*AKP sloganı ile mesaj yayınlayan Paşa!* *

Sabahattin Önkibar
Çarşamba, 23 Ekim 2013
Aydınlık

*AKP sloganı ile mesaj yayınlayan Paşa!*

Necdet Özel’den komutanı olduğu TSK’yı sahiplenme adına işlenen hukuk
cinayetini sorgulamasını beklerken o kendini savundu.

Rüştü Erdelhun misali iktidara şirinlik hastalığına kapılmasından mıdır
bilinmez bunu yaparken de AKP’nin sloganı olan “Her şey Türkiye için”
ifadesini kullandı.

Öyle olunca da iktidarın gayrı resmi bülteni olan Sabah Gazetesinin
manşetinden selamlandı.

Özel’in açıklamaları aslında suçüstü olan çocukların telaşını yansıtıyor.
Hele bir beyanı var ki işte o açık bir istismardır.
Ne imiş efendim TSK içine husumet sokuluyormuş!

Balyoz tertibinin ana kaynağı sayılan seminer olayı iken seminere
katılmayan Deniz Kuvvetleri mensuplarının kitlesel olarak tasfiyesini kıyas
yaparak sorgulamak nasıl husumet inşası olabilir?

Necdet Paşa eğer TSK’da tarihte olduğu gibi ittihatçı-ihtilafçı gibi bizim
de asla onaylamayacağımız bir bölünmenin endişesindeyse AKP’ye uydu olmak
yerine önce kendi kurumunun hukukunu sahiplenmelidir!

25 Ekim 2013
Yavuz Selim DEMİRAĞ
ysd592@gmail.com

KOMUTAN KILIKLI’NIN ÇAPI ” ÖZEL GÖBEĞİNİN ÇAPI” OLURSA CEPHE YARILIR , DÜŞMAN DALAR !

Bilgin Balanlı Doğruladı !

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in “kandırılıp, kandırılmadığı” meselesi artık tartışılamıyor bile.“Bu komployu önleyemezsem, ben de, benden öncekiler gibi çeker giderim. Bu anlamda bana güvenin” sözleri ile Balyoz tutuklularına “hepiniz göreve döneceksiniz” vaadinde bulunduğunu kendisi de inkar edemiyor. Nitekim ilk defa Mustafa Önsel’in ortaya çıkardığı 31 Ekim 2011 tarihli görüşmede kuvvetlerin en yüksek rütbeli temsilcileri olan Bilgin Balanlı, Nejat Bek, Kadir Sağdıç ve Halil Helvacı da Önsel’i doğrulayan açıklamalarını gönderdiler. Bilgin Balanlı ile Silivri’deki duruşmalar esnasında tanışmıştım. Bugün (perşembe günü) Sayın Balanlı Silivri’den avukatı aracılığı ile bir açıklama göndermiş. Sizlerle paylaşıyorum:

“Genelkurmay Başkanı Org. Özel’in Balyoz Davası’na ilişkin olarak 21 Ekim 2013 tarihinde yaptığı basın açıklaması Yargıtay’ın 09 Ekim 2013 tarihindeki vicdanları yaralayan ve adaletsizliği onaylayan kararını kabullendiğini göstermiştir. Bu açıklama, işgal ettiği makamın kendisine yüklediği sorumlulukla bağdaşmadığı gibi, silah arkadaşlığının gerektirdiği dayanışma ruhuna da aykırıdır.
Balyoz Davası’nda yüzlerce subay sahte dijital verilerle üzerine atılan iğrenç bir iftirayla yargılanmış ve hüküm giymiştir. Çok iyi bilindiği gibi, dijital veriler 2003 yılında yapılan seminer kayıtları üzerinden sonradan yaratılan sahte ve düzmece verilerdir. Sürecin başından beri tüm komutanlarımız bu konuda hemfikirdir. Org. Necdet Özel de Ekim 2011 ayı sonunda Hasdal Askeri Cezaevi’ne yaptığı ziyaret sırasında bu büyük haksızlığı teyit etmiş ve bu konuyu kendi yöntemiyle çözeceğini, çözemezse kendisinin de görevi daha iyisini yapabilecek arkadaşlarına bırakacağını ifade etmiştir.

Biz, Org. Necdet Özel dahil tüm komutanların bu haksızlığı yasal platformlarda devletin en üst makamlarına aktardığını zaten biliyoruz. Asıl sorun da burada yatmaktadır. Bizim isyanımız; bu insanlık suçunun devletin gözü önünde işlenmiş olmasıdır. Genelkurmay Başkanı’ndan beklentimiz yasal sorumluluklarının dışında davranıp bizleri buradan çıkarması değil, kendi ifadesiyle bildiğini söylediği bu haksızlık doğrultusunda en azından bizim suçsuzluğumuza inandığını kamuoyuna açıklamasıdır. Çünkü Balyoz Davası bu kabul edilemez noktaya Genelkurmay’ın kahreden sessizliği sayesinde gelmiştir.

Türk halkındaki algı şudur: ‘Suçsuz olsalardı komutanları sahip çıkardı’ Bu algı son zamanlarda değişmeye başlamıştır. Ancak bunda Genelkurmay’ın hiçbir katkısı yoktur.Org. Özel’in yaşadığımız süreçte bizlere ve ailelerimize verdiklerini söylediği desteğe gelince; Genelkurmay Karargahı ve askeri lojmanlardan birkaç yüz metre mesafedeki Yargıtay binasında yapılan ‘Temyiz Duruşmaları’na ve her cumartesi yapılan ‘Sessiz Çığlık’ toplantılarına Ankara’da bulunan silah arkadaşlarımızdan katılımın olmadığı bilinmektedir. Bu Genelkurmay Başkanlığı’nın yaşadığımız süreçte bizlere ve ailelerimize ne ölçüde destek verdiğinin bir göstergesidir.

Genelkurmay Başkanlığı, Balyoz dijitallerinin sahteliğini teyit eden binlerce sayfalık askeri bilirkişi raporlarının arkasında durmadıktan sonra hangi destekten söz edilmektedir?

Ayrıca, Org. Özel’in “TSK personeli arasına nifak sokuyorlar” söylemi son derece talihsiz olmuştur. Tahliye olan Karacı subaylar cezaevlerinden Denizci ve Havacı arkadaşlarının alkışlarıyla uğurlanmış, bunların bir kısmı ertesi gün ‘Sessiz Çığlık’toplantılarına katılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne nifak tohumları ekenler; bu komployu kurgulayanlar ve uygulayanlardır!

Sonuç olarak; Balyoz Davası TSK’nın bekasıyla ilgilidir. Bize yapılanlar tarihe insanlık suçu olarak geçecektir. Bu bilindiği halde ‘Hukuk Süreci’söylemine sığınıp yapılanlara sessiz kalınıyorsa, gelecekte bu günleri değerlendirecek olanlar bu davranışı tanımlayacak uygun bir sözcüğü mutlaka bulacaktır.”

This entry was posted in ERGENEKON - BALYOZ, HUKUK-YARGI-ADALET, TSK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *