İngiltere’nin Ateşle Dansı: “Sürü Bağışıklığı” Yöntemi, COVID-19 Koronavirüs Salgını ile Başa Çıkabilir mi?

İngiltere’nin Ateşle Dansı: “Sürü Bağışıklığı” Yöntemi,
COVID-19 Koronavirüs Salgını ile Başa Çıkabilir mi?

Yazar William Hanage / Uyarlayan Meltem Çetin Sever
Editör Çağrı Mert Bakırcı / Yayınlanma Tarihi 17/03/2020

Yeni koronavirüs Dünya’nın her yerinde çok hızlı bir şekilde yayılmaya devam ediyor. An itibariyle Antarktika, Madagaskar ve bazı Afrika ülkeleri hariç tüm Dünya’yı sarmış durumda. Ülkelerin çoğunluğu virüsün hızla yayılmasını engellemek için çeşitli önlemler alıyorlar; insanların topluca bir araya geleceği tüm etkinlikler ertelenmiş durumda, okullar kapatılıyor ve hatta sınırlar kapatılıyor. Sosyal izolasyonu sağlamak için yaptırımlı önlemler alınıyor.

Türkiye, alınan önlemler açısından yapılması gerekenleri şimdilik yerine getiriyor. Öte yandan İngiltere, virüsün yayılmasını engellemek için acil önlemler almak yerine, 70 yaş ve sonrasının ve hamile insanların evlerinden çıkmaması gerektiğini, evden çalışılabilecek işlerin evden yapılması gerektiğini öneriyor. Buna yatıştırma stratejisi deniyor. Çin’in yaptığı gibi vaka sayısını asgariye indirme stratejisi ise baskılama deniyor. İngiltere’nin bu stratejisine göre, sürü bağışıklığı ile zamana yayılmış bir süreçte, popülasyonun büyük çoğunluğu virüse karşı bağışıklık kazanacak.

Sürü Bağışıklığı Nedir?

İngilizcede “Herd Immunity” olarak bilinen ve Türkçeye “Sürü Bağışıklığı” olarak çevrilen yöntem; bir popülasyonun büyük bir yüzdesinin enfeksiyon veya aşılama yoluyla, bir enfeksiyona karşı bağışık hale gelmesi ile o enfeksiyondan korunma yöntemidir.

Mavi insan: Bağışıklık kazanmamış sağlıklı birey, Sarı insan: Bağışıklık kazanmış sağlıklı birey, Kırmızı insan: Bağışıklık kazanmamış hasta birey. En üstteki görselde bağışıklık kazanmamış insan topluluğunda hastalığın yayılışı görülüyor. Ortadaki görselde bağışıklık kazanmış bazı bireyler ile bağışıklığı olmayan çoğunluk bireyler hastalığı yayıyor. En alttaki görselde ise; topluluğun büyük kısmının bağışıklığı olduğu için hastalık yayılamıyor. [Wikipedia]

“Sürü Bağışıklığı” terimi ilk kez 1923’te kullanılmıştır. 1930’larda önemli sayıda çocuğun kızamığa karşı bağışık hale gelmesinden sonra, yeni enfeksiyonların sayısının geçici olarak azaldığı gözlemlenmiş ve doğal olarak ortaya çıkan bir fenomen olarak kabul edilmiştir. Sürü bağışıklığını sağlamak için kitlesel aşılama yaygınlaşmıştır ve bu yöntemle bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlenebilmektedir.

Şu anda İngiltere’nin COVID-19 hastalığı ile başa çıkmak için seçtiği yöntem, halkın büyük bir kısmını ilk bir yıl içinde koronavirüs ile karşı karşıya gelmesini sağlamak ve sürü bağışıklığını hayata geçirmek. Uzmanlığı grip salgınlarında hastalığı kontrol modelleri hazırlamak olan ve İngiliz hükümetiyle birlikte çalışan Prof. Dr. Graham Medley, bu kavramını açıklıyor [vurgular Evrim Ağacı’na ait]:

Bu virüs uzun bir süre bizimle olacak. Bir epidemik (salgın hastalık) yaşayacağız. Bu zamanla endemik (salgın olmayan hastalık) haline gelecek. Daha önce ortaya çıkmış ve hep var olan ama farkında olmadığımız koronavirüs çeşitlerine bu da katılacak. Burada “sürü bağışıklığı” dediğimiz durumu yaratmamız gerekiyor. Bu, nüfusun büyük bir çoğunluğunun enfeksiyona bağışıklık geliştirmesi demek. Aşının yokluğunda bunu yaratabilmenin tek yolu, nüfusun çoğunluğunun hastalığa yakalanmasıdır.

Aslında elimden gelse, ideal olan, hastalık karşısında daha zayıf olan yaşlı ve hastaları İskoçya’nın en kuzeyine gönderir, kalanları da en güneyde toplarım. Şöyle esaslı bir epidemik yaşarız. Böylece herkes bağışıklık kazanmış olur ve hayat normale dönebilir. Tabii bu mümkün değil. O zaman yapmamız gereken kontrollü bir şekilde sürü bağışıklığını oluşturmak ve bunu yaparken nüfusun kırılgan olan kesimini korumak olmalı.

Ne var ki bilim insanlarının büyük bir çoğunluğu bu virüs politikasını onaylamıyorlar.

Bilim İnsanları Ne Düşünüyor?

Birleşik Krallık’tan 501 bilim insanı (şu an itibariyle), hükümete koronavirüs tedbirsizliğini eleştiren bir mektup sundu. Bu kararı eleştiren bilim insanlardan biri de, Harvard Üniversitesi’nden Doçent Dr. William Hanage. Hanage İngiliz The Guardian Gazetesi için hazırladığı yazıda şunları söylüyor;

Bunu ilk duyduğumda inanamadım. Harvard’ın Chan Halk Sağlığı Okulu’nda bulaşıcı hastalıkların evrimi ve epidemiyolojisini araştırıyorum ve öğretiyorum. Eviniz yanıyor ve güvendiğiniz insanlar onu söndürmeye çalışmıyorlar. Komşularında ne kadar korkunç bir hızda bulaşmış olduğunu gördükleri halde, İngiliz hükümeti alevleri cesaretlendirmeyi ve bir şekilde bunu kontrol edebileceklerini düşündükleri yanlış bir fikri seçti.

Sürü bağışıklığı üreten aşılar hakkında konuşuyoruz, peki bu neden farklı? Çünkü bu bir aşı değil. Bu, çok sayıda insanı hasta edecek gerçek bir salgın ve bazılarımız ölecek. Mortalite oranı düşük olmasına rağmen, çok büyük bir sayının küçük bir kısmını düşündüğümüzde bile hala çok fazladır. Ve NHS (İngiliz sağlık sistemi) başa çıkamadığında ölüm oranı tırmanacaktır. Hükümetin virüsü düşük riskli nüfusa sınırlamada tamamen başarılı olduğunu varsaysak bile, salgının zirvesinde kritik bakım gerektiren yatak sayısı mevcut yatak sayısından fazla olduğu için bu yükü arttıracaktır.

Bu virüs ülkeleri kapatabilir. Wuhan, İran, İtalya veya İspanya’dan sonraki ülke olmak istememelisiniz. Bu yerlerde sağlık sistemleri çöktü. İtalya’da, kimin kurtarılacağı ve kimin ölmesine izin verileceği gerçeği var. Bunun yerine, yoğun gözetim ve sosyal izolasyonun bir kombinasyonu yoluyla, virüs üzerinde kontrol kazanmış gibi görünen Güney Kore örneğine bakmalısınız. Şimdiye kadar önemli sayıda vakalar bildirilmesine rağmen, en kötü sonuçları hafifletmek için iyi bir iş çıkaran Güney Kore, Singapur, Hong Kong ve Tayvan’a bakmalıyız. İngiltere sürü bağışıklığını yaratmaya çalışmamalıdır. Politika, yönetilebilir bir oranda yavaşlatmaya yönelik olmalıdır. Bu da güçlü bir sosyal mesafe ile gerçekleşir.

Sonuç

Dünya yeni bir virüsle karşı karşıya ve insanlık olarak çok büyük bir sınavdan geçiyoruz. Hangi ülkelerin en az zararla bu krizi atlatacağını bekleyip göreceğiz ama şu anda bile, önlem alınan ülkelerde vaka ve ölüm sayılarının çok hızlı artmaması onların doğru yolda olduğunu gösteriyor.

Bu yazının yayınlanmasından kısa bir süre sonra, İngiltere Ulusal Sağlık Servisi (NHS), bu yöntemin uygulanması halinde hizmetlerinin aksamak zorunda kalacağından endişe ettiğini belirtti ve hükümet de bu konuda geri adım atmayı seçti; ancak halen diğer ülkelerde gördüğümüz “tamamen kapatma” ve “baskılama” uygulamalarını tam olarak hayata geçirmiş değil.

Elbette farklı stratejilerin gerçek hayatta ne tür sonuçlar doğuracağının bilimsel veri değeri çok büyük; böylece belki de baskılama gibi daha rasyonel stratejilerin atladığı bazı noktaları keşfedebiliriz. Ancak İngiltere’nin yaptığı bu “deney”in sonuçlarının, belki verdikleri oylar haricinde doğrudan doğruya bu deneye izin vermemiş insanların hayatlarıyla ölçülecek olması, İngiltere’nin bu yöntemi sürdürmesi ve hatta “ima etmesi” halinde çok ama çok tehlikeli bir ateşle dans ettiğini gösteriyor.

Umuyoruz ki biz yanılırız ve İngiltere bu salgını hafif sıyrıklarla atlatmayı başarır. Tabii temennimiz, diğer tüm ülkeler için de geçerli…

https://evrimagaci.org/ingilterenin-atesle-dansi-suru-bagisikligi-yontemi-covid19-koronavirus-salgini-ile-basa-cikabilir-mi-8345
This entry was posted in DÜNYA ÜLKELERİ, Saglik. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *