ADLİ YIL AÇILIŞI * Saraya sığınan ve biat eden bir yargı istemiyoruz!…* Adli Yıl açılışının sarayda yapılması, partili cumhurbaşkanın Anayasa’ya uygun olmayan ucube yönetim sistemini ve sarayı meşrulaştırma çabalarıdır * Yargıtay başkanı ise hem bu daveti kabul ederek hem de çay toplayarak partili cumhurbaşkanına diyet ödemektedir.


YAZIYA YORUM Aytekin Ertugrul / 18 Ağustos 2019


Sayın Av. Güner Yiğitbaşı Konuyu çok iyi açıklamıştır.

Nasıl ki TBMM nin açılışı sarayda yapılamaz TBMM de yapılır . Adlı yılın açılışı da Sarayda değil Yargıtay salonlarında yapılır. AKP dönemi Türkiye Cumhuriyeti tarihine Cumhuriyetin Anayasasının örf ve adetlerinin yerle yeksan edildiği bir dönem olarak geçecektir.

YAŞ üyeleri Şöyle idi: Başbakan+ Genelkurmay başkanı+ Milli Savunma bakanı. 4 Kuvvet komutanı. 4 ordu komutanı donanma komutanı. Şimdi ise sadece 4 asker var. Bakanları saymıyorum. Çünkü Milli Savunma Bakanı dışındakilerin YAŞ da ne işi var bilemedim. YAŞ toplantıları ise Genelkurmayda Özel YAŞ salonunda gerçekleşirdi.

Sayın Cumhurbaşkanımız da Başbakanlığı kaldırmadan önce Başbakan iken oraya gitti toplantıya başkanlık etti. Bol bol karşıt oylar yazdı. GATA ve o güzelim güzeli askeri hastaneleri birer sivil hastane moduna indirdiler ve darmadağın ettiler. Her şeyin ( Hukukun,örf ve adetlerin,Cumhuriyetimizi kuranlara karşı Türk milletinin beslediği derin ve yüce saygının, Para değerinin altın ve döviz değerinin)her geçen gün kötüye gittiği ve bozulduğu bir Cumhuriyet soruyorum sizce ne kadar yaşar.


17/08/2019 / Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu / Kemalın Askeri

Saraya sığınan ve biat
eden bir yargı istemiyoruz!…

Yargıtay Başkanlığı ve üyeliği, sizlere yeteri kadar şerefli gelmiyor mu, saraya şirin gözükmeniz, biat etmeniz, sarayın iltifatlarına mazhar olmanız, sarayın lüks ve şatafatlı..………

Anayasamıza göre, egemenlik kayıtsız şartsız Milletin olup, Türk Milleti; egemenliğini, anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır, egemenliğin kullanılması hiçbir surette bir kişiye, zümreye ve sınıfa bırakılamaz. Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

Bugün yürürlükte olan sisteme göre partili olabilen ve iktidardaki AKP’nin Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı; anayasaya göre Türk Milletini temsil etse ve tarafsızlık yemini etmiş olsa da, yürütme organına dahil olup, Türk Milleti adına sadece yürütme yetkisini kullanır. Bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı organının yetkilerini kullanma ve yargı organını temsil etme, onu himayesine emir ve talimatı altına alma işlevi ve misyonu olmadığı gibi, yargının kendi himayesinde, emir ve talimatı altındaymış gibi bir görüntü verme hak ve yetkisi de yoktur.

Aynı şekilde, Türk Milleti adına yargı yetkisini kullanan yargı organlarının temsilcileri de, bu kişi ülkenin cumhurbaşkanı da olsa, yürütme organının himayesinde, emir ve komutası altında olduğu şüphesini dahi doğuracak olan olumsuz davranışlardan kaçınmak ve uzak durmak zorundadırlar. Aksine bir davranış, zaten kalmayan yargıya olan güveni tamamen yok edecek olup, bu tür taraflı ve bağımlı davranış sergileyen, Cumhurbaşkanının ve sarayın uzantıları gibi hareket eden yargı mensupları, hele bu yargı mensupları Yargıtay gibi bir yüksek mahkemenin başkanı ve hakimleri iseler; adlarına yargı yetkisi kullandıkları Türk Milletine ihanet etmiş, onların emanetlerini kötüye kullanmış sayılacaklardır.

Sanırım, yazının bu girişinden sonra, ne demek istediğimizi anlamış olmalısınız.
Yargıtay Başkanlığı,2/9/2019 tarihinde Ankara’da yeni adli yılın açılışı nedeniyle düzenlediği töreni, Cumhurbaşkanlığı Sarayının salonlarında düzenleme kararı almış ve bu törene katılmaları için, Baro Başkanlıklarına da davetiyeler göndermiş olup; bu durumu, İzmir Baro Başkanlığının, bu davet için Yargıtay Başkanlığına gönderdiği, davet edildiği bu törene katılmama karar ve gerekçelerini içeren, sosyal medyaya da yansıyan yazılarından anlıyoruz ve İzmir’den sonra bazı baroların da almış oldukları bu katılmama kararlarını, yargı bağımsızlığı adına yerinde buluyor ve bu barolarımızı yürekten kutluyoruz.

Cumhurbaşkanına olan yakınlığı çok iyi bilinen, Cumhurbaşkanıyla birlikte çay toplayan şu anda görevdeki Yargıtay Başkanının; adli yılın açılışı törenini, Suriyeli bir sığınmacı gibi, Sarayın Salonlarında kutlama ihtiyacı duymasını, asla yadırgamıyoruz, kendisinden aksine bir davranış da beklemiyorduk.

Ancak, Yargıtay Başkanının Cumhurbaşkanına biat anlamına gelen bu tören yeri seçiminin, bizim için sürpriz olmaması, bizim bu konudaki ağır eleştiri hakkımızı kullanmamızı asla engelleyemez.

Türk Milleti adına yargı yetkisini kullanan yerel mahkemelerin kararlarını denetleyen bir üst mahkeme konumundaki Yargıtay; anayasal bir kuruluş olup, bu kuruluşun başkanı ve hakimleri, mahkemelerin kadıya mülk olmadığının, bu makamların gelip geçici olduklarının bilincinde olarak, bu kuruluşun saygınlığına, bağımsız ve tarafsızlığına, anayasal görev ve yetkilerine uygun davranış sergilemek, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını ayaklar altına alan, saraya biat eden bir görüntü dahi vermemek zorundadırlar.

Yargıtay’ın, adli yıl açılış törenini yapacağı bir salonu yok mudur?
Cumhurbaşkanlığı Sarayı yapılmadan önceki tarihlerde de, bir çok açılış törenleri Yargıtay’ın salonlarında görkemli bir şekilde yapıldı. Yasama ve yürütme organlarının temsilcileri Yargıtay’a gelerek bu törenleri onurlandırdılar, başbakanlar, cumhurbaşkanları, bu törenler için Yargıtay binasına geldiler, Yargıtay başkanları, görev icra ettikleri Yargıtay binasında, adli yılın açılışı münasebetiyle Yargıtay Başkanına yakışan, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını savunan ve yargının içinde bulunduğu sorunları açıklayan konuşmaları, kendi evlerinde bulunmanın rahatlığı ve huzuru içinde, yürütme organından bağımsız, sığınmacı ve biat eden psikolojisi taşımadan, hür bir şekilde yaptılar.

Şimdi ne değişti de, Yargıtay olarak, adli yılın açılışı törenini bir sığınmacı ve biatçı gibi, sarayın salonlarına taşıma ihtiyacını duyuyorsunuz?

Yargıtay Başkanlığı ve üyeliği, sizlere yeteri kadar şerefli gelmiyor mu, sizleri şerefli kılmıyor mu, bu şerefe nail olmak için saraya yaranmanız, yakınlık duymanız, saraya şirin gözükmeniz, biat etmeniz, sarayın iltifatlarına mazhar olmanız, sarayın lüks ve şatafatlı salonlarında tören yapmanız mı gerekiyor?

Öyle düşünüyorsanız, bu şerefli görevi hak edenlere bırakmak üzere istifa ediniz ve arzuladığınız ve layık olduğunuz size yakışan şerefi; Yargıtay’ın ve Türk yargısının saygınlığına, tarafsızlığına ve bağımsızlığına daha fazla zarar vermeden, başka kapılarda arayınız lütfen.

Şimdi, bazı insanlar bana, ne var bunda, Yargıtay’ın, sarayın salonlarında tören yapmasıyla, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı yok mu olacak? diye sorabilirler.
Evet, bu bir şekil gibi gözükmekteyse de, yargının kendi salonlarını bırakarak, yürütme organının başı olan Cumhurbaşkanın sarayında, onun himayelerinde adli yıl açılış töreni yapmaları, görüntü olarak, işin esası olan yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını en azından şüpheye düşürür. Bu konuda, seksen milyon yurttaştan ufak bir azınlığın dahi şüpheye düşmeleri, yargıya olan güveni yok eder.

Törene, yargıya, Yargıtay Başkanı ve üyelerine değer ve anlam katacak olan şey; törenin, saray da yapılmasından ziyade, burada söylenecek olanların, içerikleri ve bu içeriklerin, ülke gerçekleriyle ve ülkemizdeki yargı uygulamalarıyla bire bir örtüşmüş olmalarıdır.

Yasama organının; örneğin 1.Ekim.2019 günü yapılacak olan açılış töreninin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin genel kurul salonu yerine, Sarayda yapılmasının mümkün olmaması gibi; yargı organının, 02/09/2019 tarihinde yapacağı adli yıl açılış töreninin de, Yargıtay’ın kendi salonları dışında, sarayın salonlarında yapılması, bize göre asla savunulamaz.

Yargının üç kurucu unsurundan biri olan savunma ayağını temsil eden avukatların üst kuruluşu olan Türkiye Barolar Birliği Başkanının; saraydaki tek adam istedi diyerek, bu törenlerdeki konuşma hakkının elinden alındığı bir törenin, sarayda yapılmasından da öte, bize göre yargısal hiçbir değeri ve anlamı asla yoktur.

Egemenlik hakkının gerçek sahibi olan Türk Milletinin bir ferdi olarak, Yargıtay’ın adli yıl açılışı münasebetiyle yapacağı töreni, sarayda yapacak olması nedeniyle, büyük bir üzüntü duyduğumuzu ve bu kararı alanları kınadığımızı ve yargının gerçek temsilcileri olamayacaklarını açıkça belirtmeyi, elli yıllık bir hukukçu olarak, kendimize bir görev ve sorumluluk sayıyoruz.

17.Ağustos.1999 depreminde kaybettiğimiz vatandaşlarımızı da, bu vesileyle, rahmetle anıyoruz.

https://haberguncel.blogspot.com/2019/08/saraya-siginan-ve-biat-eden-bir-yargi-istemiyoruz.html
This entry was posted in HUKUK-YARGI-ADALET, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *