TARİHE – AYDINLANMAYA – CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER * Prof. Dr. FUAT AZİZ GÖKSEL

Değerli arkadaşlar ,

Bir toplumu ayakta tutan , halkın içinden gelmiş ve kendi halinde sade vatandaşlar vardır Bu İlkeli , Aydın , Yurtsever kişiler çevrelerine bilginin ışığını saçarlar. Toplumu aydınlatırlar . Davranışlarıyla örnek olurlar . Şöhretli ve medyatik değillerdir . Zengin de değillerdir . Para sahibi olmak yerine daha çok kitap sahibi olmak ve okumak isterler  İşte toplumları yücelten ve yükselten kişiler bunlardır . Ebediyete gitttiklerinde arkalarında ışık bilgi ve erdem bırakarak giderler .

Fırsat buldukça toplumumuza emeği geçmiş bu değerli kişileri yazmaya çalışacağım .

Naci Kaptan

Prof. Dr. FUAT AZİZ GÖKSEL

Yaşama veda etmiş olan Değerli Prof. Dr. FUAT AZİZ GÖKSEL’in sayın eşi Prof.Dr. Siber Göksel’i haber öbekleriyle paylaştığı tarihe not düşen mektuplarıyla tanıdım.

Sayın Siber Göksel’e aşağıda bulunan; büyük Devlet adamı İsmet İnönü’nün son günlerinde yanında bir doktor olarak bulunduğu sürece ait yazdığı anısı nedeniyle kendisine teşekkür ederim. Bu anısında özellikle İnönü’nün vefatından 3 gün önce yanında bulunan bir Prof.Doktora “Hezeyan” sürecinde söylediklerinden etkilendim. Düşündüm ki bugünlerin siyasetçileri aynı durumda olsalardı acaba ne sayıklardı diye de sorgulamadan edemedim ; Büyük olasılıkla “paraları iyi saklayın , kasanın şifresini unutmayın v.b. ” sayıklamalar olurdu .

Siber – Fuat Aziz Göksel ailesi tıp alanında hizmet veren Prof.Doktorlardır . FuatAziz Göksel, Aydınlanma – Laik Cumhuriyet – Atatürk hakkında konferanslar veren adını çok duymadığımız değerli bir aydındır . Görev yaptığı her yerde bu özelliğiyle öne çıkmıştır. Ardında çok saygın anılar bırakarak yaşama veda etmiştir. Saygın FuatAziz Göksel’e rahmet değerli eşi E.Prof.Dr. Siber Göksel’e sağlıklı bir yaşam dilerim ;

Prof. Dr.SİBER GÖKSEL

Siber Göksel’in Yazdığı kitaplar ; “MESLEKTE KIRKBEŞ YIL” “SANDVİÇ NESİL-ESKİ ANKARA” “Türkiye yüksek İhtisas hastanesinin tarihi TAŞ MEKTEPTEN TÜRKİYENİN KALBİNE” “KUVVACI DR AZİZ BEY”

Sayın Siber Göksel’in İsmet İnönü hakkında geçmişe not düşen yazısı ;

İsmet İnönü’nun ölüm yıldönümü nedeniyle…
..
” İsmet İnönü’nün nöbetini tutmak bizim için onur olmuştur. o Türk milleti için karda kışta nerelerde yattı ne mücadeleler verdi. Tanrıya bu onuru bana bahşettiği için şükrederim..”

İnönü’nun sağlık sorunları artmıştı. Devamlı doktoru Prof Dr Zafer Paykoç kardiak problemlerin takibi için hocamız Prof Dr Sabih Oktay’la işbirliği yaptı. Başasistan olan bizler. ben, Övsev ve Halis Dörtlemez. Op. Cevat Yakut (bugün hepsi emekli prof.) gece nöbetine kaldık.

Ben Cevat ile,diğer günler Halis ve Övsev ile nöbetteydik. İnönü biz genç doktorlara çok saygılıydı. Her tavsiyeye uyuyordu,tabii hanımefendi. Zafer hocaya sormadan hiçbir ilaca müsaade etmezdi. Haklıydı da. Hanımefendi çok nazikti. inönü’ye “paşam” diye hitabederdi.

Sabah aileyle birlikte kahvaltı ediyorduk. Özden İnönü, Metin Toker, Erdal İnönü ile, o zaman genç bir kız olan Gülsüm hanımla sürekli karşılaşıyorduk. sağlık bültenini ben ve daha çok Gülsüm hanım yapıyordu.

İnönü’nün vefatından 2-3 gün önce onun bir konuşmasını aktaracağım. bunu “Sandviç Nesil” kitabımda da yazdım. birçok tv kanalında da söyledim. bazı köşe yazarlarına da yazdım. vefatının 2-3 gün öncesiydi. Prof Dr Sabih Oktay. Prof Ddr Sabahat Kaymakçalan, Prof Dr Turhan Akyol da vardı sanırım.

Biz dört baş asistan ve Mevhibe hanımefendi odadaydık. Büyük devlet adamı ve kahraman gayet selis bir Türkçeyle hiç zorlanmadan, Nihat Erim’ê benzettiği hocamız Sabih Oktay’a şöyle dedi: ”

“Nihat hemen meclisi topla. ABD Rusya ile anlaştı boğazlara el koyacaklar.
Beni başkomutan tayin etsinler. Duruma el koyayım. Memleket tehlike altında”

Hepimiz donduk kaldık..Sözler ve ifade düzgündü ama tabii ki “mantık hatası” vardı.. Ölüm döşeğindeki bir insan ne yapabilirdi ki….Fakat buradaki önemli nokta bu kahraman askerin hezeyanının bile vatanın selameti ve kurtarılması üzerine olmasıydı. .Vatan, Millet beyninin bütün hücrelerindeydi onun..

3 gün sonra da vefat etti. Ben görevi Cevat’a bırakmış hastaneye gidiyordum. yolda haber geldi. Mevhibe hanımefendi sonradan bize inönü ile birlikte çekilmiş resmini hediye etti. özenle saklıyorum.

Ben ilkokulu 2.Dünya savaşı süresinde bitirdim. aşağıdaki resimlerden 3.de benim nüfus kağıdım görülüyor. Ekmek, Amerikan bezi, şeker damgaları var üstünde..Ama babasız kalmadığımız gibi fazla yokluk da çekmedik. çevre köylerden bol meyve sebze gelirdi. et, balık sıkıntısı çekmedik. Okul için kağıt ve defter bulunurdu. Sadece kahve yokluğunu hatırlıyorum. babam kavrulmuş nohutu çektirir. kahve yerine onu içerdi.

İnönü bizim hayatımızda hep çok önemli idi. Küçük anılar da var. Bir mitingte bizim üstü açık sarı buick arabamızı abim kullanmış ve inönüyü mitinge götürmüştü. O mitingte Mevhibe hanımla benim yanyana resmimiz vardır (Sandviç Nesli Eski Ankara kitabımda. aşağıda resmi var).

Türkiye yüksek ihtisas hastanesinin açılışını başbakan İnönü yapmıştır. fotografta İnönü’nün 2 arkasındaki benim.

Bizim Ankara Kız Lisesi Etnografya müzesine komşudur. İktidar değiştikten sonraki bir 10 Kasım’da İnönü’nün geçici kabre geldiği haberi duyulunca hepimiz bahçeye çıktık ve ona sevgi gösterisinde bulunduk o da şapkasını ve elini salladı..Çok heyecanlıydık. Okul müdürü iktidarın korkusuyla bunu engellemeye çalıştıysa da başaramadı. Çünkü cumhuriyetin öğretmenleri de aynı havaya girmişlerdi.Hep birlikte heyecan yaşıyorduk.

İnönü’nün Devlete saygısı öğreticiydi. Genel başkanlığı kaybettiğinde Ecevit Meclise gelince önünü ilikleyip ayağa kalkmıştı..O öldüğünde Demirel’în şu sözünü hiç unutmuyorum “tarih kollarını açmış, inönü’yü kucaklıyor”…

Bundan 2 ay kadar önce sayın özden inönü’ye bir türlü ulaştıramadığım kitabımı sayın Necati Yalçın canlı yayında ulaştırdı ve bizi buluşturdu. çok mutlu oldum kendisine tekrar teşekkür ederim.

Eşsiz kahraman asker. Büyük Devlet adamı İsmet İnönü ; Millet ve Vatan sana minnetdardır… Senin Ata’ya söylediğini sana söylemek senin ve bizim hakkımızdır. seni arıyoruz, ışıklarda uyu..

Prof.Dr Siber Göksel
Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi
Kardiyoloji kln. Direktörlüğünden emekli

HEKİM – EĞİTİCİ – DÜŞÜNÜR Prof. Dr. FUAT AZİZ GÖKSEL

Prof. Dr.F.Aziz Göksel’in değerli eşi Siber Göksel eşini şöyle tanımlıyor ;

“Eşim çok geniş kültürlü bir insandı, ben onun gibi kültürlü birini görmedim. Evimizde ve benim muayenehanemde, depoda 5000’nin üzerinde, her konuda kitap vardı. Evde bütün duvar kaplayacak kadar Atatürk kitabı vardı.Felsefe, hukuk, resim, bahçe düzeni, vs vs akla ne gelirse. Ne sorulursa bilirdi. Dili çok iyi idi.

Fuat çok güzel konuşurdu. heryerden onu konferans için davet ederlerdi. Şehirlerarası davetler çok sıktı . Radyoda 3 yıl süren HAFTANIN SOHBETİ isimli program yaptı.

Çok iyi bir Psikiyatri profesörüydü. Prof İhsan Şükrü’nün ve Prof Rasim Adasal’ın asistanı muavini oldu. Çalışma hayatının ileri devresinde daha iyi okuyabilmek için Tıbbi Etik ve Deontoloji Anabilim dalı Başkanlığını tercih etti.

Dr Adnan Adıvar’ın hastalığı sırasında 3 ay Adıvar’ın evinde nöbetci kaldığı için Atatürkün arkadaşları ile tanışma fırsatı bulmuş. Zaten ailesi de Türkiyenin kuruluşunu, Kurtuluşunu yaşamış Doktor albay kayınpeder savaşta esir düşmüş, Lefkadat’a sürülmüş.Kuvaya katılmış vs vs..Ağabeyi Prof Dr Op.Hüsnü Aziz Göksel de Cumhuriyet yazarıydı. “

KISA BİYOGRAFİSİ

Prof. Dr. Fuat Aziz Göksel 1926’da Erzincan’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1952 yılında mezun oldu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği’nde doçentlik ve profesörlük unvanlarını alan Göksel, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nın kuruluşunu üstlendi.

Prof. Dr. Fuat Aziz Göksel Ankara Üniversitesi Deontoloji Anabilim Dalı Başkanı olarak 1983 tarihinde yaş haddinden emekliye ayrıldı. Prof. Dr. Fuat Aziz Göksel, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde, Sağlık Bakanlığı Sosyal Hizmetler Akademisi’nde, GATA Tıp Fakültesi’nde ve Antalya Tıp Fakültesi’nde de ders verdi.

Evli ve iki çocuk babası olan Prof. Dr. Fuat Aziz Göksel’in ‘Ruhi Cihaz Kişiliğinin Değerlendirilmesi’ ve ‘Medikal Sosyoloji’ adlı iki kitabından başka yayımlanmış birçok araştırma ve makaleleri de bulunuyor. Göksel, Türkiye Klinikleri Tıp Etiği – Hukuku – Tarihi Dergisi’nin de onursal editörü idi.

Op. Dr. Mehmet Cemil , Göksel’i en güzel anlatanlardan birisi ;

Bir Hekim – Eğitici – Düşünür Prof. Dr. Fuat Aziz Göksel

Ünlü ozan Rainer Maira Rilke (1875 -1926) bir şiirinde şöyle diyor :
«Denizi içine almak istiyen bir damlayım ben» (6).

İşte insanın evrensel çelişkisi budur : İnsan hem bir damla olduğunu bilir, hem de ummanı içine almak ister.İnsan, bu çelişkiyi ne denli bilinçli olarak, derin ve geniş boyutlarda duyabilmişse, o denli bireyselleşebilmiştir; başka bir deyimle sıradanlıktan o ölçüde kurtulabilmiştir. Böyle insanların en ünlüleri ;

Imhotep (M.Ö. yaklaşık 3000), Guatama Buddha (M.ö. 560 – 480), KonfuçyusCK’ung Futzu) (M.Ö. 550 – 479), Platon (Eflatun) (M.Ö. 427 – 348), Aristo (Aristoteles) (M.Ö. 384 – 322), Arşimed (Archimedes) (M.Ö. 287 – 212),Beyruni (Biruni) (M.S. 973-1052), İbn-i Sina (Avicenna) (M.S. 980-1037), Leonardo Da Vinci (1452-1519), Mikelancelo CMichelangelo Buo-narroti) (1475 – 1564), Galileo Galilei (1564 -1642), Isaac Newton (M.S.1642 – 1727), Claude Bernard (1813 -1878), Herman Ludwig Ferdinandvon Helmholtz (1821 – 1894), Louis Pasteur (1822-1895) gibi çok yönlü dâhilerdir.

Fuat Aziz Göksel (d. 1926), bilim ve düşünce tarihini etkilememişse de, yukarıda değinilen evrensel çelişkiyi yaşamış bir tıp bilim adamımız ve düşünürümüzdür. Onun kişilik yapısı irdelendiğinde, aşağıdaki temel nitelikleri dikkati çekmektedir.

F.A. Göksel, her şeyden önce düşünce ve eylemiyle bütünleşmiş insancı (hümanist), insan haklarını savunucu ve barışçı kişiliğiyle çağdaş bir insandır.

Prof. Dr. F.A. Göksel, psikiyatri öğretim üyesi olarak tıp bilgisini,sağlam bir genel kültürle beslemiştir. O, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi birinci sınıfında anlattığı «Deontoloji (Tıbbi Etik)» ve «Davranış Bilimleri» derslerinde sadece bir tıp tarihçisi ve tıbbi (medical)etikçi olarak değil, fakat aynı zamanda tıbbi psikolojiyi ve tıbbi sosyolojiyi çok iyi kavramış bir eğitici, düşünür, hekim olarak özgün bir sistem yaklaşımını gerçekleştirebilmiştir.

Verba volent, scripta manent (Sözler uçar, yazılar kalır)»

Prof. Dr. F.A. Göksel, yazıda, mükemmellikçi (perfectionist) olduğu için, kendisinin karşısına kendini koymakta ve orada durmaktadır. Bu niteliğinden dolayı Türkçeye çeviri çalışmalarına da girmek istememiştir. Oysa İngilizce özellikle psikiyatri, psikoloji, tıp tarihi,deontoloji ve kültür yayınlarını, Türkçeye çok başarılı biçimde çevirme gücüne sahiptir.

89 yılında Ankara Radyo-su’nda «Söz Sanatları Üzerine» on beşer dakikalık, yaklaşık on beşkez bir dizi konuşma yaptı ve dinleyicilerin büyük ilgisini çekti. Ko-nuşmaları, zengin bir kültür birikimini yansıttığı için, birçok kurum-lar, dernekler 10 Kasım, Tıp Bayramı (14 Mart) gibi tarihsel günlerde ve kültürel panellerde Prof. Dr. F. Göksel’in konuşmasını sağlamaktaçok istekli olmuşlardır.

ve kültürel panellerde Prof. Dr. F. Göksel’in konuşmasını sağlamakta çok istekli olmuşlardır.Prof. Dr. F.A. Göksel’in belirgin bir niteliği de sözcükbilimcisi(lexicologue) gibi davranmasıdır. Bir sözcüğün, o dildeki eşanlamlarını ve bazı dillerdeki karşılıklarını araştırmak, sözcüklerin kökbilgisini (etymologie) incelemek onun zevk duyduğu uğraşılarından biridir.

Ünlü bilge Konfuçyus, «iktidara geldiğinde ne yapmak isterdin?»sorusunu şöyle yanıtlamış : «Kelimeleri yerli yerinde kullanmayı öğretirdim.»

Fuat A. Göksel, Türkçemizde bunu çok iyi başaranlardandır. O, mesleğini tıp yerine, Türk Dili ve Edebiyatı olarak seçmiş olsaydı, ünlü Fransız düşünürü ve sözcükbilimcisi Emile Littre (1801 -1881), ünlü Türk yazan ve dilcisi Şemsettin Sami (1850-1904) gibi,anıtsal sözlükler hazırlamak olanağını bulabilecekti. Çünkü meslek olarak tıp, hekimin zamanının çok büyük bir bölümünü tekeline alır.Oysa bireysel çalışmaların ürünü olarak ortaya konulmuş sözlükler gerektirir.

YAZININ TAMAMI ;

https://docplayer.biz.tr/14125648-Bir-hekim-egitici-dusunur-prof-dr-fuat-aziz-goksel-193-bir-hekim-egitici-dusunur-prof-dr-fuat-aziz-goksel-o-dr-mehmet-cemi.html

Prof. Dr. Fuat Aziz Göksel’in kitabı
“Hayat Sus Dedi Birden”
Picus yayınları 2007

YERYÜZÜ TANRILARI

“Yeryüzü Tanrıları”ndan bahsedelim biraz da.. “Yeryüzü Tanrıları” deyince Yunan Mitolojisi’ndeki, ya da Moğolların Yergük Hanı’ndan söz edecek değilim. Bunlar bizim gibi nefes alan, iki ayağının üzerinde yürüyen, doğan, ölen Tanrılar. Neden bu kocaman sıfatı bunlara yerleştiriyoruz? Aslında kimsenin yerleştirdiği yok ama onlar aşağı yukarı bu sıfatı kendilerine layık görüyorlar…”

…….”Ben size hırstan, tutkudan söz etmek istiyorum…Hepimiz bir şeyler elde etmek ister, onun için çaba gösteririz.”… ..”Ama ‘Yeryüzü Tanrılarının’ hedefi gerçekten insanüstüdür..Yani insanın gücünü, insanlık sınırlarını zorlayan hatta insan kitlelerinin omzuna basıp yükselmeyi amaçlayan hedeflerdir.”

“Tarihten örnekler verebiliriz. İskender, küçücük Makedonya Krallığı’ndan çıkıp dünyanın fethine kalkmış, otuz üç yaşında çiğnemediği toprak, başeğdirmediği kavim kalmamıştır.Sonra Sezar şansını bütün Akdeniz’i ele geçirmeye uğraşmış, fakat bıçak altında can vermiştir…”

“ Napolyon? Avrupa’yı kana bulayan, bitmek, tükenmek bilmeyen savaşlardan sonra İngiliz gemisiyle sürgüne gitti.. Hitler dünyanın en büyük savaşını çıkardı, insanlığı korkunç yıkıntılar, kan denizi içinde bırakarak, bir mahzenin dibinde kafasına kurşun sıkmıştır…”

“ Demek ki yeryüzü tanrılığına özenmek, her zaman doyurucu sonuç vermiyor, sonu felaket olabiliyor…..”

Bir kısa gülüş, bir sıcak merhaba idi konuşmak,Hayat; sus diyordu yeri gelince, ama ben konuşmaya devam ediyordum…Ben konuşuyordum… Siz susuyordunuz…

Sonra bir koku yayıldı bahçeye…

“Ne kokusu bu?” dedim.Dediler “Bu koku yasemin kokusudur…”Elli yıl sonra anladım ki “saat-i semenfam” buymuş; yaseminlerin kokularını saldığı saat.

Doğanın da saatleri varmış, öğrendim.

Konuştum, hayatım boyunca ve bir saat-i semenfam da hayat, sus dedi birden…

Sustum…

DEVAM EDECEK
Bölüm II – Prof. Dr. Fuat Aziz GÖKSEL KONFERANS: ATATÜRK 1992.

This entry was posted in TARİHE - AYDINLANMAYA - CUMHURİYETE NOT DÜŞENLER. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *