YAĞMA TALAN HİKAYELERİ * ŞAKİ * Kanımızı emen, canımızı sömüren Şaki’ler…

Mine G. Kırıkkanat /05.05.2019
kirikkanat@mgkmedya.com

Kanımızı emen, canımızı sömüren Şaki’ler…


Hepimizin bildiği ‘eşkıya’ sözcüğünün tekili ‘şaki’dir. Dünya dillerinde her sözcük, uygun olduğu topraklarda yeşerdiği için Arapça ‘şekavet’ kökünden gelir. Şekavet’in Latince karşılığı haydutluk olsa da; tıpkı balığın şaraptan çok rakıyla iyi gittiği gibi, bizim topraklarımızda başta dağlar, kırsal alanda yol kesip adam soyan ve öldüren açık hava hırsızlarına haydut demek ağızda yarım bir tat bırakır. Yaşadığımız coğrafyada bu haydutlara ‘Şaki’ ve takımına ‘eşkıya’demek, en azından benim açımdan daha doyurucu… 
Genç kuşak gazetecileri arasında en sevdiğim, umudumu ve güvenimi çekincesiz bağladığım üç oğuldan biri olan Murat Ağırel, olağanüstü bir belgesele imza attı ve Şaki başlıklı bir kitap yazdı. 

Şaki, tepeden tırnağa yağmalanan, talan edilen bir ülkenin anatomisi. Kapatılan Akşam Sanat Okulları’na MEB tarafından atanan ve çalışmadan maaşa bağlanıp, üstüne hayali ‘ek ders’ ücreti verilen öğretmenlerden; yandaş müteahhit ve belediye ve bakanlıklara kadar Türkiye’nin kimler tarafından ölümcül bir doyumsuzlukla soyulduğuna dair sadece Sayıştay raporlarına dayanan bir durum saptaması. İşte bize bir örnek:

Köprü Nerede, Para Nerede? 
Konya Belediyesi “Beyşehir Akyokuş Yaya Köprüsü İnşaatı” işini 7 Milyon 765 bin TL bedel karşılığı ihale etti. Sayıştay yapılan işi yerinde görmek isteyince ortalık karıştı. Denetçilerden oluşan bir inceleme heyeti, inşaatın yapıldığı yere gitti. Sayıştay incelemeye gitti gitmesine, ama ihale konusu arazide yapılması gereken işlerin yerinde yeller estiğini gördü. Denetçiler “Bu ne hal, inşaat nerede, ne yaptınız?” diye sorduğunda, alınan yanıt hayli ilginçti: 

Sayıştay denetçilerine eşlik eden kontrol teşkilatı görevlileri, köprü inşaatı için gereken imalatın yapıldığını, her bir mamülün bitmiş hâlinin fotoğraflarının mevcut olmakla birlikte, mamüllerin başka bir ihale kapsamında söküldüğünü anlatmaya çalıştı! 

Bunun üzerine Sayıştay, kontrol teşkilatı görevlilerinden “söz konusumamüllerin imalatının yapıldığı, ancak inceleme sırasında yerlerinde mevcutolmadıkları” tanıklığını içeren bir tutanak aldı. Durum saptaması, Sayıştay’ın belediye yetkilileri ile yazışmalarının sonuçkısmına şöyle yansıdı: 

“Kamu idaresi cevabında özetle, yaya köprüsü yüksekliğinin standart yükseklik olan 4.60 metre olarak inşa edildiği hâlde aşırı yükleme yapılmasından dolayı yüksekliği fazla olan araçların köprüye çarptıkları görüldüğünden köprüyü koruma amaçlı olarak yol kotunun 50-60 cm indirildiğini, yol kotunun otopark kotunun altına düşmesinden dolayı yoldaki su tahliyesinin yapılamadığını, bu nedenle otoparkın kaldırılarak drenaj sistemleri eklenmiş yeni bir düzenleme   yapıldığını belirtmişlerdir. Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 128’inci maddesinin “b” bendine göre karayolunda seyredecek araçların azami   yüksekliğinin 4 metre olarak belirlendiği göz önüne alındığında 4,60 metre yüksekliği bulunan yaya köprüsünün yüksekliğini arttırmak için yol kotunun 50- 60 cm indirilmesi sebepleri anlaşılamamıştır.” 

Nasıl, güzel espri değil mi? 
Özetle köprü yapılıyor alçak kalıyor, yol indirilip tepe yüksekliği ayarlanınca drenaj sistemi devre dışı kalıyor. Bu sefer de otopark yükseltilerek yeniden drenaj sistemi kuruluyor… 

Yahu en başta köprüyü düzgün yapsaydınız ya! 
Asgari ücretli vatandaşın ödediği vergiler ile toplanan paralar, hesap hataları ile israf ediliyor. Kamu zarara uğratılıyor. Raporda belediye yetkilileri, “İsraf yok sökülen parçalar başka yerlerde kullanılmıştır” diyor. Ancak parası ödenen parçaların ne kadarının değerlendirildiği, kullanılan parçaların TL değerleri, başka yerlere taktırma işi için bedel ödenip ödenmediği ise hiç belirtilmiyor.*

Murat Ağırel’in Şaki’si, bir gün mahkemelerde iddianame olarak okunacak ve eşkıyanın Türkiye’nin talanından edindiği ganimete el konulmasını sağlayacak!

Murat Ağırel’in Şaki (İnkilap Yayınevi, 2019) başlıklı kitabından alıntıdır

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1378010/Kanimizi_emen__canimizi_somuren_Saki_ler….html

KİTAP HAKKINDA

Şaki

Murat Ağırel
İNKILAP KİTABEVİ
Elinizdeki kitap son dönemde kamu kurumlarındaki usulsüzlük iddialarıyla ilgili olarak yazılmış en kapsamlı çalışma. Tek cümleyle özetlenecek olursa, bir Türkiye gerçeği!.. Büyük rakamların konuşulduğu, ilginç ilişkilerin döndüğü şaşırtıcı olayları adeta polisiye bir film izler gibi, bir solukta okuyacaksınız.
Uğur Dündar
Sevgili kardeşim, dostum Murat Ağırel, “Yeni Türkiye’yi” pek güzel anlatan, Tevfik Fikret’in “Han-ı İştiha” şiirinde “çatlayıncaya kadar yiyen” tanımına cuk oturanları, devleti soyanları korkudan titreten bir kitaba imza attı: Şaki: Korumalı devlet soygunu! Eline sağlık kardeşim!..
Ümit Zileli
Okuduğunuz kitap bir sürecin hukuk devletinin olmazsa olmazı yargı sürecinin son halkası olan Sayıştay raporlarına yansıyan talan düzenini anlatmakta. Kim yapmış, nasıl yapmış, kimlerle yapmış, kimler görmezden gelmiş sorularının yanıtlarını kendiniz arayacak ve bulacaksınız.
Celal Ülgen
Murat Ağırel zor ve az yapılan bir şeyi yapmış; Sayıştay raporlarını inceleyip araştırmış. Ama daha da önemlisi kamuoyundan ve TBMM’den kaçırılan raporları yazmış. Soygunlar hep oldu, olacak. Önemli olan soygunları araştıracak, sorgulayacak, denetleyecek ve sonunda adalete hesap verecek sorumluların ortaya çıkarılması ve caydırıcı mekanizmaların oluşturulmasıdır. Demokrasilerin farkı budur. Adaletin olmadığı, basın ve hukuk kurumlarının sessizleştirildiği dönemlerde bu kitaplar toplumun haykırışı ve gelecek için tarihe düşülmüş notlardır.
Ceyhun İrgil
“Ben yaparım olur. Ben harcarım olur. Ben göz yumarım olur. Ben izin veririm olur” mantığının devlete hâkim olması. En başta da vatandaşın cebinden çıkan ve kimi zaman “katrilyonlara” ulaşan her bir kör kuruşun, muktedirler tarafından har vurulup harman savrulması, kimi zaman da peşkeş çekilmesi. Genç meslektaşım Murat Ağırel, Sayıştay dosyalarını didik didik ederek hazırladığı bu kitapta, işte “Yeni Rejim”in bu affedilemez arızalarından birini daha ortaya çıkarmaya yardımcı oluyor.
Zafer Arapkirli 
This entry was posted in Yeni Kitaplar, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *