANINI VEREN JANDARMAYI DA HATIRLAYAN HİÇ OLMAZ.FARANSA’DAN HÜKÜMETİ KALDIRSALAR HİÇ BİR ŞEY OLMAZ.AMA,FRANSADAN JANDARMAYI YİRMİDÖRT SAAT KALDIRSALAR FRANSA BATAR.” *GENERAL AİME*.

Jandarma Teşkilatı 14 Haziran 1839 tarihinde kurulmuş askeri bir inzibat kuvvetimizdir.Bir ara Jandarma komutanlarına ek olarak da Müddeiumumilik görevi de verilmişti.Çanakkale Muharebelerine İstanbul ve Bursa Jandarma Taburları da katılmıştı.Muharebe sırasında ağır yaralanan tabur komutanı Jandarma Yüzbaşısı bir kâğıda kanı ile:”Bugün taburun mükemmel savaştı!”Yazmıştı ve İngilizlerin ünlü 29’uncu takviyeli tümenini de sahile mıhlamıştı.

İngiliz komutanını İngiltere’ye çektiği telgraftan vatan hainlerimizin haberleri var mı acaba?

“Hafif silahlarla mücehhez bir Türk jandarma taburunun, her türlü ağır silahlara sahip ve deniz topçusunca desteklenmiş olan 29’uncu tümeni sahile mıhladığına Avrupa da kim inanır!”

Bendeniz burada Türk Jandarmasının Birinci Dünya Savaşında ve Ulusal Kurtuluş Savaşımızdaki kahramanlıklarını anlatacak değilim.Çünkü hem zamanım yok,hem de sahifelere sığmaz.Vatan hainlerimizin çıkartmış oldukları tüm iç ayaklanmaları Türk jandarması karşılamış ve bastırmıştı.

Bozkır Kaza Jandarma Komutanını, Askerlik Şubesi Başkanı ile birlikte vatan hainleri bıçaklayarak öldürmüşlerdi. Bunları ayrı yazılarda Halkımıza ve kör aydınlarımıza ve vatan hainlerimize anlatmak gerekmektedir.

Çok önemli bir nokta tüm Türklerin ve Aydınlarımızın dikkatinden kaçmaktadır.Biraz dışarılarda dolaşmamız gerekecektir:

Çarlık Rusya’da,1917’de başlayıp 1922’de sonuçlanan bir ihtilal olmuştur. Çarın Ohrana adlı gizli haberalma örgütü ve güvenlik güçleri dağıtılmış, Komünizme hizmet edecek ÇEKA adlı şiddet ve tedhiş örgütü kurulmuştu.ÇEKA Komünist Devrimi gerçekleştirmek için devrim karşıtı olduklarından şüphelendiklerinin hepsini yargısız olarak öldürmüştü. Amiral Kolçak’ı yenen 50.000 kişilik Çek ordusu vatanlarına dönmek istediğinde,ÇEKA tarafından makineli tüfek ateşleri ile öldürülmüştü.
ÇEKA’NIN başına getirilen Polonya asıllı Drijinski,tutuklulara ait 1500 kişilik bir listeyi Lenin’in görüşüne sunmuştu.Lenin,okuduğu listenin altını parafe ettiğinden,ertesi günü Lenin’in huzuruna çıkan Drijinski:

“Dünkü listedeki 1500 suçlu suçlarını itiraf ettiklerinden hepsinin de kurşuna dizildiğini arz ederim!”Dediğin de Lenin sapsarı kesilerek:”Ben, o listenin altını okuduğumu belli etmek için imzalamıştım!”

diyebilmiştir. Sonunda Drijinski de kurşuna dizilmiştir. Rusya’da dehşet uyandırmış olan ÇEKA dağıtılarak yerine MVD terör örgütü kurulmuştur.1932’deki, arazilerin Kolhoz ve Sovhoz yapılması sırasında 8.000.000 Rus açlıktan ve MVD zülmünden ölmüştür. Batum, Komünist Ruslar tarafından işgal edildiğinde,10.000 KİŞİNİN AYAKLARINA DEMİRLER VE TAŞLAR BAĞLANARAK DENİZE ATILMIŞLAR.

Bir Fransız yanlışlıkla ayağına demir bağlanarak denize atılan Fransızı aramak için denize daldığında;dehşet içinde kalmış.Saçları kendilerden ileride 10.000 kişi yukarı doğru uzanmakta!”Geliyorlar!”Diye bağırarak korkudan ölmüş!Bu terör örgütü de dehşet yarattığından yerine NKVD adlı daha da şiddete odaklı terör örgütü kurulmuştur.Kızılordu’da da GRU örgütünün yanında “Casuslara ölüm!/Smersk/”Adlı bir terör örgütü kurulmuştur.Topçu Yüzbaşısı Aleksandr Soljenitzin’i bu örgütten bir görevli Tugay komutanının huzurda tutuklamıştır.GULAG TAKIM ADALARI Rus Aydınlarının ve Sovyet halkının çektiği acıları anlatmaktadır.

Katya ormanlarında 7000 Polonyalı subayı NKVD ajanları öldürmüştür. İkinci Dünya Savaşından sonra,tüm Sovyet işgal bölgelerinde NKVD’NİN yaptığı mezalimleri unutturmak için,NKVD KGB örgütüne dönüştürülmüştür.Son olarak ta KGB lağvedilerek modern bir örgüt FSB kurulmuştur.Sovyet Devriminde1917/1965 yılları arasında 49.000.000 insan öldürülmüştür.Sovyet Komünist Partisi Sekreteri Nikita Kuruçef tarafından Mayıs 1938 Moskova yargılamalarında kurşuna dizilenlerin itibarları iade edilmiştir.

Gelelim Almanya’ya, Gestapo, SA/SSLER Nazizm uğruna Almanya’yı ve tüm alman işgal bölgelerini mezbahaya çevirmişlerdir.

1949 senesinde;Mao Çe Tung Çin’de iktidara geldiğinde,toprak reformu için gezici mahkemelerin emrine birer bölük asker vererek 2.000.000 toprak sahibini kurşuna dizdirtmiştir.

İtalya’da da Faşizm uğruna insanlar Partizanlarca öldürülmüştür. İran’daki gerici olayında öldürülen general sayısı 280 civarındadır.Bunlar yapılan devrimi kabul ettirtmek için yapılan mezalimlerdir.

Dönelim Mustafa kemal Atatürk Türkiyesine:
Ulusal Kurtuluş Savaşımızda Osmanlı Yasalarına göre hukuki işlemler yapılmış,21 maddilik ek bir anayasa ile Hıyaneti vataniye kanunu TBMMECLİSİNCE kabul edilmiştir! Polis Osmanlının polisiydi, Jandarma da Osmanlının jandarmasıydı,Ordu Dahili Hizmet Kanunu da Osmanlıdan kalmaydı.

Osmanlının İstihbarat Örgütü Teşkilatı Mahsusa lağvedilmişti. İstanbul’da vatansever subaylarımızın ve sivillerimizin kurmuş oldukları hücremsi örgütler Anadolu’ya her türlü silah ile birlikte adam kaçırmaktaydılar, MİT Tarihçesi s.12/16.MİLLİ EMNİYET TEŞKİLATI, 1926 senesinde Alman İmparatorluğu istihbarat başkanı Polonya asıllı Albay Walther Nikolai TARAFINDAN DÜZENLENMİŞTİR. Milli İstihbarat teşkilatı tarihçesi, s.22/24.

Vatan hainliği, asker kaçakları gibi yıkıcı unsurları yargılamak için oluşturulan İstiklal mahkemelerinin emrinde özel bir kuruluş ta yoktu.Yerel Polis ve Jandarmadan yararlanılmaktaydı.Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin bütçesinden Padişah ve Halifeye de tahsisat ayrılmaktaydı.Bendeniz bunları hep yayınlamıştım.Başlangıçta De Facto kabul edilen Kuvvayı Milliye De Juris sıfatını kazanmıştır.İç ve Dış düşmanlarımızla yokluklar içinde savaşan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, tam bir devlet onuruna sahip olarak kavgasını sürdürmüştür.Afgan ordusunu eğitmek üzere bu ülkede görevlendirilen Türk Subayları Bir üst rütbe ile görevlerini sürdürmüşlerdir.

İstanbul hükümetinin Jandarma Genel Komutanı Kemal Paşa 2000 kişilik bir jandarma gücü ile İzmit yakasına geçerek Kuvvayı Millici Yahya Kaptanımızı şehit etmiştir.Ankara’daki Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti derhal Şehit Yahya Kaptanın ailesine maaş bağlamıştır.

Şanlı Urfa savunmasını il jandarma Komutanı Jandarma Binbaşısı Ali Galip Ursavaş ile jandarmada görevli İzmirli Üsteğmen Hüseyin Efendi organize etmiştir.Gaziantep savunmasında şehit olan Teğmen Şahin de bir jandarma subayımızdır.Adana cephesinde Fransızlarla ve Ermenilerle savaşan komutan da bir jandarma yüzbaşıdır.

Ödemiş’te Yunanlılara karşı savaşmayı Ödemiş kaza jandarma komutanı Jandarma yüzbaşısı ile şehrin ileri gelenleri örgütlemiş, Yüzbaşı Tahir Fethi Bey ve Jandarma Astsubay Başçavuş Ali, 15 kişilik bir müfreze ile Yunanlıları durdurmuştur. Manisalı olan bu kahraman Yüzbaşımız 1965 senesinde Manisa’da vefat etmiştir. Başçavuş Ali’nin oğlu Hava astsubayı da hava Kuvvetleri komutanlığındaki görevinden emekli olmuştu.


1930’larda birjandarma zabiti

Toroslarda kar Boğazında,450 kişilik Ünlü Fransız Menil/Marn Kahramanı/ Taburunu 45 askeri ile teslim alan üsteğmen Hasan Akıncı/kara Afet te, bir jandarma üsteğmenidir. İzmir’de mükemmel Rumcası ile Yunan karargâhlarından en gizli istihbarı Ankara’ya uçuran Yüzbaşı Gâvur Münin de! Bir Jandarma yüzbaşısıdır./1892 İzmir/24 Ocak 1948 İzmir Tüberkülozdan ölmüştür.

Emekli jandarma Albayı Mümin Aksoy/Bir vatan haini Giritlinin ihbarı üzerine, Yunanlıların Jandarma Yüzbaşısı Mümin Beyi tevkif etmeleri üzerine, ErkanıharbiyeiUmumiye Reisi Ferik Fevzi Paşa,Yunanlılara şu ültimatomu çekmiştir:

“YÜZBAŞI MÜMİN BEYİN BİR KILINA ZARAR VERİSENİZ TÜM ESİRLERİNİZİ ÖLDÜRTÜRÜM!”Zaferden sonra; TMMM Başkanı ve Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal,Esir Yunan Başkomutanı Tümgeneral Trikupis ile değiştirmiştir.

Cumhuriyetimizi kurulduğu yıllarda ve daha düne kadar birçok ilçemizde polis teşkilatı yoktu. Ben; Uluborlu, Manavgat ve Derik ilçe jandarma bölük komutanlıklarında bulunduğum sıralarda da bu ilçelerimizde de polis teşkilatı yoktu. İlçe merkezinin güvenliği ve her türlü adli işlemleri Merkez jandarma Karakolu tarafından ek olarak ve hiçbir ek ödeme almadan ve dahi istemeden onurla yürütülürdü. Çarşı ve Mahalle Bekçilerinin her şeyinden de bu ilçelerin jandarma bölük komutanları sorumluydu.Bekçi muhasebesine jandarma karışamazdı.Manisa ve Zonguldak il jandarma komutanlığında bulunduğum sıralarda bu illerimizin bir çok ilçelerinde de polis teşkilatı yoktu.Hiç yüksünmeden ek para talep etmeden görevlerimizi onurla sürdürmüştük; çünkü bizler Jandarmaydık!

Sabit jandarma Teşkilatları 24 Yirmi dört/saat görevliydiler.

Bu demektir ki,günün her saatında çıkabilecek görevleri karşılamaya hazırdırlar.Manisa’da ve Zonguldak’ta ayağımızdan bir hafta botlarımızı çıkarmadan görev yaptığımız onurla hatırlamaktayız.

Hiç şikayet edenimiz de olmamıştı.Terhisler nedeniyle birliklerimizin asker sayısı en aza indiğinde yeni metotlarla netice yerinde güçlü olmasını temin ederiz.Kotlu adlarla her birliğin olay yerine ne miktar araç gereç asker ve rütbeliyle geleceğini bildiri,anında da olay yerinde toplanırdık.Bizlere,işlerimizin yoğunluğu ve zafiyetimizi ileri sürerek şikayet etmemiz öğretilmemişti.Silivri’de tutsağımız olan Ulusal Kahramanlarımızdan bir jandarma Albayımız,hainlerce sayısız kere tuzağa düşürüldüğünde hiş yardım istemediği gibi yardım tekliflerini de reddetmiştir.

Sayın!Abdullah Öçalanı ülkemize getirerek sorgulamasının cezasını da çekmektedir.Yakından tanımakla onur duyduğum,Fransız Jandarma Subay Okulu mezunu,73 Takdirnameli ve bir de Üstün hizmet Cesaret Madalyası sahibi E.J.Albayı Sayın Erdal Sarızeybek te harcananlar arasındadır!

Güneydoğuda terörle en büyük başarılı mücadeleyi vermiş olan Emekli tüm general Sayın Osman Pamukoğlu hangi birliklerin komutanıydı bilir misiniz?Jandarma birliklerinin komutanıydı.

TSK, Terörle başarılı mücadeleyi Jandarmayı örnek alarak başlatmıştır. Kıbrıs çıkarmalarında, en başarılı çarpışmaları yapan Jandarma Komando taburlarının komutanları olan Emekli tüm General Hasan Cemil Erdem ve Emekli jandarma Albayı Yılmaz Erkekoğlu nedense anılarını yazmadılar. Sayın Yılmaz Erkekoğlu’nun babası da Ulusal Kurtuluş Savaşımızda 8’inci Fırka Komutanı Rahmeti Ömer Halis BIYIKTAY’IN SANCAK ÇAVUŞUYDU!

Muharebe alanlarının da bir planı vardır.Bu düzeni anlatmayacağım.ama çok önemli bir durumu açıklamak durumundayım:Silahlı Kuvvetlerim Bir cepheyi tüm derinliklerini doldurarak tutmuş olsun.Cephe gerisinin emniyetini kim sağlayacaktır.Hava indirmelerini,sızmaları ve her türlü sabotajlar nasıl önlenecektir?Haydi onu da yazayım:Geri Bölge Emniyetini kim alacak ve Geri Bölge savunmasını kim yapacaktır!

Jandarma Subayları ,önce Piyade Atış Okulunu bitirerek iyi birer piyade subayı olduktan sonra, Jandarma Subay Okulunu ve Komando kursunu da bitirmektedir. Daha sonraları da; Piyade ve Jandarma tekâmül kurslarından geçmektedirler. Daha sonraları da Yurt içinde ve Yurt dışarıda çeşitli kurslardan başarı ile geçmektedirler.

Jandarma Kır Polisi olduğunda, eyalet güçlerini oluşturacak olan PKK DA Dağ Serdarı olacaktır.Ayrıca Eyaletlerin bulunduğu yerleşim alanlarında da PKKLILAR Emniyet Gücü olarak görev yaptığı gibi Eyaletlerin de Jandarması olacaktır.Kır Polisi dağdakilerle şehirdekilere sürekli olarak yenilecek ve Kır Belini Paşa Dayıyı oynayacaklardır.Buyurunuz Balkan Savaşı yenilgilerimize.Eyalet güçleri Osmanlı Ordusunu tarihinin en utanç verici yenilgilerine uğratmıştı.

Bendeniz, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerindeki Kürt İsyanlarını ciddi bir kuruluştan alarak yayımlamıştım. Cumhuriyet dönemi Kürt isyanlarının bastırılmasında Jandarma en önemli rolü oynamıştı.1924 senesinde;Hakkari il jandarma Alay Komutanı Jandarma Binbaşı İbrahim Bey ile iki Muhafızının öldürülmesiyle Nasturi ayaklanması başlamıştı. Şeyh Sait İsyanı da jandarma erlerinin vurulmasıyla başlatılmıştı. Bu isyanın ve Dersimdeki İsyanın bastırılmasında da Jandarma en önemli rolü oynamıştır. Küçük Ağrı isyanındaki aynı başarı da Jandarmanın payı vardır.

Şeyh Sait’in idamında, Jandarma mangası ile güvenlik önlemi alan Rahmetli Mehmet Kayıhan ile 1974 senesi Nisan ayında; Uşak il merkezindeki otelinde konuşmuştum. Kendisi terhis edildikten sonra Cezaevi müdürü olmuş,1947 senesinde de Afyon Cezaevi Müdürlüğüne atanmıştı. Emekli Sandığı memur safahat çizelgesinin benzerini Nurculuk adlı kitabıma da eklemiştim.Saiti Norsi hakkında da derin bilgilere sahipti.Bana:”Sayın Binbaşım bu kafayla gidersek bunlar Kürt devletini de kurarlar.Eczacı Abdülkadir asılırken:”Bir gün gelecek bizim çocuklarımız Kürt devletinin kurulduğunu göreceklerdir demişti!”Dediydi!

Vatan haini Ayrılıkçı ve çocuk katilleri Kürtlere karşı kahramanca çarpışan jandarma subaylarımız, astsubaylarımız, askerlerimiz ve komutanlarımız çatma dosyalarla tutuklanmıştır. Geri Kalan Jandarmalara ve Komutanlara kötü örnek olmaları da! Önlenmiştir şimdi de sıra bu Kahramanlarımızı yetiştiren jandarma Genel Komutanlığı teşkilatımızdadır,

Türkiye Cumhuriyetinin sağcı iktidarlarının Amerikanın politikalarına uymaları tüm komşularımızla düşman olmamız sonucunu doğurmuştur!

Bu durum, Türkiye Cumhuriyetini İç Hat durumuna düşürmüştür. Dış hatta çıkabilmemiz için de İsrail ile Dost ve Müttefik olmamız şarttır. İsrail ile ortaklığımız bizim Doğu-Güney ve Batı kanadımızı rahatlatacaktır. Türkiye Cumhuriyeti çatışacağı düşman sayısına göre savaş planları yapmak zorundadır. Etrafındaki düşmanların tümü ile yapılacak bir savaş Balkan savaşından daha büyük felaketlere neden olacaktır. İç Hat durumundaki bir devletin dış hatta bulunan bir devletle ortaklık yapması şarttır.

İşte Nazi Almanyası’nın ve işte Osmanlı Devletinin durumları! Bir dış savaşla birlikte Eyaletler de Türkiye Cumhuriyetine saldırırlarsa, Sayın Aklını Kaçıranlar Partisi çıksın işin içinden! Amerika ve öteki dostlarımızın! Akıl vermeleri üzerine bir devletin toprağından içeri girdiğimizde,Lozan antlaşmasının sınırlarımızı garantisi de işlemez hale konmuş olur!

Türkiye cumhuriyetinin her türlü olasılıklara karşı hazırlamış olduğu savaş planları:

1-Kara Kuvvetleri,
2-Deniz Kuvvetleri,
3-Hava Kuvvetleri.
4-Jandarma Genel Kuvvetleri üzerine oturtulmuştur.

Uzatmayayım; Jandarma Genel Komutanlığının bugünkü statüsünü bozmak demek Vatanımıza en büyük ihaneti yapmak demektir. İşte Yugoslavya! İşte Osmanlı devletinin sonu! Yeter sayıda vatan hainlerimiz zaten mevcut! Herkes adımını bilerek atmalı. Böyle bir projeye Genelkurmay Başkanlığı ve diğer Kuvvet komutanlarımız sıcak bakarlarsa iki gözleri de çıksın derim.

Yaşanmış bir olayı da anlatmak istiyorum:
Güneydoğuda; göz gözü göremediği bir tipili gecede; iki yaşlı vatandaşımız, yatsı namazından evlerine dönerlerken bir çıtırtı duymuşlar. Biraz Genç olanı:

”Hayır, bu ses ne ola ki?” Dediğinde; Yaşlı olanı:
“Meraklanma, ya Jandarmadır ya da Kurttur bu Havada!”Demiş.

OSMAN TÜRKOĞUZ
E.Jandarma albay
Hukukçu

This entry was posted in Tarih, TSK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *