BALYOZ HAVELSAN’A DA VURDU !!!

BALYOZ HAVELSAN’A DA VURDU !!!
Naci KAPTAN
28 Şubat 2012
YAZI GİRİŞİ ;
“İş başına öyle kişiler getirmeliyiz ki,
Ülkeyi din adına yönetir gibi görünüp,
bize hizmet etsinler !!! “
Komiser Ryan – İstanbul
1919 İngiliz işgal güçleri
***
KÜRESEL İŞGALCİLER
Tarih içindeki savaşlarda taraflar,
savaşın başladığını ve düşmanın yaklaşmakta olduğunu bilirlerdi.
Ordular savaş alanına açıkça bayraklarını ve alemlerini göstererek gelirler ve
savaşları güçlü olan,iyi yönetilen ordular kazanırdı.
Artık savaşlar yöntem değiştirdi.
Dost ve düşmanı ayırt etmek çok zorlaştı.
Sömürge kılacakları ülkeleri parçalamaya çalışan emperyalist küresel oyuncular ve işbirlikçileri,Ülkeleri artık silahlarla ve askeri güç kullanarak işgal etmiyorlar .
Onlar yüzünüze gülerek dost gibi elinizi sıkıyorlar.
Pahalı Takım elbiseleri,üst düzey yönetici sıfatları var…
İyi eğitimli ,bir kaç lisan bilen kişiler..
Arkalarında Dünyayı yöneten şirketlerin ekonomik güçleri var…
Toplum mühendisliğinin bilimsel gücünü kullanıyorlar.
İstihbarat kurumları,sosyologlar,mühendisler,bilim adamları,
strateji uzmanları,ajanlar,medya patronları,akademisyenler,
yazarlar ve çizerlerle takım çalışması yapıyorlar.
Ve tüm bunlara ilave olarak gizli işgal edilecek ülkenin,
İşbirlikçileri de onlarla beraber.
Hedef ülkelere Sivil Toplum Örgütlerini kurgulayarak ve kurararak Cici demokrasi sıfatlarıyla isimlendirerek giriyorlar. STÖ’lerin yöneticilerini yemliyorlar (Soros )
Küresel zebaniler işgal edecekleri ülkelerde işbaşına kendilerine yakın adamları getiriyorlar.
Ve ülkeleri borçlandırarak ekonomilerini kontrol eder hale geliyorlar.
Artık borç alan, emir alır duruma geliyor…
İşgal edilecek ülkenin Ulusal bilinci köklü ise,
Ulus Devleti koruyan bir ordusu varsa,
Ulus Bilince yol gösteren aydınlar varsa…
Bu ülkenin gizli işgali zorlaşacaktır..
O halde ne yapılmalıdır ?
ABD’nin eski Türkiye büyükelçisi Ross Wilson Wikileaks 2008 belgelerinden
Toplumun dikkatini bunlar ve diğer yüksek rütbeli subayların sözde veya gerçek yasadışı davranışlarına odaklaştırmak son zamanlarda sönmeye yüz tutmuş anayasa değişikliğine yeniden şevk ve ivme katmaya yardım edecektir.Ordu içinde, yargıda ve her konumda bu değişimi kısıtlamak ve AKP’nin boyunu aşan işlerini engellemek isteyenleri atacakları adımları hesaplamaya ve kendilerini ne şekilde savunacaklarını düşünmeye zorlayacaktır.”
Graham FULLER;CIA eski yöneticisi, ABD Dışişleri Bakanlığı görevlisi
“Türkler Kemalizm’i terk edip ılımlı İslam’ı benimsemelidir. Ilımlı İslam, Kemalizm’i silmeye yönelik bir karşı devrimdir. Bu devrimin karşısındaki tek güç Türk Ordusu ile ulusalcı aydınlardır ve tasfiye edilmeleri gereklidir.”
Değerli okur,
İşte Türkiye’miz bu süreci yaşamaktadır. Küresel işgalci baronlar,
Türkiye’de bu kez çok güçlü bir işbirlikçi takım kurmuşlardır.
Gizli işgali kolaylaştıracak yasalar çıkarttırmışlar,
İktidar Hükümeti yapmış olduğu yeni anayasa taslağını,
TBBM’ye ve kendi kamuoyuna sunmadan,
Amerikan Hükümetinin görüşüne sunmuşdur.
Özel yetkili mahkemeler kurdurmuşlar,
Yargıyı ve yargı görevlilerini kendi amaçlarına uygun şekillendirmişler.
Tüm Kamu kurumlarında kendi  kadrolarını örerek,
Devlet içinde derin bir gölge devlet oluşturmuşlardır.
Askeri vesayet rejiminden bahsedenler,
Daha baskıcı ve buyurgan sivil vesayetlerini kurmuşlardır.
Yandaş medyaya tetikçilik yaptırılmış,
Gerçek Devlet’in polisi olmayanlar sahte suç ve kanıt üretmiş,
Gölge Devlet’in derin yargısı ise tutuklamıştır.
Ve,
Küresel işgal baronları,
Türk Ulusunun son koruyucu kaleleleri olan,
Bağımsız yargıyı,
Ulus Orduyu,
çatlatarak zayıflatmaya başlamıştır.
Ülkenin Yurtsever önder aydınları,
Büyük bir orduya kumanda edecek kadar çok komutanı,
Politikacıları,yazarları,gazetecileri,akademisyenleri,bilim adamları
Özetle gerçek Yurtseverleri tutuklamışlardır.
Tutuklananların ortak paydası antiemperyalist ,
Ülkemizin bağımsız bütünlüğünü,
Laik demokratik Cumhuriyet’i,
Atatürk’ü ve devrimlerini savunarak,
iktidara muhalefet yapıyor olmalarıdır.
Ilımlı İslam projesiyle ehlileştirilmeye çalışılan Türk toplumu,
tutuklamalar ve kanunsuz dinlemelerle korkutulmuştur.
Yandaş medya gerçekleri sansürleyerek toplumdan sakladığından,
Gözler cambazdaki teldedir.
Ortalık bu kadar toz duman olmuşken,
Elektronik sistemler,gemi,uçak ve silah yapımında çok başarılı çalışmalar yapan
Ülkemizi Silah sanayii konusunda dış bağımlılıktan kurtaran,
Ulusal sanayi kurumlarımızın yönetimlerinin de
bu saldırılardan uzak kalması beklenemezdi !!!
Yazının kalemi şimdi aşağıdaki yazıdadır …
***
HAVELSAN Genel Müdürü Ömer Faruk Yarman,
“Balyoz” soruşturmasında 7 askerle birlikte tutuklandı
“Birisi, üstünde “Faruk Yarman darbe hazırlığı yapıyor!”, yazılı bir pusula hazırladıktan sonra, bunu bir bir gazoz şişesi içine koyup, denize salabilir… Şişeyi bulan “şişe s/avcısı”, şimdi buna kanıp, Faruk hakkında “Bak meğer darbeci imiş” ……
HAVELSAN NEDİR ;
HAVELSAN, Savunma ve Bilişim sektörlerinde global çözümler sunan bir bilişim ve sistem şirketidir. HAVELSAN uzmanlığını; C4ISR, Deniz Savaş Sistemleri, Hava Savunma Sistemleri, Yönetim Bilgi Sistemleri, Simülasyon ve Eğitim Sistemleri, Anayurt Güvenlik Sistemleri ve Enerji Yönetim Sistemleri alanlarında geliştirmektedir. Operasyonel alan uzmanlığımız, bilgi ve haberleşme teknolojileri alanlarındaki uzmanlığımız ve sistem entegrasyonu kabiliyetlerimiz ile; veriyi bilgiye, bilgiyi karar vericiler için güçlü araçlara dönüştüren maliyet etkin entegre sistemler geliştirilmektedir.
HAVELSAN faaliyetlerinde, büyük ölçekli sistemlerin analiz, tasarım, geliştirme ve entegrasyonuna odaklanmıştır. Sistem çözümlerini; disiplinli ve sistematik çözüm geliştirme yaklaşımı, teknik ve fonksiyonel alanlardaki uzmanlığı, ekip ruhu ve yarattığı sinerji ile geliştirmektedir.
Temel kabiliyetlerimiz, uzmanlık alanlarımız:
Mühendislik Kabiliyetlerimiz:
  • Keşif Gözetleme ve İstihbarat Sistemleri
  • Komuta Kontrol Sistemleri
  • Deniz Savaş Sistemleri
  • Anayurt Güvenliği
  • Yönetim Bilgi Sistemleri
  • Simülasyon ve Eğitim Simülatörleri
  • e-Devlet Uygulamaları
  • Lojistik Destek
  • Enerji Yönetim Sistemleri
  • Proje Yönetimi
  • Sistem Mühendisliği
  • İş Süreçleri
  • Yazılım mühendisliği süreçleri ve araçları
  • Bilgi teknolojileri
HAVELSAN Genel Müdürü Ömer Faruk Yarman,
“Balyoz” soruşturmasında 7 askerle birlikte tutuklandı 16 Ağustos 2011, Salı
Balyoz soruşturması kapsamında cumartesi sabaha karşı 7 askerle birlikte tutuklanan kişinin HAVELSAN Genel Müdürü Ömer Faruk A. Yarman olduğu ortaya çıktı. Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube’de yapılan aramalarda ele geçirildiği belirtilen “Balyoz planı belgeleri” iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Yarman’ın, TCK’nın 312. maddesine göre “hükümeti yıkmaya teşebbüs” suçlamasıyla tutuklandığı öğrenildi.
HAVELSAN
Uyduruk belgelerle tutuklanan, Türk Savunma Sanayii alanında faaliyet gösteren  HAVELSAN’ın Genel Müdürü Faruk YARMAN’ın ağabeyi Prof. TOLGA YARMAN, Radikal’den Ezgi Başaran’ın SORULARINI YANITLADI:
Ezgi Başaran
16.08.2011
Merhaba Tolga Bey, telefondaki konuşmamıza binaen sorularımı size iletiyorum:
**Kardeşinizin tutuklandığını duyduğunuzda aklınızdan ilk geçen neydi?
– Bu bir psikoloji testi mi oluyor ? Yine de cevaplayayım…
Sevgili Faruk Efsane bir Genel Müdürdü… Havelsan’ı pratikçe sıfır seviyesinden devir alıp, milyar dolarlık ihracat yapan bir milli kuruluş seviyesine taşıdı… Havelsan’ı ziyaret etsen, uzay filimlerinde gördüğüne benzer köşeler görürsün… Çok dış odağı, çok rahatsız ettiği, gün gibi ortadaydı… “Ağızdan yel” alsın derdim, “vurulmasından ödüm patlıyor”… Tutuklandığını öğrendiğim an bu sebeple yadırgamadım… Hatta rahatladım, diyebilirim…
Çünkü ,
1) Vurulmamıştı ve şükür sapasağlamdı,
2) Kız Kulesi’ne koysan, güvencede olamayacağı kadar güvencede ve dört duvar arasında ama son toplamda, çok muhkem koruma altındaydı…
Hissim bu oldu…
O’nu ziyaret edip, aslan gibi ve fevkalade yüksek bir morale sahip olduğunu görünce daha da rahatladım…
Şükür çok iyi… Biz de şükür, bu durumda, çok iyiyiz…
**Faruk Yarman 1. Balyoz iddianamesinin 11 nolu CD’sinde yeralan 1 excel dosyasını yaratan fyarman adlı kişi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Bu CD ve iddianame uzun süredir var, 4 gün önce tutuklanmasını neye bağlıyorsunuz?
– Birileri kendilerine göre belli ki, bir “zamanlama” yaptı… Ayrıca, herkes “fyarman” adli kişi olarak, istediği kadar dosya meydana getirebilir… Her hal-u karda cevap bence yukarıda…
**Faruk Bey, iddianamesini incelemiş miydi?
– Sanmıyorum… Çünkü, iki saat sorgu yapılıyor… Sorular soruluyor… Faruk bundan sonra mevcutlu olarak tutuklama istemi ile hakim karşısına çıkartılıyor ve isnat edilen suçları hiç bir biçimde kabul etmemesine rağmen, on beş dakika içinde tutuklanıyor…
**fyarman isimli kullanıcının oluşturduğu iddia edilen SavunmaSanayi adlı belgeyle ilgili fikrini belirtmiş miydi?
– Elbette… Söz konusu dosya ve buradaki içerikle hiç bir biçimde ilgisi olmadığını açık bir biçimde ifade etmiş…
Birisi, üstünde “Faruk Yarman darbe hazırlığı yapıyor!”, yazılı bir pusula hazırladıktan sonra, bunu bir bir gazoz şişesi içine koyup, denize salabilir… Şişeyi bulan “şişe avcısı”, şimdi buna kanıp, Faruk hakkında “Bak meğer darbeci imiş” diye, bir iddia ileri sürme hakkına sahip sayılabilecek olursa, o zaman, iddiasını ispatla mükellef değil, tersine pusulada adı yazılmış olabilecek Faruk ya da bir başkası, ne farkeder değilmi, demek ki herkes masum olduğunu ispatla mükellef sayılıp, üstelik somut da değil, baştan sona soyut, isnatla ilgisi olmadığını ispat edinceye kadar suçlu sayılmak gibi abes bir hukuk anlayışı ile karşı karşıya kalıyor, ölürüz…
Şişe avcısı, şişe manyağı çizgisinde, hiç bir şey ispat etmeyecek, yalnızca, şişe manyağı gibi kafadan karalayacak, sen ise masum olduğunu ispat edinceye kadar tutuklu olacaksın… “Şişe manyağı”, öyle diyor diye, kim niye beni, onu, şunu, bunu, öyle saymaya hak sahibi olabiliyormuş ki!..
Böyle feci bir “hukuk-mantık-faciası” ile karşı karşıya bugün, Türkiye, işte…
Bir de yok insan hakları, yok demokrasiye, yeni ve ince ayarlar çekme sözde savlarıyla, yeni anayasa arayışları, ortaya gelmiyor mu? Tam da Irak’a “insan hakları ve demokrasi” götürüyoruz, diye Irak’ı, orayı burayı istila edenlerin, gerçek eylemlerine paravan, yalan kurgularının aynı bir kurguyla karşı karşıya bırakılıyoruz… Bu müthiş bir dizayn… Helal olsun…
Daha feci bir şey söyleyeyim… Hükümet’te, en tepelerde helal şut emmiş insanlarımız yok mu? Var! Bu dediklerimi görmüyorlar mı? Aksi mümkün değil, görüyorlar! Öyleyse niye müdahale etmiyorlar?
**”Yargı bağımsız çalışmalı!”, onun için mi?
– Çalışmalı tabii de yargıyı, böyle bir “illetli mantığa” içbar eden bir yasal kurgu gündeme gelmişse, bunu düzeltmek, memleketi yönetenlerin başta da yaşamanın görevi değil mi? Görevi!..
**Niye susuyor, öyleyse, en tepedekiler?..
– Söyleyeyim: Tabii, keşke yanılsam ama dış odakların şantajına duçarlar… Ondan!..
Evet, dışarıdan birileri en tepedekilerimize şantaj yapıyor, seslerini kesiyor… Esas budur, Hükümeti cebren etkisiz kılmak…
En tepedekiler başta olmak üzere, Türkiye artık bunu görmeli… Dışarıdan “tutsak” edilmişiz… Bunu yapanlar, “birilerini Hükümeti cebren düşürme teşebbüsünde bulunmakla” zan altında bırakıyorlar… Ve Irak’a ve hemen her tarafımıza demokrasi ve insan hakları geliyor… Türkiye’ye yeni anayasa ile daha çok insan hakları ve demokrasi vaat ediliyor…
Gören gözler, aynı şer şaşırtmaca, aldatmaca ve yutturmaca mantığının, A’dan Z’ye hep “aynı mantık” öldüğünü görebilir…
Herkesi daha müteyakkiz ve çok daha yürekli olmaya davet ediyorum…
Birileri haremimize girmiş, yapmadığını bırakmıyor… “İçimiz yanıyor!”, demeye kalmıyor, kalkıp, hiç hicap duymadan, bizi komşu kızına yan gözle bakmakla suçlayabiliyor, valla pes!..
**Siz davayı ve iddianameyi inceledinizse, düşünceleriniz nelerdir?
– İncelemedim… Ama üç gündür, Sevgili Faruk hakkında en olumsuz karalamalara bile baktığım zaman, elde avuçta hemen hiç bir şey olmadığını, görüyorum…  Neymiş, Genelkurmay Başkanı’nın kızını, usulsüz işe almış… Bir defa o yazıda, bırak Sevgili Faruk’u “Hükümeti cebren düşürmeye teşebbüsle” itham edebilecek olmayı bir tarafa, hakkında idari soruşturma açılmasını dahi gerektirecek bir unsur göremiyorum… Faruk’u suçlayanların ellerinde başkaca bir malzeme olmaması, durumun, en önce onlar açısından, giderek hepimiz açısından ne kadar vahim bir durum olduğunu sergiliyor, bence…
**Kardeşinizin tutukluğuyla ilgili öngörünüz nedir, yani ne kadar süreceğiyle ilgili? Bu, son toplamda, Türkiye’nin ne kadar “tutsak” tutulabileceği ile ilintili bir soru…
– Şu kadarını söyleyeyim, burası Irak’a benzemez…
**Bu soruların dışında söylemek istedikleriniz varsa, eklemekten imtina etmeyin lütfen.
– Allah, herkese akıl fikir, iz’an nasip etsin…
İnanlar bilirler… Çizdiğim terkibe bilerek bilmeyerek ödün taşıyanlar, hasre kadar yanarlar…
Bu topraklar tekin topraklar değildir, o açıdan!..
Allah Hükümetimiz’e de, Muhalefetimiz’e de demek ki milletimizin tamamına yardım etsin…
***
Dr. Ömer Faruk YARMAN ÖDÜLLÜ bir BİLİM ADAMI
HAVELSAN Genel Müdürü Ömer Faruk Yarman, geçtiğimiz aylarda Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ’nin (STM) yönetim kurulu üyeliğine atanmıştı. Bilim, tarih, sanat ve edebiyatta yakın ilgi duyduğu bilinen Yarman’ın basım aşamasında iki şiir kitabı olduğu öğrenildi. Çok iyi klasik piyano çalan Yarman, İngilizce ve Fransızca’yı da çok iyi derecede konuşuyor.
Yarman kariyeri boyunca birçok ödül de aldı. İşte bazıları:
* Milli Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından “Türk Savunma Sanayiinin Geliştirilmesine Yönelik Hizmetlerinden Dolayı” takdirname (2000).
* Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarına yönelik bir silah sisteminin geliştirilerek imal edilmesinde gösterdiği gayretlerden ötürü Kara Kuvvetleri Komutanınca takdirname (1996).
* Yönetmekte olduğu Grup ile birlikte, 1994 yılı Eskişehir Sanayi Odası Ürün Geliştirme Ödülü.
* 1978 Milli Eğitim Bakanlığı Yurt Dışı Master Bursu.
* Armed Forces Communications and Electronic Association (AFCEA-Türkiye)’nin Komuta Kontrol, Muhabere, Bilgi Sistem Elektronik Harp ve İstihbarat konularındaki katkıları için Onur Belgesi.
* 1973 Merkezi Sistem, ODTÜ ve Boğaziçi Üniversiteleri giriş sınavlarında dereceler.
This entry was posted in Haber. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *