DİNİ REFERANS ALAN DEVLET LAİK OLUR MU? * Diyanet, İmam Hatip Okulları, Kuran Kursları, Zorunlu Din Dersleri Derhal Kapatılmalıdır.

sefa m. yurukel / 29.12.2019
sefamyurukel65@gmail.com

Diyanet, İmam Hatip Okulları, Kuran Kursları,
Zorunlu Din Dersleri Derhal Kapatılmalıdır.


Laik bir devlet, bir din’i ve mezhebi finanse etmez. İnançların masrafları aidiyeti olanlar tarafından karşılanır. Devlet sadece denetler. Devlet millet için vardır ve millet adına konuşur. Bir din ve inanç adına değil. Devlet din işleri bir birimden ayrıdır. Karıştırılmaz. Devlet din kurumu değildir. Kendi içinde bir din ve mezhebe bağlı kurum icra etmez. Din kurumuda devletin bir parçası değildir. Devlet ve milletin işine, yaşantısına karışamaz. Devlet gibi, devlet ve millet adına kanun çıkaramaz yani fetva veremez.

Avrupa’da ve ABD gibi Hıristiyan, laik ve seküler ülkelerde her inanç inancıyla ilgili masrafları kendi üyelerinden karşılamaktadır. Hristiyan inancında müesseseleri olanlar o ülkelerde, sadece üyelerine değil, yaptıkları işlerle ilgili olarakta yıllık bir raporla devlete ve millete hesap vermek zorundadır. Devlet sosyal ve güvenlik açısından her ekonomik, sosyal ve kültürel ve inanç organizasyonu gibi Kilise, Papaz ve üyelerin faliyetlerini denetler. Denetimsiz değillerdir. Kilise ve Papazların masraflarıda üyelerden gelen bağışlar ile ödenir.

Türkiye’de Diyanet müessesinden dolayı bu yapılmamakta ve devlet belli bir inancı finanse etmektedir. Öyleki Diyanet, bir kaç Bakanlık bütçesinden daha fazla masraflı, devlete ve millete yük bir örgütlenmedir.

Günümüzde, Müslüman fakat Alevi olanlar, Museviler, Hıristiyanlar, Ezidiler ise Hıristiyan ülkelerde olduğu gibi kendi inancı ile ilgili masrafları kendileri karşılamaktadır. Doğru olanda budur. Örneğin: Alevilikte, Dede ve Baba yol adamıdır. Profesyonel memur değildir. Masraflar inanç üyeleri tarafından karşılanır. Çünkü profesyonel memur yol adamı olamaz. Profesyonel adamın İnançlar üzerinde gönüllükle başlayan “zorunlu” bir içselleştirmesi yoktur. Görevini icra edip maaşını alan bir kişidir. Diyanete bağlı İmam profesyonel memurdur. Ve devlet maaşını ödemektedir.

Bu anlamda gönüllü “zorunlu” bir inanç adamı değildir. Bu şekilde Türkiye’de devlet yapmaması gereken bir icraatı gerçekleştirmektedir. Devlet, sadece belli bir inancı finanse ederek, bir ve diğer inançlara yönelikte taraflı bir konumdadır. Başka inançların vergileri ile bir inancı devlet kanun yolu ile haksız olarak desteklemektedir. Bu yapılan yanlıştır. Adaletsizliktir. Laik ve seküler kavram ve sistemin red ettiği bir durumdur ve ilkelerin tam tersidir. Bu maddi bir hak ve hukuk gaspıdır.

Bu nedenle, 2020 yılında Türkiye’de artık devlet, “laik, sosyal ve hukuk” devletinde olması gerektiği gibi bir devlet olmalıdır. Bu yanlış uygulamaya bir son vermelidir. Devletin finanse ettiği tüm din dersleri, İmam Hatip Okulları, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Kurumu, tamamen ve kesinlikle kapatılmalıdır. Kişilere ödenen maaşlar kesinlikle durdurulmalıdır.

Laik bir ülkede, yukarıda da belirtildiği gibi devlet dini ve mezhepleri finanse etmez. O inanca inanlar eder. Devlet parasıyla ve farklı dinlerden ve mezheplerden insanların vergileriyle “seçilmiş” bir inancı finanse edemezsiniz. Bu tür devlet harcamaları ahlaki ve inançlılıkta değildir. Başka inançların vergilerini bir inanç için gaspetmektir. Deyim yerindeyse bu tüm millete karşı devlet yoluyla taraflı olarak yapılan “kanuni bir gasp ve ahlaksızlıktır”.

T.C.’nin resmi bir devlet dini yoktur. Din ve mezhepler insanların seçimidir. Devlet dine finansını, desteğini kesinlikle yapmamalı ve din ve mezheplerden elini çekmelidir.

Devlet ülkedeki tüm faliyetler gibi dini faliyetleride milli çıkar açısından denetlemeli ve yasa dışı herhangi bir kurumlaşmaya izin vermemelidir.

Laik ve seküler ülkelerde devlet, millet adına hareket eder. Din ve bir mezhep adına değil. TC’de bunun için kurulmuştur. 2020 yılında TC kuruluş hedefi yerine getirilmelidir ve TC gerçekten hedeflendiği gibi artık “Laik, Sosyal Bir Hukuk Devleti” olmalıdır. Bir inancın yarı dini devleti gibi bir devlet değil.

Sosyal Antropolog ve Etnograf
Soykırımlar ve Terörizm Araştırmacısı

This entry was posted in DİN-İNANÇ, İrtica, YOBAZLIK - GERİCİLİK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *