ABD, Suriye’deki petrol bölgelerine yakın bazı noktalara da yeni üs yapımına başladı. 

https://www.debka.com/new-us-air-facility-in-e-syria-fifth-in-chain-of-air-bases/

ABD, Suriye’deki petrol bölgelerine yakın bazı noktalara da yeni üs yapımına başladı.  (10.11.2019-Milliyet)


Değerli Arkadaşlar,

Emperyalist ülkeler yüzyıllardır kendi çıkarları için milyonlarca insanı katletmiş ve onlarca ülkeyi de işgal etmiştir. Bu emellerini gizlemek isteseler de bazen açıkça beyan etmektedirler.

Nitekim ABD Başkanı Donald Trump, Cumurbaşkanımızla 28.2.2020 de yaptığı telefon görüşmesinde “Burada Kamışlıda Putin’in ne beklentisi var, ne isteği var?” diye sormuş. Yanıt olarak Cumhurbaşkanımız da ‘Kamışlı’da bir petrol olayı var bunların’ demiş. Trump da ‘Orada petrol var mı’ diye sormuş. ‘Orada petrol var. Ama Deyrizor kadar değil’ demiş. Yani ABD Başkanı Trump, yine petrol sevdasını açıkça ortaya koymuş!!!

Değerli arkadaşlar,

Burnumuzun dibindeki İran, Irak ve Suriye gibi ülkelerden fışkıran petrole, neden biz de ulaşamıyoruz? Ne yazık ki biz petrol çıkaramıyoruz ya da birileri petrol çıkarımımızı engelliyor.

1954 de kurmuş olduğumuz TPAO petrol aramıyor ve çıkarmak için de çalışmıyor. Halbuki Diyarbakır, Mardin ve Batman gibi kentlerimizden elde edebileceğimiz petrol geliri ile tüm dış borçlarımızı öder, geleceğimizi daha iyi bir konuma yükseltebiliriz.

Sizlere 21.5.2008 tarihinde yani 12 yıl önce göndermiş olduğum PETROL SAVAŞI VE EMPERYALİZM !!! başlıklı uyarı yazımı yeniden sunmak istedim. Çünkü herkes petrol peşinde ve Ortadoğu ile bizde yıllardır korkunç bir savaş ortamı içindeyiz. Yüzlerce şehit verdik, binlerce gazi ve yaralımız var. Büyük bir üzüntü ve kaygı içindeyiz.

Değerli Arkadaşlar,

Ayrıca güzel ülkemiz yaklaşık 470 milyar $ dış borç altında kıvranmaktadır. Bu borcun oluşmasında en büyük etken 1995 yılında AB ile imzaladığımız AB gümrük birliği anlaşmasıdır. Bu anlaşma hiçbir AB adayı ülkeye uygulanmayan bir emperyalist önkoşulla yapılan anlaşmadır. Üstelik o dönemdeki yöneticilerimizce en geç 3 yıl içinde AB’ye üye olacağız vaadi ile halkımız da aldatıldı.

Üçüncü ülkelerle tüm ihracat ve ithalatımızı kısıtlayan Gümrük birliği Anlaşmasını imzalamadan önce Başbakan Tansu Çiller ve Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın’a, kendisine yapılan davet ile bu anlaşmayı imzalamamaları için gereken uyarıyı yapan Prof. Dr. Erol Manisalının, 24 Aralık 2012 Pazartesi günü yazmış olduğu GÜMRÜK BİRLİĞİ ve DIŞ POLİTİKA başlıklı makalesini aşağıda sizlere anımsatmak istedim.


‘Gümrük Birliği’ ve Dış Politika

Geçen hafta pazar günü Leyla Tavşanoğlu’nun eski Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın’la yaptığı söyleşinin başlığını görünce içim sızladı, acı acı güldüm. Karayalçın 6 Mart 1995’te Tansu Çiller’le birlikte imzaladığı Gümrük Birliği anlaşmasını eleştiriyor ve değiştirilmesi gerektiğini söylüyordu.

•Anlaşma, başta iyi idi de koşullar değiştiği için mi Türkiye’ye zarar vermeye başlamıştı?

•Yoksa anlaşmanın Türkiye’ye zarar vereceği ve bugün Karayalçın’ın da belirttiği gibi, Türkiye’nin AB dışı dünya ile ilişkilerini ipotek altına alarak büyük ticari kayıplara neden olacağı, daha başlangıçta biliniyor muydu?

”Evet biliniyordu, hem Tansu Çiller’e hem de Murat Karayalçın’a bizzat kendim anlattım.”

6 Mart 1995’ten kısa bir süre önce Başbakan Tansu Çiller’den bir davet aldım. Sait Halim Paşa Yalısı’nda öğle yemeğinde Türkiye-AB ilişkilerini konuşacaktık. Tansu Çiller, Murat Karayalçın ve bendeniz iki saate yakın görüştük; başka hiç kimse yoktu.

• Türkiye’nin AB’ye tam üye olmadan, “neden böyle bir tek yanlı yükümlülük altına giremeyeceğini tek tek, madde madde anlattım”.

•Üçüncü ülkelerle ilişkilerde “Türkiye’yi serbest kılacak Norveç modelinin uygulanmasını” ısrarla savundum.

•Türkiye zaten Avrupa Ekonomik Bölgesi ile anlaşma imzalamıştı. Ancak bu işletilmiyordu. “Gümrük Birliği yükümlülüğü yerine Avrupa Ekonomik Bölgesi üyesi olarak” ilişki kurun diye görüşlerimi belirttim.

Tansu Çiller ve Murat Karayalçın’la görüşmemin ayrıntılarını da Hayatım Avrupa kitabımın 3. cildinin içine ayrıntıları ile koydum. (*)

Değerli Arkadaşlar,

Ne yazık ki 1995 anlaşması yetmiyormuş gibi bir de 2005 de Gümrük Birliği Ek Protokolünü de imzaladık. Rahmetli Mustafa Koç’un da yıllarca dile getirdiği gibi güzel ülkemiz, üye olmadığı halde AB ile 1995 de imzaladığı Gümrük Birliği anlaşması ile yüzmilyarlarca dolar zarara uğratılmıştır.

Umarım yöneticilerimiz ve danışmanları da, İngiltere’nin AB’den ayrılmasının nedenlerini iyi bir şekilde irdeler ve güzel ülkemizi GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI ile yıllardır sömüren AB ye de artık yeter der.

Sevgi ve saygılarımla (2.03.2020).
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR

PETROL SAVAŞI VE AB-D EMPERYALİZMİ !!!

Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen milletler, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini, daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar. ——–Mustafa Kemal ATATÜRK



petrol haritası

100 yıl önce Sultan II. Abdülhamid’e sunulan Petrol noktaları.(Dr. Orhan Koloğlu)

Değerli arkadaşlar,

935 yalan uydurarak ve demokrasi getireceğiz vaadi ile Irak’ı ikinci kez işgal eden ABD, şu an dünya petrolunun %65 ni kontrol eder hale gelmiştir. Petrole hükmeden, dünyaya hükmeder ilkesini uygulayan emperyalistler, binlerce masum insanın canına kıymaktan kaçınmıyorlar.

Değerli arkadaşlar,

Bildiğiniz gibi petrol yasası geçen yıl TBMM den geçti ve değerli Cumhurbaşkanımız Sezer tarafından 06.02.2007 de veto edildi. Veto gerekçesinde; Yasanın devlet hissesini düzenleyen 19’uncu maddesi, üretilen ham petrolden yüzde 2-12, doğalgazdan yüzde 3-12 arasında kademelendirilen oranlarda devlet payı alınmasını öngörüyor. Bu düzenlemeyle üretilen ürünlerdeki devlet payını düşürüyor. Dünyada birçok ülkede, yüksek olan devlet payını daha da yukarılara çekmek için uğraş verilirken, Türkiye’de bu oranın yüzde 2’ye, kimi durumlarda yüzde 1’e kadar düşürülmesi haklı bir nedene dayanmıyor. Bu nedenle, yasanın devlet payı tutarının düşürülmesine neden olacak 19’uncu maddesindeki düzenleme ulusal çıkarlar ve kamu yararı ile bağdaşmamaktadır denilmektedir.

Ülkemizin bir petrol ülkesi olmadığını zannediyorduk. Ana gövdesi, 1950 yıllarında BP tarafından hazırlanan ve ancak geçen yıl yasalaşan Petrol yasasının, bu dönemde niçin gündeme getirildi diye merak ediyorduk. Olay yavaş yavaş aydınlanıyor.

Esasen dört yanı petrol yatakları ile çevrili güzel ülkemizde de petrol yatakları vardı. Bu konuda Alman maden mühendisi Paul Groskoph ve Habip Necip Efendi yönetimindeki araştırma ekibi petrol konusundaki çalışmalarını 22 Ekim 1901’de Sultan II. Abdülhamid’e sunmuşlardı. Zamanımızda da birçok araştırmacı ve gazeteci çeşitli uyarılarda bulunmuştur (Bunlardan Vedat Yenerer yaklaşık 10 aydır hapiste ve yargılanmayı bekliyor). Meğerse bu uyarılar doğruymuş ve güzel ülkemizde;

DİYARBAKIRDA PETROL BULUNDU: 4 ay önce başlatılan çalışmalar sonucu Kocaköy ilçesinde kaliteli petrol çıkarıldığı açıklandı. TPAO Batman Bölge Müdürlüğü yetklilerinden alınan bilgiye göre, Yeniköy-39 kuyusunda 2325 m den çıkarılan petrol 32 graviteli (05.07.2005-Cumhuriyet).

MAYINLI ARAZİDEN PETROL FIŞKIRIYOR: TPAO Batman Bölge Müdürlüğü, Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde Suriye sınırının sıfır noktasında mayınların temizlendiği alanlara açtığı 25 kuyudan 21’inde petrol buldu. Tel örgülerle çevrili ve kırmızı renkli ’mayın’ yazılı levhaların asıldığı ’Çamurlu’, ’Batı Kozluca’ ve ’Sınırtepe’ bölgesinde açılan kuyulardan günde 2 bin 400 varil petrol çıkıyor. (07.08.2007 – Hürriyet).

YABANCIYA KİRALANAN ARAZİDE KALİTELİ PETROL: Diyarbakırın Bismil İlçesinde 4 ay önce açılan bir petrol kuyusunda 34 graviteli petrol bulundu. İngiliz Aladdin Middle East firmasının Birmilin Doruk köyü yakınlarında 4 ay önce açtığı Arpatepe 1 kuyusundan 2400 metrede kaliteli petrol çıktı. Yabancı şirketin 14 dönümlük alanı 15000 YTL ye bir yıllığına kiraladığı açıklandı (25.04.2008-Cumhuriyet).

Değerli arkadaşlar,

TPAO’nun hiç vakit kaybetmeden bu bölgelerde petrol çıkarması ve ülkemizin petrol ihtiyacını karşılaması için gereken çalışmaları yapması gerekmektedir. Çünkü maliyeti 14-18 $ olan bir varil petrolün şimdilik fiyatı 125 $ oldu. Önümüzdeki dönemde de 200 $ olması bekleniyor. Petrolün fiyatını arttırmak için uluslararası emperyalizm, çeşitli bahaneler organize etmektedir. Örneğin;

NİJERYA KISTI, PETROL ÇOŞTU: Ürettiği petrolün yarıya yakınını ABD ye ihraç eden ve dünyanın 8. büyük petrol ihracatçısı Nijerya Nisan ayında azalttığı petrol üretimini, bu ay Shell firmasına ait petrol üretim bölgelerine düzenlenen saldırılar nedeniyle daha da aşağıya çekmesi petrol fiyatlarının zirve yapmasına yol açtı (10.05.2008- Cumhuriyet). Hatta emperyalist ülke haber ajanslarından BBC, haberlerinde Petrolde varil fiyatının 120 doların üstüne çıkmasının bir nedeni olarak, ülkemizin Kuzey Irağa yaptığı hava harekatını göstermektedir.

Değerli arkadaşlar,

Yazımın ekinde, ABD’nin 1991 de Baba Bush döneminde yaptığı birinci Irak işgali sonunda binlerce insanın ölmesine karşın, uluslararası petrol şirketlerinin nasıl kar ettiğini Milan üniversitesi çok güzel açıklamaktadır. Yeniden bilgilerinize sunmak istedim.

Umarım yöneticilerimiz ve danışmanları petrol konusunda ayağımıza gelen kısmeti, güzel ülkemizin ulusal çıkarları doğrultusunda çözerler ve bütçe açığımızın kapanmasına katkıda bulunarak tarihe geçerler. Yani Rusya örneğinde olduğu gibi petrol ve doğalgaz gelirlerimiz ile denk bütçeye kavuşuruz.

Sevgi ve saygılarımla (21.05.2008).
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, BOP, DIŞ POLİTİKA, ORTADOĞU ÜLKELERİ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *