GEÇMİŞİN İÇİNDEN * Nazilli Sümerbank Basma Fabrikasında Düzenlenen Baloya Katılan İşçi Kadınlar hikayesi

Nazilli Sümerbank Basma Fabrikasında
Düzenlenen
Baloya Katılan İşçi Kadınlar hikayesi


1930’lu yılların sonu…

Türkiye’deki fabrikalarda günümüzde hiç Beethoven
dinleyerek çalışan işçi var mı? Dün vardı…

Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’nda Beethoven çalıyordu.
Piyanosu olan bir fabrikadan bahsediyoruz.

Emekçilerinin koro kurdukları ve klasik müzik seslendirdikleri bir fabrikadan!

İşçi korosu, sadece Nazilli’de değil, Aydın ve Denizli gibi çevre illerde konserler veriyor ve Atatürk’ün çok önemsediği çok sesli müziği Anadolu’ya tanıtıyordu.

Ayrıca:

İşçilerin radyosu vardı.
Tiyatro yapıyorlardı.
Fabrika bir eğitim kurumu gibiydi.
İşçiler yemek aralarında dünya klasiklerini okuyordu.
Fabrikada eğlenceler düzenleniyordu. Balolar yapılıyordu.
Haftada 6 filmin gösterildiği 700 kişilik sinema salonu vardı.

Kurulan “Sümer Halkevi”nde halka biçki-dikiş kursları veriliyordu. Yılda iki kere halka basma dağıtılıyordu.

Fabrikada işçilere okuma yazma öğretmek için beş sınıflı okul vardı. “Sümer İlköğretim Okulu” adlı bu işçi okulu 980 öğrenciye sahipti.

İşçi çocukları için 26 yatak ve 40 mevcutlu bir kreş kurulmuştu.

Lacivert – beyaz renkli Sümer Spor; atletizmden bisiklete, futboldan yüzmeye kadar birçok branşta faaldi.

Paten yapılıyordu.
Bisiklet yarışları düzenleniyordu.

Fabrika bünyesinde 40 yataklı bir hastane,
bir eczane, bir de laboratuvar vardı.

İşçiler ve memurlar, fabrikanın hemen önünde özel olarak inşa edilen 264 dairelik ve bin kişilik lojmanlarda kalırken, bekar işçiler için 350 kişilik bir “Bekar İşçi Evleri” vardı.

İşçiler arasında Türkiye’nin dört bir yanından gelenler olduğu gibi,

Yunanistan’dan Bulgaristan’a, Almanya’dan İsviçre’ye kadar yurtdışından çalışmaya gelen 1200 işçi vardı.

Şehir merkezi ile fabrika arasında gidip gelen ve fabrika çalışanlarının yanı sıra Nazilli halkının da ücretsiz olarak binebildiği “Gıdı Gıdı Treni” vardı! Ve Gıdı Gıdı isminde mizah gazetesi çıkıyordu…

Bir gün yolunuz Nazilli’ye düşerse, Kemalist Devrimi’nin ürünü, çürümeye bırakılan bu fabrikayı görün; Mustafa Kemal’e olan inancınız artar.

Ve kesinlikle…
Moral bozmak yok; aynısını yine yapacağız.
Yeter ki heyecanınızı kaybetmeyin…

SONER YALÇIN

This entry was posted in ATATURK, Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, CUMHURİYET - DEMOKRASİ - ÇAĞDAŞLIK, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, GEÇMİŞİN İÇİNDEN YAŞAM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *