Sonbaharın yaprak dökümü devam ediyor. Ülkemiz değerli bir aydınını daha yitirdi.*** AY HAVAR

Sonbaharın yaprak dökümü devam ediyor.
Ülkemiz değerli bir aydınını daha yitirdi.

Yurtsever aydın Oktay Ekinci de aramızdan ayrıldı.

Yüksek mimar, öğretim görevlisi, Mimarlar Odası eski genel başkanı.
Tv programcısı,Kars Ardahan Iğdır Siyasal Birikim Gazetesi,
Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı .

Çevremiz de Demokrasi Bekliyor (1991)
Memleketimden Çevre Manzaraları (1991)
İnsan Hakları ve Çevre (1994)
İstanbul’u Sarsan 10 Yıl: 1983-1993 (1994)
Dünden Bugüne İstanbul Dosyaları (1995)
Bütün Yönleriyle Taksim Camisi Belgeseli (1997)
Yüzyılın Direnişçisi Küba Devrimi ve Tarih Bilinci (1997)
Çevreciliğin ABC’si (1997)
Şeriatın Kravatlı Başkanı (1998)
Rant Demokrasisi Çöktü: Deprem Yazıları (1999)
İstanbul’un “İslambol” On Yılı: Mart 1994 – Mart 2004 (2004)
Adanmış Yazılar Korumak Sevgidir! (2005)
Kars Kitabı (2006)

Kitaplarının yazarı ve bir çok başarı , onur ödülü sahibi olan
Oktay Ekinci’yi de ardında bıraktığı saygın adıyla sonsuzluğa uğurlayacağız.

Aşağıda Ekinci’nin son yazısıyla , Ceyhun Balcı’nın uğurlama yazısını sunuyorum.

Naci Kaptan
16.10.2013

***

Doğuda bir olay karşısında çaresiz kalınıp da imdat istendiğinde “ay havar” diye feryat edilir… Havar, yardım istemenin son haddidir, çaresizliğin son haddidir, yardım için dilden dökülen son kelimedir artık…

Oktay Ekinci
16 Ekim 2013
Cumhuriyet

‘Ayhavar Hastahana’dakilere

Hörmetli ohurlar, bilirsiz, “anadilim”de galeme aldığım bu yazılarımda, Kars’ta 1950’lerde “Ekinci Pedalhanesi”nde basılıp neşredilen “Ayhavar” (yetişin-imdat) “mizah gazeti”nden elham alıram.

İndi de istedim ki hastahanade geçen bir neçe günü anadilimde sizlerle dertleşim… Bu bayramı hastahanada garşılamah, hetta hastahanada keçirmeh nasip oldu.

Şükürler olsun, bele de nasip olmayabilerdi… Alman hastahanası’nın nöroloji servisi, meni acil servisten yoğun bakıma alıp yüksek tansiyon darbesiyle ganayan beynime el goyanda, dohtorun ifadesine göre tehlikeyi ucuz atlatmışam…

İndi bu yazıyı da hastahana odasında meni ziyaret eden bir yoldaşımın kömeğiyle (yardım) galeme alabilirem…

Neçe olacah?

Peki, yazıh beynim niye ganadı; meni bu hallere tüşürdü?
Dohtor dedi ki: “İnden bele (bundan böyle) beynini yormayacan, gafanı her şeye tahmıyacan…”

Men de dedim ki: “Başüste! Emma görek bu ne cür (nasıl) olacah?”
Bunu fikrederken gördüm ki odadaki televizyada “Balyoz” davasınnan söz açıp… hamı deyir ki: “Huguk galmadı.”

İndi deyin görüm ay dostlar, men bu yazıh beynime ne diyim; “Senin eyi olman üçün gerek heç oralı olmayasan, aldırmayasan” diyebilmeh golay mı?

İşte bele bir hastalığa yagalanmışam ki ya beynimi gandıracığam;

ya da gerçehleri yoh gabul edecem…
Yazıh nörologlar da “iki arada bi derede” galıplar.. İstiyirler ki hem hestaları tezlikle eyileşsin, yaralı beyni daha fazla zerer görmesin; hem de olanı biteni doğru gavrayah, eyi anlayah…

Ay dostlar bu heberlerle bu mümkün olabiler mi? Bilen varsa menim nörologlarıma da anlatsa eyi olar…

Bayram sevinci

Ay dostlar,
Gazet yazılarının eyni zamanda “nağme” (mektup) yerine geçtiğini bilirim amma bir bu gadar yoh… Ara verdikten sonra hastahanadaki Boğaz manzaralı odadan söz eden yazı üzerine gedim ağabeyim mimar Niyazi Duranay bir mesaj gönderdi, eynen deyir ki:

“Oktay,Bana bayram sevinci yaşattın, yazmaya başladın, nice bayramlara… Sevgilerimle…”

Men de buradan ağabeyime salam gönderirem… İnşallah hemişe yazaram…
Tüm dostların bayramı gözel geçsin, nice mutlu, sağlıklı bayramlara, hep birlikte… Galın salamat..

Not: 13 Ekim Çarşamba günü yayımlanan “Hastanenin Boğaz Manzarası” başlıklı yazımda “yazıh beynimin ezizliği”nden değil dizgideki teknik bir aksaklık nedeniyle paragraflar karışmış… Merak eylemeyen…

Ceyhun BALCI
15.10.2013

UYGARLIĞIN ACI KAYBI

Öncekilerde olduğu gibi uygarlığı utandıran görüntülerin kol gezdiği bir kurban bayramı gününde Oktay EKİNCİ’nin ölümüyle sarsıldık! Cumhuriyet’teki köşesinde de, Ulusal Kanal’daki izlencesinde de hep kültürü ve uygarlığı savundu!

Böylelerine “istemezükçü” yaftası ikilemsizce yapıştırılırdı! O da bu sondan kurtaramadı kendisini! İstemezükçü olmanın insanlığa bir borç olduğunun bilincindeydi.

Son günlerini yaşadığı boğaz manzaralı hasta odasında gözlerinin önüne serilen görüntü için söyledikleri unutulacak gibi değildir!

“Bu manzaranın korunması için bir ömür verdim!”
Kültürü, uygarlığı ve onlara ilişkin eserleri korumaya adanmış bir yaşam sonlandı!

Şuraya AVM, buraya rezidans kondurup köşeyi dönelim demediği için dışlandı!
Ama, böyle davranarak insanlık onuruna sahip çıkmış oldu!

Bir insan, bir mimar ve Cumhuriyet sevdalısı olarak Oktay EKİNCİ unutulmayacak…

Güle güle Oktay Ekinci…

GÜLE GÜLE OKTAY EKİNCİ

This entry was posted in DUYURULAR, EDEBİYAT - ANI - ÖYKÜ - ŞİİR, HAYATIN İÇİNDEN. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *