2018-2019 TÜRKİYE’sinde DURUM VAZİYETİ * Peki ya bu kadar insan sizin yüzünüzden gidiyorsa ne yapacağız!

Fatih Ertürk

Peki ya bu kadar insan sizin
yüzünüzden gidiyorsa ne yapacağız!

5 Ocak günü AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “yerli ve milli olmayan”bir açılışta konuşuyor;

“Yatırım ofisimiz bugün direkt şahsıma bağlıdır. Şahsıma bağlı olmasının nedeni, yatırımcılar hiçbir endişeye sahip olmadan, ‘Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olduğuna göre burada bir sıkıntı yaşamam’ güveniyle yatırım yapılabilmesidir.”

Erdoğan sözü Lise hocası mı ya da Üniversite hocası mı olduğu pek belli olmayan bir kaynağa bağlayarak devam ediyor;

“Öğrencilik yıllarımda bir hocamın bir sözü vardı, para civa gibidir kendisi için uygun olan neresiyse oraya kaçar.”

Durmuyor sayın Erdoğan coştukça coşuyor;

“Bir ülkede istikrar yoksa oraya yatırımcı gelmez. Türkiye bundan sonra da şartlar ne olursa olsun, demokrasiden, hukuk devletinden, serbest piyasa ekonomisinden taviz vermeden kalkınma yolculuğuna devam edecek.”

Bitti mi “ayar çekme…!” Bitti…

Peki Türkiye’de neler oluyor diye şöyle bir bakalım…

2018 Eylül sonu itibarıyla 9 ayda (yeni rakamlar daha gelmedi) Türkiye’deki milyonerlerin sayısı 48 bin 245 artarak 187 bin 225’e ulaştı. Milyonerlerin toplam mevduatı Eylül sonu itibarıyla 1 trilyon 194 milyar lira oldu. Milyoner başına düşen ortalama mevduat 6 milyon 318 bin lira olarak belirlendi.

Peki bu rakamlar kriz olmadan hemen önce neydi…

2017 sonunda milyonerlerin toplam mevduatı 909 milyar 979 milyon liraydı. 2017 yılında milyoner sayısı 149 bin 121’di.

Yani; sadece Türkiye’nin yaşadığı döviz krizinde (Temmuz-Eylül arası) 21 bin yeni milyoner türedi. Yıl bazında baktığınızda; 2018 yılının sadece 9 ayında milyoner sayısı 48 bin arttı. Ülkede 16 milyon aç ve 34 milyon “kendi olanaklarıyla ayakta duramayan” yoksul var (TÜİK).

Yani; birileri bu krizde çok kötü para götürdü…

Cumhurbaşkanının direkt kendisine bağlı ofisi bırakın yatırımcıya güven vermeyi bu döviz krizinde “haksız zenginleşmeyi” sadece izledi.

Peki yine sayın Erdoğan’ın sözünü ettiği; “Yatırımcıların Cumhurbaşkanına olan güvenle hareket etme” hassasiyetine bakalım…

CHP’nin 24 Kasım tarihinde yayınladığı Ar-Ge raporundan alıntı yapıyorum; “Yurt dışına gidenlerin sayısı bir yılda yüzde 63 oranında arttı. Göç edenlerin arasında eğitimli gençler oldukça fazlayken, yatırımcıların gidişiyle 220 milyar dolara yakın sermayenin de ülkeyi terk ettiği vurgulanıyor.”

Devam ediyor rapor; “2017 yılında 5 binden fazla milyoner, son 3 yılda ise 13 bin girişimci ve iş insanı Türkiye’yi terk etti. Bu nedenle Türkiye dünyada en çok milyoner kaybeden 3. ülke oldu. Ocak 2017 ile Haziran 2017 arasında sadece İngiltere’ye pasaport almak için müracaat eden yatırımcı sayısı yüzde 25 arttı. Türkiye dünyada, vatandaşları yurt dışında en fazla gayrimenkul yatırımı yapan 4. ülke konumuna geldi.”

Ne dedi New York Times; “2016-2017 arasında Türkiye’de varlıklı dilimin yüzde 12’sine gelen 12 bin dolar milyoneri servetleri yurt dışına aktardı.”

Bunlardan biri meşhur şapkacı Merve Bayındır ne demiş bu gerçek medyaya yani New York Times’a; “İşimizi kapattık, her şeyi sattık İngiltere’ye kaçıyoruz”.

Peki bu ülkenin kalkınmasına, üretimine, gelişmesine yön veren akıllı, bilgili,birikimli,eğitimli genç beyinlerimizin durumu ne derseniz; o daha büyük bir felaket…

2016’da Türkiye’den yurt dışına giden göçmen sayısı 69 bin 326. 2018’de yurtdışına kaçanların sayısı kaça ulaştı derseniz; “253 bin 320 kişi”. Bunların yüzde 40’ına yakın kısmı 25-35 yaş arası yetişmiş mühendisler, akademisyenler ve teknik elemanlar.

CHP Tekirdağ milletvekili İlhami Aygün bir soru önergesiyle sordu; “ASELSAN, TÜBİTAK SAGE VE TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayi) çalışanı 100 süper beyin yani işinde uzman mühendis neden Türkiye’den kaçarak Hollanda’daki savunma şirketlerine transfer oldu?”…

Hollanda göç ve vatandaşlık kurumu (IND) verilerine göre geçen yılın 11 aylık döneminde Türkiye’den toplam 1020 akademisyen ve yüksek eğitimli kişi “beyin göçü” için Hollanda’ya başvurdu. Bu rakam 2016’da 540, 2017’de 780, 2018’in 11 ayında ise 1020’ye yükseldi.

Durum gerçekten çok ciddi sevgili dostlar…

Mesela gazeteci Deniz Zeyrek’in Halk Tv Türkiye Nereye programında dile getirdiği; “TAİ’de 5 vakit namaz kılmayan mühendislere kapısı ana koridora açılmayan karanlık odaları büro diye tahsis ediyorlar” iddiası doğru mu. Uçakları uçuran motorları sizin gibi inanmayanları aşağılayarak, üfürükle mi üreteceksiniz…

Neyse enseyi karartmayın! KONDA yeni bir araştırma yapmış; “İşte Yeni Türkiye” diye. Araştırma şöyle bitiyor;

“Muhafazakarım diyenlerin oranı yüzde 37’den yüzde 45’e çıktı. Başörtüsü takanların oranı yüzde 52’den yüzde 53’e çıktı. 2008 yılında gazete okuma oranı yüzde 61 iken, 2018’de bu rakam yüzde 26’ya geriledi. Annelerin yüzde 36’sı, babaların yüzde 17’sinin okur-yazar olmadığı görüldü. Lise mezunlarının oranı yüzde 23’ten yüzde 29’a; Üniversite mezunlarının oranı yüzde 9’dan yüzde 16’ya çıktı. Modernim diyenler yüzde 39’dan yüzde 32’ye düştü”

Anladınız mı şimdi niye yandaş koca koca profesörler çıkıp; “Cahilin ferasetine güveniyorum” diye nutuk atıyor.

Ne demiştik; “Enseyi karartmayın”…!!!!

Ama;

Ülke olarak tükenmenin son noktasına doğru hızla yol alıyoruz…Yakında kulaklarınızda şu fısıltıyı duyacaksınız;

“Merhumu nasıl bilirdiniz…!”

http://halktv.com.tr/peki-ya-bu-kadar-insan-sizin-yuzunuzden-gidiyorsa-ne-yapacagiz-355230

This entry was posted in Calisma Dunyasi - Is ve Emekciler, DURUM VAZİYETİ, FAŞİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *