Gizli laiklik! * Osmanlı Devleti için İngiliz mandası isteyen bu cemiyetin üyeleri arasında, Tanrı taksiratlarını affetsin Osmanlı Padişahı ve Halîfe-i Rûy-i Zemîn (Yeryüzünün halifesi) unvanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nâzırı olan Ali Kemal ile Sait Molla bulunuyordu.

Olaylar ve Görüşler
Çağatay Güler / 4 Nisan 2019 Perşembe

Gizli laiklik!

Çok eskiden, kimi Ortadoğu ülkelerinde; yabancı hanedan üyelerinin, devlet büyüklüklerin, yazar ve bilim adamlarının “gizli Müslüman” olduğu söylentileri kulaktan kulağa fısıldanır, sonunda tarihi bir gerçekmiş gibi benimsenirdi. Bu hanedanların başında İngiliz ve Alman hanedanları gelirdi.

Bazı kaynaklar bu yaklaşımın 20 Mayıs 1919 tarihinde kurulan İngiliz Muhipleri Cemiyeti’ne kadar uzandığı kanısındadır. Osmanlı Devleti için İngiliz mandası isteyen bu cemiyetin üyeleri arasında, Tanrı taksiratlarını affetsin Osmanlı Padişahı ve Halîfe-i Rûy-i Zemîn (Yeryüzünün halifesi) unvanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nâzırı olan Ali Kemal ile Sait Molla bulunuyordu. Başkanı Rahip Frew idi. 

Gizli Müslümanlık olayı bazı ülkelerde kimi laiklerin konuyu istismar etmesine uygun bir zemin oluşturdu ve “gizli laikliğe” kaymaya başladılar. Bunların bazıları laiklikle bağdaşmayan işler yapmakla “maruf” üst düzey yöneticilik kadrolarına atandıklarında, muhterem sanal ve sanal olmayan medya organları satır altlarında “durumun kontrol altında olduğunu, bu kişilerin aslında gizli laik olduklarını” ima eden ifadeler kullandılar. Laik olarak tanımlanan kesimler, artık laiklikle bağdaşmayan uygulamaların durdurulacağı umuduna kapılarak daha büyük bir hevesle birbirlerini karalama işine döndüler.

Gizli laikler atandıkları makamda eskiden ne yapılıyorsa on katını yapmalarına rağmen büyük bir anlayışla karşılandılar. Yaptıklarına tepki gösterenler ise “Ne yapsınlar yani, aslında laik olduklarını açık mı etsinler?” diye susturulmaktadır. “Söz geçiremiyorsa istifa etsin” diyenlere ise “O istifa etsin de göreve laik olmayan biri mi gelsin” biçiminde tepki gösterilmektedir. 

Onları bu görevlere atayanlar ise, emredilenleri sessiz sedasız, herhangi bir tepki yaratmadan, tereyağından kıl çeker gibi yerine getiren gizli laiklerden çok hoşlandıklarından sırtlarını sıvazlamaktan geri durmadılar. Ben haber kaynaklarımın yalancısıyım, kendi aralarında “bu adam sayesinde yakında kızlarla oğlanların aynı kaldırımda yürümelerini hatta aynı havayı soluyabilmelerini bile yasaklayabileceğiz” diyorlarmış. 

Gizli laiklerin sağladıkları avantajlara gıpta eden diğer bazı laiklerin peyderpey gizli laikliğe kaymaya başladıkları “değerlendirilmekte”. Bu gidişle laikliğe zarar verilmesini önlemek isteyen ülkelerin “gizli dinci” yetiştirmekten başka çareleri kalmayacaktır. 

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1328898/Gizli_laiklik_.html

This entry was posted in DİN-İNANÇ, GEÇMİŞİN İÇİNDEN, YOBAZLIK - GERİCİLİK, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *