DÜNYANIN EN BÜYÜK HAYDUT DEVLETİ AMERİKA’dır * UCM ve ABD * Bolton neden korkuyor? Suçluların telaşı içindeler! * Uluslararası Ceza Mahkemesi, ABD’yi soruşturmaya hazırlanıyor * Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden ABD’ye ağır suçlamalar

Hüseyin Vodinalı
aydinlik.com.tr, 16.9.2018

Bolton neden korkuyor? Suçluların telaşı içindeler!

Dünyayı demokrasi, insan hakları diye diye yaktılar, çocukları, kadınları, yaşlıları öldürdüler.Şimdi önceden yenen hurmalar, çöküş döneminde gelir bir yerleri tırmalar.

2002’de kurulan Hollanda’nın Lahey kentindeki Uluslararası Ceza Mahkemesi, ABD’nin dünya üzerindeki çatışma bölgelerinde işlediği savaş suçlarına yönelik soruşturma açtı.

Aslında sadece spesifik bir tanesi hakkında soruşturma başlatıldı.

2010 yılının 12 Şubatı’nda Afganistan’ın Gardez kentine yakın Hatiba Köyü’nü basan Amerikan askerleri, yeni doğan bebeğin kutlamasına katılan köy ahalisinden, muhtarı, polis şefini, 2 hamile kadını ve bir kız çocuğunu katletti. Bu, aslında kendilerine “Ölüm Takımı” adını veren ve kurbanlarının vücut parçalarını üzerlerinde hatıra diye taşıyan katiller sürüsünün işlediği suçlardan sadece bir tanesiydi. Afgan makamları da ABD ordusunun örtmeye çalıştığı bu suçu, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşıdı.

Mahkeme de soruşturma açılmasını kabul etti.

Darbeyi Lahey’den yiyen Sam Amca’nın feryadı, Kudüs’ten değil ama Washington’dan geldi. Trump’ın, Neocon faşist Siyonist “Ulusal Güvenlik” Danışmanı John Bolton, feryadı figan bağırıp çağırdı.

Washington’da muhafazakar Federal Society adlı kuruluşta bir konuşma yapan Bolton efendi, “UCM bizim için ölmüştür” dedi ve hakimleri resmen tehdit etti. Bolton, “ABD askerlerinin kaderini Venezuela ve henüz devlet olmayan Filistin Yönetimi gibi üyelerin bulunduğu bir mahkemenin eline bırakır mısınız? Biz bırakmayız” dedi.

Bolton, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Afganistan’da ABD askerlerinin işlediği savaş suçları konusunda soruşturma açması halinde, mahkeme yargıçlarına ABD’ye giriş yasağı getirme ve mahkemenin fonlarına da yaptırım uygulama tehdidinde bulunarak, “Böyle bir durumda seyirci kalmayız” ifadesini kullandı.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton “ABD vatandaşlarını ve müttefiklerimizi Uluslararası Ceza Mahkemesi soruşturmalarından korumak için ne gerekiyorsa yapacağız” diye konuştu.

BOLTON’UN SAVAŞ SUÇLARI

Behey kendini bilmez adam, ABD vatandaşı diye suç işleme özgürlüğün mü var? Sen ABD vatandaşlarını “üstün ırk mı” sayıyorsun. ABD’nin, 2. Dünya savaşı sonrası küresel çapta başlattığı yüzlerce çatışma ve savaşta tahmini olarak 20 milyon insan öldü.

Hiçbirinin hesabı sorulamadı. Hepsini burada ele almak imkansız, binlerce sayfalık ansiklopedi ciltlerini doldurur. Ama kısaca Bolton’u masaya yatırabiliriz. Çünkü bizzat kendisi de bir savaş suçlusu.

Nasıl mı? Anlatalım…

Birinci suçu, faşist Bush ekibinin bir üyesi olarak 2003’te Irak’ın acımasızca yalanlara dayanarak işgali, yıkımı, sivil halkın katledilmesi ve ülkenin paramparça edilmesindeki rolüdür.

Amerikan halkını yalanlara dayanarak bu işgale ikna etmekte Bolton çok kritik bir rol oynamıştır. Bu, BM kanunlarına göre nedensiz yere saldırı suçudur. Bush ekibinde Dışişleri Bakanlığı’nın silahların kontrolü ve uluslararası güvenlikten sorumlu müsteşar yardımcılığı görevinde bulunan Bolton açıkça bu suçu işlemiştir.

Bolton’un ikinci savaş suçu, Trump’ın Uluslararası Güvenlik Danışmanı olarak İsrail’in faşist yönetiminin Filistinlilere karşı uyguladığı “Apartheid” suçuna ortak olmaktır. Irak konusundaki ilk suçu gibi bu da Roma Tüzüğü’nün açık ihlalidir. Apatheid, sadece Güney Afrika’nın eski beyaz yönetimine has bir rejim suçu değil, İsrail’in de şu aşamada bizzat işlediği genel bir suçun adıdır.

Roma Tüzüğü’nde bu suç; “bir ırkın diğerine üstün olduğu gerekçesiyle rejim tarafından sistematik olarak işlenen ayrımcılık ve baskı uygulama suçu” olarak tanımlanır.

Bolton’un üçüncü savaş suçu ise biraz daha eskilere dayanıyor. 1980’lerde İran’daki muhalif Halkın Mücahitleri terör örgütüne verdiği destekler ile ilgili. Amerikan destekli şah yanlısı örgüt İran’da çok sayıda terör olaylarına ve bombalama eylemlerine katıldı. Çok sayıda sivili öldürdü. Bolton, Saddam rejimini ikna ederek bunlara Irak’ta üs verilmesini sağladı ve bu örgütten 180 bin dolar para aldı. Bu 180 bin dolarlık para karşılığnıda örgütün tüm toplantılarına katılıp açıkça destek verdi. New Yort Times bunu haberleştirdi. Terörist örgüt, Suudi Arabistan rejimi tarafından finanse ediliyordu.

John Bolton’un bizzat kendisi bu üç açık seçik tanımlanmış savaş ve insanlık suçundan dolayı Lahey’de yargılanmaya adaydır. Aslında tüm ABD yöneticileri işledikleri savaş suçlarından yargılanmalıdır.

Sadece ABD de değil.

Başta İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile ABD’deki Neocon ekip olmak üzere, savaş suçu işleyen Beyaz Bereliler ve teröre destek veren benzeri kişi ve oluşumlar, IŞİD ve El Kaide’nin kuruluşunda parmağı olanlar vs hepsi sırayla çıkmalıdırlar bu mahkemeye.

UCM’nın son kararı çok çok önemlidir.

Çünkü bu, 1966’da ünlü İngiliz filozof Bertrand Russel tarafından kurulan, Jean Paul Sartre’ın idari başkanı olduğu sanal bir mahkeme değil, uluslararası geçerliği olan yasal bir mahkemedir.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran anlaşma olan “Roma Tüzüğü” eski Başkan Bill Clinton döneminde 2000 yılında Amerika tarafından imzalanmış, ancak Senato’nun onayına sunulmamıştı. Sonraki Başkan George W. Bush ise Amerikalıların siyasi sebeplerle adil olmayan şekilde yargılanacaklarına ilişkin endişelerini dile getirerek imzayı geri çekmişti. Obama dönemindeyse Uluslararası Ceza Mahkemesi’yle gözlemci olarak işbirliği için bazı adımlar atılmıştı.

Ha bu arada…

Bolton’un bu galiz saldırı ve tehditlerine mahkeme kısa bir cevap verdi.

Ne mi dedi?

“İşimizi yapmaya devam edeceğiz” nokta. Bir de ek yapalım. Suriye’yi kendi tezgah ve kumpaslarıyla sürekli kimyasal silah kullanmakla suçlayan ABD’nin Gürcistan’da bir biyolojik silah tesisi olduğunu biliyor muydunuz?

Resmi adı, Richard Lugar Halk Sağlığı Araştırma Merkezi olan bu tesis, 2002’de ABD Ajanı Saakashvili dönemindeki anlaşmayla kuruldu. Bu tesiste denek olarak kullanılan çok sayıda kişinin hepatit yüzünden öldüğü bizzat eski Devlet Güvenlik Bakanı İgor Giorgadze tarafından açıklandı. Giorgadze, 2015 ve 2016’da bu tesiste deneylere katılan ve hepatit yüzünden ölen kişilerin listesini Moskova’daki basın toplantısında açıkladı. Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev de ABD’nin eski Sovyet Cumhuriyetleri’nde buna benzer tesisler kurduğunu 2015’te açıklarken Richard Lugar Merkezi’ni özellikle örnek vermişti.

ABD’nin dünya genelinde 25 ülkede yasadışı biyolojik savaş tesisi bulunuyor.

2013’te Çin Hava Kuvvetleri’nden Albay Dai Xu, Amerikan ordusunun Çin’e karşı yeni bir kuş gribi saldırısı yaptığını ileri sürmüştü. Dai’ya göre Amerikan ordusu H7N9 isimli kuş gribi virüsünü Çin’e karşı biyolojik savaş unsuru olarak sahaya sürmüştü.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bilgilerine sunulur.

Alın size Cenevre Konvansiyonu’na, BM yasalarına ve Biyolojik Silahlanma Anlaşması’na ihlal oluşturan yeni bir savaş suçu daha. Sam Amca’da suç bitmez. Yatacak yeri yok.

Ha bu arada eski müttefiği Fransa da ABD’nin tavrına ters düşecek biçimde UCM’ye maddi desteğini sürdüreceğini açıkladı.

E kurt kocayınca kuzulara maskara olurmuş.

Çanlar Bolton ve silah arkadaşları için çalıyor. (1)

KAYNAKLAR:

US Biological Warfare Program in the Spotlight Again

Top Three Charges on Which John Bolton Should be Tried at the International Criminal Court (ICC)

Why John Bolton Really Hates the International Criminal Court

21 Kasım 2017

Uluslararası Ceza Mahkemesi,
ABD’yi soruşturmaya hazırlanıyor

ABD’nin Afganistan’da işlediği savaş suçları Uluslararası Ceza Mahkemesinin gündeminde.  Uluslarası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Fatou Bensouda’nın ofisi geçtiğimiz yıl da ABD ve ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) Afganistan, Romanya, Litvanya ve Polonya’da savaş suçu işlediğini açıklamıştı. ABD 2001 yılında UCM’den çekilmiş ve imzaladığı İkili Dokunulmazlık Anlaşmaları’yla ABD vatandaşlarına UCM’de dokunulmazlık sağlamıştı.

CIA’in Martin Seligman’ın “öğrenilmiş çaresizlik” teorisini de kullanarak yeni işkence metodları geliştirdiği Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği isimli kuruluşun açtığı dava sonrası ortaya çıkmıştı. CIA’i yeni işkence metodları geliştirmek için psikanalist ve doktorlardan oluşan bir heyete 81 milyon dolar kaynak aktardığı ortaya çıkmıştı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Bensouda, ABD kuvvetlerinin ve CIA’nin Afganistan savaşı sırasında işlediği iddia edilen suçlarla ilgili soruşturma talebinde bulundu.

Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Fatou Bensouda, Afganistan savaşı sırasında işlendiği iddia edilen muhtemel savaş suçlarıyla ilgili soruşturma talebinde bulundu.

UCM tarafından yapılan yazılı açıklamada, Bensouda’nın, Afganistan savaşı sırasında, ABD kuvvetlerinin, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA) ve Afgan askerlerinin savaş suçları işlediğine dair iddialara ve Taliban’ın işlediği insanlık suçları iddialarına yönelik soruşturma talebinde bulunduğu belirtildi.

Açıklamada, ABD’nin UCM’ye üye olmasa bile ABD kuvvetlerinin iddia edilen savaş suçunu UCM’ye üye olan ülkede işlediği için sorgulanabileceği ifade edildi.

Başsavcı ABD’yi soruşturmakta kararlı

Açıklamada ayrıca, Bensouda’nın, ABD kuvvetlerinin yanı sıra, Afganistan’da ve UCM’ye üye diğer ülkelerde görev yapan CIA ajanlarının görevleri hakkında da soruşturma başlatmak istediği aktarıldı. Bensouda’nın ilk defa ABD’nin savaş suçu işlediği iddiasıyla soruşturma başlatmak istediği kaydedildi.

Bensouda, iki hafta önce, yaptığı ön soruşturmanın Afganistan’da “savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlendiğine inanılması için makul temel bulgu” sunduğundan soruşturma talebinde bulunacağını duyurmuştu. (2)

Birgün
15.11.2016

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden
ABD’ye ağır suçlamalar

Uluslararası Ceza Mahkemesi(UCM) tarafından hazırlanan raporda, ABD ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) Afganistan, Polonya, Romanya ve Litvanya’da savaş suçu işlediği iddia edildi.

UCM Başsavcısı Fatou Bensouda’nın ofisinden yayımlanan raporda, ABD askerleri ve CIA görevlilerinin söz konusu ülkelerde gözaltına aldıkları kişilere işkence yaparak savaş suçu işlemiş olabileceği belirtildi.

Raporda, Afganistan’daki ABD askerlerinin 1 Mayıs 2003 ve 31 Aralık 2014 tarihleri arasında gözaltındaki 61 kişiye işkence yaptığı, kötü muamele ettiği ve haysiyetlerini çiğnediği kaydedildi.

CIA görevlilerinin de Aralık 2002 ve Mart 2008 arasında Afganistan’ın yanı sıra Polonya, Romanya ve Litvanya’da gözaltındaki 27 kişiye işkence yapmış, kötü muamele etmiş, onurunu kırmış ve tecavüz etmiş olabileceğine işaret edilen raporda, söz konusu suistimallerin çoğunun 2003-2004 dönemine ait olduğu ifade edildi.

ABD’nin işlemiş olabileceği savaş suçlarının bireysel eylemlerden ziyade zanlılardan istihbarat almak için uygun görülen sorgulama teknikleri olduğu vurgulanan raporda, kasti olarak fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan mağdurların, temel insan onurlarının küçük düşürüldüğü belirtildi. UCM savcıları tarafından yapılan açıklamada da Afganistan’da geniş çaplı bir soruşturma açılmasında yetki istenip istenmeyeceği konusunda “kısa süre içinde” karar verileceği bildirildi.

Savcılar, CIA’in Polonya, Romanya ve Litvanya’daki gözaltı merkezlerinde işlemiş olabileceği suçlarla ilgili söz konusu ülkelerde soruşturmaların devam ettiğini vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Elizabeth Trudeau, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, ABD’nin UCM raporunun “haklılığı kanıtlanmış ve uygun” olduğuna inanmadığını söyledi.

Trudeau, “ABD savaş hukukuna derinden bağlıdır ve uluslararası standartlardan fazlasını karşılayan ulusal soruşturma ve hesap verilebilirlik sistemimiz var.” ifadesini kullandı.

ABD UCM’yi tanımıyor

UCM, İtalya’nın başkenti Roma’da 15 Haziran-17 Temmuz 1998’de Birleşmiş Milletler’in girişimiyle toplanan konferansta alınan kararlar ve kabul edilen statüyle kurulmuştu.

Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan UCM, soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları gibi iddiaları inceliyor. UCM’nin kurulmasını öngören Roma Statüsü’ne halihazırda 124 ülke taraf.

ABD’nin eski başkanlarından Bill Clinton, 31 Aralık 2000’de Roma Statüsü’nü imzalamış, ancak Clinton’dan sonra iktidara gelen George W. Bush, ABD hakkında siyasi nedenlerle haksız davalar açılabileceğini öne sürerek Roma Statüsü’nden vazgeçmişti. (3)

KAYNAKLAR 
(1) https://www.aydinlik.com.tr/bolton-neden-korkuyor-suclularin-telasi-icindeler-huseyin-vodinali-kose-yazilari-eylul-2018
(2) http://yekvucut.com/tenkit/uluslararasi-ceza-mahkemesi-abdyi-sorusturmaya-hazirlaniyor/
(3) https://www.birgun.net/haber-detay/uluslararasi-ceza-mahkemesi-nden-abd-ye-agir-suclamalar-135646.html

Naci Kaptan 19.09.2018

This entry was posted in ABD - AB - EMPERYALIZM, FAŞİZM. Bookmark the permalink.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *