NE UNUTULDU NE UNUTULACAK * Savaşçı ve Şair Jose Marti

Orhan Tüleylioğlu / Odatv.com


Ulusal kültürler, uygar ölçütlere göre geliştirilip, evrenselle buluşturulduğu oranda saygınlaşır, varsıllaşır. Buluşma alanlarını genellikle özgürlük, eşitlik, bağımsızlık savaşımlarının sanatsal yansımaları oluşturur. Bu durum ortaklık, koşutluk, duygudaşlık demektir aynı zamanda.

Günümüz dünyası çok çetrefil durumları barındırsa da temel çelişki değişmiş değildir: Sömüren, saldıran, tutsak eden; erdeme, onura, gurura düşman güçler ve bu düzene, dizgeye karşı duran insanlık güçleri arasındaki sürüp giden çatışma.

ABD, BİRLEŞİK KRALLIK, AVRUPA EMPERYALİZMİ ,
TÜM İNSAN HAKLARI BİRİKİMİNİ AYAKLAR ALTINA ALDI

En yeni öğretici örneğini Venezuela’da gördük. ABD, Birleşik Krallık, Avrupa emperyalizmi tüm insan hakları birikimini ayaklar altına alarak Venezuela halkını özgürlüğünden, bağımsızlığından, gönencinden yoksun bırakmaya çalışmaktalar. Bu amaçla en insanlık dışı planları yapmakta, uygulamaktalar.

Yıl 2019, 21. yüzyıl…

Bugün yönetim ve yaşam biçimiyle öykünülesi bir ülke var ki o Küba’dır. Küçültmek için söylenen “Küba küçük bir ülkedir, nüfusu azdır, yönetmek kolaydır…” savları boş laftır. Bu ve benzer savları ortaya atanların Küba’nın on yıllardır neden ambargo altında, kuşatma altında tutulduğunu da açıklamaları gerekir. “Kolay” bir ülkeyse bu saldırı neden?

Türkiye olarak, yeryüzünde emperyalizme, sömürgeciliğe karşı en etkili sonuçları doğurmuş Atatürk Devriminin, günümüzde de ezilen uluslarla dayanışması çok önemlidir ve başlıca alanı sanattır, yazındır, kültürdür.

İlk basımı 2006’da yapılan “Savaşçı ve Şair José Martí” adlı kitabın yeni ve geliştirilmiş basımının yapılması bu bağlamda çok önemlidir. “Savaşçı ve Şair José Martí-Küba’nın Ulusal Kahramanı” (Telgrafhane Yayınları, 2019) adıyla yayımlanan çaloışmayı araştırmacı yazar Orhan Tüleylioğlu hazırladı. Kitapta yazıları bulunan yazarlar: Fidel Castro, Che Guevara, Ataol Behramoğlu, Ernesto Gȯmez Abascal, Öner Yağcı, Müslim Çelik, Ahmet Özer, Yıldırım B. Doğan, Adnan Özer, Günay Güner, Oktay Ekinci, Behzat Ay, Gözde Kök. José Martí’nin şiirlerinden, mektuplarından seçmeler; Amerika İzlenimleri, José Martí’nin İzinde bölümleriyle daha varsıllaşan yapıt Türk yazınındaki Latin Amerika izlekli, emperyalizm karşıtı çalışmalara değerli bir katkı sağlıyor. Ayrıca kitaptaki fotoğrafların belge önemini de belirtmeli.

SAVAŞÇI VE HALK ÖNDERİDİR

José Martí, Küba’nın İspanya sömürgeciliğine karşı verdiği bağımsızlık savaşının simgesidir. Ozan, yazar, eleştirmendir. Savaşçı ve halk önderidir. José Martí 1853’te, Havana’da doğdu; 19 Mayıs 1895’te, 42 yaşında, Santiago yakınında, atı üzerinde savaşırken yurt toprağına, Küba toprağına düştü…

José Martí daha 15 yazındayken şiirleri yayımlanmaya başlar. 16 yaşında gazete çıkarır: La Patria Libre (Özgür Vatan). 1868’de İspanya’ya karşı savaşa katılır. Bu nedenle daha 17 yaşındayken tutuklanır. 1871’de İspanya’ya sürülür. İspanya’da Madrid ve Zarogoza üniversitelerinde hukuk, felsefe, filoloji okur. Her olanağı, kendini yetiştirmek amacıyla değerlendirir. 1874’te siyasal yazıları El Presidio Politicia en Cuba (Küba’da Siyasal Zindanlar) adıyla kitaplaşır.Fransa’yı, Meksika’yı, Guatemala’yı dolaşır. Küba’da savaşın sona ermesi ve çıkarılan afla geri dönüşünün ardından, José Martí çok geçmeden yeniden tutuklanır ve İspanya’ya sürülür. Fakat José Martí İspanya’da kalmaz; Fransa’ya, New York’a, 1881’de Venezuela’ya gider. Venezuela’da Revizta Venezolana adlı gazeteyi yayımlar. (Bu bağlamda Martí, günümüz Venezuela’sı için de tarihsel bir düşün ve eylem kaynağıdır.)

LATİN AMERİKA’NIN HER YERİNDE TANINIR

1882 yılında karısının, oğlunu da alarak Küba’ya dönüşü, José Martí için acı dolu bir dönemin başlatır. İsmaelillo adlı kitabındaki şiirler bu oğul ve yurt özlemiyle geçen dönemin sonucudur. (Nâzım Hikmet’in, oğlu Memed’e özlemiyle, yurt özlemiyle nasıl da benzer…)

Venezuela’da, dönemin diktatörü Antonia Guzman Blanco’ya karşı yazıları nedeniyle daha fazla kalamaz. New York’a yerleşir. Orada yazın yaşamını geliştirerek sürdürür. Latin Amerika’nın her yerinde tanınır. 1891’de, New York’ta, Küba halkına, bağımsızlık savaşına başlamaları için çağrıda bulunur. İzleyen yıl Patria (Vatan) gazetesini yayımlamaya başlar. Aynı yıl Küba Devrimci Partisi’nin kuruluşuna öncülük eder. 1895’te Parti’nin Monte Kristo Bildirisi’ni yazar ve açıklar. Bu arada çocuk dergisi de yayımlar.

José Martí 11 Nisan 1895’te yoldaşı General Maxima Gȯmez ile birlikte Küba’ya çıkar; vatanından ayrı kalalı on altı yıl olmuştur… José Martí’nin yaşamını yitirdiği bu savaş uykuya ulaşamaz ama neredeyse aynı yöntemle Küba’ya giren Fidel Castro, Che Guevara ve yoldaşları, José Martí’nin toprağa düşüşünden 64 yıl sonra, 1 Ocak 1959’da Küba Devrimini utkuya, Küba’yı bağımsızlığa ulaştıracaklardır. Martí’nin canını adadığı özlemi gerçekleşecektir.

Martí günümüz yazınını da etkilemiş bir ozandır. Örneğin Miguel de Unamuno’nun, José Martí’nin yaşamına, yapıtlarına özel bir ilgi duyduğu bilinir.

Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere batılı ülkeler Küba’yla ilgili dizgeli (sistemli) kara propaganda içindeler. Bu planlı çaba on yıllar sürdürülmektedir.

José Martí unutulmadı, unutulmayacak… Günümüzde Küba nasıl ki insanlık onurunun, tam bağımsızlık ülküsünün simgesiyse, José Martí de hem Küba Devriminin, hem insanlığın devrimci bilincinin en değerli simgelerindendir.


Jose Marti’den bir şiir paylaşmak istedim ;

Aynı yalınlıkla ölmek isterim
Kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz.
Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde
Yeryüzü uzansın altımda sessiz.

Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim
Varsın hainleri gizlesinler soğuk bir taş altında
Dürüstçe yaşadım ben, karşılığında
Yüzüm doğan güneşe dönük öleceğim.

Çeviren: Ataol BEHRAMOĞLU

Jose Marti

This entry was posted in DEMOKRASİ-ÖZGÜRLÜK, DEVRİM VE KARŞI DEVRİMLER, DÜNYA ÜLKELERİ, GEÇMİŞİN İÇİNDEN, İNSAN HAKLARI - DEMOKRASİ, Yeni Kitaplar. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *