BEKA MESELESİ ÜZERİNE * Yeni Türkiye”nin yeni “siyaset ve habercilik”

Naci Kaptan / 16 mart 2019

BEKA MESELESİ ÜZERİNE

Değerli dostum Aydoğan KEKEVİ benim bildiğim yaklaşık 20 senedir haber gruplarında Yurtsever özünle , Aydınlanma devrimlerini , Laik Cumhuriyeti , Demokrasiyi , Bağımsızlığı savunan , Atatürk yolunda olan Vatanseverlerin ortak düşüncelerini yıllardır bıkmadan yorulmadan yazıya döken saydığım sevdiğim bir aydındır .

Değerli KEKEVİ’nin yazdığı ve aşağıda paylaştığım “Yeni Türkiye”nin yeni “siyaset ve habercilik” başlıklı yazısı konusuna ben de değinmek istiyordum . Dostum bana da yol açtı ..

BEKA MESELESİ İMİŞ !!!

Değerli arkadaşlar ,

Ülkemizde ve hatta Dünyada ilk kez YEREL SEÇİMLERİ “BEKA MESELESİ” diğer deyişle Türkiye’mizin VAR OLUP OLMAMASIna bağlayan SAÇMA bir siyasi söylemle karşılaştık .

AKP Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Saraya yandan kadrolanan Bahçeli , BEKA MESELESİ deyişiyle belki AKP ve MHP seçmeninin bir kısmını kandırabilir . Aslında BEKA dedikleri ŞEY !!! Kendi koltuklarıdır . Ve bu ikili koltuklarında kaldıkça BEKA SORUNUMUZ var olacaktır .

Evet Ülkemizin bir BEKA SORUNU VARDIR ;

AKP’nin iktidarda olduğu 17 sene sonunda Türkiye derin bir eksen kayması yaşamış . Küresel sistemin baronlarıyla el ele veren işbirlikçilerin destekleriyle ülkemiz derin İSTİKRARSIZLAŞTIRMA OPERASYONLARINA maruz kalmıştır.

BOP EŞBAŞKANLIĞI – Ergenekon – Balyoz – FETÖ kalkışması – Süleymaniye Çuval olayı-  PKK Habur karşılaması – PKK ile Oslo ve Dolmabahçe görüşmeleri – Özelleştirmeler – Büyük borçlanmalar – 5 milyon Suriye’linin Türkiye’ye yönlendirilmesi ve kabul edilmeleri – IRAK ve SURİYE’nin varlığının ortadan kaldırılmasına destek verilmesi .

Bu derin operasyonlarla birlikte tüm ANAYASAL kurumlar işlevsiz hale getirilmiş , küresel baronların senelerdir istediği gibi ANAYASA DEĞİŞTİRİLMİŞ , Tüm ülkenin ve Devletin varlığı , devamlılığı , Ulusal çıkarları , ekonomik birikimlerimiz , Yüksek yargımız , Ordumuz algı operasyonlarıyla TEK ADAMA teslim edilmiştir. Hukuk ve Parlamento askıya alınmıştır . Tüm yasalar , iç ve dış politikalar , ekonomi yönetimi TEK ADAMIN buyruklarına göre şekillenmektedir.

BEKA SORUNU ŞUNLARDIR ;

* Türkiye hukuk devleti olmak normlarını kaybetmiştir.

* Yargı iktidarın sopası ve parçası haline getirilmiştir.

* TSK’nın hiyerarşik yapısı yok edilmiş , terfi ve komutanlık atamaları siyasi erke bağlanmıştır. Askerlik süresi ve normlarıyla oynanarak değiştirilmiş. Askeri okullar kapatılarak Cephelerde geçilemeyen ordumuz güç kaybına uğratılmış ve zayfılatılmıştır.

* Ülkenin tüm KADERİ tek bir adamın BİLGİSİNE , GÖRGÜSÜNE , LİYAKATİNE , YURTSEVERLİĞİNE, AHLAKINA teslim edilmiştir. Bu kişinin bunca ağırlığın altından Ulus çıkarlarını gözeterek kalkması hiç bir şekilde olası değildir.

* Türkiye EKONOMİK olarak çökmektedir. Borçlarını ödeyemez hale gelmiştir. yerli ve yabancı sermaye ve yetişmiş kaliteli iş gücü ülkemizi terk etmektedir. Büyük faiz verilmesine rağmen Yurtdışından kredi bulunamaz ve borç alınamaz hale gelinmiştir.

* İşssizlik son 30 yılın en üst seviyesine çıkmış DİSK-AR: “Geniş tanımlı işsizlik 7 milyon 153 bin” – (TÜİK) verilerine göre Enflasyon, şubat ayında yüzde 0,16 artarken, AYARLANMIŞ hesapla yıllık bazda yüzde 19,67 oldu. Pazarda ise gerçek enflasyon %40-60 arasındadır.

* 2018 Dünyada Özgürlükler Raporu”nda, son 10 yılda “özgürlüklerin en çok azaldığı ülke” olarak tanımlanan Türkiye, “kısmen özgür” kategorisinden “özgür olmayan ülkeler” kategorisine geriledi.

* Türkiye, Avrupa Birliği raporlarında işçi ölümlerinin en fazla yaşandığı ülke sıralamasında ilk sırada yer alıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verileri, 2018 yılının ilk 11 ayında en az bin 797 işçinin hayatını kaybettiğini gösteriyor.

* (TUİK) tarafından açıklanan son Uluslararası Göç İstatistikleri’ne göre 2017 yılında ülkeyi terk edenlerin oranının bir önceki yıla göre yüzde 42 oranında artış göstererek 253 bin 640 kişi oldu.

* Türkiye’nin Yolsuzluk Algı Endeksi puanı ve sıralamadaki yeri 2013 yılından beri hızlı bir biçimde gerilemeye devam ediyor. 2017 yılı Endeks sonuçlarına göre, bir puanlık düşüşle 40 puan alan Türkiye, 6 basamak daha gerileyerek 180 ülke arasında 81. sırada yer aldı. Böylece, endekste dört yıl üst üste gerileyen Türkiye, son 5 sene içerisinde 10 puanlık bir düşüşle 28 sıra kaybetti.

* Her yıl Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından yapılan ‘Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ sıralamasında ülkemiz 180 ülke içerisinde 157. sırada yer aldı. Türkiye’nin bir sıra önünde Afrika ülkesi Ruanda bir sıra gerisinde ise Kazakistan bulunuyor.

* Dünyanın en iyi üniversiteleri arasına İlk 500’e Türkiye’den sadece 2  özel üniversite girerken hiç bir kamu üniversitesi ilk 500’e giremedi .

* Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD), yayımladığı “Eğitime Bir Bakış 2018” raporuna göre,Türkiye, eğitime katılımda yüzde 66’lık ortalamayla tüm OECD ülkeleri arasında son sırada . Dünya Ekonomik Forumu (WEF) “Eğitim Kalitesi 2018” raporundan ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye eğitim kalitesi bakımından 137 ülke arasından 99’uncu sıraya yerleştiği belirlendi.

Değerli arkadaşlar ,

Yukarıda BEKA ile ilgili maddeleri daha da uzatmak olasıdır . “BEKA” deyişiyle yaklaşmakta olan yerel seçimler üzerinden ALGI OPERASYONU yapılmaya çalışılıyor. Siyasetin dili ise AKP Cumhurbaşkanı Erdoğan ve can simidi Bahçeli tarafından kirletilerek Cumhur ittifakına oy vermeyen %52 kitleye ZİLLET denilerek hakaret ediliyor . MİLLET İttifakına oy vermek Terörizme oy vermekle eşleştiriliyor ve ayrıca bizlere Terör destekçisi anlamı yükleniyor. Toplum karpuz gibi ortadan bölünüyor . Düşmanlaştırılıyor . Bunları da iki şapkası olan Erdoğan yapıyor . Buradan hatırlatmak isterim Erdoğan’ın bir sıfatı da CUMHUR’un BAŞKANIDIR . Birleştirici , bütünleştirici olması ettiği yeminin gereğidir.

Erdoğan konuşmalarında gerçekleri söylemiyor . Olmamış şeyleri olmuş gibi , kendi iktidarlarından çok önce yapılmışları kendilerinin yaptığını söylüyor . Tıpkı rahmetli politikacı Bölükbaşı’nın mitingde söylediği gibi ;

– Vatandaşlarım bu İsmet paşa var ya ; ASKER KAÇAĞIDIR !!!

Bu saf ve cahil halk tıpkı Erdoğan’ın saptırdığı gerçekleri alkışlayanlar gibi Bölükbaşı’nı da alkışlamıştı .

SONUÇ

Türkiye’nin BEKA SORUNU vardır .
Bu sorun AKP ve AKP’leşmiş ,mutasyona uğramış Bahçe’linin MHP’sidir.

KIRGINLARA ; Unutmayınız ki OY VERMEMEK = AKP’YE OY VERMEKTİR

Kalın sağlıcakla

Naci Kaptan / 16.03.2019

Aydoğan KEKEVİ 16.3.19

“Yeni Türkiye”nin yeni “siyaset ve habercilik” anlayışı üzerine..

İster “Algı operasyonu” deyin, ister “maniplasyon” ister “yönlendirme” deyin, sonuçta hepsi aynı kapıya çıkıyor; “kafa karıştırmak”, okuyanı kendi doğrusuna yönlendirmek.

Bu “Kafası karıştırılanlar” “Tüketici” de olabilir, “Müşteri” de ve nihayet “okuyucu” veya “seçmen” de. Somut ve güncel bir örnek vereyim; haberin büyük puntolu başlığında “CHP adayı İmamoğlu: HDP ile ortak bir dil yakaladık!” yazıyor. Yani “Bir siyasi partinin adayı bir diğer siyasi parti ile ortak bir dil yakalamış” oluyor.

Haberin daha altında ise “Bizim HDP ile bir işbirliğimiz yok. Ama biz HDP’li seçmenle ortak bir dil yakalamışsak ne mutlu bana’ dedi.” yazıyor

* * *

Neymiş; başlıkta “Bir siyasi kurum olan CHP’nin adayı HDP adındaki bir diğer siyasi kurumla ortak bir dil yakalamış”ken daha sonra adayla birlikte “ortak dil” yakaladığı duyurulan söz konusu o siyasi parti gidiyor onun yerine 50 küsur milyon seçmenden o partiye sadece oy vermiş olan seçmenlerle yakalanan bir “ortak dil” kalıyor; yani CHP’nin adayı o “ortak dil”i o siyasi partiyle değil herhangi bir nedenle oyunu o partiye vermiş seçmenle yakalamış oluyor.

Oysa Siyasi parti başkadır o partiyi seçen seçmen başkadır. Birinde resmiyet, ona göre sorumluluk, yükümlülük vardır ötekinde ise özgür irade ile yapılan bireysel demokratik bir tercih söz konusudur..

Yeri geldinde siyasi partiden hesap sorabilirsiniz ama demokratik ve özgür iradesiyle tercihi yönünde oyunu vermiş olan, seçmen (ve yurttaş) olmaktan başka hiç bir resmi sıfatı bulunmayan bireye/seçmene oy verdiği partinin sapmalarından yalanlarından ardniyetinden vb. vb. dolayı yasal anlamda suç yükleyemezsiniz, sorgulayamazsınız.

* * *

İşte “Yeni Türkiye”nin “yeni siyaset üslubu” ve bu üslupla yapılan habercilik, gazetecilik anlayışı: Görevi toplumu doğru bilgilendirmek olan gazeteci kendi doğrusunu kelime oyunlarıyla yukarıdaki şekilde okuyucuya sunmakta..

Aydoğan KEKEVİ 16.3.19

This entry was posted in Politika ve Gundem, SEÇİM - SEÇSİS, SİYASİ PARTİLER, YOZLAŞMA - AHLAKSIZLIK. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *