Hayrullah Mahmud Özgür * Tango ve/veya 2005’in “aksiseda”sı 2010, 2011?!

İKİ YORUM BİR YAZI 

Medyamızın yurtsever çilekeşlerinden Sayın Hayrullah MAHMUD siyaset ve medya kulislerini yaşayarak bilenlerdendir. Aşağıdaki yazısında geriye dönük medyada yaşananlardan ve medyacılardan bizlerin bilmediklerinden bir kesiti aktartiyor.

Aydoğan Kekevi

Aydoğan Kekevi dostum , esen rüzgarlara göre dönmediğinden , çıkar çukurunda mevzilenmeyen ve bu nedenlerle medyada hak ettiği yere dik duruşu ve politik nedenlerle getirilmeyen , sayın Hayrullah Mahmud Özgür’ün aşağıdaki yazısını ön notla paylaşmış. Ben de katkıda bulunmak isterim .

Sayın Özgür, yakın siyasi tarihin en önemli ve iyi gözlemcilerinden birisidir. Siz bakmayın aşağıdaki yazısında ANALİST değilim diye yazmasına ! Kıvrak zekası , derin bilgi birikimi , kültürü , vizyonu ,Özgür’ü çok iyi bir analist ve gazetecidir. Yazdığı her bir cümlenin ardında perdelenmiş sayfalar dolusu bilgi / olay yatar . Kavramakta zorlanırsınız .Ne demek istiyor , nereye gönderme yapıyor diye anlamaya çalışırsınız. Şifreli kripto gibi …

H.M.Özgür ,Otokrasinin filizlenmeye başladığı kumpas dönemlerinde  yazma özgürlüğü elinden alınan ve Ergenekon kumpasında Erdoğan’ın zırhlı aracını verdiği Fetö’cü savcı Zekeriya Öz’ün rahle-i tedrisinden ilk geçenlerden değerli bir gazetecidir .

BOP’a karşı olana ,  BOP’da karşıdır!!! Eğer Bağımsızlık derseniz ,EMPERYALİZM de size karşıdır .. Laik Cumhuriyet derseniz , BOP TAŞARONLARI , siyasal İslam da size karşıdır . .. SATRANÇ !!!

Hayrullah Mahmud Özgür senelerce işsiz kalmış ama KALEMİNİ TESLİM ETMEMİŞTİR. Nesli azalan değerli gazeteci Özgür’ü takdir ve sevgiyle selamlarım .

Aşağıdaki linklerdeki yazıları okumanızı öneririm ;

ARŞİV SANDIĞINDAN GÜNDEME * Günümüzü daha iyi kavramak ve yarını öngörmek için dünü UNUTMAMAK gerek; ERGENEKON DAVASININ ÇARPICI SAVUNMALARINDAN BİRİSİ, Gazeteci Hayrullah Mahmud ÖZGÜR * Türkiye’nin “Demokrasi” değil “İmamokrasi” ile yönetildiği bir dönemde…

CIA’nın çektiği Erdoğan CD’sini izledim sanık oldum *ERGENEKON DAVASININ TUTUKSUZ SANIĞI GAZETECİ HAYRULLAH MAHMUT ÖZGÜR’ÜN 21 MAYIS 2013 TARİHLİ SON SAVUNMASI

Naci Kaptan / 24.02.2019

Hayrullah Mahmud Özgür / 20 Şubat 2019 Çarşamba

Tango ve/veya 2005’in “aksiseda”sı 2010, 2011?!

“İki Mustafa Kemâl vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemâl… İkinci Mustafa Kemâl, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemâl sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemâl odur!”

———————————- Atatürk

DURUM ANALİZ

aksiseda
isim (a’ksiseda:) eskimiş Arapça ʿaks + ṣadā isim Yankı 
“Şimdi derin bir aksiseda gibi uzayan bir ses odaya yayılıyor.”

———————————N. Hikmet
..
Real politik sert’tir.
2007 öncesinde, CNR Ceyda’giller, Fatih Çekirge üzerinden gazı kökledi!
Cem Uzan gaza geldi, “Allahsız” deyip Erdoğan’ın üstüne yürüdü.
“İndireceğim” vs dedi.

Sonuç malum.
Alaman madalyalı Cüneyd Zapsu’nun verdiği akıl ile girilen 14 Şubat delik’inden çıkılamadı. Haliyle, “sanal ortamda” direnme’ye devam ettik.
“Neo Milli Direniş” bu, şaka’ya gelmez. Ne var ki, BOP’un tamamı istihbari şaka.
..
Cem Uzan, iktidar’ın star’a açtığı dava’lardan avukat’larını çekti, mağdur olduk!
İcra geldi, hapis yattık vs. Dinç Bilgin ise Sabah’a açılan dava’lardan avukat’larını çekmedi.
Ne var ki, MİT’in taze “medya patronu” Turgay Ciner o sırada Sabah’ın patron’uydu, avukatları davalara girdiler ama “bizimle alakası yok” demek için. Kaldı ki, hukuk servisine bırakılan belgeleri kaybettikleri için ceremesini çekmek yine bize kaldı.

Neden, niçin, niye?!
El cevap:
Burası şarki oryantal coğrafya!
Satış anlık ve de peşin’dir.
O gün de istihbarat (MİT) vardı bugün de!
..
Bu satır’ların yazar’ının “işe iade davası”na müdahale ettiler, bir şey demedik.
Sadece söylemekle yetindik. Kozmik kitaplar’ı ulusal güvenlik adına açıkladık, düşman değil dost kazık’ından mülhem, derin Alaman istihbarat zekası üzerinden “yasaklı gazeteci” ilan edildik.

Erdoğan’ın, MİT’in elemanı siyasal kürt danışmanlarına sorduğu “Bu adam’ın arkasında kim var?” sorusu bağlamında, “AB’den Hilmi Özkök yok, arkasında yok” dedirtmek için operasyon çektiler. Durduk yere Lale Manço davasından hüküm giydirdiler.
Hakim dedi ki, “Emin Çölaşan, Fatih Altaylı yazıyor bir şey olmuyor, senin arkan boş çıktı” vs.

“Tüm nakit’imi ihtiyaç’ı var” diye bir tanıdık’a vermişim, “mal beyanı”nda bulunduğum halde, “hiçbir geliri olmadan yaşamak mümkün değil” şiar’ı gereği 10 gün hapse attılar.
O yakışıklı parmağını oynatıp “yek kuruş yatırmadı” ama Hilmi Özkök’ü korumak adına içeride yatırdı. İtiraz dilekçesi dahi işleme konulmadı, dört dörtlük operasyon!

Sadece izledik, not ettik.
Yani?!
Bugünlere yek günde gelmedik.
Kaldı ki, hapis’te geçen süre gözönüne alınacak olsaydı, Doğu Perinçek “Başkan”dı.
“Ne kadar yattığın önemli değil, seni kim hangi fırıldak adına içeri toplattı” bu sorunun cevabı hayat memat mesele!
..
İstihbarat savaşları bu!
İyilik’ten maraz doğar mı doğar!
Yaşadık gördük!

2007 öncesinde, Hürriyet’e genel yayın yönetmeni olarak adımız geçirdiklerinde, amaç Hürriyet’e çıkartmak değildi, sadece Hayrullah Mahmud adı üzerinden tehdit edip, zorlamaktı. Bu sebep’ten yek dakika dahi olsa o konuyla ilgilenmişliğim yoktur, yazı arşiv’i de ortada, istihbarat’ın arşiv’i de. O süreç’te Zapsu hem Erdoğan’ın veri danışmanı hem de Uzan’ın iş’ortağı idi.

Yani?!
Aydın Doğan bir şey yapmak istedi de elini tutan oldu mu?!
Cevap ortada!
Uzan Grubu’na “ulusal güvenlik”ten ceza kesenler, Aydın Doğan’a kesmediler.
Neticede, 3 Kasım’da Cem Uzan var ise 2007 sıcak yaz’ında başrol’de de Doğan Ailesi var.
..
Neyse…
Vatan’a iyilik yapmayanı (Ertuğrul Özkök, Fatih Çekirge vb) korumaya aldılar!
Sebep?!
Matruşka BOP’ta, büyük Almanya yek günde yükselmedi.
Yani?!
Satranç Tahtası hep ikiz’di.
Kafaların karışık olması bu sebep’ten!
“Tango başka kucak dansı başka” diye çok yazdık, kim neyi ne kadar anladı.
Görüldü ki, Enveristler “kucak dansı”ndan hoşlanıyor.
Oturdukları “Alman kucağı”ndan bir türlü kalkamadılar!
“Almanlar izin vermediği için mi yoksa onlar hallerinden memnun oldukları için mi?!”

Basit soru:
2007 öncesinin “İngiliz piçleri” söylemi ile arada bir fark kaldı mı?!
BOP’un, küresel sermaye’nin Türkiye’deki Alman piçleri, beslemeleri.
Liste uzun, detay’lar lüzumsuz.
..
Neden bu uzun girizgah’a ihtiyaç duyuldu?
El cevap:
Diyorlar ki, Erdoğan’ı mı destekliyorsun?!
Diyorum ki, kibarca, süreç’in altını çiziyorum.
MİT, Erdoğan safında.
Emniyet de, tasfiye edecek safta.
2007 süreç’inin bir benzeri.
Nüans?!

Erdoğan’a tavır koyunca, “Erdoğan’ı tasfiye edeceğiz, devireceğiz” diyenler yan gelip yatıyor! Nasılsa bir eşek var yükü taşıyor deyip ya plaj’da direniyor ya da mal mülk vb dünyalık yarışına girişiyor. Erdoğan’a destek çıkınca da, bu defa MİT’çiler ipe un seriyor!
Bu defa onlar, kendilerini taşıtmaya kalkışıyor, yan gelip yatıyor. Vs vs vs.

Üçüncü sınıf istihbari kafa ile birinci sınıf sorunlar çözülebilseydi, 2007’den bu yana yaşanan her ne ise yaşanır mıydı?! İyilik yaptık kötülük gördük, ezik ruh eziktir ayrı konu, buna rağmen alfa stratejist katkısı olmadan netice mümkün gözükmüyor. Aynı şeyleri tekrar ederek farklı sonuçlar elde etmek mümkün değil ise dön dolaş “Sisifos” efsanesi!
Nüans?!

Derin Almanlar, 28 Şubatçılar’ı da, Ak Partileri de kafa kafaya tokuşturuyor ise sebep?!
Uzlaşı mümkün olsa, 2007’de olduğu gibi uzlaştırıp kullanmaya devam edecekler. AB dışında da “çözüm / sulh” şıkkı yok, tüm şıklar mayınlı!

28 Şubatçılar ile delirten su’dan içen Ak Partililer bu sebep’ten ısparmaça.
Bu sebep’ten çok yazdık, sorgulanan büyük sermaye!

İstihbarat ele geçirilmiş ise hangi çeşme’den (AKP, MHP, CHP, HDP, BBP, Hürriyet, Sabah, Milliyet vb) su içerseniz için aynı şeyleri tekrar etmeye devam edersiniz.
Neticede, çok parası olan iş’insanının hali de ortada, siyaset, ticaret, bürokrasi vs.
.
Sözün özü:
Sorduğunda herkes işini yapıyor ama şarki oryantal coğrafya’da olması gerektiği gibi.
Yani?! Yaparmış gibi yaparak. 2007 öncesinde yıkacağım diyenler iddialarında ciddi olsalardı, Silivri kumpas’ı yaşanır mıydı?

BOP’ta, siyasal kürt’leri kullanıyorlar, bildik hikaye!
Saddam da, derin Avrupa’nın adamı idi, diktatör vb olsa da, laik idi vs.
İran, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Nazi’lerin, derin Almanlar’ın kontrol’ünde.

Demem o ki:
Amaç İran’ı yıkmak ise Saddam’dan önce İran’ın üstüne çökmek mümkün idi. O günün Rusya’sı, Çin’i (ŞİÖ) bugünkü gibi değildi. 2007 öncesinde MİT’in başında Şenkal Atasagun, Genelkurmay’ın başında Hilmi Özkök vardı.

28 Şubat’a soğuk, İran’a sıcak’lardı.
Emniyet Genel Müdürü de Gökhan Aydıner’di.
Emniyet İstihbarat üzerinden de Jandarma’yı izletiyorlardı, 15 Temmuz’da kimin ne olduğu ortaya çıktı. Yersen kuru gaz yapar mı yapar!
Vs vs vs.
..
Demem şu ki:
Matruşka BOP’ta, zeka’mızla da, inaç’ımızla da ağır alay ettiler!
Yetmedi, meydanı boş bulunca da zekamızla ne geçtikleri malum. Neticede, o sırada herkes büyülenmiş gibi avanta’sının peşinden koşuyordu teneke lüks hayat özlemi vs.

Bu arada derede, büyük Almanya yükseldi. Putin, Çin, İran vb unsur’lar “yeni denge” olarak konumlandı. Silivri’de Atatürkçüler esir yatarken, büyük resim’de dengeler ters yüz.
Yani?!

2007’de kapısına kadar gidip süreç hakkında bilgi verdiğimiz iş’insanları ya da eski dostlar,  “spektrum”umuzu “dar” bulmuş olabilirler, ki o günlerde derin MİT İstanbul’da kaldığım ev’in karşı dairesini kiralamıştı, Nişantaşı’ndaki “Perşembe buluşmaları” kadro’sundan kesip, masada yerimize Dinç Bilgin’i eklemişti!

Bir şey demedik, “her şey vatan için”di. Neticede, kazanmıştık, üçün beşin lafı olmaz derken, araya Silivri kumpası’nı sokuşturdular, bildik hikaye. O günlerde neden böyle bir şey yaptıkları sorduğumda, bu satır’ların yazarı konuşunca, Boğaz’da yalısı olanlar’ın kafası karışıyor vs diye cevap nakşetmişlerdi. Atatürkçüler Silivri’ye tıkılınca, kafalar berraklaşmıştır vs.
..
Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik, final sahnesindeyiz.
Yalancı’nın mumu kimler sayesinde yandı?
İlker Başbuğ konuşuyor, 2010 YAŞ’ından bahsediyor.
Bir de 2005 YAŞ’ı var
Derin Alaman istihbarat’ın, Erdoğan’ın eline tutuşturduğu “22 yolsuzluk dosyası” üzerinden Hilmi Özkök, TSK’nın içinde temizlik yaptı, ne güzel!
Ne var ki, o YAŞ’ta Özkök söz de verdi, “Ben bunları temizlerim, sonra sıra sizinkilere gelir” vb diye!

O gün bugündür, çaktırmadan “AKP’nin cıvatalarını söküyoruz” diyen’lerin, aslında AKP eli ile laik, çağdaş Türkiye’nin cıvata’larını gevşettikleri ortaya çıktı.

Aziziye / Enveriye kavgası!
Gazi Mustafa Kemal çıkmasaydı da Samsun’a, şu Enver Paşa’nın çözümlemesini görseydik?! Alaman kayığı ile kaçmasaydı belki, o vakit Anadolu da elimizde kalmayacaktı.
Kaldı ki, 2005 YAŞ’ından sonra Erdoğan ile NATO Müteahhitleri daha sıkı fıkı olmadı mı?!
İşte BOP’un final’inde o müteahhitlerin kapılarını yek tek tıklatıyorlar.
“Türkiye bahar’a girerken, sizin kara kışınız başlıyor”; diye!
..
Necdet Özel’in aynadaki yansıması Hilmi Özkök’tür.
Özel, Londra üzerinden “ağır yeteneksiz” olduğu için yükseltildi.

Yani?!
Necdet Özel o kadar başarısız oldu ki, Hilmi Özkök’ün 2005 YAŞ’ında verdiği sözü unutturdu. 2005 YAŞ’ında ordu “zemzem suyu” ile yıkandı ise cevabını arayan basit soru:
AKP’yi kimler yıkamadı, yıkatmadı ki, ortalığı böyle BOP götürüyor!?
“Şakacı” Özkök, söz verdi ama tutmadı.

Yani?!
O gün kim varsa herkesi kandırdı.
Mümkün.
Şimdi dereboyu yükseklik “iki karış”, nefesine güvenen buyursun geçsin.
..
3 Y’den mülhem Türkiye parçalanma’nın eşiğinde!
Çıkış olarak da AB’yi gösteriyorlar!
2007 öncesinde “AB köprüsü” çalışsaydı, Rusya, Çin ayak’a kalkabilir miydi?!
İran nüfuz alanını genleştirebilir miydi?!
Oyun içinde oyun!

Yani?!
AB süreç’ini ayak’a kaldırmak için avlanmış, her türlü t’avlanmış, karşı darbe süreç’inde sus payı ile beslenmiş 28 Şubat sözde tayfayı kullanıyorlar. Ne var ki, Erdoğan ne kadar morbit obez ise onlar da o kadar tavşan nefes. Filler sevişirken çimenler ezilir ise burada çimen büyük sermaye oluyor, zamandan yiyen kendi vaktinden yer. Vs.

“En son ne zaman görüştünüz?” diye soran’a, cevap vermek lüzumsuz ama şöyle cevap vermek de mümkün:

Bir gezegen var diyorlar, orada hasta doktor’un ayağına gitmiyor, doktor, hastane, hasta’nın ayak’ına gidiyormuş vs.

Masal dünyası olsa anlarım. Kaldı ki, final sahnesi ortada.
Ne yaparsınız, işsiz mi bırakırsınız, parasız mı bırakırsınız, davalardan avukatları mı çektirirsiniz, parasını alıp “mal beyanında bulunmamaktan” hapis mi yatırırsınız, işe iade davasına müdahale mi edersiniz, yasaklı gazeteci mi yaparsınız, hakkında dedikodular çıkartıp yalanlar mı uydurursunuz, soğuk’ta yaşamaya mahkum mu edersiniz ya da işe başlamasına engel mi olursunuz, kendi çıkarınıza uygun düşmediği için…
Çok uzun yol’dan geliyorum, vs vs vs.
..
Ezcümle:
Analist değilim diye çok yazdım.
İşsiz gazeteciyim.
2014’ten bu yana da şartlar ortada.
Neticede; analist’ler, eldeki veri’lere göre yorum yapıyorlar (background) vs.
Bilgi yarışması olsaydı, küre’deki tüm istihbarat servislerinde, birçok analist çalışıyor, onları yarıştırıp para’ya şöhret’e boğar’lardı.
Ne var ki, BOP’ta kimlerin para’yı, şöhret’i bulduğu malum.
Neo emperyal vizyon ortada!:))
Terör örgütlerinin içinde yüksek maaş’la işleyen elit katil’ler, özel güvenlik şirketleri içinde işleyen çifte maaşlı özel kuvvet mensupları vb.
Nüans?!

Matruşka BOP’un her aşaması “arka kapı diplomasisi”ne dayalı ise “Kimin eli kimin cebinde?” sorusunun cevabını bilmeden, 2019 sıcak yazı’nı öngörmek mümkün mü ya da öngörmek mümkün ise ne kadar mümkün?!
..
Ex’cümle:
Bugün’ün hikayesi dün’den çok farklı!
Çok ama çok uzun yol’dan geliyoruz.
Satmadık, “ölmek var, sürünmek var” dedik, “ölümüne direndik”.
İsrail / İran makası çerçevesinde, BOP’un ‘yüksek satan’ları, şimdi vatan’ın bölünmez bütünlüğü adına ateş’le sınav’da!

Netice’de Türkiye’den Atatürk düşer ise Avrupa’nın vitrin’inden nelerin düştüğü çok net olarak görüldü, görülüyor. AB kapısı orada, merak eden, kapı kolunu çevirip, 1 Nisan’a koşsun!

28 Şubat’ın kapısı orada, merak eden, kapı kolunu çevirip, hasret ettiklerine kavuşsun.
Balık değil, fil hafızalı zamanlar!
1 defa satan 1 daha satar ise real politik ortada!
Milyon’da 1’iz.
Nokta.

20 Şubat 2019
@HayrullahMahmud

http://hayrullahmahmudozgur.blogspot.com/2019/02/tango-veveya-2005in-aksisedas-2010-2011.html
This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, BOP, GÜNDEM - YORUM, MEDYA, Politika ve Gundem. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *