Kurtuluş ve kuruluş * Türkiye’nin sorunları, Cumhuriyet devrimini (Türk devrimini) uygulamakla ve tamamlamakla çözülebilir. Bağımsızlık kazanılır, ama durmaz, devam eder, devam etmelidir.

Cumhur UTKU / Emekli Albay / 10.09.2019

Kurtuluş ve kuruluş

Türkiye’nin sorunları, Cumhuriyet devrimini (Türk devrimini) uygulamakla ve tamamlamakla çözülebilir. Bağımsızlık kazanılır, ama durmaz, devam eder, devam etmelidir. Bağımsızlığı devam ettirmek için onu kazandığınız günkü aynı gücü ve aynı inancı devam ettirmek gerekmektedir.

“Sonra / Sonra, 9 Eylül’de İzmir’e girdik / ve Kayserili bir nefer / yanan şehrin kızıltısı içinden gelip / öfkeden, sevinçten, ümitten ağlıya ağlıya / Güneyden kuzeye / Doğudan batıya / Türk halkıyla beraber / seyretti İzmir rıhtımından Akdeniz’i. “ (Sayfa 120, Kuvayi Milliye Destanı / Nâzım Hikmet )

Kadifekale’de bir bayrak indirildi, bir bayrak çekildi. Komutanlar, Başkomutan’ın istediğinden bir gün önce, 9 Eylül günü savaşı İzmir’de bitirdiler. Ne İngilizler ne de Yunanlar, Türk Büyük Taarruzu’nun hazırlıklarını öğrenemedikleri gibi, bu harekâtın niteliğini de bilemiyorlardı. İngilizler, Yunanların 4 Eylül’de önerdiği ateşkese karşıydılar. Mustafa Kemal Paşa’nın kısa zamanda sonuç alması ve zaferin çabuk gelmesi İngilizlerde hem şaşkınlık hem de kızgınlık yaratmıştı.

İlk hedef Akdeniz’di. Ya sonrası?

Askeri üstünlük çok akıllıca kullanıldı. Bursa, Çanakkale, İstanbul ve Trakya düşman tarafından boşaltılmadan iş bitmiş sayılmazdı. Ancak 11 Ekim 1922 günü Mudanya’da Bağlaşık Devletlerin generalleri ile toplanılıyor, ateş kesiliyor ve İsmet Paşa, Mustafa Kemal Paşa’dan aldığı talimatı yerine getiriyordu.

Başkomutan 10 Eylül günü İzmir’de Kramer Palas otelinde masasında oturuyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın masasındaki boş iskemleye ilişelim ve o günkü Türkiye’nin sorunları neydi tahmin edelim.

Her şey yeni başlıyor
Bugün çözümsüz gibi gözüken sorunlarımızın en az yüz katı, Mustafa Kemal Paşa’nın önündeydi. Her şey yeni başlıyordu. Mustafa Kemal’in halkına güven duyması, sorunları çözmedeki en önemli etkendir. Türk halkının da onu önder olarak görmesi ve ona güvenmesi, kurtuluşun ivmesini hızlandırmış ve Cumhuriyete giden yolu kolaylaştırmıştır.
O günlerde her şey özgüven ve cesaretle başlamıştır.

Bugün de halkın kendine güveni ve cesaretli bir ulusal Hükümet, kötü gidişi durdurur ve ivme yukarı doğru çıkmaya başlar. Bu gün Türk ulusunun karşı karşıya kaldığı en büyük tehlike yozlaşma, ayrışma ve umutsuzluktur. Bu tehlikeyi yaratan, günümüzün en önemli silahı olan psikolojik harekât uygulamalarıdır. Akılcı ve sezgileri güçlü olan ulu önder, doksan yedi yıl önce, ülkü birliğini sağlamış, hedefe kilitlenmiş ve ekip çalışmasıyla ve bütünleşmiş bir kadro ile bütün psikolojik harp saldırılarına karşı koymuştur.

Gerçek beka sorunu
Eğitim ve öğretimin hâlâ çağdaş olamaması, adalet sistemimizin çökmesi, Türk ordusunun işlevini kaybetmesi, bugün için en önemli beka sorunumuzdur. Küresel anamalcılık ve küresel güvenlik tehditleri, genç nüfusun artması, ülke dışındaki enerji kaynaklarına bağımlılık ve küresel sömürü (emperyalizm) tehdidine aldırış etmeyen, belki de maşası olan bir hükümetin tehlikeli gidişi ve ülkenin yıkılışı gözler önündedir. Türk ulusunu dağıtmak, vatanımızı parçalamak, devletimizi yok etmek için uğraşan emperyalist güçlerle karşı karşıya gelmiş durumdayız.

Çözüm yolu, Mustafa Kemal Atatürk’ün düşünce sistemine, onun uygulamalarına ve T.C. Anayasası’nın değiştirilemeyen maddelerindeki temel hükümlere inanmaktır. Türkiye’nin sorunları, Cumhuriyet devrimini (Türk devrimini) uygulamakla ve tamamlamakla çözülebilir. Bağımsızlık kazanılır, ama durmaz, devam eder, devam etmelidir. Bağımsızlığı devam ettirmek için onu kazandığınız günkü aynı gücü ve aynı inancı devam ettirmek gerekmektedir.

“İlk verdiğim Akdeniz hedefine varmakta orduların gösterdiği gayret ve fedakârlığı hürmet ve takdirle anarım. Elde edilen büyük muzafferiyetin yapıcısı olan kıymetli arkadaşlarıma en içten teşekkür ve tebriklerimi bildiririm. Orduların bundan sonra verilecek hedeflerin alınmasında da aynı fedakârlık yarışmasını göstereceklerine inancım tamdır”.

9 Eylül 1922, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa

Dedelerimiz, ertesi gün zaman kaybetmeden, İzmir’den ve Mudanya’dan, Lozan’a doğru yola koyulmuşlardı bile…

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1572185/Kurtulus_ve_kurulus.html
This entry was posted in ATATURK, CUMHURİYET - DEMOKRASİ - ÇAĞDAŞLIK, TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *