DİN SAHTE ŞEYTANIN SERMAYESİDİR * BANKA AÇAN OFFSHOR’cu TARİKAT * Bu dincilerin ahlakı mahlakı yok * Küresel şirketten Nakşilere dolandırıcılık davası

ABD vatandaşı Merve Kavakçı’nın bir otel odasında dizinin dibinde oturduğu kişi, Şeyh Nazım’
Barış Terkoğlu – 22 Nisan 2019 Pazartesi

Bu dincilerin ahlakı mahlakı yok

Bağlantılı yazı https://nacikaptan.com/?p=68688

Siz de aynı ikilemi yaşıyor musunuz? Yolda avuç açmış bir yoksul
görüyorsunuz. Elinizi cebinize atmak mı doğru, yoksa kayıtsız kalmak mı?
Öyle ya Cumhurbaşkanı “sadaka bizim kültürümüzde var” dediği halde zabıtalar her gün onları topluyor. Devlet görevlileri de “para vermeyin” diye uyarıyor. Eğer vicdanınızın sesini dinleyip cebinizdeki paranın yarısını uzatıyorsanız işte bu ahlaktır. Yok, tam geçerken “Allah rızası için” sözünü duyup elinizi cebinize atıyorsanız bu da inançtır. Tüm dinler “güzel ahlak” vaaz ederler. İnancını çıkarlardan arındırmayı başarmış insanlar hem ahlaklı hem de dindar olmayı becerebilirler. Ama konu din üzerinden örgütlenen, inançları siyasete meze yapan “dinciler” olunca, din ahlaksızlığın aracı haline mi geliyor dersiniz?
Öyle ya, son dönemde adı tarikat ya da parti olsun, din örgütlenmelerinden konu açılınca neyi tartışıyoruz? Menzil şeyhinin kaçak Mercedes’ini, Cübbeli’nin duayla açtığı dolandırıcılık devremülkünü, belediyelerdeki rant işlerini… Farkında mısınız, ahlak ile dinci yapılar ne kadar ayrı yerde duruyor.
Nakşibendi hocaların banka oyunu
Geçen yıl şubat ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan Brezilya’ya gidecekti. Ancak ziyaret son anda iptal oldu. Eğer gitseydi önüne 35 milyon dolarlık bir dosya da konacaktı. Zira tarikatın ve dolandırıcılık suçlamasının aynı anda konuşulduğu bu hikâye, Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Faisal İslam Bank isimli Nakşibendi Cemaati’nin para akışını sağlayan bir banka var. Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Bensen Safa yapıyor. İslami kurallara ve Kıbrıs yasalarına göre kurulan bankanın Lefkoşa’daki şubesinin 3. katında ise bir başka banka var. Onun adı da Mondial Bank.
Diyeceksiniz ki banka içinde banka nasıl oluyor.
Mondial Bank aslında Faisal İslam Bankası’nın kurduğu bir yan işletme. Offshore denilen sistemle müşterilerine vergiden bürokrasiye bir dizi kolaylık sağlıyor. Kıbrıs’tan Malezya’ya uzanan Nakşibendilik ağının ortasında bulunuyor. Bankanın binasına girdiğinizde ise sizi Şeyh Nazım Kıbrısi’nin büyük bir fotoğrafı karşılıyor.
“Ben bu Şeyh Nazım’ı nereden hatırlıyorum?” diyorsunuz.
2014 yılında ölen bu “çok renkli” şeyh, “Prens Charles Müslüman oldu” açıklamasıyla konuşulmuş, Kıbrıs’ta Papa ile “dinlerarası diyalog” buluşmasını gerçekleştirmişti. MİT ve Genelkurmay Başkanlığı kayıtlarında “İngiliz ajanı” olarak yer alan Şeyh Nazım’ı bir yerlerden daha hatırlıyorsunuz. Ne tesadüf, tam da Malezya’ya büyükelçi yapılan ABD vatandaşı Merve Kavakçı’nın bir otel odasında dizinin dibinde oturduğu kişi, Şeyh Nazım’dan başkası değil.
Diplomatik kriz çıkaran dolarlar
Tarikatı anlattık, gelelim diplomatik krize neden olan dolandırıcılık dosyasına… Brezilya’da Cristalia isimli kimya ve ilaç sektöründe yer tutan kritik bir şirket var. Bu holdingin Hollanda merkezli Edgeworth isimli bir iştiraki var. Her şey bu şirketin Kıbrıs’ta Nakşibendilerin Mondial Bank’taki hesabına 40 milyon dolar aktarmasıyla başladı. Buraya kadar her şey normal görünürken, şirket parasını başka bir adrese yollamak istediğinde kriz çıktı. Çeşitli bahanelerle para bir türlü geri verilmezken, bu sırada şirkete ihtiyaçları için 5 milyon dolar kredi kullandırıldı. Kalan 35 milyon dolar bir türlü alınamayınca iş mahkemeye düştü.
Sizi Türkiye’den Kıbrıs’a uzanan uzun mahkeme süreçlerine boğmayayım.Ancak burada bizi ilgilendiren birkaç nokta var.İlki KKTC’nin tanınmama sorunu nedeniyle Mondial Bank’ın Vakıfbank’ı aracı olarak kullanması. Türkiye’de herhangi bir vatandaş gibi Vakıfbank’ta hesap açan banka, uluslararası para transferlerini Vakıfbank üzerinden gerçekleştiriyor. Adliye süreçlerinde Vakıfbank’ın bu olaylardaki rolü ve bankadaki hesap hareketleri tartışma konusu oluyor. Zira hesap hareketleri incelendiğinde Mondial Bank’ın Vakıfbank üzerinden her yıl milyonlarca dolar hareketi göze çarpıyor.
Öte yandan olayın bir de siyasi boyutu var…
Zira Cristalia Brezilya’da devletle yakın ilişkileriyle bilinen bir ilaç tekeli. Dünyanın değişik yerlerinde kurduğu iştiraklerle ülkesine taşıdığı ilaç sanayii devlet tarafından destekleniyor.  Nakşibendiler ile şirket arasındaki ihtilaf bu nedenle diplomatik mesele haline geldi. 2018 Şubatı’nda ülkeye gelecek Erdoğan’a Mondial Bank’ı şikâyet eden bir dosya hazırlandı. Cumhurbaşkanı’nın ziyaretinin başka nedenlerle iptal olması sonrası olay Dışişleri’ne kaydı.
Dışişleri’nin talimatıyla Brezilya’nın Türkiye’deki büyükelçisi, Vakıfbank yöneticileri ve şirketin avukatı, Vakıfbank’ın İstanbul’daki Genel Müdürlük binasında krize çözüm aradı, bulunamadı.
26 Mart 2018’de Brezilya Büyükelçisi önce Dışişleri Bakanlığı’nda bürokratlarla, ardından Merkez Bankası yöneticileriyle bir toplantı daha gerçekleştirdi. Sonrasında KKTC’nin Merkez Bankası ve bürokratları ile kriz çözülmeye çalışıldı. Hatta baskıların sonunda 1 Ağustos 2018’de Mondial Bank yönetimi ile Cristalia avukatı arasında Cenevre’de bir toplantı yapıldı. Banka, parayı vereceği taahhüdünde bulundu. Ancak beklenen paranın gelmemesiyle ipler yine koptu.
Mondial Bank’tan çıkan para hareketlerinin Kıbrıs’tan Malezya ve Cebelitarık’a doğru uzanmasıyla “kara para aklama” suçlamaları dile getirilmeye başlandı.
Holdingler, dinciler ve yoksullar
Daha az bürokrasi ve vergi için Offshore seçen holdingler, Nakşibendi tarikatına dayanarak banka kuran dinciler, akıllara durgunluk veren dolandırıcılık suçlamaları.
Dincilerin çevirdiği işler bu kez Türk bankacılık sistemine, Türk ekonomisine ve diplomasisine zarar veriyor. Sömürülen yoksul dindar insanlar ne yapıyor?
Tarikat bankası neden ölen şeyhin oğlunun oluyor? Biz öbür dünyada cenneti düşlerken o neden bu dünyada yaşıyor? Bu soruları bir gün soracaklar ve o gün bu düzen böyle devam etmeyecek! [1]

Kıbrıs Mondial Bank 

Küresel şirketten Nakşilere dolandırıcılık davası

Türkiye’de son dönemde siyasi ilişkileriyle tartışılan tarikatlar
bu kez uluslararası dolandırıcılık suçlamasıyla gündemde.
Dünyanın en büyük ilaç ve kimya şirketlerinden Cristalia Grubu’nun iştiraki olan Hollanda merkezli Edgeworth Investment Grup, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’inde Nakşibendi tarikatının yönettiği Mondial Bank tarafından dolandırıldığı iddiasıyla yargıya başvurdu. Bankanın Türkiye üzerinden yürüttüğü ticari ağ, içinde Türk Dışişleri ve Vakıfbank’ın da olduğu diplomatik krize neden oldu.
Dünyada birçok bankada hesabı olan Edgeworth Grup, offshore hizmeti veren Mondial Bank’ta da bir hesap açtı. Grup, İsviçre’deki Crédit Agricole bankasındaki hesabından, Mondial Bank’taki hesabına 26 Nisan 2017 tarihinde 10 milyon dolar ve 09 Mayıs 2017 tarihinde 30 milyon dolar olmak üzere toplam 40 milyon dolar havale gerçekleştirdi. Mondial Bank yetkilileri, söz konusu paranın Edgeworth adına açılan hesapta bulunduğunu teyit etti.
Bir süre sonra, Edgeworth parasını kullanmak için transfer etmek istedi. Ancak Mondial Bank yetkilileri bunun için gereken bazı belgelerin eksik olduğunu öne sürdü. İstenen belgeler tamamladıktan sonra da para üzerindeki blokajı kaldırmadı. İlerleyen süreçte Mondial Bank, şirketin iştiraklerinin kendi bankasına kredi borcu olduğunu iddia ederek transfer talebini reddetti. Edgeworth ise iddiayı reddederek hukuka aykırı işlem yapıldığını söyledi. Bu süreçte şirkete 5 milyon dolar kredi kullandıran Mondial Bank ile Edgeworth arasında 35 milyon dolarlık kriz çözülmeyince olay yargıya taşındı.
Dolandırıcılık suçlaması
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’na 3 Mayıs’ta başvuran Edgeworth, Mondial Bank Yönetimi’ndeki Bensen Safa, Behaeddin Adil ve Mehmet Ali Arıkbuka’dan şikâyetçi oldu. Uluslararası şirket, söz konusu isimler için “nitelikli dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma” suçlamasında bulundu. Türkiye’deki soruşturma sürecinde Mondial Bank’ın Kuzey Kıbrıs’ın uluslararası alandaki hukuki durumu nedeniyle Türk bankalarını kullandığı ortaya çıktı. Vakıfbank’ta açtığı hesap üzerinden uluslararası faaliyetlerini yürüten Mondial Bank’ın Vakıfbank’taki hesap hareketleri de incelemeye alındı. Savcılık, suçun KKTC’de işlenmiş olması nedeniyle takipsizlik vererek Kuzey Kıbrıs’ı işaret etti. Süreç, Kıbrıs’ta Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde açılan dava ile devam etti. Kıbrıs’taki davada Mondial’in Bank’ın uluslararası ilişkilerini gerçekleştiren Joao Cunha da suçlananlar arasında yer aldı.
Diplomatik kriz
35 milyon dolara varan varlığını Nakşibendilere yakın bankadan alamayan Edgeworth, olayı diplomatik alana taşıdı. Bu kapsamda Brezilya Devleti’nin talebiyle Brezilya’nın Ankara Büyükelçiliği, Türk Dışişleri ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak tarikat-ticaret-siyaset üçgeninde yaşanan krize çare bulunamadı. KKTC’deki dava halen sürüyor.
Davacı şirket brezilya kaynaklı
Hollanda kaynaklı bir şirket olan Edgeworth Investment Group C.V. Brezilya’da ilaç ve kimya sektöründe faaliyet gösteren Cristalia grubunun iştiraki. Cristalia, Brezilya Devleti ile ortak çalışmasıyla da biliniyor.
Mondial Bank, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bankacılık faaliyetlerini icra ediyor. Merkezi Lefkoşa’da olan banka, Nakşibendi cemaatine yakınlığıyla biliniyor. Bankanın halihazırda yönetiminde 2014 yılında ölen Nakşibendi şeyhi Nazım Kıbrısi’nin oğlu Bahaeddin Adil bulunuyor. [2]

[1] http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1356768/Bu_dincilerin_ahlaki_mahlaki_yok.html
[2] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1356725/
This entry was posted in Ekonomi, İrtica, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOLSUZLUKLAR, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *