29 EKİM ARMAĞANI * Makam sahibi yaptıklarımız ÇALIYOR, YALAN SÖYLÜYOR ve ZİNA ediyorlar. İlahlık ve Rablik taslıyorlar. HIRSIZ malın tamamını götürüyor, RÜŞVET alan politikacı, bürokrat bir bostan karşılığında bir bağı satıyor, müftü efendi bunun hükmü nedir?


Rifat Serdaroglu

29 EKİM ARMAĞANI


AKP’li yöneticilere en büyük bayram armağanını, “Yeni Akit” yazarı ve gazeteci Abdurrahman Dilipak verdi. Abdurrahman “Rahman olan Allah’ın kulu”, Rahman ise “Her canlıya, herkese acıyan merhamet eden” demektir.

Dilipak, AKP yöneticileri daha önce de uyararak geçen sene şunları yazmıştı;
“Belediyedeki adama, niye yakınını tayin ediyorsun diyorsun, Reis de öyle yapıyor diyor.

Niye ihaleyi birtakım kişi ve kuruluşlara yönlendiriyorsun diyorsun, Reis de aynısını yapıyor diyor.O zaman buna da bir çare düşünmek gerek” diyerek, balığın baştan koktuğunu işaret etmişti!

Dilipak, benzeri uyarı yazılarını birkaç kez tekrar etti. Herhalde anlayan olmadı ki, 28 Ekim 2019 günü “Ey İnsan” başlıklı bir yazı daha yazdı. Yazıda çok ciddi iddialar vardı;

Yecüc-Mecüc (Kıyamet öncesi ortaya çıkacak lanetli iki kavim) akrabaları nefsimize hulul (girmek) ediyorlar. Beynimiz ve kalbimizin kapısı zorlanıyor. Makam sahibi yaptıklarımız ÇALIYOR, YALAN SÖYLÜYOR ve ZİNA ediyorlar. İlahlık ve Rablik taslıyorlar.

HIRSIZ malın tamamını götürüyor, RÜŞVET alan politikacı, bürokrat
bir bostan karşılığında bir bağı satıyor, müftü efendi bunun hükmü nedir?

Harama dalanlar kumar da oynar, fuhuş da yapar. O özel jetlerle kimler, nereye, niçin gidiyor, ne taşıyorlar, neredeyse her hafta, hatta haftada birkaç gün?

Lanet olsun bu milletin malını gasp eden, çalanlara ve onlara alkış dağıtan, onları koruyup kollayanlara!

Kendine göre bahanesi olanlar, iyi niyet yalanlarının arkasına saklanıp, bağışlanma hayali kuranlara da bir çift sözüm var; Unutmayın, Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir…

Değerli Okurlar;
Dilipak adı hiçbir zaman, ihale-rüşvet gibi akçeli işlere bulaşmamıştır. Kişilere iftira atmaz. Bu yüzden yazdıkları, hem belge olması hem de tarihe not bırakması açısından çok önemlidir.

Ben, bu yazılanların binde birini yazdığım halde yüzlerce mahkeme ile boğuşuyorum. Yerel Mahkemelerin verdiği hapis cezalarını sırtımda taşıyorum. Dilipak’ın iddiaları yenilir yutulur cinsten değil!

Hırsızlıktan-yalan söylemeye, zinadan-pezevenkliğe, kumardan-fuhuşa, Devlet malını üç otuz paraya satmaktan gaspa, Hırsızları alkışlamaktan-koruyup kollayamaya, İlahlık taslamaktan-Allah’a şirk koşmaya kadar ağır iddialar bunlar.

Halk diliyle anlatmak gerekirse, bu iddiaları günlerce kemik suyunda saklasak ve sokak köpeğinin önüne koysak, vallahi de yemez, billahi de yemez.

Şimdi benim iki sorum olacak;
-Benim her yazım için dava açan Cumhuriyetin Savcıları!
Taşıdığı sıfatı hak eden biriniz, Dilipak’a “Arkadaş sen ne diyorsun? Kanıtların nedir?” diye bir soru sorabilecek mi?

-AKP cihetinden, Saraydan-Parti yöneticilerinden-AKP Milletvekillerinden bir kişi çıkıp, “Hayır bunlar doğru değildir, Dilipak iftira atıyor” diyebilecek ve yargıya müracaat edebilecek mi?

Helal süt emmiş Türk Milletinin bir Savcısı soruşturma açmazsa, AKP’li biri bu iddialara yanıt vermez ve yargıya müracaat etmezse, bu ülkede ne adalet, ne hukuk devleti, ne de Cumhuriyet kalmamış demektir.

Gerçek Müslüman hırsızlık yapmaz, yapamaz. Gerçek Müslüman vatanını satamaz, soyamaz. Dilipak’a belgeleriyle yanıt verilmezse, AKP’liler Müslüman değildir. İslam’ı tahrif etme amacı güden günümüz Muaviyeleridir, bunlar…

Bizim Cumhuriyetimiz, “HIRSIZLARIN FİNK ATTIĞI BİR CUMHURİYET OLAMAZ.”
Hırsızlığın-vurgunun-ahlaksızlığın- şerefsizliğin olmadığı çağdaş Cumhuriyet Bayramlarında çok yakında buluşacağız. Çoban Ateşleri çok iyi gidiyor!
Ne Mutlu Türküm Diyene…

Sağlık ve başarı dileklerimle 29 Ekim 2019
https://wp.me/p3DAx3-yh

This entry was posted in YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *