ELEŞTİRİ * Cem Gürdeniz’in “İktidar, muhalefet ve jeopolitik sorumluluk” başlıklı yazısı üzerine ;

Cem Gürdeniz’in “İktidar, muhalefet ve jeopolitik
sorumluluk” başlıklı yazısı üzerine ;

Bağlantılı yazı ; DOĞU AKDENİZ VE EKONOMİK ÇIKARLAR * İktidar, muhalefet ve jeopolitik sorumlu

Uzunca zamandır Aydınlık gazetesi Ülkemizin siyasetini ilgilendiren temel konular üzerinden CHP’ye vuruyor . İktidara ve doğrudan Erdoğan’a yapılması gereken eleştiriler CHP’ye de adresleniyor !!! Sanırsınız ki CHP iktidardır veya iktidarın ortağıdır . Bugünlerde de Doğu Akdeniz’de petrol arama çalışmaları gündeme geldiğinde , günlük maliyetleri çok büyük olan 2 sondaj ve 1 sismik arama gemisinin Kıbrıs Adasını çevreleyen büyük gaz stoklarının bulunduğu bölgelerde arama yapmak yerine Mersin Silifke’den 19 nm açıkta ve egemenlik alanımızda , her an erişebileceğimiz bölgelerde arama yapılmasını bir önergeyle eleştiren CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır verdiği önergede iktidarın işine gelmeyen sorular sorduğu için başta AKP Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere , havuz medyası tarafından hedefe konmuş ve linç edilmeye çalışılmaktadır. Aydınlık gazetesi de havuz medyasına destek vermiştir.CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır tarafından verilmiş olan önerge aşağıda sunulmuştur. Önerge Ülkemizin Milli menfaatlerine zarar verecek bir anlam taşımamaktadır

Sayın Cem Gürdeniz değerli bir asker ve entellektüeldir . Fakat yazmış olduğu aşağıdaki yazısında sanki CHP iktidardaymış gibi ERGENEKON – BALYOZ – FETÖ – DOĞU AKDENİZ’deki ekonomik çıkarlarımız konusunda CHP’yi hedef almıştır. CHP eleştirilirken AKP’nin üstü örtülüyor .MHP’ye ise hiç bir dokunma yoktur . Aydınlık gazetesi, Vatan partisi ve sayın Perinçek ise uzunca zamandır Erdoğan’ın iç ve dış politikalarına açık veya örtülü destek veriyor .

CHP’nin eleştirilecek yönleri çoktur . Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin kuruluş ilkelerine ve  politikalarına aykırı olanları zaten CHP tabanından doğrudan eleştirilmektedir. Parti içinde muhalefet işlemektedir. Dışarıdaki muhaliflerin iktidarın ve muhalefetin yükümlülüklerini gözden kaçırmadan ve hakça eleştiri yapması daha etik olacaktır.

Aydınlık gazetesinin ve Cem Gürdeniz’in ODAKLANMASI gereken yer , REEL YÖNETİM POLİTİKALARINI kim/lerin ürettiği ve uygulamakta olduğudur !!!

AKP hükümeti 17 senedir iktidardadır . Erdoğan’ın otokratik olan yönetim tarzı totaliter ve baskıcı bir faşist yönetime dönüşmüştür. Bu nedenle AP, Türkiye ile AB’ye üyelik konusunu askıya almıştır. Parlamenter rejim kırılmıştır. Parlamento Erdoğan’ın deyişiyle askıya alınırken Anayasa da ilga edilmiştir. Sarayda yeni bir paralel rejim kurulmuştur . TBMM ismen var olmasına rağmen hükmi olarak yoktur . Türkiye Cumhuriyeti Devleti sarayın içinde kabuk değiştirmektedir. Koca bir Devlet bir torba içine konan kararnamelerle yönetilir duruma gelmiştir. Tıpkı padişahın buyruğu gibi …

CHP’nin bir çok konuda direnmesine ve bir çok yasa önerisini AYM’ye götürmesine rağmen iktidarın/Erdoğan’ın uzlaşmaz ve antidemokratik tavrı nedeniyle muhalefet yok sayılmıştır. AYM’nin kararları ise Erdoğan’ın istek ve talimatlarına göre düzenlenmektedir.   Yüzlerce soru önergesine cevap dahi verilmeyen bir dönem yaşıyoruz. Bu nedenlerle CHP’yi eleştirmek kolaycılığa kaçmaktır.

Yavru muhalefet MHP ise uzun seneler AKP’nin gizli ve karanlık destekçisi olmuş ve sonunda Devlet Bahçeli, MHP’nin simge kurdunu sarayın bahçe kapısına bağlamış ve Sarayın sözcüsü olmuştur . Milliyetçi olduğunu söyleyen bir partinin başkanı , BOP eşbaşkanının yardımcılığını kabul etmiş ABD’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı yeniden şekillendirme , sınırları ,rejim ve yöneticileri değiştirme planının ve emperyal politikaların parçası olmuştur. Ülkemiz siyasi bir islam devletine evrilmektedir.

Sayın Gürdeniz yazısında haksızlık etmiştir ;
Yukarıda belirttiğim sürecin sorumlusu olarak CHP’yi günah keçisi ilan ediyor. Ergenekon ve Balyoz sürecinde CHP milletvekilleri duruşmaları izlemişler ve TSK mağdurlarına hem Silivri’de hem de mahkeme sürecinde destek vermişlerdir.

MUHALEFETİN JEOPOLİTİK SORUMLULUĞU VE
DENİZLERDE EKONOMİK ÇIKAR BÖLGELERİ

Sayın Gürdeniz şöyle diyor ;

“…Bu durumları yaratan temel neden, jeopolitik körlük ve stratejik cehalettir. Yani bilgisizliktir. Bilgisi olmayanın öngörüsü olmaz.”

MUHALEFET SORUMLULUĞU

“Bu gibi yanlış kararların alınmasında sadece iktidarları sorumlu tutmak da adil olmaz. Muhalefet de bu süreçte sorumluluk sahibidir. Jeopolitik sonuçlu alanlarda muhalefetin iktidarla aynı düşünmesi ve siyaset üstü bir tutumla iktidara tavsiyelerde bulunması gerekir. Eğer iktidar muhalefetin her türlü uyarısına rağmen jeopolitik hatada ya da jeopolitik körlükte ısrar ediyorsa, muhalefet (toplu istifa dahil) her türlü demokratik tedbiri almak zorundadır. Ayrıca iktidar sonraki dönemde özellikle jeopolitik cephede yapılan hataların sonuçlarına katlanmak durumundadır”

MUHALEFETİN DOĞU AKDENİZ BİLİNCİ

“Türkiye, 21’inci yüzyılda İkinci Sevr Vakası ile karşı karşıyadır. Bu kez hedef anavatan değil Mavi Vatan’dır. Mavi Vatan, 21’inci yüzyılda Türkiye’nin hem geleceği hem güvenliğidir. Sevr’in Doğu Akdeniz’deki omurgası, FETÖ denen alçak organizasyonun iktidar, parlamento ve muhalefetin gözü önünde kurulan kumpas davalar üzerinden kızağa kondu. Silahlı Kuvvetler’deki büyük çaplı Atatürkçü tasfiyesi, 2008 sonrası devlet gücü ile devam ederken maalesef muhalefet de Doğu Akdeniz’deki Sevr zincirini oluşturacak bu ilk hamleyi anlamadı. Anlamak istemedi. Ordu darbecilerden temizlenmeli mantrası altında sessiz kalmayı tercih etti.”

Yazara göre sanırsınız ki ;

Doğu Akdeniz’de alınacak jeopolitik ve ekonomik kararların ana öznesi ve karar vericisi sanki muhalefet partisi yani CHP’dir. Bir algı saptırması yapılıyor . İktidar ve Erdoğan aklanıyor. Kıbrıs ve çevresindeki ekonomik alanlardaki yanlış politikalar , geç kalmış eylemlerden CHP sorumlu tutuluyor . Yazının ara başlıkları bile MUHALEFET üzerine kurgulanmış. Böylece AKP’nin yanlış ve BOP’çu politikaları gözden kaçırılıyor. Posedion’un okları muhalefete atılıyor .

Sayın Gürdeniz devam ediyor ;

“Örneğin iktidar, taktik ve operatif seviyedeki FETÖ mücadelesini, stratejik siyasi cepheye taşıyamıyor. Muhalefet, bu savaşı zaten benimsemiyor. Her ikisinde de hem teori/pratik ve hem de strateji/taktik uyumsuzluğu var. İktidar ve muhalefetin ulusal güvenlik tehdit algılama bilinç ortaklığı ile jeopolitik farkındalığının sağlanması elzemdir. Tehdit algı ortaklığı olmadan devletin jeopolitik çıkarlarını savunmak, korumak ve geliştirmek mümkün olamaz.”

İktidar Fetö projesini stratejik siyasi cepheye taşıyamıyormuş ! ve muhalefet de zaten bu savaşı desteklemiyormuş !!!

“Taşıyamıyor” kelimesi “taşımıyor olması gerektir. Çünki AKP kendi içindeki FETÖ’CÜLERİ saklamayı seçmiştir. Şayet saklamasa idi bu işin ucu “Number One” a kadar gider. Ayrıca Fetö’cülüğü tescilli bir çok kişi şu anda sarayın içinde ve en yakınlarındadır. Fetö ile AKP içiçe geçmiş bir yap-boz’dur . Aradan bir parça alındığında resmin bütünü bundan etkilenecektir. AKP’nin varlığı ,zamanında cemaat üzerine kurulmuştur. AKP hiçbir zaman siyasi alanda FETÖ ile gerçek bir hesaplaşmaya girmeyecektir .İşte bu nedenlerle CHP’yi bu konuda AKP’ye ortak etmek haksızlıktır.

DOĞU AKDENİZ’DE PETROL ARAMALARI VE ÖNERGE

DOĞU AKDENİZ PETROL ARAMA BÖLGELERİNE OLAN MESAFE

1–MERSİN to kırmızı bölge – ZONE A-B-C-D-E (KKTC’ye ait) mesafe ortalama 130 nm

2–MERSİN to yeşil çizgili bölge ZONE 04-05-06 (Türkiye Rum kesimi kesişen bölge) mesafe ortalama 450 nm

3–Kıbrıs’ın batısı Yeşil Türk bölgesi ortalama mesafe yaklaşık 400 nm

DOĞU AKDENİZDE 3.5 TİRİLYON METREKÜP DOĞALGAZ VAR

7 ülke Doğu Akdeniz gaz forumunu kuruyor
Kıbrıs, Yunanistan, Mısır, İsrail, İtalya, Ürdün ve Filistin; Doğu Akdeniz Gaz Forumunun Kahire’de kurulacağını açıkladı.Amerikan Jeolojik Araştırma Merkezi’nin 2010 yılında yayımladığı rapora göre, Doğu Akdeniz’de kıyı şeritleri petrol ve doğalgaz yatakları açısından paha biçilemez değerde. Kıbrıs’ın çevresinde 3,5 trilyon metreküplük doğalgaz var .Akdeniz’de ilk hareketlilik İsrail’in kuzeyinde trilyon metreküplük doğalgaz yataklarının keşfiyle başladı. 2010 yılına gelindiğindeyse, araştırmalar hızlandı. Bu süreçte, Kıbrıs Adası çevresinde 8 milyar varillik petrol rezervi, Girit Adası’nın güneydoğu ve Kıbrıs Adası etrafında 3,5 trilyon metreküplük doğalgaz tespit edildi.Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesine göre, Doğu Akdeniz’deki yataklarda kıyı devletler, yani Mısır, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Lübnan, Suriye, İsrail ve Gazze Şeridi söz hakkına sahip.Kıbrıs açıklarında Türkiye’nin itirazına rağmen petrol arayan ülkeler arasında Erdoğan’ın Tank fabrikasını bağışladığı Katar’ın da bulunduğunu söylemek isterim .

Avrupa Komisyonu da Türkiye’ye Kıbrıs sahasındaki kaynaklardan kaçınması konusunda uyarıda bulundu. Türkiye ise bölgedeki tüm enerji projelerinde onayının alınmasını istiyor.Sonuç olarak Akdeniz’deki kaynak meselesi, Ankara, Atina, Mısır ve Güney Kıbrıs arasında gerginlik konusu oldu.

FATİH SONDAJ PLATFORMUNUN KONUMU
ANTALYA KÖRFEZİ AÇIKLARI DEMİRDE (26.02.2019)

Bilgiler topluma açık olan aşağıdaki kaynaktan alınmıştır
Live Ships Map – AIS – Vessel Traffic and Positions

Position Received: 4 hours, 15 minutes ago (2019-02-26 12:24 (UTC))
Vessel’s Local Time: 2019-02-26 14:24 (UTC +2)
Area: EMED – East Mediterranean
Latitude / Longitude: 36.08222° / 31.46693°
Status: Restricted Manoeuvrability
Speed/Course: 0.0kn / –

ÖNERGE

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ’in yazılı olarak yanıtlamasını istediği önerge;

“2 adet sondaj ( Fatih ve Oruç Reis) ve 1 adet sismik ( Barbaros Hayrettin Paşa) gemi olmak üzere Norveç bandralı 3 gemi alındı. Bu gemiler daha sonra Tuzla Tersanesi’nde modifiye edilerek çalışmaya hazır hale getirildi. Kıbrıs’ın güneyinde İsrail ve Güney Kıbrıs Rum yönetimi ortaklığında petrol ve doğalgaz arama çalışmaları yapılırken, alınan bu 3 gemi ile bilindiği kadarıyla, Akdeniz’de 6 ayrı sahada kuyu açılmasına karar verildiği konuşulmaktadır. Erdemli açıklarında yapılan sondaj çalışmasının bittiği ve bir kova petrol bulunamadığı gibi doğalgazın da varlığına rastlanamadığı ileri sürülmektedir. Alanya kuyusundaki çalışmanın yaklaşık 100 gündür devam ettiği, çalışmanın bitmek üzere olduğu ve orda da Erdemli kuyusunun akıbetinin yaşanacağı hemen hemen kesin olduğu, diğer sahalarda açılması planlanan kuyularda da aynı kötü sonla karşılaşılacağı kuvvetli ihtimal olduğu tahmin edilmektedir.

Norveç’ten satın alınan her geminin kuyu başındaki günlük maliyeti yaklaşık 50 bin dolar civarında olduğu düşünülmektedir. Erdemli kuyusundaki çalışma tahminen 40 gün sürmüştür. Yaklaşık maliyetin 2 milyon dolar olduğu tahmin edilmektedir. Alanya kuyusunda ise gemi, yeterli donanıma sahip olmadığı için 40 gün boyunca boş bekletildiği ve bu geminin de beklediği her boş günün maliyeti yaklaşık 50 bin dolar olduğu söylenmektedir.

Bu 6 kuyu sahasına gidip gelmek için 40 bin dolar karşılığında helikopter kiralandığı; şu an varlık fonunda bulunan TPAO ve BOTAŞ’ın Katarlılara satılacağı, bunun için de TPAO’daki 3800 personelin BOTAŞ ve TPİC (Turkish Petroleum International Company)’e kaydırılacağı; her yıl personele verilen giyim vs. yardımın yapılmadığı kamuoyunda konuşulan iddialardır” açıklamalarına yer vererek şu soruların yanıtlanmasını istedi:

Norveç’ten alınan her 3 gemi için ayrı ayrı kaç para ödenmiştir?

Söz konusu gemileri, Tuzla Tersanesi’nde hazır hale getirmek ve modifiye etmek için ne kadar para harcanmıştır? Bu işlem için ihale açılmış mıdır? Açılmışsa ihaleye hangi firmalar katılmıştır? İhaleyi hangi bedel karşılığında hangi firma almıştır?

Erdemli açıklarında başlatılan petrol ve doğalgaz arama çalışması kaç gün sürmüştür? Arama sonucunda hiçbir şey çıkmayan Erdemli kuyusunun toplam maliyeti kaç dolar olmuştur?

Alanya açıklarındaki petrol ve doğalgaz arama çalışmaları kaç gündür devam etmektedir? Bu zamana kadar yapılan çalışmada herhangi bir veriye rastlanmış mıdır? Bitirilmesi yakın olduğu söylenilen Alanya kuyusunun toplam maliyeti kaç dolar olmuştur?

40 gündür, günlük maliyeti yaklaşık 50 bin dolar olan geminin, Alanya kuyusunun başında boş yere bekletildiği doğru mudur? Doğru ise gerekçeleri nelerdir? Havaya para saçmak yerine, seçim bölgem olan Mersin İli de dâhil olmak üzere yaşanan felaketlerden dolayı ülkedeki çiftçilerimizin zarar ve ziyanlarının karşılanması daha doğru olmaz mıydı?

Akdeniz’de, Erdemli ve Alanya kuyularının dışında başka hangi sahalarda sondaj çalışması yapılacaktır? Sondaj yapılacak bu sahaların ön incelemeleri yapılmış mıdır? Yapılmışsa sonuçları ne olmuştur?

Erdemli kuyusunun boş çıktığı düşünüldüğünde, Akdeniz’de ortaklaşa petrol ve doğalgaz arayan İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimine karşı gövde gösterisi yapmak amacıyla mı Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama çalışmaları başlatılmıştır?

Akdeniz’de açılan sahalara gidip gelmek için 40 bin dolara helikopter kiralandığı doğru mudur? Doğru ise helikopter kiralaması hangi firmadan sağlanmıştır? Tasarruf tedbirlerini vatandaş üzerinde uygulanırken, bu sahalara gidip gelmek için neden deniz ulaşım araçlarının kullanılması tercih edilmemiştir? İlla da helikopter gerekliyse, neden Milli Savunma Bakanlığı uhdesinde bir helikopter sağlanması yoluna gidilmemiştir?

TPAO personeline bu yıl giyim vs ücreti verilmemesinin altında, günlüğü 40 bin dolara kiralanan helikopter mi yatmaktadır?

TPAO ve BOTAŞ’ın, Tank palet fabrikasında olduğu gibi Katarlılara satılacağı iddiaları doğru mudur? Doğru ise bu satışın, Katar Emiri’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye ettiği 400 milyon dolarlık uçakla bir ilişkisi var mıdır? [Odatv.com]

https://odatv.com/bir-kova-bile-cikmadi-18021934.html

***

SONUÇ ;

Üzücüdür ki AKP’nin iç ve dış politikalarında büyük savrulmalar ve sınırsız harcamalar vardır. Sayıştay raporlarıyla ortaya çıkan yolsuzluklar var olanların belki çok azıdır . Ege’de Yunanistan tarafından işgal edilen birçok ada-adacık ve kayalık vardır . Bu işgallere sesssiz kalan hatta Lozan’a yapılan haksız atıfla Yunanistan’ı haklı göstermeye çalışan işgale boyun eğen Erdoğan ve Dışişleri bakanı olaya her biri VATAN TOPRAĞI olan  ada/kayaların ayrıca münhasır bir ekonomik alanı olduğunu ve Türkiye’nin denizlerde de köşeye sıkıştırıldığının ayırdına varması gerektir. Kıbrıs’ın dahi elimizden yavaş yavaş kaydığı bu süreçte doğru politikalaarla  Doğu Akdeniz’deki petrol alanlarına sahip çıkmamız gerektir. Bu da KKTC’nin varlığının devamına bağlıdır .

KIBRIS ADASINDA DONANMA ÜSSÜ

Bilindiği gibi Kıbrıs’ın güneyinde İngiliz savaş gemileri için , Suriye Laskiye limanında Rus savaş gemileri için , İsrail’in hayfa ve Ashdod limanlarında Amerikan donanması için barınma imkanı vardır . Çok uzun zamandan beri olanaklarımız olmasına rağmen KKTC’de donanma gemilerimiz için bir üs kurulmamıştır . Acaba neden ?

2018 Ağustosunda Deniz Kuvvetleri’nin Dışişleri Bakanlığı’na sunduğu öneride Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’ta uygun bir mevkide deniz üssü kurması gerektiğinin belirtildiği ileri sürülen haberde, şu ifadeler yer aldı:

“KKTC’de kurulacak deniz üssü, KKTC’nin egemenlik haklarının muhafazasında güvence olmasının yanısıra KKTC ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerinin korunması, deniz enerji sahalarındaki işgalleri önleyecek tedbirlerin alınması ve yeniden başlatılmak istenen müzakerelerde KKTC ve Türkiye’nin elinin güçlenmesine büyük katkı sağlayacak. Türkiye’nin KKTC’ye kurması olası Deniz Üssü’nün, İngilizlerin bölgedeki deniz üssü gibi egemen üs olarak tesisi öneriliyor.” 

Doğu Akdeniz’de gelişmekte olan enerji kaynaklarına erişim çatışmalarında Türkiye’nin Kıbrıs’ta savaş gemilerini barındıran bir üsse sahip olması gereklidir.

Kıbrıs çevresinde 8 ülke tarafından parsellenen doğal gaz alanlarından Türkiye ve KKTC dışlanmıştır. Bölge askeri bir çatışmaya açıktır . Hukuki konuları askeri güçle çözmek olası değildir. Tek adam gücünü ele alan AKP cumhurbaşkanı Erdoğan’ın var olan konumu, yetkinliği ve küresel lordlarla olan ilişkileri nedeniyle bu konuyu Milli çıkarlarımıza uygun çözmesi olası gözükmüyor . Komşularımızla iyi ilişkilere ve barışa , demokrasiye , hukuk Devletine ve Yurtsever liyakatli yöneticilere ihtiyacımız var.

Naci Kaptan / 26.02.2019

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, DENİZ VE DENİZCİLİK, Ekonomi, ENERJİ. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *