Diktatör !..

…bu cümleye bakarak; oooo Bay RTE’de son yıllarda zaten belirtileri görülen “büyüklük saplantısı”tavan yaptı, demek zorunda.

Cümle aynen şöyle:

“Türkiye olarak (Türkiye demek, kendisi demek olduğuna göre) dünyaya demokrasi dersi vermeliyiz” diyor ve sonra…

…kimi olayları bu saplantısına örnek gösteriyor.Gezi Parkı eylemlerinde “milletin iradesine (yani kendisine) sahip çıktığından” giriyor.Gereken yerlere (nerelere?) ders verdiğine (değinmeden) üstelik halkın Gezi eylemleriyle kendisine demokrasi dersi verdiğini tabii es geçerek polisin, emri üzerine kanlı müdahalelerini faşist anlayışına demokrasi diye örnek gösteriyor…

Demokratik haklarını savunanlara karşı; “Daha yapacağımız çok iş, atacağımız adımlar var”diyerek kendinden olmayanlara uygulayacağı olası yeni faşist uygulamaları müjdeliyor.

Bakın; kendisini nasıl anlatıyor: “Türkiye davasına (elbette RTE’ye) kastedenler karşısında bir lidere, muhafız, bekçi gibi demokrasinin önünde siper olmak zorundasınız” diyor il başkanlarına.

Yerel seçimlerde AKP’nin yüksek oy almasını sağlayarak gelecek yıllarda Köşk’te mi olur, Başbakanlık’ta mı, her nerede olursa olsun, demokrasiye inanan insanların anasını ağlatacak yeni baskıcı uygulamalarını daha bugünden desteklemelerini istiyor örgütten.

Demokrasiye, halkın iradesine sahip çıktığı masallarıyla ağızları açık ayran budalası gibi alkışlayan başkanları bir güzel uyutuyor.

“Dünyaya demokrasi dersi verecek adam olarak” kendini tarif etmek için Gezi eylemlerini örnek olarak kullanıyor.

***

Ama nihayet haddini bilmez pek çok yöneticinin çoklukta olduğu bu ülkede yaşamıyor muyuz?

Bu son gelişme, demokrasimizin hangi ellerde olduğunun kanıtı, belki de halkın yüzde 50’sine “Oh nihayet dünyaya bizdeki yarım yamalak demokrasiyi öğretecek bir liderimiz oldu” diye göbek attıracak bir gelişme değil mi yani?

Bir filminde “dünyayı kurtaran adam” rolüyle dünyayı hayli güldüren Cüneyt Arkınımız vardı…

Şimdi “dünyaya demokrasiyi öğreteceğini ilan eden, Arkın’dan sonra dünyayı hayli güldürecek bir liderimiz” oldu!

Hâlâ bu gerçeğe inanmıyor, ola ki alaya mı alıyorsunuz?

***

Düne kadar Mısır darbesinin uluslararası kimi örgütlerin marifeti olduğunu söylüyordu. Darbeci Sisi’ye Batı yardımı keserse en büyük maddi desteğin Suudi Arabistan ve Katar’dan geleceği açıklanınca mavalı desteksiz kalıverdi.

Bu kez İsrail’in Mısır’da darbeyi tezgâhladığını -elinde belgeler olduğunu iddia ederek- söylüyor.

Belge nedir? 2011 yılında üstelik Fransa’da da dediği toplantı Tel Aviv’de, herkese açık. Konuşma metinleri hâlâ YouTube’de yayımlanan bir panele ait.

Bu panele Yahudi entelektüel biri ile İsrail’in Adalet Bakanı katılmış ve katılımcı entelektüel Yahudi, -RTE’ye göre-

“Mısır’da Müslüman Kardeşler seçimi kazansa da onlar kazanamayacaktır çünkü demokrasi sandık değildir” demiş, Bakan da başıyla bu sözleri onaylamış.

Ama söylem böyle mi? Yoksa Hürriyet’teki dünkü habere göre söylem;
“Müslüman Kardeşler iktidara gelirse demokrasi bunu istedi, demokrasi işlesin demem” biçiminde mi?

Üstelik adam kişisel görüşünü doğrulamak için Cezayir’de bunu yaptığını, pişman olmadığını da söylüyor.Şimdi iki değişik metinli belge İsrail’in Mısır darbesini tezgâhladığının kanıtı mı oluyor?

Tel Aviv RTE’nin iddialarına deli saçması demiyor ama üzerinde durulacak bir söz olarak nitelemediğini açıkladı.
Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest de “RTE’nin bugünkü (dünkü) sözlerini güçlü biçimde kınıyoruz” dedi ve Mısır’daki olaylarda İsrail’in “bir şekilde sorumlu olduğunu söylemek saldırgan, delilsiz ve yanlıştır” diye ekledi.

Dünyaya demokrasi öğretmek sevdası böylece ilk darbeyi yedi!

***

Kendisine diktatör diyenlere fena halde kükredi.

Bir iki kez RTE’ye diktatör diyenler oldu ise bu değerlendirmeyi diktatörlük özentisini örneklemek için söylemiş olabilir.İyi ama diktatöre özgü yetkilerle donanmasını istediği başkanlık sitemi dayatması ne ola?