SORUMLULUĞA ÇAĞRI * TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ, ULUSUMUZUN GELECEĞİNİ DOĞRUDAN ÜZERİNE ALMALIDIR!

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ, ULUSUMUZUN
GELECEĞİNİ DOĞRUDAN ÜZERİNE ALMALIDIR!

Prof. Dr. Özer OZANKAYA / Toplumbilimci,
ADD Kurucu Üyesi, 4. Genel Başkanı


Bir ulusu özgür, bağımsız, şanlı yaşatacak olan, ulusal egemenlik ilkesinin ve onu simgeleyen MİLLET MECLİSİ’nin gerçekten çalışmasıdır.

Ulusal Meclisin, yani ulusal iradenin işlemediği ülkede ne özgür bireyler, ne de bağımsız devlet olamaz. Yabancıların oyuncağı yöneticiler olur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşını yönetmiş, yani savaş boyunca çalışmış, yasama ve denetim görevini aksatmadan yapmıştır.

Mustafa Kemal’i Başkomutanlığa dâvet eden, O’na bu yetkiyi üçer ay süreyle veren, TBMM’dir.

Atatürk, 30 Ağustosta Kurtuluş Savaşını zafere ulaştıran gücün Ulusal Egemenlik ilkesinin gücü olduğunu özellikle ve durmaksızın vurgulamıştır.

Bu gücü anlamayan siyasetçiler, Türkiyemizi hep ağır bunalımlara, iç kavgalara, her türden terör eşkiyalığına sürüklemişlerdir.


Bugünkü iç ve dış bunalımdan çıkmamızın da tek yolu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ulusal egemenliğin tek gerçek temsilcisi olduğunu, hukuk devleti olmanın başta gelen bir gereği olmak üzere yürütme yetkisini kullanan devlet başkanı ve bakanlarını DENETLEMEK ve sorumluluklarını saptamak görevini yerine getirmenin ulus ve yurt için YAŞAM SORUNU olduğunu gözönünde tutması, Türk ulusuna karşı sorumluğunu gözardı eden bir iktidar bunalımı yaşamasına meydan bırakmamasıdır.

TBMM, Atatürk’ün 30 Ağustos Zaferini müjdelerken, kendisine nasıl seslendiğini, özellikle devlet ve ulus olarak içine batırıldığımız şu ağır dış ve iç bunalım ortamında anımsamalı ve ulusal egemenlik ilkesinin gereğini yerine getirmelidir:

“Ulusun, geleceğini doğrudan doğruya üzerine alarak, umutsuzluk yerine umut, dağınıklık yerine düzen, duraksama yerine kararlılık ve inanç koyan ve yokluktan koskoca bir varlık çıkaran Meclisimizin özverili ve kahraman ordularının başında, bir asker bağlılığı ve uysallığıyla buyruklarınızı yerşne getirmiş olduğumdan dolayı, bir insan yüreğinin pek seyrek duyabileceği memnunluk içindeyim. Yüreğim bu sevinçle dolu olarak, pek değerli ve saygıdeğer arkadaşlarımı, bütün dünyaya karşı temsil ettikleri özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin zaferinden dolayı kutluyorum. Bu Anadolu zaferi, tarihte bir ulus tarafından tam olarak benimsenen bir düşüncenin ne denli büyük ve dinç bir güç olduğunun en güzel örneği olarak kalacaktır.”

ULUSAL EGEMENLİĞE VE ONUN TEMSİLCİSİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NE BU İÇTEN SAYGIYI DUYUP GÖSTERMEYEN SİYASETÇİLERİN DEMOKRATİK MEŞRUİYET KAYGISI OLAMAYACAĞI, ULUS VE ÜLKEYE BÜYÜK YIKIMLAR YAŞATABİLECEĞİ AÇIKTIR.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşını yürüten, çağdaş Türkiye Cumhuriyetini bir HUKUK DEVLETİ olarak kuran, 1950’de dünyaya örnek bir özgür, güvenli seçimle barış içinde iktidar değişikliği gerçekleştiren “millet meclisi”dir. Hep bu niteliğiyle bilinmelidir.

(Bknz.: Ö. Ozankaya, Cumhuriyet Çınarı – Mustafa Kemal’i “Atatürk” Yapan Uygarlık Tasarımı, CEM Yay.).

This entry was posted in AKIL FİKİR YAZILARI, ATATURK, CUMHURİYET - DEMOKRASİ - ÇAĞDAŞLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *